Taliban, DEAŞ-Horasan ve El Kaide şiddeti körüklüyor: Pakistan'daki kabile bölgeleri bir saatli bomba

Ordu, Afgan sınırına yakın bölgelerin güvenliğini kontrol etmeyi başarabilecek mi?

Güvenlik personeli, 25 Temmuz 2023'te intihar saldırının gerçekleştirildiği Hayber Pakhtunkhwa eyaletinin (Peşaver) Hayber ilçesindeki yol kenarındaki camide çalışırken (DPA)
Güvenlik personeli, 25 Temmuz 2023'te intihar saldırının gerçekleştirildiği Hayber Pakhtunkhwa eyaletinin (Peşaver) Hayber ilçesindeki yol kenarındaki camide çalışırken (DPA)
TT

Taliban, DEAŞ-Horasan ve El Kaide şiddeti körüklüyor: Pakistan'daki kabile bölgeleri bir saatli bomba

Güvenlik personeli, 25 Temmuz 2023'te intihar saldırının gerçekleştirildiği Hayber Pakhtunkhwa eyaletinin (Peşaver) Hayber ilçesindeki yol kenarındaki camide çalışırken (DPA)
Güvenlik personeli, 25 Temmuz 2023'te intihar saldırının gerçekleştirildiği Hayber Pakhtunkhwa eyaletinin (Peşaver) Hayber ilçesindeki yol kenarındaki camide çalışırken (DPA)

Bölgede yapılan bir saha araştırması, Pakistan'ın Afganistan sınırına bitişik olan kabile bölgelerinde üç aktif terör örgütü olduğunu ortaya koydu. Bu grupların Taliban, DEAŞ -Horasan ve El Kaide olduğuna işaret edildi. Taliban, yaklaşık 3 bin ila 4 bin savaşçıya sahip ve Afganistan'a komşu sınır kasabalarında konuşlanmış durumda. DEAŞ-Horasan, Afganistan'dan ABD'nin çekilmesinden bu yana özellikle kentlerde yoğun terör saldırıları gerçekleştiriyor. El Kaide ise kabile bölgelerinde önemli bir varlığa sahip ve bu bölgeyi bir ‘saatli bomba’ haline getirdi.

Terörle mücadele uzmanlarına göre, ülkelerinden kaçan ve şu anda Afganistan'da saklanan radikaller de var. Pakistan'ın kabile bölgelerinde ve sınır şeridi boyunca, Afgan Araplar ve diğer Müslüman uyruklular büyük bir varlığa sahip. Ancak bu insanlar yerel halkla evlendiler ve şimdi bu bölgelerde yerel sakin olarak yaşıyorlar.

Afganistan bir tampon devlet

Pakistan'ın kabile bölgeleri, Hindistan'daki Britanya İmparatorluğu'nun Afganistan'ı Britanya Hindistanı ile Orta Asya'daki Rus İmparatorluğu arasında bir tampon devlet olarak kurmaya yardım etmesinden sonra ortaya çıktı. Böylece kabile bölgeleri, huzursuz Afganistan ile Britanya İmparatorluğu'nun Hindistan'daki barış ve huzuru arasında bir tampon görevi gördü.

Ancak bölgede tansiyonu düşürmeyi bir türlü başaramayan İngiliz sömürge hükümeti, ‘Sınır Suçları Yönetmelikleri’ olarak bilinen ve kuzeybatı sınırı boyunca dolaylı yönetim yoluyla yerel liderlere büyük güç veren bir düzenleme hayata geçirdi. Bu düzenlemeyle ilhak edilen kabile bölgelerinin sakinleri kontrol altında tutulmaya çalışıldı. Böylece bölge, Kabil'deki huzursuzluğa karşı bir tampon görevi gördü.

re
Peşaver'deki patlama alanı (Reuters)

Pakistan, 1947'de bağımsızlığını kazandıktan sonra, İslamabad hükümeti, İngilizlerin kabile bölgeleri politikasını büyük ölçüde benimsemeye devam etti. 1980'lerde, General Muhammed Ziya'ül Hak'ın askeri hükümeti, kabile bölgeleri Sovyet işgaline karşı Afgan cihadını desteklemek için bir üs olarak kullandı. Bu, bölgenin yerli halkı arasında radikalleşmeye yol açtı.

