İşgal altındaki bölgelerdeki Ukraynalı elitler, Rus siyasetine damgalarını vurmak için nasıl mücadele ediyor?

Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)
Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)
TT

İşgal altındaki bölgelerdeki Ukraynalı elitler, Rus siyasetine damgalarını vurmak için nasıl mücadele ediyor?

Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)
Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)

Dikkatler, Rusya’nın Ukrayna’daki işgalinin çeşitli yönlerine odaklanırken, dikkat çekilecek bir husus da Moskova’nın kontrol altına aldığı bölgelerde yaşayan Ukraynalı siyasetçilerin durumu. Bölge uzmanı Konstantin Skorkin, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı tarafından yayınlanan bir raporda, Ukrayna’nın Rus işgali altındaki bölgelerinde faaliyet gösteren eski Ukraynalı politikacıların Kremlin’in kendilerine eşit muamele yapması yönündeki arzularının gerçekleşmediğini söyledi. Skorkin, devam eden savaşın öngörülemezliğinin de onları giderek daha savunmasız hale getirdiğini vurguladı.

2014 yılında Kırım Yarımadası’nın ilhakından bu yana Rusya, yerel Ukraynalı elitlerin temsilcilerini iktidar yapılarına entegre ediyordu. Bu kişilerin çoğu uzun zamandır Moskova’da, çoğunlukla Rusya yanlısı partilerin önde gelen üyeleri ya da büyük Rus işadamlarının iş ortaklarındandır. Sahada yaşanan olaylar sonucunda beklenmedik bir şekilde zirveye yükselenler de var.

Skorkin, bu insanlar için geri dönüş olmadığını ve bu insanların Ukrayna’da ihanet hazırlığında olduklarını söyledi. Ayrıca bu insanların, Batı’da tüm yaptırım listelerinde olduklarını ve tek seçeneklerinin Rus siyasetinde yer bulmak olduğunu dile getirdi.

Sorun şu ki, Rusya’nın hiyerarşik siyasi sistemi ve eski siyasi aşiretleri yeni gelenleri kabul etmekte isteksiz.

xZAS
Kırım denizcileri, Donanma Günü’nü başkent Sivastopol’da kutladı (AFP)

Rusların ve Ukraynalıların nasıl ‘tek halk’ olduklarına dair kamuoyunda yapılan tüm açıklamalara rağmen Rus yetkililer, aslında ilhak edilen Ukrayna bölgelerinden gelenleri kendilerinin bir parçası olarak görmüyor. Bunun yerine bu yeni Rus unsurları, federal düzeyde çıkarları için baskı yapmalarına yardımcı olmak üzere kendi aşiretlerini kurmaya zorlanıyor.

Bunu yapmada en başarılı olanlar, Kırım’dan gelen seçkinlerdir. Ukrayna’nın doğusundaki Donbass bölgesinden bir zamanların efsanevi aşireti ise zayıf görünüyor. Ukrayna’nın ilhak edilmiş Herson ve Zaporijya bölgelerinin seçkinleri, Ukrayna’nın karşı saldırısı sonucunda toprakları ortadan kalkabilecek en zor görevle karşı karşıya.

Tüm bu gruplar, kaderlerinin tamamen Rus ordusunun başarısına veya başarısızlığına bağlı olduğu gerçeğiyle birleşiyor. Kremlin Ukrayna’da yenilirse, hepsi rezil bir sonla karşılaşacak. Bu durum da onları ne pahasına olursa olsun askeri zafer için dış politika şahinleri ve amigoları yapıyor.

cr
Geçen Temmuz ayında Kırım’ın Kirovsky bölgesinde patlama (AFP)

Rus sistemi içerisinde müttefik bulmaları zor. Çünkü ılımlı teknokratlar, onları saldırgan Putinizm’in radikal bir biçiminin destekçileri olarak görüyor. Aşırı milliyetçiler ise ‘ihanet geçmişleri’ nedeniyle onları güvenilmez buluyor. Sonuç olarak Skorkin’e göre hepsi, kişisel olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sadık.

