Protestocular Netanyahu’nun ensesinde: İktidara rahat yok!

Tel Aviv / Nezir Mecli

Cumartesi günü hükümet karşıtı protestolar sırasında dalgalanan İsrail bayrakları ve pankartlar (AFP)
Cumartesi günü hükümet karşıtı protestolar sırasında dalgalanan İsrail bayrakları ve pankartlar (AFP)
TT

Protestocular Netanyahu’nun ensesinde: İktidara rahat yok!

Cumartesi günü hükümet karşıtı protestolar sırasında dalgalanan İsrail bayrakları ve pankartlar (AFP)
Cumartesi günü hükümet karşıtı protestolar sırasında dalgalanan İsrail bayrakları ve pankartlar (AFP)

İsrailli muhalifler, Binyamin ve Sara Netanyahu çiftinin iki günlük tatil için işgal altındaki Golan Tepeleri'nde bir otele gelmesinden önce otel avlusunda protesto çadırı kurdu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail kaynaklarından edindiği bilgilere göre protestocular, “Netanyahu’nun demokrasiyi yok etme planına önderlik ederken rahat etmemesi için trompet çalacaklarını” açıkladı.

İsrailli muhalifler, iktidara mensup bakanları ve milletvekilleri, gittikleri her yerde, bilhassa rahatlamak istedikleri gezilerinde takip ediyor.

Ordunun istihbarat ve polisten çok sayıda emekli generalin yer aldığı protesto liderliğinin, bakanların ve cumhurbaşkanının hareketleri hakkında bilgi toplayan, onları takip ve rahatsız eden bir ekibe sahip olduğu ortaya çıktı.

Ulusal Güvenlik Bakanı ve ailesinin Güney Kıbrıs'ın Baf şehrinde dinlendiklerini öğrenen protestocular, otelinin önünde bir gösteri düzenledi. Bunun üzerine Bakan, siyasi ve güvenlik işlerinden sorumlu bakanlar kurulu toplantısına katılma bahanesiyle gezisini yarıda kesmek ve ülkeye dönmek zorunda kaldı.

Çevre Koruma Bakanı Idit Silman’ın New York’tan uçacağını öğrenen protestocular, yolcu listesine bakarak protesto eylemi yapmaya hazır bir kadın yolcuyu seçtiler. Silman’ın uçaktaki koltuğu üzerine ‘hukukun üstünlüğü için’ yazılı bir slogan astılar.

ujujy
İşgal altındaki Hermon Dağı eteklerindeki Neve Ativ yerleşim yeri (resmi web sitesi)

Netanyahu, Golan işgalinin yalnızca bir yıl ardından, 1968'de kurulan Neve Ativ yerleşim yerinde lüks bir otelde dinlenmeyi seçmişti. Bu otelin, ‘vadedilmiş topraklarda’ yaşamak isteyen bir grup ABD’li göçmenin işgalinde olduğu biliniyor. 1948'de yerinden edildiğinden bu yana Filistinli el-Cauna Köyü’nün kalıntıları üzerinde bulunan Ruşbina beldesinde kendilerine bir yer seçtiler. Ancak bu çabaları engelleyen İsrail yetkililer, Hermon Dağı eteklerinde yerleşim kurmalarını tavsiye ederek kendilerine Suriye'ye ait Cubata ez-Zeyt topraklarını verdiler. Bu köy, savaşta halkı doğuya göç ettirilen 110 köyden biriydi. Bu belde, Arap kasabası Mecdel Şems’in sadece iki kilometre batısında, deniz seviyesinden 950-1050 metre yükseklikte yer alıyor. Yerleşimcilere yerinden edilmiş Suriyeli köylülerin topraklarını işleme özgürlüğü verildiği için burası bir tarım kasabası olarak kabul ediliyor.

Bu köy, son zamanlarda turizm ve Hermon Dağı zirvelerindeki kayak alanı ile geçimini sağlıyor. Netanyahu’nun önümüzdeki iki gün içinde Golan'da gezintiye çıkması, ancak zamanının çoğunu yarısı kendisine ayrılan (22 oda) otelde geçirmesi bekleniyor.

İsrailli protesto liderleri, otelin karşısında bulunan halka açık bir alanda demokrasi çadırları kurarak Netanyahu, eşi ve çevresindekilerin rahatını bozmak için harekete geçti. İsrail’in kuzey bölgesindeki protesto gösterilerini organize eden aktivistlerden biri olan Hagai Keren, Başbakan'ın gezisine ilişkin bilgilerin sızdırılması ardından yaptığı basın açıklamalarında, Netanyahu'ya uyku uyutmayacaklarını vurguladı. Aynı zamanda, “Netanyahu'nun bir zamanlar demokrat ve saygın olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Ancak bugün aşırılık yanlısı yerleşimcilere hizmet ederek onların ikiyüzlülüğünü alkışlıyor. Siyonizm'i ve demokrasiyi yok etmek için istedikleri her şeyi onlara veriyor. Bölgede yaşayan masum insanları ve tatilcileri rahatsız edeceğimizi biliyor ve onlardan özür diliyoruz. Şunu söylemeliyiz ki, demokrasi en önemlisidir, demokrasiyi korumak için işimizi ve ailemizi bırakıyoruz” ifadelerine başvurdu.

zas
Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği önünde protesto (Şarku’l Avsat)

Ağustos ayı yurt dışı tatil ve seyahat ayı olsa da Cumartesi günü düzenlenen protestolar üst üste 31. haftada başarılı oldu. Protestolara yaklaşık 300 bin kişi katıldı. Protesto organizatörlerinin bildirdiğine göre, Tel Aviv'deki merkezi protestoya yaklaşık 120 bin protestocu katıldı. Diğerleri ise ülke çapında Batı Kudüs, Hayfa, Beerşeva, Herzliya, Netanya, Hod HaŞaron, Rehovot gibi 150 farklı yerde ve Kerkur kavşağında 65. yol üzerinde düzenlendi.

hyt
Cumartesi günü Tel Aviv'de İsrail hükümetinin planına karşı düzenlenen protestoda Filistin bayrağı taşıyan bir pankart açıldı (AFP)

Protesto liderliği, “Bugünkü protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun görevden alınmasını önleyen yasayla ilgili Yüksek Mahkeme oturumundan iki gün sonra kaydedildi. Arka planda hükümet koalisyonunun anayasa değişikliğinin iptaline karar vermesi durumunda yargıtayın kararının reddedilmesi çağrısı yer alıyor. Netanyahu ve ortaklarının yargının karara uymama ve Yargıtay'ın herhangi bir yasayı gözden geçirme temel hakkını baltalama çağrılarına rağmen, polisin şiddetine ve bize yönelik kanlı şiddete rağmen protestolar ağırbaşlıydı” açıklamalarında bulundu.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times