Erdoğan: Irak ve Suriye’de istikrar arttıkça, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de hızlanacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşuyor (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşuyor (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan: Irak ve Suriye’de istikrar arttıkça, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de hızlanacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşuyor (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşuyor (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak ve Suriye’de istikrar arttıkça, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşlerinin de hızlanacağını söyledi.

Erdoğan, geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 14. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde uygulamaya başladığı yeni konut projelerinin daha fazla Suriyeli mülteciyi evlerine dönmeye teşvik edeceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyine yönelik harekatlarımız, güney illerimizin güvenliğini teminat altına alma yanında terör devleti kurma heveslerini de kursaklarda bırakmıştır. Irak makamları ile eşgüdüm içinde yürüttüğümüz operasyonlarımızda bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indiriyoruz. Irak ve Suriye istikrara kavuştukça sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de hızlanacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı, “Hedefimiz, ülkemizin etrafında bir barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmektir. Diyalog ve diplomasi bizi bu hedefe taşıyan en önemli iki aracımız olacaktır” diye ekledi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ‘onun şartlarıyla’ görüşmeyeceğini söyledi.

Reuters’ın haberine göre, Esed dün Sky News Arabia’ya verdiği röportajda, “Görüşme Erdoğan’ın koşullarıyla gerçekleşemez” dedi.

Esed ayrıca, “Suriye’de terörizm bir Türk endüstrisidir. Erdoğan’ın (benimle) görüşme amacı Suriye’deki Türk işgalinin varlığını meşrulaştırmaktır” diye ekledi.

Esed, Suriye’nin karşı karşıya olduğu en önemli tehdidin ‘altyapının teröristler tarafından yok edilmesi’ olduğunu vurguladı.

Bu bağlamda, mültecilerin geri dönüşünün önündeki en büyük zorluğun da bu alt yapı eksikliği olduğunu söyledi.

 

 



UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
TT

UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin yankıları sürüyor. 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in savunma analisti Amos Harel'in kaleme aldığı yazıda, UCM kararının İsrail'e karşı silah ambargosu taleplerini artırabileceğine dikkat çekiliyor.  

Gazetenin görüştüğü Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstütüsü'nden Eran Şamir-Borer, UCM'nin kararını eleştirirken, sürecin bu noktaya varmasında Tel Aviv yönetiminin yol açtığına işaret ediyor. 

Analist, İsrail'de Gazze savaşıyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülse UCM'nin böyle bir karar vermek durumunda kalmayacağını savunarak şunları söylüyor: 

Devlet hiçbir şey yapmadı, kafasını kuma gömdü.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında muhalefet kanadı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki radikal sağcı koalisyonun kararlarının incelenmesi için defalarca komisyon kurulmasını talep etmişti. Ancak Netanyahu, araştırma komisyonu kurulmasına savaş bitene kadar karşı olduğunu söylemişti. 

İsrail'in ekonomi gazetelerinden Globes'taki analizde UCM kararının, İsrail'in Gazze işgalini eleştirenlerle Tel Aviv'e silah satışının yasaklanmasını isteyenlerin elini güçlendirdiği yorumu paylaşılıyor. 

Haberde, İsrail'in askeri teçhizatının yüzde 30'unun Almanya tarafından gönderildiği hatırlatılıyor. UCM kararının, Berlin hükümetinin İsrail'e silah tedariki konusundaki ısrarcılığının zayıflamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

UCM'nin merkezi Hollanda'nın Lahey şehrinde yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, mahkemenin tutuklama emrini uygulayacaklarını duyurmuştu. 

Ancak sivil toplum kuruluşları (STK), Hollanda'nın İsrail'e silah gönderen ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek ambargo talebiyle Lahey'de hükümete karşı dün dava açtı. Mahkeme, talebe ilişkin kararını 13 Aralık'ta açıklayacak.

Diğer yandan Times of Israel, UCM kararından önce de son dönemde İsrail'e silah tedarikinin durdurulması çağrılarının arttığına işaret ediyor. Haberde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İsrail'e ambargo talep ettiği mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne gönderdiği hatırlatılıyor. Ortak mektupta aralarında Rusya ve Çin'in de yer aldığı 52 ülkenin imzası var. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ayki açıklamasında Gazze savaşının sonlandırılması için İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapmıştı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macron'a destek verirken, Netanyahu açıklamaya tepki göstermişti. 

İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olan ABD, UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. ABD Başkanı Joe Biden, UCM kararını "rezalet" diye nitelerken, Netanyahu mahkemeyi "Yahudi düşmanlığıyla" suçlamıştı. İsrail de üye devletler arasında yer almıyor ve UCM'nin yargı yetkisini tanımıyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Globes, Times of Israel, AP