Zelenskiy: ABD ve Almanya'nın hava savunma sistemleri çok etkili

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (EPA)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (EPA)
TT

Zelenskiy: ABD ve Almanya'nın hava savunma sistemleri çok etkili

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (EPA)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (EPA)

Rusya, Ukrayna’da bir kan nakli merkezinin de hedef alındığı hava saldırılarını sürdürürken Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, dün, Ukrayna’nın ABD ve Almanya’nın hava savunma sistemlerinden ‘önemli sonuçlar’ aldığını açıkladı.

Rusya, dün başkent Moskova’da insansız hava aracı (İHA) ile son bir hafta içinde düzenlenen üçüncü saldırıda bir İHA’nın daha düşürdüğünü duyururken, hem Rus hem de Ukraynalı yetkililer tarafından yapılan açıklamalarla Ukrayna'nın Kırım'ı anakaraya bağlayan iki köprüyü bombaladığı bildirildi.

Her iki ülke de diğerinin ordusunu, silah depolarını ve altyapılarını hedef alan saldırılarını yoğunlaştırırken Ukrayna, Rusya işgalinin geçtiğimiz yıl Şubat ayında başlamasından bu yana ülkenin güneyindeki ve doğusundaki bölgelere giren Rus güçlerini bu bölgelerden çıkarmaya çalışıyor.

Rusya'nın atadığı Kırım Valisi Sergey Aksenov, Moskova'nın 2014 yılında Ukrayna'dan ilhak ettiği Kırım’a giden Çongar Köprüsü’nün Ukrayna tarafından düzenlenen füze saldırısı sonucunda hasar gördüğünü açıkladı.

Aksenov açıklamasında, Kırım’ın Ukrayna anakarasına bağlayan üç karayolu bağlantısından birinin de Henichesk kasabası yakınlarında bombalandığını belirtti.

Yine her iki taraftan yetkililerin açıklamalarına göre Rusya'yı Kırım'a bağlayan üçüncü bir köprü ise cuma gecesi Ukrayna Donanmasına ait bir İHA’nın patlayıcılar taşıyan bir Rus yakıt tankerini hedef alması sonucu halen trafiğe kapalı kalmaya devam ederken yetkililer 24 saat içinde İHA’lı benzer bir saldırının daha düzenlendiğini bildiriler.

Zelenskiy’den ABD ve Alman savunma sistemlerine övgü

Zelenskiy dün gece bir video kaydı aracılığıyla yaptığı açıklamada, ABD yapımı Patriot ve Alman yapımı Iris-T gelişmiş füze savunma sistemlerinin, ‘güçlü ve çok etkili olduklarını ve şimdiden önemli sonuçlar verdiklerini’ söyledi.

Zelenskiy, Ukrayna'nın geçtiğimiz hafta çeşitli tiplerde 65 füzenin ve 87'si İran yapımı Şahid model olmak üzere 178 İHA’nın düşürülmesi dahil olmak üzere Rusya’nın hava saldırılarının ‘önemli bir bölümünü’ engellediğini belirtti.

Ukrayna ordusundan yapılan açıklamada ise Rusya'nın 30 füze fırlattığı ve 48 hava saldırısı düzenlediği bildirildi.

Ukrayna ordusu tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, “Ne yazık ki siviller arasında ölenler ve yaralananlar var. Evler ve sivil altyapı tesisleri yıkıldı” denildi.

Son saldırılardan önce Zelenskiy, cumartesi günü geç saatlerde Harkov'un doğusunda, cephe hattının 16 kilometre uzağında bulunan Kupiansk kasabasındaki bir kan merkezine hava saldırısı düzenlendiğini belirtmiş, ‘bir savaş suçu’ olarak nitelediği saldırıda ölü ve yaralıların olduğunu söylemişti.

Rusya, binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine ve şehirlerin yerle bir olmasına yol açan Ukrayna’yı işgali sırasında sivilleri ve askeri hastaneleri kasten hedef almadığında ısrar ediyor.

Öte yandan Moskova'daki Vnukovo Havaalanı yetkilileri, dün, kontrolleri dışında olduğunu söyledikleri açıklanmayan nedenlerden ötürü havaalanını kapatma kararı alırken Moskova Belediye Başkanı Sergei Sobyanin, dün başkentin güneyinde bir İHA’nın düşürüldüğünü açıkladı.

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın batısındaki Rivne ve Hmelnitski şehirleri ile güneyindeki Zaporijya bölgesindeki hava üslerini hedef alan başarılı saldırılar gerçekleştirildiğini duyurdu.

Hmelnitski Vali Yardımcısı Serhiy Tyurin, hedef alınan yerler arasında Starokostyaniv'deki bir askeri hava alanının da olduğunu söyledi. Tyurin, füzelerin çoğunun düşürüldüğünü, ancak füzelerden bazılarının birkaç eve, bir kültür merkezine ve bir otobüs terminaline zarar verdiğini ve bir tahıl ambarının da alev aldığını aktardı.

