Su anlaşmazlığı, İran ile Taliban arasında bir savaşı tetikleyebilir mi?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (Reuters)
TT

Su anlaşmazlığı, İran ile Taliban arasında bir savaşı tetikleyebilir mi?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (Reuters)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada Taliban hareketine bir uyarıda bulunarak, “Afganistan’dan gelen su temini konusundaki anlaşmaya saygı göstermezseniz, sonuçlarına katlanırsınız” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg gazetesinden aktardığı habere göre, Taliban hareketinin önde gelen bir yetkilisi, Reisi’nin açıklamalarına alaycı bir yanıt verdi.

Söz konusu yetkili, Reisi’ye 20 litrelik damacana hediye etmeyi teklif ederek, korkunç ültimatomlar vermeyi bırakmasını söyledi.

Yaklaşık bir hafta sonra sınırda çıkan çatışmada İranlı iki sınır muhafızı ve bir Taliban üyesi öldü.

Konuya yakın bir kaynak, Taliban hareketin savaşa hazır olduğunu belirterek, bölgeye binlerce üyesini ve yüzlerce intihar bombacısını gönderdiğini söyledi.

ABD ile 20 yıl süren savaşın ardından, küresel ısınmanın etkileri ülkelerine ulaşırken, Taliban liderleri kendilerini komşularıyla bu konuda tartışırken buldu.

İran ile tükenen su kaynakları konusunda devam eden anlaşmazlık, halihazırda istikrarsız olan bölgenin istikrarsızlığını şiddetlendiriyor.

Uluslararası Kriz Grubu bünyesinde Afganistan konusunda danışman olan Graeme Smith, “Helmand Nehri Havzasındaki su kıtlığı, ülkedeki yüksek sıcaklıklar, yağışlarda büyük artışlar ve ardından şiddetli kuraklıklar yaşarken iklim değişikliğinin bir sonucudur. Ülkedeki sıcaklıklar 1950’den bu yana 1,8 derece arttı” dedi.

Afganistan ile İran arasında bulunan Hilmend Su Yolu üzerindeki su sorunu 1973’te varılan anlaşmayla çözüme kavuşmuştu.

İran, 1973’te Helmand’dan normal iklim koşullarında Afganistan’a yıllık belirli miktarda su sağlamak için bir anlaşma imzaladı.

Bu, ülke genelindeki Afgan Hindukuş dağlarından İran’a kadar bin kilometreden fazla uzanan bir su yolu ile yapılıyor.

Afganistan’ın en uzun nehrinden gelen su, tarım için elzem ve sınırın her iki tarafında milyonlarca insan tarafından tüketiliyor.

İran, Taliban’ın Ağustos 2021’de iktidara geldiğinden bu yana su kaynaklarını azalttığını ve Afgan tarafının anlaşmanın gerektirdiğine bağlı kalmadığını öne sürdü.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, İran’ın Helmand’dan gelen sulardaki haklarına ilişkin Taliban hükümeti ile yapılan ön anlaşmaların geçerli olduğunu söyledi.

2021 yazında İran’ın başına geçen Reisi, ülkenin en fakir ve susuzluktan en çok etkilenen bölgesi Sistan ve Belucistan’a yaptığı ziyarette, “Sözlerimi ciddiye alın, Afganistan yetkililerini ve yöneticilerini Sistan halkının su haklarına saygı göstermeleri konusunda uyarıyorum” diye konuştu.

Taliban Sözcüleri Zabihullah Mücahid ve Bilal Kerimi, yorum taleplerine cevap vermedi.

Mücahid, Mayıs ayında yaptığı açıklamada Reisi’nin sözlerinin uygunsuz olduğunu ve ilişkilere zarar verebileceğini söylemişti.

Taliban hükümetinin Dışişleri Bakan Emirhan Muttaki, sorunun yalnızca kuraklık krizinden kaynaklandığını, Afganistan’ın iki ülkenin imzaladığı anlaşmaya saygı duyduğunu ve İran’ın su haklarına bağlı olduğunu dile getirdi.