Kabile bölgelerini birleştirmek için yasa

Ekonomik açıdan bu bölge, Pakistan'ın geri kalmış ve yoksul bir bölgesi. 2018 yılında, Pakistan Parlamentosu, Federal Hükümet tarafından yönetilen Federal Yönetim Bölgesi'nin Hayber-Pahtunhva eyaletiyle birleştirilmesi hakkında bir yasa çıkarmıştı.

Modern Afganistan devleti, 18. yüzyılda Rusya'nın genişleyen imparatorluğu ve İngiliz Hindistanı arasında doğrudan askeri çatışmanın kaçınılmaz hale geldiğinde ortaya çıktı. Rusya, İngiltere ve ABD olmak üzere üç büyük güç, herhangi bir sorundan kaçınmak için Afganistan devletini finanse etti. Afganistan'ın kanunsuz genişlemesi büyük güçler için bir sorun kaynağıydı ve birçok güvenilir tarihçinin ifadesiyle, modern Afganistan devletinin kurulmasının ana nedeni buydu. Pakistan Federal Yönetim Bölgeleri, Hindistan İmparatorluğu ile izole edilmiş Afganistan devleti arasındaki bir engel olarak ortaya çıktı. Bu engel, Orta Asya'daki Rus İmparatorluğu ile İngiliz Hindistanı arasında bir tampon görevi görmesi amaçlandı.

İngilizler, 18. yüzyılda Orta Asya'da genişleyen geniş Rus İmparatorluğu ile sömürge toprakları Hindistan arasındaki bir engel olarak bu kanunsuz genişleme alanına bir tür istikrar duygusu vermek istediler.

Soğuk Savaş sırasında Afganistan’ın, eski Sovyetler Birliği ve rakip güç ABD için önemi şüphe götürmezdi.

Taliban uluslararası sınırları silmeye çalıştı

Hala bazı tarihçiler ve uzmanlar, Sovyet liderliğinin 1979 yılının Aralık ayında Afganistan'a askeri müdahaleye karar verdiğini iddia ediyor. İddiaya göre Sovyet liderliği, kötü şöhretli Afganistan Komünist Partisi fraksiyonlarından bazılarının CIA ile görüştüğüne dair raporlar aldıktan sonra bu kararı verdi. Sovyet liderliği, bu durumun ABD askerlerinin Afganistan'a girmesine yol açabileceğini düşünüyordu.

Hatta Ruslar, bunun Afganistan'daki Komünist devrimin tamamen çökmesine yol açmasından endişe ediyordu. 2001 ve 2021 yılları arasında Washington, Afganistan'da yaşanabilir bir devlet kurmak için trilyonlarca dolar harcadı, ancak bunu başaramadı. Afganların kültürel nedenlerle merkezi siyasi otoriteyi kabul etmediği görülüyordu. Bu nedenle, Amerikalılar ayrıldıktan sonra, ABD tarafından kurulan devlet makinesini ele geçiren bir isyancı güç, ABD'nin çekilmesinden sonra ülkeyi yeni bir şiddet sarmalına sürükledi.

dfeg
Güvenlik personeli, 25 Temmuz 2023'te intihar saldırının gerçekleştirildiği Hayber Pakhtunkhwa eyaletinin (Peşaver) Hayber ilçesindeki yol kenarındaki camide çalışırken (DPA)

Afgan Talibanı ve Pakistan Talibanı, büyük imparatorlukların 20. yüzyılda yarattığı uluslararası sınırları ortadan kaldırmaya ve bu bölgede yaşayan Peştun kabilelerini bölmeye çalışıyorlardı. Bu, hafife alınmaması gereken iddialı bir hedef.

dsfee
Pakistan güvenlik yetkilileri, Belucistan eyaletinin başkenti Ketta'da patlama meydana gelen bölgeyi denetlerken (EPA)

Onlarca kabile, İngiliz Afganistanı ile İngiliz Hindistanı arasında uluslararası sınır çizme girişimi nedeniyle bölündü. Uzmanlara göre Taliban, sınırlar boyunca geniş çaplı faaliyetleriyle bu uluslararası sınırları ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Terörün ağırlık merkezi: Kuzey Veziristan

Terörün merkezi olan Kuzey Veziristan, çoğunluğu Vezir ve Dwar kabilelerine mensup yaklaşık 375 bin kişiye ev sahipliği yaptığı için bölge bakımından ikinci büyük teşkilat konumunda.

