İsrail ile BAE arasında enerji iş birliği

İsrail Enerji Bakanı, bölgesel elektrik projesine devam etmek için Abu Dabi’ye gidiyor. Ziyaret, Netanyahu hükümetinden bir bakanın ilk ziyareti. Bakan, Ürdünlü bakanlarla görüşecek

 İsrail Enerji Bakanı Israel Katz (Reuters)
İsrail Enerji Bakanı Israel Katz (Reuters)
TT

İsrail ile BAE arasında enerji iş birliği

 İsrail Enerji Bakanı Israel Katz (Reuters)
İsrail Enerji Bakanı Israel Katz (Reuters)

İsrail Enerji Bakanı Israel Katz, ‘Elektrik Karşılığında Su’ başlıklı bölgesel elektrik projesini ilerletme müzakerelerine devam etmek için gelecek pazar günü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdünlü yetkililerle görüşmek üzere BAE’ye resmi bir ziyaret yapacağını duyurdu.

Katz, ziyareti ‘tarihi’ olarak nitelendirdi. Söz konusu ziyaret, Binyamin Netanyahu hükümetinde bir İsrailli bakanın BAE’ye yaptığı ilk ziyaret olacak.

Katz, sosyal medya üzerinde yaptığı açıklamalarda “Pazar günü hükümetin kurulmasından bu yana bakanlar düzeyindeki ilk ziyaret olan Abu Dabi’de tarihi bir toplantıya gideceğim. Orada, İbrahim Anlaşmaları’nın Ortadoğu’yu değiştireceğini doğrulayan stratejik bölgesel projeyi (su karşılığında elektrik) ilerletmek için BAE ve Ürdün’den iki mevkidaşımla görüşeceğim” ifadelerine yer verdi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail resmi televizyon kanalı KAN11’den aktardığı habere göre, Katz BAE Teknoloji ve Sanayi Bakanı Sultan Al Caber ve üç Ürdünlü bakanla (Su Bakanı ve Sulama Bakanı Sultan en-Neccar, Enerji Bakanı Salih el-Harabşa ve Çevre Bakanı Muaviye er-Radaydah) görüşecek. Toplantıya ABD İklim İşleri Özel Temsilcisi John Kerry’nin de katılması bekleniyor.

Düşük karbon enerjisi

Söz konusu proje, Ürdün’ün Ürdün Çölü’nde BAE tarafından inşa edilen ve finanse edilen bir güneş enerjisi projesiyle İsrail’e elektrik ihraç etmesi karşılığında Ürdün’ün yararına İsrail’de bir tuzdan arındırma reaktörünün kurulmasını içeriyor.

Projede, üç ülkenin ‘düşük karbonlu enerji ekonomisi’ yaratma arzusu, her bir taraf için zorlu sorunları çözme ve her ülkede modern teknolojiye yatırım yapma arzusu çerçevesinde uzlaşı sağlandı. Ürdün, dünyanın en çok su kıtlığı çeken ikinci ülkesi olarak biliniyor ve sorun sürekli olarak kötüye gidiyor.

ASC
İsrail’in kuzeyindeki Hadera şehrinde bulunan deniz suyunu tuzdan arındırma tesisi (AFP)

Son yıllarda Ürdün vatandaşları, günlük sadece 61 litre su alırken, bir kişinin 200 litre suya ihtiyacı var. Ürdün’deki su açığı yılda yarım milyar metreküpe ulaştı.

Bununla birlikte aynı zamanda Ürdün, dünyadaki en yüksek güneşe maruz kalma oranlarına sahip bir bölgede yer alan ve seyrek nüfuslu geniş çöl alanlarına sahip. Bu alanlar, yenilenebilir güneş enerjisi üretimi için ideal.

Arazi fiyatlarının ılımlı olması ve işçilik maliyetlerinin nispeten ucuz olması nedeniyle Ürdün’de enerji üretim maliyetinin düşük olacağı da belirtiliyor. Ürdün, güneş enerjisi üretimini yüzde 20’den yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyor. Bu bağlamda bu projeye büyük uluslararası yatırım çekme niyetinde olduğunu açıkladı.

