Hiroşima’ya atılan atom bombasının hatırası ve nükleer caydırıcılığın ‘aptallığı’

Cumartesi günü Hiroşima kurbanlarının anıtı önünden geçen büyük bir meşale (EPA)
Cumartesi günü Hiroşima kurbanlarının anıtı önünden geçen büyük bir meşale (EPA)
TT

Hiroşima’ya atılan atom bombasının hatırası ve nükleer caydırıcılığın ‘aptallığı’

Cumartesi günü Hiroşima kurbanlarının anıtı önünden geçen büyük bir meşale (EPA)
Cumartesi günü Hiroşima kurbanlarının anıtı önünden geçen büyük bir meşale (EPA)

Dünya genelinde büyüyen bir nükleer tehdidin ortasında Japonya, pazar günü (6 Ağustos) İkinci Dünya Savaşı’nı bitiren Hiroşima’nın ABD tarafından atom bombası ile hedef alınmasının 78. yıldönümünü andı. Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, nükleer caydırıcılık politikasını ‘başarısız’ olarak nitelendirerek, nükleer silahların imha edilmesi çağrısında bulundu.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı nedeniyle nükleer silah kullanma olasılıkları artarken, dünyadaki ilk nükleer saldırının kurbanları dün anıldı. Söz konusu saldırı, hem Japonya Başbakanı Fumio Kişida hem de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından kınandı.

ABD'nin Hiroşima'ya atom bombası atmasının 78. yıldönümüyle eş zamanlı olarak atom bombasının yapım hikayesini anlatan ‘Oppenheimer’ filmi, ABD’de büyük bir başarı elde etti. Bazı izleyiciler, Hiroşima saldırısı ve bu saldırıdan 3 gün sonra yani 9 Ağustos 1945’te bombalanan Nagazaki’de nükleer silahların neden olduğu yıkımı büyük ölçüde görmezden geldiği için filmi eleştirdi.

frg
Japonya Başbakanı Fumio Kişida, 21 Mayıs 2023’te Hiroşima’daki G7 zirvesinde bir konuşma yapıyor (Reuters)

Reuters’e göre filmin Japonya’da gösterime gireceğine dair henüz açıklama yapılmadı. Japonya’daki tartışma, ‘Oppenheimer’ ile aynı gün gösterime giren ‘Barbie’ filmi etrafında da dönüyor. Dağıtım şirketi, hayranlar tarafından yayınlanan ve filmin kahramanlarının görüntülerinin nükleer patlama görüntüleriyle montajlandığı görüntülerden yararlandı.

Hiroşima, Mayıs ayında da gündemdeydi. Japonya Başbakanı Kişida, ülkenin batısındaki Yedi Büyük Sanayileşmiş Ülkeler Grubu (G7) zirvesine ev sahipliği yaptı.

fvgr
Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, cumartesi günü Hiroşima’da bir barış bildirisi okudu (AFP)

G7 liderleri, silahsızlanma konusundaki kararlılıklarını ifade eden bir bildiri yayınladı. Liderler, nükleer silahların saldırganlığı caydırmak ve savaşı önlemek için kullanılmaları gerektiğini belirtti.

Barış çanı, pazar günü bombanın atıldığı saat olan, yerel saatle 08:15’te çaldı. Açık alanda düzenlenen anma törenine aralarında o gün saldırıdan sağ kurtulanlarında bulunduğu yaklaşık 50 bin kişi katıldı ve herkes kurbanlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, Başbakan Kişida’nın da katıldığı törende “Bununla birlikte, nükleer tehditte bulunan devletler olduğu gerçeği göz önüne alındığında, dünyanın dört bir yanındaki liderlerin nükleer caydırıcılığın başarısız olduğu gerçeğiyle yüzleşmeleri ve bizi acı gerçeklerden ideal olana taşımak için acilen somut adımlar atmaya başlamaları gerekmektedir” açıklamasında bulundu.

zxsacdf
Pazar günü Hiroşima’nın bombalanmasının yıldönümünde Motoyasu Nehri'nde kağıt işaret fişekleri fırlatmaya hazırlanıyorlar (AFP)

Başbakan, nükleer silahlardan arındırılmış bir dünyaya giden yolun her geçen gün zorlaştığını söylerken, bu durumun bu hedefe yönelik uluslararası ivmeyi yeniden tesis etmeyi daha önemli hale getirdiğini dile getirdi. Kişida, “Hiroşima ve Nagazaki’de nükleer silahların neden olduğu yıkım asla tekrarlanmamalı” dedi.