Ukrayna, iki ay önce güneyindeki ve doğusundaki topraklarının yaklaşık beşte birini işgal eden Rusya ordusunu bu bölgelerden çıkarmak amacıyla zorlu bir karşı saldırı başlatmıştı.



Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
TT

Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)

Refik Huri

ABD, “uluslar inşa etme” başlıklı savaş döneminden Ukrayna, Gazze ve İran nükleer dosyasında acil uzlaşılar dönemine geçişi tamamlıyor. Her iki durumda da ABD dünyadaki komplikasyonları anlamaktan aciz gibi görünüyor.

Savaşlar döneminde, Başkan George W. Bush başkanlığında neo-muhafazakarlar, el-Kaide’nin New York'taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik saldırısını Afganistan'ı, ardından Irak’ı istila etme, Taliban ile Başkan Saddam Hüseyin rejimlerini devirme, dönemin ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice’ın, “Yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı planı gerçekleştirmeye çalışarak dünyayı zorla değiştirme hırsları için kullandılar.

Başkan Donald Trump'ın varmaya çalıştığı uzlaşılar döneminde ise itici güç anlaşmalar politikasıdır. Dünya Trump'ın ve etrafındaki oligarşinin gözünde savaş alanı değil, bir borsadır. Ukrayna, Gazze ve nükleer dosyada zor uzlaşılar için müzakereleri yürüten kişi ise krizler, savaşlar, jeopolitik ve stratejik çatışmalar dünyasında deneyimsiz olan gayrimenkul geliştiricisi Steve Witkoff'tur.

Beyaz Saray'daki karar alıcıya gelince, temsilcisinden daha deneyimli değil ve kararlarında içgüdü ile basit algıya güveniyor, bu şekilde ABD'yi değiştirmek istedi ve karmaşık bir dünyaya tosladı. Kendilerine hizmet eden anlaşmalara açık olsalar bile, ideoloji tarafından yönlendirilen üç oyuncu ile canlı yayında dilediği iyi dilekler ve iyi niyetli çağrılarla başa çıkmaya çalıştı. Bunlardan ilki, yorumcu Nahum Barnea tarafından “iki ayak üzerinde yürüyen bir yanlış anlama” olarak tanımlanan Binyamin Netanyahu’dur. İkincisi, İmam Humeyni'nin dediği gibi, ABD'ye düşmanlığı devrimin temellerinden biri saymaya bağlı kalan, İslam Cumhuriyeti'nin güçlü bir devlet ve Devrim Muhafızları’nın anayasaya göre ihraç etme görevini üstlendiği bir devrim olduğunda ısrar eden İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney’dir. Sonuncusu, istihbarattan Kremlin liderliğine yükselen, ABD, Avrupa ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Sovyetler Birliği'nin devrilmesinden sonra “tarihin sonu” olduğunu hayal ederek muzaffer gibi davranan herkesten Rusya’nın intikamını almaya başlayan tecrübeli Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir.

ABD Taliban’ı devirdikten sonra en uzun Amerikan savaşı haline gelen Afganistan'da 18 yıl boyunca savaştı ve “uluslar inşa etme” planını uygulamaya çalıştı.  General Stanley Allen McChrystal’ın dediği gibi, ABD, “geleneksel yollarla devrimci hedeflere ulaşmak istedi.” Yine ABD’nin en önemli komutanlarından olan McChrystal’a göre “başarı ölçeği öldürdüğümüz Taliban unsurlarının sayısı değil, aksine koruduğumuz nüfus sayısıdır.” Bir görgü tanığına göre, ABD’den yardımlar alanlar ve gündüz polikliniklerinde tedavi edilenler, geceleri ona karşı savaşıyorlardı. ABD, eski istihbarat direktörü Richard Helms'in şu sözlerini okumadı: “Ortadoğu politikaları ile ilgili tüm saçmalıkları unutun ve yüzyıllık ömürleri olan hususlara, dini mezhepler, aşiretler, kabileler ve etnik kökenlere dikkat edin.” Yine ABD, “Bir Afgan'ı kiralayabilirsiniz ama satın alamazsınız” diyen kişinin tavsiyesini dikkate almadı ve savaş Taliban’ın iktidara dönmesi ve kendisinin Kabil'den aşağılayıcı bir biçimde çekilmesiyle sona erdi.

