Telegraph, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın yakınlaşmasını yazdı: "İki lider artık aynı yöne gidiyor"https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4482926-telegraph-t%C3%BCrkiye-ve-suudi-arabistan%C4%B1n-yak%C4%B1nla%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1-yazd%C4%B1-i%CC%87ki-lider-art%C4%B1k-ayn%C4%B1
Telegraph, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın yakınlaşmasını yazdı: "İki lider artık aynı yöne gidiyor"
Birleşik Krallık'ın Telegraph gazetesi, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki yakınlaşmayı değerlendirdi.
Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 18 Temmuz'da yaptığı ziyarette, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a ilk yerli otomobil TOGG'u hediye ettiği hatırlatılarak, "Bu birkaç yıl öncesine kadar hayal bile edilemeyecek bir görüntüydü" dendi.
Aynı görüşmede, Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın yönetim kurulu başkanı olduğu Baykar Teknoloji tarafından geliştirilen Bayraktar Akıncı drone'larının Suudi Arabistan'a satılması için anlaşma imzalandığına da işaret edildi.
Analizde, anlaşmaya dair "Erdoğan, Türkiye'nin krizle boğuşan ekonomisini kurtarmak için Körfez ülkelerinden yatırıma yönelirken, Suudi Arabistan da savunma sanayisini güçlendirmek istiyor" değerlendirmesi yapıldı.
Telegraph, Türkiye'nin eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer'in şu yorumlarını da paylaştı:
ABD'nin Afganistan'dan ve bölgeden çekilmesiyle bu ülkeler savunma sanayii konusunda alternatif arayışına girdi. Bayraktar drone'ları Ukrayna'daki savaşta başarılı olduğu için Türkiye burada bir ölçüde stratejik avantaja sahip. Bu drone'lar Türkiye'nin dış politikasında önemli araç haline geldi.
Haberde, Riyad yönetimine yakın analistlerden Ali Şihabi'nin "Bu kesinlikle büyük bir değişim. Suudi Arabistan'ın ilişkileri geliştirmek istediği de kesin" değerlendirmesine yer verildi.
Telegraph, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülmesinin ardından Ankara ve Riyad'ın arasında tansiyonun yükseldiğini fakat son dönemde ikili ilişkilerde ciddi ilerleme kaydedildiğini yazdı.
Erdoğan ve Veliaht Prens Selman arasındaki yakınlaşma için "Bu, net bir mesaj niteliğinde: Bir zamanlar çatışma içindeki iki lider artık aynı yöne ilerliyor" ifadeleri kullanıldı.
Telegraph, mayıstaki seçimler öncesinde Ankara ve Riyad arasında, Suudi Arabistan'ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na 5 milyar dolarlık mevduat yatırmasını taahhüt eden anlaşmayı imzaladıkları da hatırlatıldı.
Gezer, Körfez ülkelerinden yatırımların uzun vadede artacağını öngördüğünü belirterek, "Genç nesil yöneticilere sahip Körfez ülkeleri, ekonomilerini çeşitlendirmeyi istiyor. Avrupa Birliği başlıca ticaret ortağımız olduğu için bu ülkeler Türkiye'yi Avrupa'ya açılan bir köprü olarak görüyor" değerlendirmesini yaptı.
Independent Türkçe, Telegraph, Reuters, AA
Demokrat Partili valiler Los Angeles'a Ulusal Muhafız konuşlandırılmasını eleştirdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5152324-demokrat-partili-valiler-los-angelesa-ulusal-muhaf%C4%B1z-konu%C5%9Fland%C4%B1r%C4%B1lmas%C4%B1n%C4%B1-ele%C5%9Ftirdi
Demokrat Partili valiler Los Angeles'a Ulusal Muhafız konuşlandırılmasını eleştirdi
Kaliforniya Ulusal Muhafız Birlikleri (AP)
ABD’deki Demokrat Partili eyalet valileri, Başkan Donald Trump'ın dün belgesiz göçmenlerin gözaltına alınmasına karşı düzenlenen protestoları bastırmak üzere Los Angeles'a Ulusal Muhafızların konuşlandırılması talimatı vermesini, bu konudaki yetkinin eyalet valisine ait olduğunu vurgulayarak eleştirdiler.
Ortak bir açıklama yapan valiler, Başkan Trump'ın Kaliforniya eyaletine bağlı Ulusal Muhafızları konuşlandırma hamlesinin ‘endişe verici bir yetki suiistimali’ olduğunu söylediler. Valilere eyaletlerindeki Ulusal Muhafız güçlerini yönetme yetkisi veren yürütme yetkisine saygı gösterilmesinin önemli olduğunu da sözlerine eklediler.
Trump dün, göçmenlere yönelik baskınların ardından düzenlenen ve bazılarında şiddet olaylarının yaşandığı protesto gösterilerinin ardından, eyalet valisinin talebine rağmen ender görülen bir hamleyle Ulusal Muhafızların Los Angeles’ta konuşlanmaya başladığı sırada ‘kanun ve düzen’ getirme sözü verdi.
