Güney Amerika'daki 8 ülkeden Amazon'daki ormansızlaştırmaya karşı mücadelede işbirliği

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Güney Amerika'daki 8 ülkeden Amazon'daki ormansızlaştırmaya karşı mücadelede işbirliği

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Amazon havzasını paylaşan 8 ülke tarafından kurulan Amazon İşbirliği Antlaşması Örgütü (ACTO) üyeleri 14 yıl aradan sonra bir araya gelerek Amazon’daki ormansızlaştırmaya karşı mücadele için ittifak kurma konusunda mutabık kaldı.

BBC'nin haberine göre, iki gün sürmesi planlanan zirve, Bolivya, Brezilya, Kolombiya, Ekvador, Guyana, Peru, Surinam ve Venezuela’nın katılımıyla Brezilya'nın Belem kentinde dün başladı.

Brezilya, Bolivya ve Peru'nun Devlet Başkanı, Kolombiya'nın Cumhurbaşkanı düzeyinde katıldığı, Guyana, Surinam, Ekvador ve Venezuela'nın ise üst düzey yetkililerini gönderdiği zirvede, Belem Deklarasyonu adlı müşterek bildiriyle Amazon yağmur ormanlarında yasa dışı ağaç kesimi ve ormanların tahribiyle mücadele için ittifak kurma konusunda anlaşmaya varıldı.

Bildiride, Amazon yağmur ormanlarının korunmasının iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynadığı vurgulanırken, kurulan yeni ittifak ile Amazon'un "geri dönüşü olmayan bir noktaya" ulaşmasını engelleme, sürdürülebilir kalkınmanın teşviki, ormansızlaştırmaya sebebiyet veren organize suçla mücadelenin amaçlandığı bildirildi.

Zirvenin açılışında konuşan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, iklim krizinin "ciddi şekilde kötüleştiğine" değinerek, "İklim değişikliğiyle mücadele hiç bu kadar acil olmamıştı. Çağımızın zorlukları ve bunlardan doğan fırsatlar, birlikte hareket etmemizi gerektiriyor." dedi.

- Ülkeler bazı konularda anlaşmaya varamadı

Amazon'daki ormansızlaştırmayla mücadelede anlaşmaya varan ülkelerin, bazı alanlarda görüş ayrılıklarına sahip oldukları belirtildi.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Amazon havzasında petrol arama ve madencilik faaliyetlerini yasaklama taahhüdüne diğer ülkelerin de uymasını isterken, Brezilya'nın Amazon nehrinin ağzında petrol çıkarabilmek için yeni alanlar aramayı planladığı aktarıldı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24