ABD Irak'ı da kısa bir fırtınalı savaşın ardından işgal etti, Saddam Hüseyin rejimini devirdi ama çok geçmeden sokaklarında boğuldu. Terör diye adlandırdığı eylemlerle şiddetli bir direnişle karşı karşıya kaldı. Demokrasinin Irak'tan bölgeye yayılarak onu kaplayacağını hayal etti. Richard Perle'in dediği gibi saf bir şekilde “Saddam'ın devrilmesinin İranlıları Mollalar diktatörlüğünden kurtulmaya motive edeceğine” inandı. Ama bunun yerine Irak'ı “şer ekseni” içinde yer alan İslam Cumhuriyeti'ne altın bir tabakta sundu.

ABD anayasa uzmanı Noah Feldman'ın “hızlı seçimler yapmak demokrasiye hizmet etmeye kendisini adamamış, yanlış kişileri iktidara getirir” sözünü görmezden geldi. Irak'ın mutlak yöneticisi olarak atanan, ordunun ve Baas Partisi'nin dağıtılmasını emreden bilgisiz Paul Bremer da en azından şu itirafta bulundu: “Zaferden sonra Irak'taki güvenlik tehditlerine karşı koymaya hazır değildik.” Irak hükümetinin Amerikan güçlerinin yardımına ihtiyacı olmasına rağmen, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinden sonra İran’ın taraftarlarının bu güçlerin ülkeden hızla çekilmesi talebinin gerileyeceğini gösteren hiçbir şey yok. Artık Ahmet eş-Şara’nın başkanlığı konusunda rahatlamış olan Amerikan güçleri de kendisine karşı eylemlerde bulunan İran ve Suriye rejimleri arasında sıkışmış değil.

Steve Coll, “Aşil Tuzağı: Saddam Hüseyin, CIA ve ABD’nin Irak İşgalinin Kökenleri” kitabında: “Saddam'ın dayısı, eğitimcisi ve öğretmeni Hayrullah Kifah’ın, ailenin felsefesini ‘Allah üç şeyi yaratmamalıydı; Persler, Yahudiler ve sinekler’ şeklinde özetlediğini” anlatır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline gelince, Başkan Vladimir Putin bunu NATO’nun Rusya sınırlarına yaklaşmasına ve neo-Nazilerin Kiev’i kontrol etmesine karşı kendini savunmak olarak tasvir ediyor. Ukraynalı gazeteci Illia Ponomarenko ise “Sana nasıl olduğunu göstereceğim” kitabında böyle olmadığına inanıyor ve şöyle diyor: “Ukrayna savaşının NATO ve hayali Batı tehditleriyle hiçbir ilgisi yok. Aksine, bu işgal, devleti Rus halkının çıkarlarına değil, kendi çıkarlarının hizmetine sunan bir diktatörün deliliğiyle ilgilidir.” Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre buna ilave olarak, Putin Gürcistan'dan iki bölgeyi koparıp aldı, oğul Bush ve Obama ile bağları iyi olduğunda da Kırım'ı ilhak etti.

Kimse Trump'ın üç karmaşık sorunu çözecek anlaşmalarda nasıl başarılı olabileceğini bilmiyor. Bu sorunların ilki, İran'ın uranyum zenginleştirmesini ve yaptırımlara katlandıktan, nükleer eşikteki devlet olmak için milyarlarca dolar harcadıktan sonra nükleer silah sahibi olmasını önlemektir. İkincisi, Putin’in üçüncü yılında olmasına rağmen halen “özel operasyon” olarak adlandırdığı kapsamlı savaşı durdurmayı kabul etmesi için Cumhurbaşkanı Zelenskiy’yi, Kırım ve çoğu şu anda Rusya tarafından işgal edilmiş dört bölgenin kaybını kabul etmeye zorlamaktır. Üçüncüsü, Netanyahu’yu, savaşı bitirmeye ve Hamas hareketi ile İsrail'deki aşırı radikal hükümet arasındaki bir anlaşmayla rehineleri geri getirmenin bedeli olarak yıktığı Gazze'den çekilmeye zorlamaktır. Ama İsrail’in aşırı radikal hükümeti, Filistin devletini reddediyor ve Batı Şeria'yı ilhak etmekte diretiyor, eski rejimin silahlarının yok edilmesinden, onunla imzalanan güçleri ayırma anlaşması bölgesinin işgalinden sonra Suriye'deki yeni durumdan memnun, ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'a şiddetli darbeler indirmeye de devam ediyor.

İronik olan, bu anlaşmalarda varsayılan başarının sadece statükoyu kabul etme ve “hakkın gücünden güç ile dayatılan hakka geçiş”ten ibaret olmasıdır.

Pascal De Sutter “Bizi Yönetenler” kitabında şöyle der: “En çılgın insanlara, kibirli ve yalancılara oy veriyoruz, çünkü hataları bize kendimiz hakkında güven veriyor. Bu yüzden bizim gibi olanlara oy veriyoruz.” ABD de bu konuda ilk değil, aksine listenin sonunda.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.