Uluslararası güç mücadelesi Nijer’e olası bir askeri müdahaleyi engelleyecek mi?

Paris, hızlı bir çözüm için baskı yaparken Washington barışçıl bir çözümü destekliyor.

ECOWAS ülkelerinin liderleri perşembe günü Abuja’daki toplantıda bir araya geldiler. (AP)
ECOWAS ülkelerinin liderleri perşembe günü Abuja’daki toplantıda bir araya geldiler. (AP)
TT

Uluslararası güç mücadelesi Nijer’e olası bir askeri müdahaleyi engelleyecek mi?

ECOWAS ülkelerinin liderleri perşembe günü Abuja’daki toplantıda bir araya geldiler. (AP)
ECOWAS ülkelerinin liderleri perşembe günü Abuja’daki toplantıda bir araya geldiler. (AP)

ABD ve Fransa’nın Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) zirvesinin perşembe günkü toplantılarında örgütün ‘yedek kuvvet konuşlandırılmasına’ ilişkin aldığı kararlara verdiği desteğe rağmen, Washington ve Paris arasında pozisyon farklılığı var. ECOWAS’ın söz konusu kararı, devrik Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’u göreve geri getirmek için bir askeri müdahalenin yolunu açıyor. Öyle ki Fransa, tüm kararlara tam desteğini ifade etti. Ancak ABD Dışişleri Bakanı ise anayasal düzeni yeniden tesis etmek için askeri müdahale kararını açıkça desteklemeden, ülkesinin krize barışçıl bir çözüme bir kez daha bağlı olduğunu söyleyerek, ECOWAS’ın Nijer ile ilgili çabalarına desteğini dile getirdi.

Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Afrikalı uzmanlar, Nijer’de askeri güç kullanımına ilişkin Fransız ve Amerikan pozisyonlarının uyumsuzluğunun, bu adımın başarı şansını sınırlayacağını veya yok edeceğini belirttiler. Uzmanlar, ABD’nin tavrının ‘daha güçlü’ olduğuna ve Fransa’nın ‘ancak ABD onayıyla askeri müdahalede bulunabileceğine’ dikkat çektiler.

Yedek kuvvet konuşlandırma

ECOWAS, Nijerya’nın başkenti Abuja’daki olağanüstü zirvesinde, Cumhurbaşkanı Bazoum’u göreve geri getirmek için örgütün yedek kuvvetini konuşlandırma kararı aldı. ECOWAS Başkanı Ömer Turay da bu kararı doğrularken, barışçıl yollarla anayasal düzeni yeniden tesis etme taahhüdünün ise devam ettiğine dikkat çekti.

Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu, zirvede başkanlığını yaptığı grubun Nijer’deki durumla ilgili olarak son çare güç kullanımı da dahil olmak üzere hiçbir seçeneği uzak görmediğini vurguladı. Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara ise ECOWAS liderlerinin askeri operasyona bir an önce başlaması için yeşil ışık yaktığını duyurdu. Ouattara, yaptığı açıklamada “Genelkurmay başkanları, ayrıntıları düzenlemek için başka konferanslar düzenleyecek” dedi.

Diğere yandan Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı, “ECOWAS, geçmişte Liberya, Sierra Leone, Gambiya ve Gine-Bissau’ya anayasal düzeni tehdit altındayken müdahale etmişti. Nijer bugün de benzer bir durumda ve ECOWAS, bunu kabul edemiyor” açıklamasında bulundu.

Fransa perşembe akşamı, anayasal düzeni yeniden sağlamak için örgütün yedek kuvvetinin konuşlandırılması dahil, ECOWAS liderlerinin Nijer zirvesinde alınan tüm kararlara tam desteğini bildirdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Nijer’de devam eden darbe girişimini şiddetle kınıyoruz” ifadeleri kullanıldı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da ‘kriz için barışçıl bir çözüm’ çağrısında bulundu ve “ABD, ECOWAS’ın krize barışçıl bir çözüm için tüm seçenekleri değerlendirme kararlılığını takdir ediyor” dedi.

