İşgal altındaki bölgelerdeki Ukraynalı elitler, Rus siyasetine damgalarını vurmak için nasıl mücadele ediyor?

Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)
Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)
TT
20

İşgal altındaki bölgelerdeki Ukraynalı elitler, Rus siyasetine damgalarını vurmak için nasıl mücadele ediyor?

Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)
Kırım’ı Rusya anakarasına bağlayan Kerç Köprüsü’ndeki trenler (Reuters)

Dikkatler, Rusya’nın Ukrayna’daki işgalinin çeşitli yönlerine odaklanırken, dikkat çekilecek bir husus da Moskova’nın kontrol altına aldığı bölgelerde yaşayan Ukraynalı siyasetçilerin durumu. Bölge uzmanı Konstantin Skorkin, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı tarafından yayınlanan bir raporda, Ukrayna’nın Rus işgali altındaki bölgelerinde faaliyet gösteren eski Ukraynalı politikacıların Kremlin’in kendilerine eşit muamele yapması yönündeki arzularının gerçekleşmediğini söyledi. Skorkin, devam eden savaşın öngörülemezliğinin de onları giderek daha savunmasız hale getirdiğini vurguladı.

2014 yılında Kırım Yarımadası’nın ilhakından bu yana Rusya, yerel Ukraynalı elitlerin temsilcilerini iktidar yapılarına entegre ediyordu. Bu kişilerin çoğu uzun zamandır Moskova’da, çoğunlukla Rusya yanlısı partilerin önde gelen üyeleri ya da büyük Rus işadamlarının iş ortaklarındandır. Sahada yaşanan olaylar sonucunda beklenmedik bir şekilde zirveye yükselenler de var.

Skorkin, bu insanlar için geri dönüş olmadığını ve bu insanların Ukrayna’da ihanet hazırlığında olduklarını söyledi. Ayrıca bu insanların, Batı’da tüm yaptırım listelerinde olduklarını ve tek seçeneklerinin Rus siyasetinde yer bulmak olduğunu dile getirdi.

Sorun şu ki, Rusya’nın hiyerarşik siyasi sistemi ve eski siyasi aşiretleri yeni gelenleri kabul etmekte isteksiz.

xZAS
Kırım denizcileri, Donanma Günü’nü başkent Sivastopol’da kutladı (AFP)

Rusların ve Ukraynalıların nasıl ‘tek halk’ olduklarına dair kamuoyunda yapılan tüm açıklamalara rağmen Rus yetkililer, aslında ilhak edilen Ukrayna bölgelerinden gelenleri kendilerinin bir parçası olarak görmüyor. Bunun yerine bu yeni Rus unsurları, federal düzeyde çıkarları için baskı yapmalarına yardımcı olmak üzere kendi aşiretlerini kurmaya zorlanıyor.

Bunu yapmada en başarılı olanlar, Kırım’dan gelen seçkinlerdir. Ukrayna’nın doğusundaki Donbass bölgesinden bir zamanların efsanevi aşireti ise zayıf görünüyor. Ukrayna’nın ilhak edilmiş Herson ve Zaporijya bölgelerinin seçkinleri, Ukrayna’nın karşı saldırısı sonucunda toprakları ortadan kalkabilecek en zor görevle karşı karşıya.

Tüm bu gruplar, kaderlerinin tamamen Rus ordusunun başarısına veya başarısızlığına bağlı olduğu gerçeğiyle birleşiyor. Kremlin Ukrayna’da yenilirse, hepsi rezil bir sonla karşılaşacak. Bu durum da onları ne pahasına olursa olsun askeri zafer için dış politika şahinleri ve amigoları yapıyor.

cr
Geçen Temmuz ayında Kırım’ın Kirovsky bölgesinde patlama (AFP)

Rus sistemi içerisinde müttefik bulmaları zor. Çünkü ılımlı teknokratlar, onları saldırgan Putinizm’in radikal bir biçiminin destekçileri olarak görüyor. Aşırı milliyetçiler ise ‘ihanet geçmişleri’ nedeniyle onları güvenilmez buluyor. Sonuç olarak Skorkin’e göre hepsi, kişisel olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sadık.

Aynı şekilde bu eğilimleri en net biçimde ön plana çıkaranlar ise Kırım elitleridir. İlhakın ardından yarımada elitleri, Rus yönetici sınıfıyla bütünleşti ve Rus parlamentosunun her iki meclisinde de temsil hakkı kazandı.

Bu grubun sembolü, 2014’ten bu yana görevde olan ve yakın zamanda görevden alınacağına dair tekrarlanan söylentilerden sağ kurtulan bölge başkanı Sergey Aksyonov’dur. Kendisi, açıkça Putin’in desteğini alıyor. Buna karşılık Aksyonov, patronuna sarsılmaz bir sadakat gösteriyor. Örneğin Rusya’nın özel Wagner grubunun son ayaklanması sırasında Devlet Başkanı’na açıkça destek veren ilk Rus lideriydi.

hy6u
Bu elitlerin tümü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sadık (AFP)

Kırım siyasetinin bir başka usta aktörü de bölge parlamentosu sözcüsü Vladimir Konstantinov. Kendisi, yarımadadaki siyasi elitin ikinci ayağını, 2014 yılında devrilen eski Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile yakından ilişkili olan Rusya yanlısı bir siyasi parti olan eski Bölgeler Partisi’ni temsil ediyor. Konstantinov, 2010 yılında bölge parlamentosuna seçildi ve o zamandan beri bu görevi sürdürüyor.

Skorkin, Kırım’ın liman kenti Sivastopol’da siyasi sahneyi biraz daha karmaşık görüyor. Öyle ki 2014 yılında ilhakı imzalayan yetkililerden biri olan ‘halkın başkanı’ Aleksei Chalyi’nin çok fazla demagog olduğu ortaya çıktı. Kısa süre sonra Sivastopol valisi olarak siyaseti bırakan bir Rus bürokrat olan Sergey Menyaylo tarafından değiştirildi.

Elitlerin Donbass’taki konumu çok farklı. 2014’te Rusya destekli bir ayaklanmanın ardından ortaya çıkan, özerkliklerini ilan eden Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri’nin iki devlet olduğu şeklindeki yanlış duruma rağmen Moskova, yerel elitleri belli bir mesafede tuttu. Temasların çoğu, Kremlin’de ‘Donbass sekreterleri’ olarak kendileri için yetki almayı başaran maceracılar aracılığıylaydı.

xascdve
2014’ten beri görevde olan ve yakında görevden alınacağına dair tekrarlanan söylentilerden kurtulan Bölge Başkanı Sergey Aksyonov (EPA)

Maksimum güç arayan Kremlin, Donbass’ta marjinal siyasi figürlerin profilini yükseltti. 2014’ten bu yana Rus kriz yöneticileri artan bir sıklıkla ortaya çıktı ve geniş çaplı bir işgalin başlaması bu süreci yalnızca hızlandırdı. Kremlin yanlısı uyum, yerel seçkinlerin hayatta kalması için her zaman en iyi yol olmuştur. Hem Donetsk’te hem de Luhansk’ta, herhangi bir yanlış adımın Kremlin’i Donbass’ın özel statüsünü sona erdirecek yerel elitler arasında geniş çaplı bir rotasyon uygulamaya sevk edeceğine dair hiçbir yanılsama yok. Bu yüzden başlarını aşağıda tutmaya çalışıyorlar ve her zaman Putin’in isteklerini yerine getirmeye hevesliler.