Aynı şekilde bu eğilimleri en net biçimde ön plana çıkaranlar ise Kırım elitleridir. İlhakın ardından yarımada elitleri, Rus yönetici sınıfıyla bütünleşti ve Rus parlamentosunun her iki meclisinde de temsil hakkı kazandı.

Bu grubun sembolü, 2014’ten bu yana görevde olan ve yakın zamanda görevden alınacağına dair tekrarlanan söylentilerden sağ kurtulan bölge başkanı Sergey Aksyonov’dur. Kendisi, açıkça Putin’in desteğini alıyor. Buna karşılık Aksyonov, patronuna sarsılmaz bir sadakat gösteriyor. Örneğin Rusya’nın özel Wagner grubunun son ayaklanması sırasında Devlet Başkanı’na açıkça destek veren ilk Rus lideriydi.

hy6u
Bu elitlerin tümü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sadık (AFP)

Kırım siyasetinin bir başka usta aktörü de bölge parlamentosu sözcüsü Vladimir Konstantinov. Kendisi, yarımadadaki siyasi elitin ikinci ayağını, 2014 yılında devrilen eski Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile yakından ilişkili olan Rusya yanlısı bir siyasi parti olan eski Bölgeler Partisi’ni temsil ediyor. Konstantinov, 2010 yılında bölge parlamentosuna seçildi ve o zamandan beri bu görevi sürdürüyor.

Skorkin, Kırım’ın liman kenti Sivastopol’da siyasi sahneyi biraz daha karmaşık görüyor. Öyle ki 2014 yılında ilhakı imzalayan yetkililerden biri olan ‘halkın başkanı’ Aleksei Chalyi’nin çok fazla demagog olduğu ortaya çıktı. Kısa süre sonra Sivastopol valisi olarak siyaseti bırakan bir Rus bürokrat olan Sergey Menyaylo tarafından değiştirildi.

Elitlerin Donbass’taki konumu çok farklı. 2014’te Rusya destekli bir ayaklanmanın ardından ortaya çıkan, özerkliklerini ilan eden Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri’nin iki devlet olduğu şeklindeki yanlış duruma rağmen Moskova, yerel elitleri belli bir mesafede tuttu. Temasların çoğu, Kremlin’de ‘Donbass sekreterleri’ olarak kendileri için yetki almayı başaran maceracılar aracılığıylaydı.

xascdve
2014’ten beri görevde olan ve yakında görevden alınacağına dair tekrarlanan söylentilerden kurtulan Bölge Başkanı Sergey Aksyonov (EPA)

Maksimum güç arayan Kremlin, Donbass’ta marjinal siyasi figürlerin profilini yükseltti. 2014’ten bu yana Rus kriz yöneticileri artan bir sıklıkla ortaya çıktı ve geniş çaplı bir işgalin başlaması bu süreci yalnızca hızlandırdı. Kremlin yanlısı uyum, yerel seçkinlerin hayatta kalması için her zaman en iyi yol olmuştur. Hem Donetsk’te hem de Luhansk’ta, herhangi bir yanlış adımın Kremlin’i Donbass’ın özel statüsünü sona erdirecek yerel elitler arasında geniş çaplı bir rotasyon uygulamaya sevk edeceğine dair hiçbir yanılsama yok. Bu yüzden başlarını aşağıda tutmaya çalışıyorlar ve her zaman Putin’in isteklerini yerine getirmeye hevesliler.

Skorkin, yerel Rus yanlısı elitler için en zorlu mücadelenin, 2022’de Rus ordusu tarafından ele geçirilen Ukrayna’nın güney bölgelerinde olacağına dikkati çekti. Eğer 2014’te Moskova’ya giden Kırım ve Donbass’taki elitler, genel olarak halk arasında önemli Rus yanlısı oldukları işaretini veriyorsa, o zaman Herson ve Zaporijya’daki Kremlin yanlısı yetkililer de tamamen Rus savaşına bağımlıdır. Bununla birlikte zaman geçtikçe yerel aşiretlerden bazıları birleşmeye başladı. Ancak her şey askeri duruma bağlı. Yerel elitler, toprakları geri alınırsa Kremlin’in onları hızla ve kalıcı olarak unutacağını çok iyi biliyor.