Ardışık başarısızlıklar

ABD’deki Dış Politika Araştırma Enstitüsü’nde Afrika meseleleri araştırmacısı olan Coleman Afule, Amerikan ve Fransız vizyonlarındaki tutarsızlığın artık bir tartışma konusu olmadığına dikkat çekti. Afule, Fransa’nın son yıllarda Afrika’daki jeopolitik gerilemelerden mustarip olduğunu ve iki ülkedeki yeni liderliklerle yaşanan gerginliklerden ardından kuvvetlerini Burkina Faso ve Mali’den çekmek zorunda kaldığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Afule, ABD’nin ‘Afrika’daki terörist grupları yenemediğini, Rusya ve akımların istismar ettiğini ve eski sömürgeciliğin güçlerine karşı milli duyguları körüklemeye dayalı bir yaklaşımı sürdüğünü’ gördüğü Fransa’nın hatalarından ders aldığını söylerken, bunun Washington’ı Paris’in aldığından daha esnek pozisyonlar almaya sevk ettiğine vurgu yaptı.

Afrika meseleleri araştırmacısı, son Afro- Amerikan zirvesinde teyit edilen, kıta ülkelerine yönelik yeni ABD stratejisi tarafından onaylanan değişikliklere dikkat çekti. Söz konusu zirve, ‘Afrika’da karşılıklı saygı temelinde ortaklıklar kurma çabasını’ içermişti. Afule ayrıca, “Washington, iktidarı silah zoruyla ele geçirmeyi reddetmesine rağmen, Nijer’de askeri bir maceraya izin vermiyor” dedi.

Amerikan stratejisi

Geçen yılın ağustos ayında ABD, başta Sahra altı ülkeler olmak üzere kıtadaki ülkelerde varlığını güçlendirmek için yeni bir strateji açıkladı. Bu strateji, bu ülkelerin küresel öncelikleri Afrikalılar ve Amerikalılar lehine ilerletmede belirleyici bir rol oynayacaklarını ortaya koydu. Aynı şekilde geçen aralık ayında Washington, 49 Afrikalı liderin katıldığı bir zirveye ev sahipliği yaptı. Bu dönemde ABD yönetimi, kıta ülkelerine üç yıl boyunca 55 milyar dolar ayırma sözü verdi. Aynı şekilde Çin ve Rusya’nın Afrika’daki etkisinin istikrarı bozabileceği konusunda uyardı.

Kahire Üniversitesi Afrika Çalışmaları Enstitüsü'nde siyaset bilimi yardımcı doçenti olan Dr. Ahmed Amal, “Nijer’e askeri müdahaleyi hoş karşılamayan ABD’nin tavrı, tüm olası askeri müdahaleyi ortadan kaldırıyor” dedi. Amal, krizin başından beri Washington’un ‘açık bir diplomatik rotası’ olduğuna dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Amal, başlangıcından bu yana krize müdahil olan ABD yönetiminin, aralarında ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland’ın da bulunduğu önde gelen yetkilileri, birçok askeri liderin bir araya geldiği Nijer’e gönderdiğini söyledi. Dr. Ahmed Amal sözleirni şöyle sürdürdü:

“Fransa zayıf bir konumda. Tek başına bir askeri müdahaleye öncülük edemez. Bölgedeki en güçlü varlığa sahip olan Washington, bu müdahaleyi onaylamazsa ECOWAS ülkelerinin desteğiyle bile gerçekleşmez.”

ECOWAS’ın verdiği süre başarısız oldu

Afrika meselelerinde uzmanlaşan akademisyen, Fransa ve ECOWAS ülkelerinin Nijer’de yeni otorite için belirlenen sürenin dolmasının ardından askeri müdahale tehdidini gerçekleştirmediğine dikkat çekti. Askeri müdahalenin tüm taraflar için yararlı olmadığını ve Liberya gibi ülkelerde daha önceki ECOWAS müdahalesi vakalarını hatırlatan Amal, bu durumun Nijer örneği için geçerli olmadığını dile getirdi. Dr. Ahmed Amal’a göre bu müdahale, başkentin isyancı kontrolüne karşıydı ve siyasi meşruiyeti olmasa bile ulusal bir orduya karşı değildi.

Amal, ABD’nin Nijer’deki iktidar kaymalarının Afrika ülkesindeki siyasi kurumların kırılganlığını yansıttığının farkında olduğunu ve Cumhurbaşkanı Bazoum’un otoritesini devirmeye yönelik tek darbe girişimi olmadığını belirtirken, “Bu nedenle Washington, krize müdahalede suskunken Paris, bölgedeki yıpranan etkisinden geriye kalanları korumak için daha kararlı bir çözüm istiyor” ifadesini kullandı.