Ailesi Hiroşimalı olan Başbakan, savaş sırasında atom bombasına maruz kalan tek ülke olan Japonya’nın nükleer silahsız bir dünya için çabalarını sürdüreceğini vurguladı. Başbakan Fumio Kişida, “Uluslararası toplum içinde nükleer silahsızlanma ve Rusya’nın nükleer tehdidi konusunda artan bölünmeler nedeniyle bu hedefe giden yol giderek zorlaşıyor” dedi.

Kişida’nın açıklaması öncesinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de açıklamada bulundu. Guterres, bazı ülkeleri ‘pervasızca yeniden nükleer tehdit savurmakla’ suçladı.

Guterres, “Dünya liderleri bu şehri ziyaret ettiler, harabelerini gördüler, hayatta kalan cesur insanlarla konuştular. Nükleer silahlanma konusunu kendi üzerlerine almak için daha cüretkâr bir şekilde davrandılar. Onlar daha fazlasını yapmalı; Çünkü nükleer savaşın davulları yeniden çalıyor” dedi.

BM Genel Sekreteri, “Bu tehditler karşısında uluslararası toplum tek ses olarak konuşmalıdır. Nükleer silahların herhangi bir şekilde kullanılması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Japonya, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı nedeniyle üst üste ikinci yıl Rusya veya Belarus’u törene davet etmedi.

ABD tarafından 6 Ağustos’ta Hiroşima’ya atılan bomba binlerce kişiyi öldürdü. Ölümler, yıl sonuna kadar yaklaşık 140 bin kişi ile devam etti. Saldırının ardından Japonya, 15 Ağustos’ta teslim oldu.



Körfez, ABD-İran müzakerelerine arabuluculuk mu yapıyor?

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al-Sani ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkiyan ile görüşmesi sırasında, Tahran, 19 Şubat 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al-Sani ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkiyan ile görüşmesi sırasında, Tahran, 19 Şubat 2025 (AFP)
TT

Körfez, ABD-İran müzakerelerine arabuluculuk mu yapıyor?

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al-Sani ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkiyan ile görüşmesi sırasında, Tahran, 19 Şubat 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al-Sani ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeshkiyan ile görüşmesi sırasında, Tahran, 19 Şubat 2025 (AFP)

Katar Emiri Tahran'ı ziyaret ederek hem İran Dini Lideri'yle hem de Cumhurbaşkanı'yla görüştü. Resmi haberlerde iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin yanı sıra, ortak ilgi alanına giren bir dizi bölgesel ve uluslararası konunun görüşüldüğü yönünde haberler yer alırken, ziyaretin bu zamanda yapılmasının amacına dair sorgulamalar devam etti.

Ziyaret, bölgenin bazıları koordinasyon, bazıları ise herhangi bir şekilde gerilimin artmasından kaçınmak için arabuluculuk gerektiren meydan okumalarla karşı karşıya olduğu bir zamanda gerçekleşiyor olması bakımından önem taşıyor. Dolayısıyla Tahran ve Doha arasındaki dostane ve güçlü ilişkilere rağmen, ki bu ilişkilerin bir kısmı ekonomik açıdan da önemli, mevcut zamanlamanın Washington ve Donald Trump yönetimiyle ilgisi olabilir.

Hamaney, ziyaret sırasında, Tahran ile Washington arasında 2023'te imzalanan tutuklu değişimi anlaşmasından bu yana ABD'nin talimatıyla dondurduğu İran fonları için Katar'a sitem etme fırsatını kaçırmadı.

