Hakikat gerçekten orada bir yerde mi: UFO'ları saran gizlilik hakkında konuşmamız gerek

Gece göğündeki gizemli uçan daire iddiaları onlarca yıldır var (Unsplash)
Gece göğündeki gizemli uçan daire iddiaları onlarca yıldır var (Unsplash)
TT

Hakikat gerçekten orada bir yerde mi: UFO'ları saran gizlilik hakkında konuşmamız gerek

Gece göğündeki gizemli uçan daire iddiaları onlarca yıldır var (Unsplash)
Gece göğündeki gizemli uçan daire iddiaları onlarca yıldır var (Unsplash)

Neredeyse 19 yıl önce Kaliforniya kıyıları açıklarında bir öğleden sonra, ABD Donanması pilotu David Fravor inandığı her şeye meydan okuyacak bir şey gördü.

F/A-18 Hornet filosuyla rutin eğitim görevine öncülük ederken gökyüzünde alışılmadık bir şey tespit etti. Bu, yaklaşık kendi uçağı büyüklüğünde ancak anladığımız fizik kurallarına aykırı biçimde hareket edebilen, Tic Tac şekeri şeklinde bir dizi cisimdi. Bazılarının göz açıp kapayıncaya kadar yaklaşık 24 bin metreden 6 bin metreye indiği bildiriliyordu ve Fravor yaklaştıkça cisimlerden biri hızla uzaklaşmıştı. Pilot yıllar sonra verdiği bir röportajda "hayatımda gördüğüm en hızlı şeydi" dedi.

Nesneleri tespit eden tek pilot Fravor değildi. Başka bir mürettebat Tic Tac'lardan birinin videosunu bile çekmeyi başardı. Bu video, ABD yönetiminin 5 yıllık gizli bir araştırma programının odak noktası haline geldi ve 26 Temmuz'da Kongre'de düzenlenen tanımlanamayan uçan cisimlerle (UFO'lar) ilgili tarihi oturumun tartışma konusu oldu.

ABD'li yasa koyucu Robert Garcia, alt komite oturumunun açılış konuşmasında "Tanımlanamayan anormal olaylara dair çok sayıda haber, ifşacı ve hikaye bulunması gerçek sorular, soruşturma ve gözetim gerektiriyor" dedi.

İşte bu yüzden bugün buradayız.

UFO'lardan ya da ABD yönetiminin güncel deyimiyle UAP'lardan (tanımlanamayan hava fenomenleri) bahsetmemiz gerekiyor. Onlarca yıl boyunca, gökyüzünde dolaşan gizemli gemilerle ilgili hikayeler, bilimkurgunun ya da Amerika'nın güneybatısındaki çölde 51. Bölge adı verilen gizemli askeri üste neler olup bittiği hakkında takıntılı, eksantrik kişilerin alanıydı.

Ancak son yıllarda üst düzey yetkililerden ciddi sorular gelmeye başladı. Pentagon 2007'den 2012'ye kadar bu tür UAP'ları araştırmak için 22 milyon dolarlık gizli bir program yürüttü. Eski ABD Başkanı Barack Obama bile Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra gökyüzünde gizemlerin dolaştığına dair kanıtlar olduğunu kabul etti. Obama iki yıl önce "Nasıl hareket ettiklerini, güzergahlarını izah edemiyoruz" demişti.

Geçen ay gerçekleşen Kongre alt komitesi oturumu, The X-Files'ın kurgusal FBI müfettişi Fox Mulder'ın içini ısıtırdı. Aralarında Fravor'ın da bulunduğu bir grup eski ABD askeri yetkilisi şoke edici ifşalarda bulundu.

Bunlar arasında, ABD yönetiminin UAP'lara sahip olduğu ve bunları gizli tuttuğu; gizlice finanse edilen programların UAP'ları gizli tutmakla görevlendirildiği; dünya dışı teknolojiyi gizleme ve tersine mühendislik çabalarında insanların zarar gördüğü veya yaralandığı ve kaza alanlarından "insan olmayan" pilot kalıntılarının çıkarıldığı gibi, yalan beyanda bulunma cezasına tabi iddialar vardı.