Nijer topraklarında yaklaşık bin 100 kişilik bir askeri güce sahip olan ABD’nin, Nijer’de askeri gücün ele geçirilmesini henüz resmi şekilde ‘darbe’ olarak sınıflandırmadı. Ayrıca geçen hafta ABD yönetimi, Nijer’e yönelik bazı dış yardım programlarını askıya almakla yetindi.

Nijer’deki askeri konsey, 26 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’un görevden alınmasının ardından Fransa ile askeri iş birliği anlaşmalarını iptal ederken, Washington’a buradaki güçleriyle ilgili benzer bir bildirim ise ulaşmadı.



Rusya, Suriye Devlet Başkanı'na desteğini yineledi... Halep kırsalında muhalif grupların mevzilerine yönelik hava saldırıları devam ediyor

Suriye rejim güçlerinin İdlib kentini bombalamasının ardından Beyaz Baretliler'den bir kişi koşuyor (AP)
Suriye rejim güçlerinin İdlib kentini bombalamasının ardından Beyaz Baretliler'den bir kişi koşuyor (AP)
TT

Rusya, Suriye Devlet Başkanı'na desteğini yineledi... Halep kırsalında muhalif grupların mevzilerine yönelik hava saldırıları devam ediyor

Suriye rejim güçlerinin İdlib kentini bombalamasının ardından Beyaz Baretliler'den bir kişi koşuyor (AP)
Suriye rejim güçlerinin İdlib kentini bombalamasının ardından Beyaz Baretliler'den bir kişi koşuyor (AP)

Kremlin bugün yaptığı açıklamada, Rusya'nın, muhalif grupların başta Halep kenti olmak üzere ülkenin kuzeyindeki geniş bölgeleri kontrol altına almalarını sağlayan büyük saldırısının ardından Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'i ‘durumu istikrara kavuşturmak için desteklemeye devam ettiğini’ belirtti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov gazetecilere yaptığı açıklamada, “Elbette Beşşar Esed'i desteklemeye devam ediyoruz. Buna göre temaslarımızı sürdürüyor ve durum analizi yapıyoruz. Suriye'deki durumun istikrara kavuşturulması için gerekli duruş belirlenecek” ifadelerini kullandı. Kremlin cuma günü, Suriye hükümetinin bir an önce anayasal düzeni yeniden tesis etmesini istediğini söyledi ve muhalif güçlerin saldırısını Suriye'nin egemenliğinin ihlali olarak niteledi.

Rus askeri blog yazarları dün (Pazar) Moskova'nın Suriye'deki Rus güçlerinden sorumlu komutan Sergey Kissel'i görevden aldığını ve yerine General Alexander Chaiko'nun getirildiğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Rusya Savunma Bakanlığı bu değişikliği resmi olarak doğrulamadı.

Diğer yandan Suriye Bakanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre, Suriye ve Rusya hava kuvvetleri Halep'in doğu kırsalında muhalif grupların mevzilerini bombaladı. Açıklamada, “Suriye ve Rusya savaş uçakları Halep'in doğu kırsalındaki es-Sefire beldesinin dış mahallelerinde teröristlerin toplanma ve hareket eksenlerine art arda saldırılar düzenleyerek onlarca teröristi etkisiz hale getirdi. Ayrıca ellerinde bulunan çok sayıda araç ve gereci de imha etti” denildi.

Bu arada Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre bugün Rusya ve Suriye'nin İdlib vilayetine düzenlediği hava saldırılarında beşi çocuk en az 11 sivil hayatını kaybetti.

SOHR, ‘Rusya ve Suriye savaş uçaklarının İdlib şehri ve kuzeyinde yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir kamp da dahil olmak üzere çeşitli bölgeleri hedef alan ortak saldırıları’ sonucunda ‘beş çocuk ve iki kadın da dahil olmak üzere 11 sivilin öldüğünü ve onlarca kişinin de yaralandığını’ bildirdi.

Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) (El Kaide'den ayrılmadan önceki adıyla Nusra Cephesi) ve diğer silahlı muhalif gruplar çarşamba günü, komşu İdlib ve Hama vilayetlerindeki onlarca kasaba ve köyün kontrolüne paralel olarak ilerlemeyi başardığı Halep vilayetinde son yılların en şiddetli saldırısını başlattı.

Şarku’l Avsat’ın SOHR’dan aktardığına göre Suriye'nin ikinci büyük kenti Halep, çatışmaların başlamasından bu yana ilk kez rejim kontrolünden çıktı ve muhalifler kentte ordu güçlerinin konuşlandığı tüm mahallelerin kontrolünü ele geçirdi.