İran'ın Körfez ülkeleriyle ilişkileri rekabetten dostluk ve tarafsızlığa kadar çeşitlilik gösteriyor. Katar'ın çıkarları, Katar yönetiminin bölgede arabuluculuk rolü üstlenme isteği ve İsrail'e karşı direniş sloganlarını benimsemesi Doha ile ilişkilerini güçlendirdi. Katar, diğer Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerine göre İran ile daha yakın ilişkilere sahip. Buna ilave olarak, ortak açık deniz gaz sahası konusunda aralarındaki ekonomik ilişkiler güçleniyor. Kuzey Sahası olarak adlandırılan bu doğal gaz sahası, dünyanın en büyük kullanılmayan doğalgaz rezervlerinden biri ve jeolojik olarak İran'ın Güney Pars sahasına komşu. Bu ise her iki ülke için büyük ekonomik potansiyel yaratıyor.

Taraflar ayrıca terörizm, uyuşturucu ve insan ticareti, kara para aklama ve diğer suç faaliyetleriyle mücadele alanlarında iş birliğini kapsayan bir Güvenlik Anlaşması imzaladı. 2011 yılında Rusya ile birlikte Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu'nu kurdular. Ayrıca 2014 yılında ticaret hacmini daha da artırma konusunda mutabakata vardılar ve İran'ın Buşehr Limanı ile Katar'ın Doha ve Ruveys Limanlarında üç serbest ticaret bölgesinin kurulacağını duyurdular.

Buradan İran'ın diğerlerine karşı bazı Körfez ülkeleriyle güçlü ilişkiler kurabilmek için nasıl uygun bir fırsat bulduğu ve bu sayede kendisine karşı herhangi bir ittifak kurma fırsatını nasıl engellediği anlaşılıyor. Şimdi de Körfez ülkelerinin Tahran ile Washington arasında arabulucu rolünü sürdürmeleri için bu ilişkilerden yararlanmaya çalışıyor.

İran'da yakın zamanda bir yetkili, birinci Trump döneminde Umman Sultanlığı'nın arabuluculuğuna benzer dolaylı arabuluculuklardan yararlanıldığını belirterek, İran ile Washington arasında doğrudan diyalog olması gerektiğini belirtti. O dönemde Tahran'ın Umman dışında İsviçre gibi başka arabuluculukları tercih edebileceği belirtilmişti.

Ancak Katar Emiri'nin şimdi İran’ı ziyaret etmesi, ziyaretin amacının İran ile Trump arasında doğrudan görüşmelere arabuluculuk yapmak olabileceği ihtimalini gündeme getirebilir. Hele de Tahran’ın, Amerikan başkanıyla iki tarafın, çarşı esnafı ile anlaşmalar adamının çok iyi olduğu bir şeye, müzakere ve pazarlığa başlama anını beklediği göz önüne alınırsa. Yani İran, Trump ile müzakere yolunun taşlarını döşemeye çalışıyor ve Trump'ın petrol sektörüyle bağlantılı taraflara yaptırım kararının yanı sıra, azami baskı politikalarını uygulamaya koyacak kararı imzaladığı bir dönemde arabulucu olarak Katar Emiri'ne başvurdu. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre İran, Joe Biden döneminde günlük yaklaşık 1,7 milyon varil petrol satarken, Trump'ın ilk döneminde olduğu gibi günlük yaklaşık 300 bin varil petrol satmaya geri dönmekten endişe ediyor.

Öte yandan Binyamin Netanyahu'nun Trump'ı İran tesislerine yönelik saldırısını desteklemeye zorlama niyetinden bahseden ABD’li istihbarat raporları ortaya çıkarken, Tahran, saldırının gerçekleşmesi durumunda seçeneklerinin ne olacağını açıkça ortaya koydu. Bunlar arasında İsrail'e daha güçlü füzelerle karşılık vermek, ayrıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan çekilmeye çalışmak ve barışçıl nükleer doktrinini askeri doktrine çevirmek de yer alıyor.

İran tehditkâr açıklamalar yapma konusunda başarılı olsa da buna paralel olarak diplomasi yolundan ayrılmıyor. Dahası Katar Emiri'nin ziyareti, Körfez ülkeleriyle gelişen ilişkilerini Trump yönetimi ile arasında arabuluculuk için kullanma girişimi kapsamında olabilir. Riyad’tan da belki bunu yapmasını istedi ya da isteyecek. Nitekim Suudi Arabistan’ı Washington'a baskı yapmaya veya mesajlarını iletmeye itmek için aralarındaki uzlaşı anlaşmasından yararlanmaya çalışıyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.