Washington'da yaşayan Pakistanlı güvenlik uzmanı Hasan Abbas'a göre, Veziristan bölgesi her zaman İngilizler için kronik bir baş ağrısı olmuştur. Pakistan'ın kurulmasından sonra bile, Vezir kabilesinin üyeleri, Pakhtunistan/ Peştunistan'ı (tüm Pakhtun bölgelerini birleştirerek yeni bir devlet kurmak) desteklemek için düzenli olarak Pakistan'ın dikkatini çekerek iyi ilişkileri sürdürdü.

Ancak Vezir kabilesinin üyeleri, 1970'ten beri, diğer kabilelerin üyelerine kıyasla önemli ölçüde Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin saflarına katıldı. Güney Veziristan, yüzölçümü bakımından en büyük bölgedir ve yaklaşık 425 bin kabile üyesine ev sahipliği yapıyor. Bu kabileler, savaşçı olarak iyi bir üne sahip olmaktan gurur duyar ve sık sık kanlı çatışmalara karışırlar.

Kabile çeşitliliği, çoğunluk ‘Peştun’

Pakistan-Afganistan sınır bölgesi, büyük ve küçük kabilelerden ve aşiretlerden oluşan büyük bir çeşitliliğe ev sahipliği yapıyor. Her birinin kendi ilişki ağı vardır, ancak gücü ve cesareti olan ‘Pathans’ veya Peştunlar adlı bir grup tarafından birleştirilir.

Hayber Pakhtunkhwa hükümeti tarafından yayınlanan bir rapora göre, yıllar boyunca, büyük şehirler diğer eyaletlerden gelen farklı insanlarla karıştı ve bu Peştunların Punjab, Sindh ve Belucistan'daki büyük şehirlere göç etmesine ve burada yaşamaya başlamasına neden oldu. Nüfusun etnik bileşimi, farklı göç ve istila akımlarının oluşturduğu grupları temsil eden birkaç farklı etnik gruptan oluşmaktadır. En büyük ve en önemli kesim, Peştunlar Peşaver, Kohat ve Bannu'daki tarım işçilerinin çoğunluğunu oluşturuyor.

Sınırın Pakistan tarafındaki kabileler, yeni kurulan Pakistan televizyon kanallarının tasvir ettiği müreffeh kültür ve orta sınıf yaşamından büyük ölçüde etkileniyor.

Artık Pakistan Parlamentosu'nun salonlarında, milletvekilleri arasında kabile üyeleri görülebiliyor ve bölgelerinde okul ve kolej inşa etmek için finansman talep ediyorlar. Pakistan medyası, Pakistan Talibanı'nın kabileler arasında popülaritesini kaybettiğine dair haberler veriyor. Sınırın Pakistan tarafındaki kabileler, Taliban'ın geri dönmesinden sonra karşılaşacakları zorlukların artmasından korkuyor. Uluslararası ortakları, Pakistan hükümetini kabile bölgeleri için kalkınma finansmanını artırmaya çağırdı, çünkü bunun, Pakistan Talibanı'nın bu bölgede bir yer edinmesini önleyeceği düşünülüyor.

Pakistan hükümeti, Pakistan Talibanı'nın aşiret bölgelerini üs haline getirmeyi başarması halinde operasyon alanlarını büyük şehir merkezlerini de kapsayacak şekilde genişletebileceğinden korkuyor.

2014 yılından sonra, Pakistan ordusu terör ve şiddet tehdidini önlemek için kabile bölgelerine büyük bir askeri güç konuşlandırmaya başladı. Uzmanlara göre, Pakistan ordusunun kabile bölgelerindeki varlığı, Pakistan Talibanı veya başka herhangi bir terör örgütünün kabile bölgelerinin herhangi bir bölümünde bir yer edinmesini önler.

Bir toplum ve devlet olarak Pakistan, ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin güvenlik üzerindeki etkilerini anlamada ve dikkate almada başarısız oldu.