İsrail hükümeti, Netanyahu’nun Beyaz Saray'a hızlı bir şekilde çağrılmasından endişe duyuyor

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
TT

İsrail hükümeti, Netanyahu’nun Beyaz Saray'a hızlı bir şekilde çağrılmasından endişe duyuyor

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun derhal ve gecikmeksizin Beyaz Saray'a gelmesi yönündeki ısrarının ardından İsrail hükümetinin koridorlarında bir endişe havası hâkim oldu. İsrailli yetkililer, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmaları ve müzakere masasına dönmeleri için kendilerine bir anlaşma dayatılacağından korkuyor.

Ancak Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki savaşın, İran ve ikili ilişkiler de dahil olmak üzere ziyaret sırasında görüşülecek birkaç konudan sadece biri olduğu konusunda güvence verdi ve asıl konunun gümrük vergilerinin yükseltilmesi konusunda bir mutabakat olacağını vurguladı.

Netanyahu, Washington'a giderken başkanlık uçağında kendisine eşlik eden gazetecilere, ABD yönetiminin gümrük vergilerini arttırma kararının İsrail ekonomisini olumsuz etkilediğini ve bunu en aza indirmek için çaba göstereceğini söyledi.

İsrail, onlarca ülkeyi etkileyen gümrük vergilerini arttırma kararından muaf tutulmak için iyi niyet göstergesi olarak ABD'den ithal edilen tarım ürünlerinde İsrail gümrüklerini düşürme girişiminde bulunmuştu, ancak Amerikalılar İsrail mallarına yüzde 17'lik bir artış uyguladı. Netanyahu ise bunun tamamen iptal edilmesini ya da en fazla yüzde 10'a indirilmesini istiyor.

Bunun üzerine Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Netanyahu'nun ABD Başkanı'nın daveti üzerine Washington'a gideceği ve ‘gümrükler, esirlerin iadesine yönelik çabalar, İsrail-Türkiye ilişkileri, İran tehdidi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile yaşanan ihtilaf’ gibi konuları görüşecekleri belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Kanal 12'den aktardığına göre hükümete yakın İsrailli kaynaklar, Beyaz Saray'ın görüşmeyi bugün yapma ısrarının İsrail'in beklemediği bir konu ya da konularla ilgili ‘Trump tarzı’ bir sürprizi gizliyor olabileceğinden endişe ediyor.

Witkoff toplantıya katılacak

Kaynaklar, Beyaz Saray'ın Netanyahu'nun ofisine, Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme müzakerelerini yürüten temsilcisi Steve Witkoff'un görüşmenin hızlandırılmasında ısrar eden kişi olduğunu ve Netanyahu ile Beyaz Saray'daki oturumlara katılacağını bildirdiğini doğruladı. Bu da Gazze konusunun görüşmelerin büyük bir bölümünü işgal edeceği anlamına geliyor.

Kendisine eşlik eden gazetecilere konuşan Netanyahu iyimserdi. Netanyahu, “İsrail ekonomisi için çok önemli olan bir konu hakkında konuşmak üzere Başkan Trump ile bir araya gelecek ilk yabancı lider olduğumu söyleyebilirim. Ülkelerinin ekonomisi için bunu yapmak isteyen uzun bir liderler silsilesi var. Bunun da ABD ile İsrail arasındaki özel ilişkiyi yansıttığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Suriye konusunu da gündeme getirerek şunları söyledi: “İsrail'in geçen hafta Suriye'deki saldırılarını arttırması, Türkiye'nin kontrolünü engellemek için Suriye'deki askeri havaalanlarını tahrip etmesi ve İsrail saldırılarını kısıtlayan hava savunma sistemleri kurması ışığında İsrail, Amerikalıların belki de Suriye'nin nüfuz bölgelerine bölünmesinde ve İsrail ile Türkiye arasında Suriye'de güvenlik anlaşmaları yapılmasında önemli bir rol oynayacağını umuyor.”