Gazetecilere yaptığı açıklamada Los Angeles'a gönderilen birliklerin ‘çok güçlü bir şekilde kanun ve düzen’ uygulayacağını söyleyen Trump, ‘şiddet yanlısı insanlar olduğunu ve yaptıklarının yanlarına kar kalmasına izin vermeyeceklerini’ de sözlerine ekledi.
Protestoları bastırmak için silahlı kuvvetlerin konuşlandırılmasına izin veren ‘Ayaklanma Yasası’nın etkinleştirilmesiyle ilgili bir soruya yanıt olarak Trump, “Her yerde askerlere bakıyoruz. Bunun ülkemizde olmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Los Angeles'ta bir kolluk kuvveti protestoculara şok bombası atıyor (AFP)
ABD ordusu, 79. Piyade Tugayı Muharebe Takımı’ndan 300 askerin Los Angeles’taki üç farklı yere konuşlandırıldığını ve ‘federal mülkleri ve personeli koruduğunu’ açıkladı.
Üniformalı, otomatik silahlı ve zırhlı memurlar, saat 14.00 (21.00 GMT) sularında belediyle binası önünde ‘büyük hareket” çağrıları yapıldığı sırada ülkenin batı kıyısındaki şehrin belediyesi yakınlarında konuşlandırıldı. Görüntülerde çok sayıda polisin tam teçhizatlı olduğu görüldü.
Bu gelişmeden iki gün önce Latin kökenli nüfusun yoğun olduğu kentte onlarca göçmenin tutuklanmasını protesto eden kalabalığa federal ajanların ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kapsülleriyle ateş açtığı çatışmalar yaşanmıştı. Vali Gavin Newsom dün, X platformundan yaptığı paylaşımda “Trump Los Angeles’a karşılanmamış ihtiyaçları gidermek için değil, kriz yaratmak için 2 bin Ulusal Muhafız gönderiyor. Daha fazla baskı, daha fazla korku ve daha fazla kontrolü meşrulaştırmak için kaos umuyor” ifadelerini kullandı.
Vali Newsom, şöyle devam etti:
“(Başkan Trump) Daha fazla baskı, daha fazla korku tacirliği ve daha fazla kontrolü meşrulaştırmak için kaos yaratmayı umuyor. Sakin olun ve asla şiddet kullanmayın. Barışçıl kalın.”
Cumhuriyetçiler dün, Vali Newsom ve diğer yerel yetkililerin protestoların çoğunlukla barışçıl olduğu ve Ulusal Muhafızların konuşlandırılmasının gerilimi arttıracağı yönündeki açıklamalarına itiraz ederek Trump'ın yanında yer aldılar. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ABC'ye verdiği demeçte “Bu konuda hiç endişeli değilim. Newsom orada gerekeni yapma konusunda yetersizlik ya da isteksizlik gösterdi, bu yüzden Başkan devreye girdi” şeklinde konuştu.
Savunma Bakanı Pete Hegseth'in Ulusal Muhafızları desteklemek üzere Deniz Piyadelerini çağırma tehdidini yorumlayan Johnson, bunun abartı olduğunu düşünmediğini belirterek “Ne gerekiyorsa yapmaya hazır olmalıyız” dedi.
Öte yandan Vermont Senatörü Bernie Sanders, bu hamlenin Trump'ın otoriterliğinin altını çizdiğini söyledi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Sanders, yasadışı baskınları kınadı. Vermont Senatörü, provokasyon yapılmasını, olağanüstü hal ilan edilmesini ve askerlerin konuşlandırılmasını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.
ABD Ulusal Muhafızları (aynı zamanda yedek ordu) genellikle Los Angeles yangınları gibi doğal afetler ve zaman zaman da sivil ayaklanmalar için, ancak genellikle yerel yetkililerin onayı ile göreve çağrılır.
Daha önce İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) başkanlığını yapmış olan ABD'li aktivist Kenneth Ross, 1965 yılından bu yana ilk kez Ulusal Muhafızların eyalet valisinin talebi olmadan görevlendirildiğini belirtti. Ross, BaşkanTrump'ın ‘belgesiz göçmenlere yönelik baskınları sürdürmek için şov yaptığını’ söyledi.
Silahlı ve maskeli Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) görevlileri cuma günü, Los Angeles'ın çeşitli bölgelerinde baskınlar düzenleyerek öfkeli kalabalıkların toplanmasına ve saatlerce süren çatışmaların patlak vermesine yol açtı. Los Angeles’taki protesto gösterilerinin başlamasından önce CBS News tarafından yapılan bir anket, Amerikalıların küçük bir çoğunluğunun göçmen karşıtı baskıları desteklediğini ortaya koydu.
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum dün yaptığı açıklamada ABD’de yaşayan göçmenleri savundu. Sheinbaum, ABD’de yaşayan Meksikalıların suçlular değil, daha iyi bir hayat arayan ve ailelerini geçindirmek için gurbete giden dürüst kadınlar ve erkekler olduğunu söyledi.