Ancak diplomasi çağrılarına rağmen, Taliban ‘su savaşına’ hazırlandı.

Durumun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, Taliban’ın bölgeye asker ve canlı bomba göndermenin yanı sıra ABD’nin geride bıraktığı yüzlerce askeri araç ve silahı konuşlandırdığını öne sürdü.

İranlı milletvekilleri, Haziran ayında Sistan ve Belucistan’daki durumun giderek zorlaştığını ve insanların suya erişimi olmazsa bir ‘insani felaket’ yaşanabileceği konusunda uyardı.

Yerel basına göre, geçen yıl 10 binden fazla aile eyalet başkentini terk etti.

İran’daki en az 300 bölge, şiddetli su stresiyle karşı karşıya.

Bir akademisyene göre, yaklaşık 20 milyon insan, arazi tarım yapılamayacak kadar kuru olduğu için şehirlere taşındı.



Rusya, Ukrayna'nın Dnipropetrovsk bölgesindeki bir köyün kontrolünü ele geçirdi

Donetsk'teki cephe hattının yakınında eğitim sırasında kafes zırhla donatılmış bir Stryker zırhlı araçtan inen Ukrayna askeri (Reuters)
Donetsk'teki cephe hattının yakınında eğitim sırasında kafes zırhla donatılmış bir Stryker zırhlı araçtan inen Ukrayna askeri (Reuters)
TT

Rusya, Ukrayna'nın Dnipropetrovsk bölgesindeki bir köyün kontrolünü ele geçirdi

Donetsk'teki cephe hattının yakınında eğitim sırasında kafes zırhla donatılmış bir Stryker zırhlı araçtan inen Ukrayna askeri (Reuters)
Donetsk'teki cephe hattının yakınında eğitim sırasında kafes zırhla donatılmış bir Stryker zırhlı araçtan inen Ukrayna askeri (Reuters)

Rus devlet medyası bugün, Rusya'nın iki ay içinde 950 kilometrekarelik bir alanı ele geçirmesinin ardından, Rus güçlerinin Ukrayna'nın orta doğusundaki Dnepropetrovsk bölgesinde bir köyü ele geçirdiğini bildirdi. Ukraynalı kaynaklardan ya da Rusya Savunma Bakanlığı'ndan herhangi bir doğrulama gelmedi.

Moskova ile Kiev arasındaki barış görüşmelerini ilerletme çabaları ortasında, Rus güçlerinin Ukrayna'nın Sumi bölgesinin 200 kilometrekarelik bir bölümünü ele geçirmesi ve geçen ay Dnepropetrovsk bölgesine girmesiyle savaş kızıştı.

Reuters'a göre Ukrayna'nın DeepState haritası Rusya'nın 28 Haziran'a kadar geçen iki aylık sürede 943 kilometrekarelik bir artışla 113 bin 588 kilometrekarelik Ukrayna topraklarını kontrol ettiğini gösteriyor.

Şarku’l Avsat’ın RIA Novosti'den aktardığına göre Rusya yanlısı yetkili Vladimir Rogov, Rus güçlerinin Dnepropetrovsk bölgesindeki Dachnoye köyünün kontrolünü ele geçirdiğini bildirdi.

Rusya barışa hazır olduğunu, ancak Ukrayna'nın çoğu Moskova tarafından kontrol edilen dört bölgeden de çekilmesi gerektiğini söylüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu bölgelerin artık Rusya'nın bir parçası olduğunu ifade ediyor.

Ukrayna ve Avrupalı destekçileri bu şartların teslimiyet anlamına geldiğini, Rusya'nın barışla ilgilenmediğini ve Rusya'nın Ukrayna'nın beşte birini kontrol etmesini asla kabul etmeyeceklerini belirtiyor.

Rusya'nın kontrolü altındaki bölgeler arasında Kırım, Luhansk bölgesinin yüzde 99'undan fazlası, Donetsk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin yüzde 70'inden fazlası ve Harkov, Sumi ve Dnepropetrovsk bölgelerinin bir kısmı yer alıyor.