Macaristan'ın misafirperverliği

Netanyahu, ‘çok başarılı’ olarak nitelendirdiği Macaristan ziyaretini, Macaristan Cumhurbaşkanı'nın kendisine verdiği görkemli bir resepsiyon ve eşi Sara ile evlilik yıldönümlerini Tuna Nehri üzerinde lüks bir yatta romantik bir geziyle kutlamasıyla sonlandırdı.

Netanyahu burada bir silah anlaşması yaptığını ve Macaristan ile Çek Cumhuriyeti'nin İsrail'deki büyükelçiliklerini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyacaklarını duyurmayı planladıklarını söyledi. Böylece Guatemala, Kosova, Honduras, Papua Yeni Gine ve Paraguay olmak üzere beş olan büyükelçilik taşıma kararında ABD'yi takip eden ülke sayısı yediye yükselmiş oldu.

Netanyahu'nun Macaristan ziyareti İsrail'de, özellikle de cumartesi akşamı Tel Aviv'de ve başka yerlerde büyük gösteriler düzenleyen ve bir bildiri yayınlayan esirlerin aileleri tarafından ağır bir şekilde eleştirildi. Yayınlanan bildiride, “O ve eşi, Tuna Nehri’nde dinlenirken biz esaret altında ölen, acı içinde kıvranan çocuklarımız için yanıyoruz” ifadesi yer aldı.

defrgty
Cumartesi akşamı Tel Aviv'de İsrail hükümeti ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı düzenlenen ve tüm esirlerin bir an önce serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (Reuters)

Gazze Şeridi’nde esaret altında ölen Itai'nin kız kardeşi Merav Svirsky şunları söyledi: “Netanyahu savaşın genişletilmesi emrini verdi ve askeri baskının kardeşlerimizi geri getireceğini iddia etti. Oysa gerçekler onları öldürdüğünü kanıtlıyor. Şimdi de Hamas, esirlerin yarısının saldırıların planlandığı yerlerde tutulduğunu açıkladı.”

Svirsky, aileler adına şu soruyu sordu: “Netanyahu neden anlaşmayı ihlal etti ve B aşamasının başarısız olmasına neden oldu? Neden hepsinin birden iade edilmesini kabul etmedi? Neden Mısır'ın savaşı sona erdirme ve hepsini iade etme önerisi kabinede tartışılmadı?”

Kaçırılan asker Nimrod Cohen'in annesi Vicky Cohen, esirlerin yaşamı ile Başbakan'ın yaşamı arasındaki keskin zıtlığa dikkat çekti: “Esirler bir soykırımla karşı karşıyayken ve esaret altında tuvalet suyu içerken, Netanyahu Avrupa'da lüks bir tatilin tadını çıkarıyor. Onlar açlıktan ölüyor ve günde çeyrek ekmekle yaşıyorlar, Netanyahu ise lüks otel yemeklerinin tadını çıkarıyor. Esirler kelepçeli ve o, Şin-Bet Başkanı’ndan sevdiklerinin serbest bırakılması için mücadele eden vatandaşları yargılamasını istiyor.”

Ofer Calderon'un kuzeni Yifat Calderon ise doğrudan ABD Başkanı'na seslendi: “Netanyahu askeri baskının esirleri geri getireceğini söylerken yalan söylüyor. Tüm esirleri hızlı bir şekilde geri getirmenin tek yolu savaşı sona erdirmek ve hepsini bir kerede geri getirmektir. Sadece siz savaşı durdurabilir ve hepsini geri getirebilirsiniz. Diğer tüm tehditler esirlerin geri getirilmesinden sonra ele alınabilir. Lütfen Netanyahu'ya savaşı sona erdirmesi ve hepsini geri getirmesi için baskı yapmak için elinizden geleni yapın.”