DFR
Ürdün’de bulunan Dana Vadisi’ndeki güneş panelleri (Getty)

Öte yandan İsrail, deniz suyunun tuzdan arındırılması alanında öncü sayılıyor. Bu alandaki üretimi, ihtiyacının üzerinde hale gelmiş durumda. İsrail ayrıca, güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretiminde yüksek teknik uzmanlığa sahip. Ancak üretimi için güneş enerjisi santralleri kurmaya yetecek kadar arazisi yok. Elektrik için gerekli depolama teknolojisine sahip değil.

Bu nedenle çıkarlar birleşti ve bu amaçla, Ürdün - İsrail hükümet dışı bir polis gücü olan ‘EcoPeace Middle East’ kuruldu. Yaklaşık iki yıl önce Mısır’ın Şarm eş-Şeyh şehrinde düzenlenen İklim Konferansı’nda iki hükümet arasında ABD- BAE desteğiyle bir anlaşma imzalandı. Dönemin İsrail Başbakanı, yedek başbakan Yair Lapid ile ortaklaşa çalışan Naftali Bennett’ti.

Bennett - Lapid hükümeti düştüğünde ve Netanyahu yeniden iktidara geldiğinde konu, Netanyahu’nun başbakanlığı devralma hırsları olan Enerji Bakanı Katz’a teslim edildi. Koalisyon anlaşmasına göre yakın zamanda dışişleri bakanı olacak.

Netanyahu, BAE’ye bizzat ulaşmak ve hükümetindeki herhangi bir bakanın kendisine özel bir davet gelene kadar BAE’yi ziyaret etmesini engellemek istedi. Ama Ürdün veya BAE’yi yeniden açılıma yöneltme umuduyla bundan geri adım atmak ve Bakan Katz’ın seyahat etmesine izin vermek zorunda kaldı.

İsrail ana muhalefet lideri Lapid, geçen salı günü İtalya’da yaklaşık üç saat süren bir toplantıda BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed ile bir araya gelmişti. Lapid, görüşmenin sonunda yaptığı açıklamada, “İki ülke arasında ilişkiler kurduk ve ortak çıkarları derinleştirmek için iş birliğimizi sürdüreceğiz” dedi.



ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
TT

ABD, Gazze’de “ölüm tuzağı kuran” yardım kuruluşunu fonluyor

GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)
GHF'nin Gazze'deki yardım faaliyetleri başından beri tartışma yaratıyor (Reuters)

ABD, Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (Gaza Humanitarian Foundation/GHF) 500 milyon dolar fon sağlamayı planlıyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla Reuters'a konuşan yetkililer, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın GHF'ye gönderilecek parayı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) fonundan alacağını söylüyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, USAID'in faaliyetlerinin askıya alınacağını ve kuruluşun Dışişleri Bakanlığı bünyesine taşınacağını şubatta duyurmuştu.

Kaynaklar, yardımın İsrail tarafından talep edildiğini belirtiyor. Buna göre Tel Aviv yönetimi Washington'la iletişime geçerek GHF'nin 180 günlük faaliyet masraflarının karşılanmasını istedi. 

Gazze'de geçen ay yardım dağıtmaya başlayan ABD ve İsrail destekli kuruluş, çalışmalarını bağımsız şekilde yürüttüğünü savunuyor. Ancak İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın çarşamba günkü haberinde, Binyamin Netanyahu yönetiminin GHF'ye 700 milyon Yeni İsrail Şekeli (yaklaşık 8 milyar TL) fon sağladığı öne sürülmüştü. İsrail Başbakanlık Ofisi ve radikal sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise iddiaları yalanlamıştı. 

GHF'nin Gazze'deki faaliyetleri, İsrail bombardımanı altındaki bölgede kaosu daha da artırdı. Reuters'ın aktardığına göre 1-3 Haziran'da GHF'nin yardım noktalarında yaşanan saldırılarda en az 80 Filistinli öldürüldü. AA'nın rakamlarına göre gıda yardımı almak isterken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 27 Mayıs'tan bu yana 115’e yükselirken yaralı sayısı 580’i geçti.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki yardım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. 

İsrail ordusuysa sivillere doğrudan ateş edilmediğini ve düzenin sağlanması için uyarı atışı yapıldığını öne sürüyor.

Tartışmalı yardım kuruluşunun CEO'su Jake Wood, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle uyumlu bir şekilde işini yapmasının imkansız olduğunu vurgulayarak 25 Mayıs'ta istifasını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel