ABD Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyeleri, İran’ın ABD’deki ‘propagandası’ konusunda uyardı

Teksaslı çocuklar, İran’ın propagandası yapılan bir marşı söylüyor (Tesnim)
Teksaslı çocuklar, İran’ın propagandası yapılan bir marşı söylüyor (Tesnim)
TT

ABD Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyeleri, İran’ın ABD’deki ‘propagandası’ konusunda uyardı

Teksaslı çocuklar, İran’ın propagandası yapılan bir marşı söylüyor (Tesnim)
Teksaslı çocuklar, İran’ın propagandası yapılan bir marşı söylüyor (Tesnim)

ABD Temsilciler Meclisi’nin dokuz Cumhuriyetçi üyesi, İran rejiminin ABD’deki dini kurumları ‘ülkenin ulusal güvenliğini tehdit eden’ gündemleri desteklemek için sömürmesine karşı uyarıda bulundu.

Cumhuriyetçiler, İran’ın ABD’lileri etkileme eylemlerinin araştırılması ve bununla mücadele etmek için net bir plan talebiyle, Başsavcı Merrick Garland ve Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Avril Haines’e hitaben bir mektup yazdı.

Cumhuriyetçi Doug Lamborn liderliğindeki Temsilciler Meclisi üyeleri, İran rejiminin, Maryland, Texas, Michigan ve Virginia eyaletlerindeki en az 4 camide ‘terörist ideolojisini’ yaydığını öne sürdü.

Maryland’deki İslami Eğitim Merkezi’nin İran rejimi tarafından kontrol edilen bir kuruluş olan Alavi Vakfı’ndan fon aldığı öne sürülen mektupta ayrıca şu ifadeler kullanıldı;

“Bu gerçekleri değerlendirdikten sonra, ABD’deki İran toplumu üyeleri, İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu Humeyni’nin bir fotoğrafının yanında camide neşid söyleyen çocukların fotoğraflarını paylaştı.”

Mektuba göre ayrıca, Houston’daki İslami Eğitim Merkezi’ndeki onlarca çocuk, Humeyni’nin ölümünün 33. yıldönümünde İran rejiminin propaganda marşı olan Salam Farmandah’ı (Selam Komutanım) söyledi.

Çocukların söylediği marşta, yüzlerce ABD’linin yanı sıra binlerce Iraklı, Suriyeli, Lübnanlı ve diğerlerinin ölümünden sorumlu Kasım Süleymani’ye de övgüler bulunuyor.

Cumhuriyetçi Doug Lamborn mektuba ilişkin şunları söyledi;

İran rejiminin ABD’deki habis etkisini ülkedeki çok sayıda Şii cami ve kültür merkezine yayma girişimleri yıllardır olan bir şey. Rejim tarafından finanse edilen bu camiler, ilahiler ve figürlerle İran rejimine karşı çıkan herkese karşı nefret yayıyor. ABD hükümetinin, terörizmi destekleyen bir devletten gelen bu tehdidi anlaması ve buna yanıt vermesi zorunludur.

Mektubu imzalayanlar, Başsavcı Merrick Garland ve Ulusal İstihbarat Başkanı Avril Haynes’i 11 Ağustos’a kadar mektupta ortaya atılan bir dizi soruya yanıt vermeye çağırdı.

Temsilciler Meclisi’nin dokuz Cumhuriyetçi üyesi mektuplarında, Adalet Bakanlığı ve DNI’ın diğer hükümet kurumlarıyla birlikte, İran rejiminin ABD’deki habis etkisine, özellikle de kültürel veya dini kurumlar aracılığıyla uygulanan bu tür etkiye karşı koymak için bir stratejisinin olup olmadığının merak edildiğini de ifade etti.

Buna ek olarak, ABD istihbarat servislerinin, İran rejimi tarafından bu kurumlara sağlanan fonun niteliği ve miktarı hakkında Kongre’ye kapalı oturumlarda net bir değerlendirme sunmasını da talep etti.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times