Bir noktada, eski ABD istihbarat görevlisi David Grusch'a yönetimin uzaylı yaşam formlarıyla temas kurup kurmadığı soruldu. Grusch, şaşkınlık içindeki yasa koyucuların bakışları arasında "Bu halka açık bir ortamda tartışamayacağım bir konu" dedi.

Grusch'un ifşalarına cevaben hem NASA hem de Savunma Bakanlığı, dünya dışı yaşama dair kanıt olduğunu ya da onların teknolojilerinin örtbas edildiğini reddetti. Ancak bilgileri gizli diye sınıflandırmada çok fazla ileri gitme veya yetkililere makul inkar edilebilirlik sağlamak için istihbaratı parçalara bölmede amaçlananın tam tersi etkide bulunan eğilimlere sahip olan bir ABD yönetimine güvenmek zor. Her halükarda, halka açık ifadeler bile endişe vericiydi.

Alt komitedeki normalde birbirine düşman olan Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, açık sözlülükleri nedeniyle kariyerlerinde yara almış tanıkların ifşalarından ve samimiyetinden eşit derecede etkilenmiş görünüyordu.

Alexandra Ocasio-Cortez, olağan kamuya hesap verebilirlik kurallarına tabi olmayan gizli özel sektör yüklenicilerinin kullanımı hakkında zor sorular sordu.

Ocasio-Cortez, tanıklara "Benim yerimde olsaydınız, nereye bakardınız?" diye sordu.

Gece göğündeki gizemli uçan daire iddiaları onlarca yıldır sürüyor. Ancak son iddialar dikkate değer. Hem tanıklar hem de yasa koyucular, gizemli cisimlerin rapor edilmesi karşıtı damgalamanın, deli damgası yemekten endişe eden hem ticari hem de askeri pilotlar açısından tehlikelere ve baskılara yol açtığında hemfikir. Eğer bir pilot anormal bir şey fark ederse, bunu bildirmesi yüzünden kariyerinin kötü etkilenmesine katlanmaktansa, sessiz kalması daha iyi olur.

Yasa koyucu Garcia, "Hem ticari hem de askeri pilotların UAP'ları bildirebileceği güvenli ve şeffaf bir bildirim süreci olmalı" dedi.

Tehlikelerin potansiyeli gerçek. Oturumdaki tanıklar, gördükleri ya da öğrendikleri olayların insanlık için tehdit oluşturabileceğinde hemfikirdi. Bir yasa koyucunun, karşılaşılan bazı cisimlerin istihbarat toplamaya çalışan keşif araçları olabileceği yönündeki değerlendirmesini teyit ettiler. Kanıtların, karşı konulması zor olabilecek potansiyel bir "varoluşsal" tehdide işaret ettiğini söylediler.

Fravor, 2004'teki Tic-Tac yakın karşılaşması için "Karşılaştığımız teknoloji sahip olduğumuz her şeyden çok daha üstündü" dedi.

ABD hava kuvvetlerinin madalyalı subayı Grusch, komplocu bir çılgın olmaktan çok askeri bir dahi gibi görünüyor. Grusch, Afganistan'da muharebe görevi yaptı ve daha sonra Pentagon'un UAP'larla ilgili son derece hassas bir programında çalışmaya başladı. Kısa süre içinde kimseye güvenmemeyi öğrendi. Haziranda ifşalarını kamuoyuna açıklamadan önce bir avukat tuttu ve ifşacı koruması talep etti. Askeri kurumdaki meslektaşlarınca, kamuoyuna açıklama yapmak isteyen diğerlerinin başına gelen korkunç sonuçlara ilişkin uyarıldığını söyledi.