Skorkin, yerel Rus yanlısı elitler için en zorlu mücadelenin, 2022’de Rus ordusu tarafından ele geçirilen Ukrayna’nın güney bölgelerinde olacağına dikkati çekti. Eğer 2014’te Moskova’ya giden Kırım ve Donbass’taki elitler, genel olarak halk arasında önemli Rus yanlısı oldukları işaretini veriyorsa, o zaman Herson ve Zaporijya’daki Kremlin yanlısı yetkililer de tamamen Rus savaşına bağımlıdır. Bununla birlikte zaman geçtikçe yerel aşiretlerden bazıları birleşmeye başladı. Ancak her şey askeri duruma bağlı. Yerel elitler, toprakları geri alınırsa Kremlin’in onları hızla ve kalıcı olarak unutacağını çok iyi biliyor.



Erdoğan: Şam'a yönelik yaptırımların kaldırılmasını istiyoruz... İsrail devrimi ‘dinamitlemeye’ çalışıyor

Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'i Suriye ve bölgeyi istikrarsızlaştırmakla suçladı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'i Suriye ve bölgeyi istikrarsızlaştırmakla suçladı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT
20

Erdoğan: Şam'a yönelik yaptırımların kaldırılmasını istiyoruz... İsrail devrimi ‘dinamitlemeye’ çalışıyor

Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'i Suriye ve bölgeyi istikrarsızlaştırmakla suçladı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'i Suriye ve bölgeyi istikrarsızlaştırmakla suçladı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera'ya Türkiye'nin Suriye'ye uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılması için diplomatik çabalarını sürdüreceği konusunda güvence verdi.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeli mevkidaşı eş-Şera ile görüşmesine ilişkin bir açıklama yayınlandı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı açıklamada, Erdoğan'ın Antalya Diplomasi Forumu için Türkiye’de bulunan eş-Şera ile yaptığı görüşmede, Suriye ile ticari ve ekonomik alanda iş birliğini canlandırmak için gayretlerin artırılması gerektiğini ve Türkiye'nin istikrarı yeniden tesis etmek için Suriye'yi desteklemeye devam edeceğini vurguladığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Türkiye’nin Suriye’de yeniden kaos yaşanmasını isteyenlere fırsat verilmemesini memnuniyetle karşıladığını, gelecek yılların Suriye’de istikrarın, refahın ve huzurun yılları olacağını ifade etti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'ndaki görüşmeleri sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile el sıkıştı. (AFP)Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'ndaki görüşmeleri sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile el sıkıştı. (AFP)

Türkiye, İsrail'i Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından ülkedeki bölünmeleri körükleyerek Suriye'deki devrimi dinamitlemeye çalışmakla suçladı ve bölgedeki istikrarsızlıktan sorumlu tuttu.

Erdoğan, İsrail'in Suriye'de etnik ve dini aidiyetleri kaşıyarak, ülkedeki azınlıkları hükümete karşı kışkırtarak 8 Aralık devrimini dinamitlemeye çalıştığını vurguladı.

“Suriye'nin yeni bir istikrarsızlık girdabına sürüklenmesine göz yummayız” diyen Erdoğan, Suriye halkının acı, zulüm ve savaştan bıktığını ifade etti.

Türkiye'nin güneyindeki Antalya kentinde dün başlayan 4’üncü Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuşan Erdoğan, İsrail'in Suriye'deki saldırılarının DEAŞ’la mücadele çabalarını olumsuz etkilediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuştu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nun açılışında konuştu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan ayrıca, İsrail'i Lübnan ve Suriye'ye yönelik saldırılarıyla bölgenin istikrarını doğrudan tehdit etmekle suçladı.

Türkiye, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera liderliğindeki yeni yönetimi çeşitli alanlarda destekliyor. Ankara ile Şam arasında Suriye'de Türk askeri üslerinin kurulmasını da içeren olası bir askeri iş birliği anlaşması, Hama ve Tiyas askeri havaalanlarını vurmakta gecikmeyen İsrail'i endişelendirdi. İsrail, iki hafta boyunca saldırılarını Türkiye'nin büyük bir hava üssü inşa edeceği söylenen T4 Hava Üssü’ne yoğunlaştırdı.

Diğer yandan Türk ve İsrail heyetleri çarşamba günü Azerbaycan'da, gerilimi azaltma mekanizması kurulması ve Suriye topraklarında olay ya da çatışmaların önlenmesi konusunda anlaşmaya varmak amacıyla görüşmelerde bulundu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Antalya Diplomasi Forumu koridorlarında sohbet ediyor. (EPA)Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Antalya Diplomasi Forumu koridorlarında sohbet ediyor. (EPA)

Pazar gününe kadar devam edecek olan 4’üncü Antalya Diplomasi Forumu'na katılan eş-Şera, forumun ilk yılından bu yana Suriye'nin ilk resmi katılımını gerçekleştiriyor. Zira geçen yılki foruma Suriye'nin varlığı o dönemde Suriyeli bir muhalefet heyetiyle sınırlı kalmıştı.

Geçtiğimiz yıl üçüncüsü düzenlenen foruma Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in yanı sıra aralarında Müzakere Komisyonu Başkanı Bedir Camus, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Hadi el-Bahra ve Geçici Hükümet Başbakanı Abdurrahman Mustafa'nın da bulunduğu çok sayıda muhalif isim katılmıştı.

Foruma devlet ve hükümet başkanları ile dışişleri bakanları, 140 ülkeden yaklaşık 450 temsilci, üst düzey uluslararası örgütlerden 60 temsilci ve 4 binden fazla konuk katılıyor.

Eş-Şera'nın foruma katılmak üzere Türkiye'ye yaptığı ziyaret, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını sürdürmesi ve Ankara'nın Suriye topraklarındaki askeri varlığını güçlendirme çabalarının İsrail tarafından reddedilmesi nedeniyle Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmazlıkların arttığı bir döneme denk geldi.

Bir çatışma çözüm mekanizması kurulması yönündeki çabaların devam edeceğini belirten Türkiye Savunma Bakanlığı kaynakları, İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikasından vazgeçmesi ve uluslararası toplumun bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Türkiye'de düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ile bir araya geldi. (SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Türkiye'de düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu çerçevesinde Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ile bir araya geldi. (SANA)

Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ile bir görüşme gerçekleştiren eş-Şera, Şam'ın Beşşar Esed döneminden bu yana Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması talebine destek sağlamak amacıyla başka görüşmeler de gerçekleştirecek.

Türkiye, eş-Şera ile Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin arasında iki ülke arasındaki görüş ayrılıklarını gidermek üzere bir toplantı düzenlemeye hazırlanıyor.

Türkiye'nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Aslı Güven, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik devam eden saldırılarının (Suriye’nin) egemenliğinin ihlali anlamına geldiğini ve bölgesel istikrarı tehdit ettiğini vurguladı.

Perşembe gecesi BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına ilişkin düzenlenen oturumda konuşan Güven, İsrail'in Suriye topraklarına saldırmaya devam ederek (Suriye’nin) egemenliğini ihlal ettiğini, bölgesel istikrarı tehdit ettiğini ve Suriye'nin terör örgütü DEAŞ'la mücadele çabalarını ve terörle mücadeleye yönelik ortak çabaları doğrudan zayıflattığını söyledi.

Suriye yönetiminin attığı adımların, halkının beklentileri doğrultusunda Suriye'ye ait ve Suriye liderliğinde bir siyasi geçişi hayata geçirme iradesini gösterdiğini belirten Güven, Suriye'nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve birliğinin tam olarak korunması gerektiğini ve Türkiye'nin bu hayati görevde Suriye ile iş birliğine hazır olduğunu vurguladı.

Güven, uluslararası toplumu, Suriye halkının onurlu bir şekilde toparlanmasına yardımcı olmak için ortak bir sorumluluk üstlenmeye ve onlarla gerçek bir dayanışma göstermeye çağırdı.