ABD'nin çekilmesinden sonraki değişiklikler

ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinin ardından, Pakistan Talibanı'nın Afganistan'da geri dönüşüne ve kadrolarının ABD çekilmesinden sonra Pakistan'daki kabile bölgelerine geri dönme yollarını aramaya başlamasına dair açık bir gelişme var.

Bununla ilgili bir gelişme de Beluc isyancı gruplarının kamplarını Afganistan'dan İran topraklarına kaydırmış olmaları ve burada Pakistan güçlerine saldırılar düzenlemeleri oldu.

DEAŞ-Horasan örgütü ise Pakistan'daki kabile bölgeleri ve Afganistan'da önemli ölçüde kendini toparlamayı başardı. Örgüt, Afganistan'daki Afgan Talibanı liderlerini hedef almaya odaklandı ve 2016-2019 yılları arasında Amerikan hava saldırıları sonucunda Doğu Afganistan'ın bazı kısımlarını kaybettikten sonra toprak kontrol etme planlarından vazgeçti.

DEAŞ-Horasan, şehir savaşına odaklanıyor

Pakistanlı bir güvenlik uzmanı, DEAŞ-Horasan'ın faaliyetlerinin şimdi ‘kentsel savaş ve kentsel terörizme katılmaya’ odaklanmaya başladığını söyledi.

Uzman, “Kader, Pakistan devleti ve toplumu için adil değildi. Afganistan ve kabile bölgelerinde bulunan uluslararası terör güçlerinin tümü Pakistan devleti tarafından yaratılmadı, ancak biz de onların oluşumunda önemli bir rol oynadık. Batı emperyal güçlerinin istihbarat ajansları ve askeri müdahaleleri, Afganistan ve kabile bölgelerini bugünkü haline getiren en önemli faktörlerden bazılarıydı. Bununla birlikte, bu bölgenin güvenliğiyle başa çıkma yükü büyük ölçüde Pakistan'a bırakıldı. Gelecekte Afganistan ve kabile bölgelerinde ortaya çıkan uluslararası terör güçlerinin tüm ağırlığıyla başa çıkmak zorunda kalırsak, büyük bir sorunla karşı karşıya kalacağız çünkü Batı'nın uzun bir savaşa girmek için gerekli mali kaynaklarına sahip değiliz. İronik olarak, İslamabad'daki iktidar mücadelesinin bizi Batı sınırımızdaki gelişmelerden tamamen habersiz bıraktığını henüz fark etmedik" dedi.



Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

TT

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Lübnan Başbakanı Necib Mikati bugün yaptığı açıklamada, Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlılığını bir kez daha yineleyerek, ‘ordunun güneydeki güvenlik otoritesinin düşmanın dayandığı argümanları boşa çıkardığını’ vurguladı.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Mikati şunları söyledi: “Bugün yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etme sürecine başlıyoruz. Ordumuzun güney kentlerine güvenliği geri getireceğine inanıyoruz. Hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını tüm hükümleriyle uygulama konusundaki kararlılığını vurguluyoruz.”

Mikati sözlerini şöyle sürdürdü: “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Kazanımları koruyan bir devlet inşa etmek ve birleşmek için büyük ve kolektif bir sorumluluğumuz var. Dünyanın bize olan güvenini ve Lübnan halkının devlete olan güvenini yeniden tesis edeceğiz. Ordunun güneydeki güvenlik otoritesini yeniden sağlayacağız.”

sdcfergt
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından yerinden edilen insanlar evlerine dönerken, güneydeki Sayda kentinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (AFP)

İsrail'i ateşkese uymaya ve işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağıran Mikati, “Farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız takdirde yarının Lübnan için daha iyi olacağına inancımız tamdır” dedi.

“Herkes fitne üzerine bahis oynuyordu, ancak zor sosyal koşullara rağmen vatandaşların birbirini kucakladığını gördük” diyen Mikati, ‘bugünün acılara rağmen Lübnan'a güvenlik ve istikrar getirmesini’ diledi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes, her iki tarafın da ABD ve Fransa'nın aracılık ettiği bir anlaşmayı kabul etmesinin ardından bu sabah erken saatlerde yürürlüğe girdi.