Yasa koyucular, gizli bilgileri tartışmak için güvenli bir odaya erişimlerinin askeri yetkililerce engellendiğini, alt komitenin kurulması ve en başta oturumun başlatılmasında bile büyük bir dirençle karşılaştıklarını iddia etti. Temsilci Tim Burchett, "Her adımı çetin bir mücadeleydi" dedi.

Yasa koyucular, 26 Temmuz'un alt komitenin düzenleyeceği çok sayıda oturumun ilki olduğunda ısrarcıydı. Bu oturumlar evrende yalnız olup olmadığımız sırrını çözebilecek mi sorusu belirsizliğini koruyor. Ancak belki de oturumlar, ABD yönetimini hem evren hem de dünyaya ilişkin konularda çevreleyen gereksiz gizlilik duvarlarını kırabilir.



Yaklaşık 60 yılın en kötü kuraklığı... Eşi benzeri görülmemiş kuraklık Suriye'nin buğday mahsullerini tehdit ediyor

Buğday tarlası (AP)
Buğday tarlası (AP)
TT

Yaklaşık 60 yılın en kötü kuraklığı... Eşi benzeri görülmemiş kuraklık Suriye'nin buğday mahsullerini tehdit ediyor

Buğday tarlası (AP)
Buğday tarlası (AP)

BM'ye göre 16 milyondan fazla Suriyeliyi gıda güvensizliği ile tehdit eden on yıllardır süren kuraklığın ortasında, Suriye otoritesi ve Kürt Özerk Yönetimi bu yıl çiftçilerden buğday mahsulü satın almak için yarışıyor.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Birleşmiş Milletler ajansı Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO), yaklaşık 2,5 milyon hektar buğday ekili arazi olumsuz hava koşullarından etkilendiğini belirtti. Bu durum 2011'de çatışmaların patlak vermesinden önce buğdayda kendi kendine yeterli olan ülkeyi, giderek daha fazla ithalata bel bağlamak zorunda bırakacak.

FAO'nun Suriye'deki yardımcı temsilcisi Haya Ebu Asaf ajansa, "Mevcut tarım sezonunda yaşanan sert hava koşulları, yaklaşık 60 yıldır görülen en kötü koşullar" dedi.

Bu koşullar "ekilen alanların yaklaşık yüzde 75'i ile hayvancılık üretimi için doğal meraları" etkiledi.

Ebu Asaf’a göre Suriye kısa bir kış mevsimi ve düşük yağış yaşadı. Sonuç olarak, FAO göstergelerine göre "yağmurla beslenen buğdayın yaklaşık %95'i zarar gördü ve etkilendi, sulanan buğday ise normalden %30 ila %40 daha az verim verecek."

Asaf bunun, "2,5 ila 2,7 milyon ton arasında bir eksikliğe yol açacağı" ve bunun "bu yıl Suriye'de yaklaşık 16,3 milyon insanı gıda güvensizliği riski altına sokacağı" konusunda uyardı.

2011'de çatışmanın patlak vermesinden önce Suriye buğdayda kendi kendine yetiyordu ve yıllık 4,1 milyon ton üretimi vardı. Ancak çatışmalar genişledikçe ve çatışan taraflar çoğaldıkça üretim rekor seviyelere düştü ve eski rejim özellikle müttefiki Rusya'dan buğday ithal etmek zorunda kaldı.

Teşvik Ödülü

Suriye yetkilileri ve ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda geniş bir alanı denetleyen Kürt liderliğindeki Özerk Yönetim, çiftçilerden buğday mahsulü satın almak için rekabet ediyor. Özerk yönetimin kurumlarını Suriye devletine entegre etmek üzere bir anlaşma imzaladı, ancak henüz uygulamaya konulmadı. Bu nedenle iki taraf, ton başına ticari fiyata eklenecek bir teşvik pirimi açıkladı.

