İran ve Afganistan arasında su krizi büyüyor: Taliban, intihar bombacıları göndermeye hazırlanıyor

İran ve Taliban, aralarındaki çatışmaların çevresel sorunlardan kaynaklandığını açıkladı. Gerçek şu ki bu sorun Tahran'ın Helmand Nehri'nin sularından aldığı pay / Fotoğraf: AFP
İran ve Taliban, aralarındaki çatışmaların çevresel sorunlardan kaynaklandığını açıkladı. Gerçek şu ki bu sorun Tahran'ın Helmand Nehri'nin sularından aldığı pay / Fotoğraf: AFP
TT

İran ve Afganistan arasında su krizi büyüyor: Taliban, intihar bombacıları göndermeye hazırlanıyor

İran ve Taliban, aralarındaki çatışmaların çevresel sorunlardan kaynaklandığını açıkladı. Gerçek şu ki bu sorun Tahran'ın Helmand Nehri'nin sularından aldığı pay / Fotoğraf: AFP
İran ve Taliban, aralarındaki çatışmaların çevresel sorunlardan kaynaklandığını açıkladı. Gerçek şu ki bu sorun Tahran'ın Helmand Nehri'nin sularından aldığı pay / Fotoğraf: AFP

Taliban Hareketi, Afganistan'da çatışma olasılığından endişe etmese de komşularıyla daha yoğun ve tehlikeli çatışmalara hazırlanırken bölgede neden olduğu tartışma sona ermiş gibi görünmüyor.

Bu krizlerden biri de su ihtilafları. Zira son dönemde kuraklık krizine ve İran'ın Helmand Nehri'ndeki su payına erişememesine tanık olduk.

Ayrıca geçen mayıs ayında İran sınır muhafızları ile Taliban arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.

Helmand Nehri'nin su seviyesi azaldı

İki taraf, çatışmaların marjinal nedenlerden kaynaklandığını açıkladı, ancak gerçek şu ki, bunun nedeni İran'ın Helmand Nehri sularındaki payına erişimin olmamasıydı.

Taliban, aralarında canlı bombaların da bulunduğu binlerce askerini iki ülke arasındaki sınıra gönderdi. Şimdilik çatışmalar hızla sona erse de her an geri dönebilir.

Nitekim Helmand Nehri'nin su seviyesi son dönemde iklim değişiklikleri ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle azaldı.

Şimdi bölgedeki istikrar üzerinde büyük etkisi olan nehir suyunun azaldığını görmek mümkün.
İran'ın seçenek arayışı

Bloomberg, Afganistan'da yirmi yıl süren savaşın ardından, Taliban liderlerinin kendilerini savaşta muzaffer olarak gördüklerini ve şimdi komşuları İran'ın sertleşen pozisyonuna nasıl karşılık verecekleri konusunda seçenekler aradıklarını bildirdi.

Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICS) Afganistan Kıdemli Danışmanı Graeme Smith şöyle diyor:

Helmand Nehri'nin su seviyesinin düşmesinin nedeni, iklim değişikliği ve Afganistan'ın sıcaklık artışına tanık olması. Şiddetli yağışlardan sonra ülke korkunç bir kuraklık dönemine şahit oldu.
İstatistikler, 1950'den bu yana Afganistan'da hava sıcaklığının 1,8 derece arttığını ve 1973 anlaşmasına göre İran'ın normal yağış yıllarında nehirdeki payının 820 milyon metreküp olduğunu gösteriyor.

Ancak İran şimdi Taliban'ın anlaşmayı ihlal ettiğini ve kasıtlı olarak su akışını engellediğini söylüyor. İranlı yetkililerin tavrı son iki yılda sertleşti. Taliban ise kendisini savaşa hazırlıyor.

Raporlar, hareketin sınıra patlayıcı yelekler giyen intihar bombacıları da dahil olmak üzere büyük kuvvetler gönderdiğini ve Amerikalıların bıraktığı tankları ve ağır silahları İran sınırına naklettiklerini gösteriyor.

Helmand Nehri anlaşması yoruma açık

İran ile Afganistan arasında imzalanan Helmand Nehri anlaşmasının buna ilişkin meseleleri net olarak çözmediği ve yoruma açık alanlar olması dikkat çekici.

Taliban üyeleri, nehirden elde edilmesi gereken su yüzdesini ayarlamak için kurak mevsimlerde nehir suyunun dağıtılması hakkında konuşmak için yeniden müzakere için bastırıyorlar.

Washington'daki Atlantik Konseyi'nin kıdemli danışmanı Ömer Samed, Bloomberg'e her iki tarafın da nehirle ilgili görüşlerini sunması için yer olduğunu söyledi.

Samed, "Eğer iki taraf sorunu diplomatik yollarla çözmeyi reddederse, o zaman mesele mantıksızdır ve bölgede istikrarsızlığa yol açar. Özellikle de iki taraf kendi aralarında çatışmaya girmenin maliyetini üstlenmez. Kuraklık döneminde su kaynaklarının yönetimine yatırım yapmadığı ve bu alanda planları olmadığı için İran'a birçok eleştiri yöneltiliyor ve bu da büyük olumsuz sonuçlar doğuruyor" ifadelerini kullandı.

İran'da 300'den fazla şehir su kriziyle karşı karşıya

Bir rapora göre, kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle 10 binden fazla aile eyalet merkezinden göç etti ve İran'da 300'den fazla şehir artan sıcaklıklarla birlikte su kriziyle karşı karşıya kaldı.

Yapılan araştırmalar, barajların arkasında biriken suyun sürekli buharlaştığını ve İranlıların yüzde 97'sinin kuraklık krizinden etkileneceğini gösteriyor. 

Akademik raporlar, İran'daki çeşitli köylerde yaşayan 20 milyon kişinin, çiftlikleri için sulama suyu olmaması nedeniyle büyük şehirlere göç ettiğini doğruladı.

Afganistan'da kıtlık oranı da artıyor

Afganistan'daki durum da çok gergin ve oradaki kuraklığın etkilerini günden güne görüyoruz.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Afganistan'daki kuraklığın etkisinin 2022'de 2020'ye kıyasla altı kat arttığını bildirdi.

2022 yılında Afgan vatandaşlarının yüzde 64'ü kuraklık krizinden etkilendi. 34 ilden 30'unun susuzlukla karşı karşıya olduğu Afganistan'da bu duruma paralel olarak kıtlık oranı da artıyor. 

Birleşmiş Milletler (BM), Afganistan'daki 20 milyon insanı beslemek için 4,6 milyar dolara ihtiyacı olduğunu açıkladı. Ancak bu miktarın sadece küçük bir kısmını aldı.

Afganistan ilk kıvılcımı ateşledi

Taliban'ın Afganistan'daki vatandaşların hayatlarını yönetmede karşılaştığı birçok zorluğa rağmen, hareket su krizini ele almak için keskin bir yaklaşım benimsedi.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin günlerce süren sert açıklamalarından sonra, Taliban'ın Başbakan Yardımcısı Molla Birader, Batı Afganistan'da İran sınırına yakın Bakhshabad Barajı'nı ziyaret ederek onlara yanıt verdi.

Bu barajın Hamun Gölü'ne (Sistan ve Belucistan) dökülen bir nehrin önüne inşa edilmiş olması nedeniyle İran'a sorun çıkaracağı dikkat çekiyor. İran'ın güneyindeki bu göle su ulaşmaması durumunda çevre felaketi yaratabilir.

Amuderya (Ceyhun) Nehri'nin sularından kuzey topraklarını sulayan Kuştepe Kanalı projesinde bütçe açığına rağmen çalışan Taliban, kuzey komşularıyla da diplomatik olmayan bir yaklaşım benimsiyor.

Özbekistan, bu kanalın, ülkedeki tarım arazilerini sulamak için kullanılan nehrin su kaynaklarını olumsuz etkilediğini söylüyor.

Bu kanal, bir zamanlar dünyanın en büyük dört gölü arasında yer alan Aral Gölü'nün ölümüne yol açacak.

Ancak Taliban, Özbekistan'ın dile getirdiği endişeyi görmezden gelerek Kuştepe Kanalı'nı inşa etme projesini sürdürüyor.

BM'nin 21'inci yüzyılın ikinci yarısında dünyadaki savaşların büyük çoğunluğunun su yüzünden çıkacağını tahmin ettiği biliniyor.

Ancak görünen o ki bu beklenti erken başladı ve Afganistan bu tür savaşların ilk kıvılcımını ateşledi.

Independent Arabia, Independent Türkçe



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.