Ekonomi Bakanlığı, bir başkanlık kararnamesi uyarınca, buğdayın ton başına satın alma fiyatını, kaliteye bağlı olarak 290 ila 320 dolar arasında belirledi ve buna "130 dolarlık teşvik primi" eklendi. Bir hükümet yetkilisine göre, bu hareket "çiftçileri mahsullerini Genel Tahıl Şirketi'ne teslim etmeye teşvik etmeyi" amaçlıyor.

Kuzeydoğu Suriye'de, Kürt Özerk Yönetimi, çiftçilerin sürdürülebilirlik ve üretim yeteneklerini güçlendirmeyi amaçlayan bir hamleyle, "ton başına 70 dolarlık doğrudan destek" dahil olmak üzere, buğdayın ton başına fiyatını 420 dolara belirledi.

Geçtiğimiz yıl, eski rejim yetkilileri, Kürt güçlerinin kontrolündeki bölgelerde 310 dolara kıyasla ton başına fiyatı 350 dolar olarak belirledi.

Uzmanlara ve yetkililere göre bu sezonun fiyat tespiti düşük üretim ve yaklaşık altmış yıldır görülmemiş bir kuraklık krizi ortasında gerçekleşiyor.

Suriye Tarım Bakanlığı, hükümet kontrolündeki bölgelerde 300 bin ila 350 bin ton buğday hasadı yapmayı bekliyor. Genel Tahıl Kuruluşu müdürü Hasan Osman yakın zamanda Suriye televizyonuna, bu miktardan 250 bin ila 300 bin ton satın almayı planladığını söyledi.

Osman, "Kendi kendine yeterlilik sağlanamadı, ancak bir kurum olarak yurtdışından buğday ithal ederek ve değirmenlerimizde öğüterek gıda güvenliğini sağlamak için çalışıyoruz" diye vurguladı.

Devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde Rusya'dan düzenli buğday tedarikleri geldi. 8 Aralık'ta devrilmesinden bu yana, Rusya'dan buğday taşıyan bir gemi nisan ayında Lazkiye limanına geldi ve bir diğeri de geçen ay Tartus limanına ulaştı. Irak ayrıca Suriye halkına bir hediye olarak 220 bin ton buğday gönderdiğini duyurdu.

Yoksulluk ve Açlık

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Amuda kırsalında, 65 yaşındaki Cemşid Hasso, 200 hektarlık sulanabilir alanı kaplayan buğday başaklarını inceliyor. Elleriyle bir buğday başağını ovuşturuyor ve küçük tanelere işaret ediyor. "Düşük yağış nedeniyle sulanabilir buğday yetiştirmek için büyük çaba sarf ettik," diyor.

AFP'ye şöyle açıklıyor: "Bu arazi altı kez fıskiyelerle sulandı. Buna rağmen başakların boyu kısa, verimleri düşük ve taneleri küçük kaldı."

40 yıldır çiftçilik yapan Hasso, tarlasını sulamak için yeraltı su seviyesinin düşük olması nedeniyle pompalarını 160 metreden daha derine indirmek zorunda kaldı. Yine de üretim son derece düşük kaldı.

FAO'ya göre, "Su seviyesi önceki yıllara kıyasla önemli ölçüde azaldı ve bu, korkutucu bir gösterge."

Çeşitli tarımsal ürünlerin üretimini ve hayvancılık sektörünü olumsuz etkileyen kuraklık, 14 yıllık yıkıcı çatışmanın ardından Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı zaten olumsuz olan ekonomik koşulları daha da kötüleştiriyor.

Tarımsal gelir, yerel ekonomiyi canlandırmada, gıda güvenliğini sağlamada ve özellikle tarımsal ve kırsal alanlarda nüfusun yaşam standardını iyileştirmede önemli rol oynar.

"Destek almazsak devam edemeyiz. Toprağı tekrar süremez ve sulayamayız, çünkü bilinmezliğe doğru gidiyoruz ve başka alternatif yok" diyor Hasso.

"İnsanlar yoksulluk ve açlık çekiyor." diye devam ediyor.