İsrail ordusundan emekli General: İsrail’in Batı Şeria’daki kontrolü Nazi Almanyası altındaki ayrımcı politikalara benziyor

Emekli General, İsrail ordusunun Filistinlilere karşı savaş suçları işlediği konusunda uyardı

Filistinliler, Batı Şeria’da Haziran ayında düzinelerce yerleşimcinin yol açtığı isyanların ardından meydana gelen hasarı inceliyor (DPA)
Filistinliler, Batı Şeria’da Haziran ayında düzinelerce yerleşimcinin yol açtığı isyanların ardından meydana gelen hasarı inceliyor (DPA)
TT

İsrail ordusundan emekli General: İsrail’in Batı Şeria’daki kontrolü Nazi Almanyası altındaki ayrımcı politikalara benziyor

Filistinliler, Batı Şeria’da Haziran ayında düzinelerce yerleşimcinin yol açtığı isyanların ardından meydana gelen hasarı inceliyor (DPA)
Filistinliler, Batı Şeria’da Haziran ayında düzinelerce yerleşimcinin yol açtığı isyanların ardından meydana gelen hasarı inceliyor (DPA)

İsrail ordusundan emekli General Amiram Levin, işgal altındaki Batı Şeria’da ‘apartheid’ rejiminin uygulandığını ve hükümet politikasının, Nazi Almanya’sında olduğu gibi, orduyu Batı Şeria’da savaş suçları işlemeye ittiği konusunda uyardı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığı habere göre, emekli olmadan önce özel kuvvetler Sayeret Matkal birliğine komuta eden ve Mossad Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Levin’in açıklamaları siyasi bir fırtınaya neden oldu.

Levin, İsrail hükümetinin tartışmalı yargı değişikliği planına karşı çok sayıda yedek askerin gönüllü yedek askerlik görevini bırakma kararı hakkında fikrini öğrenmek isteyen KAN’a dün sabah özel açıklamalar yaptı.

Emekli General’e, bu gelişmelerden endişe duyup duymadığı, ordunun savaşma ruhunu ne ölçüde etkileyebileceği ve savaşa hazırlık durumunu zayıflatıp zayıflatmayacağı şeklinde gelen bir soru soruldu.

Son dönemde askerler ve pilotlara gerekli eğitimler verilmediği için endişeli olduğunu söyleyen Levin, “Devletten bir yabancılaşma duygusu var ve en iyi askerler bunun kendi devletleri olmadığını düşünüyor. Yozlaşmış bir diktatör devlete hizmet etmeye hazır değiller” dedi.

Levin, hükümetin orduyu, Filistin topraklarına kendi iradesi dışında düzen ve egemenlik empoze etmek için gönderdiğini ve ordunun bu topraklarda başına gelenlerden çok endişe duyduğunu söyledi.

Emekli General, “Askerler bir yanda duruyor, isyan çıkaran yerleşimcilere bakıyor ve savaş suçlarına ortak olmaya başlıyor” dedi.

Nazi benzetmesi

Levin, kendisine yönelik eleştiri ateşini yakan bir cümle daha ekleyerek, Nazi Almanyası ile belirli benzerlikler görüp görmediği sorulduğunda, “Tabii ki. Bu acıtıyor, hoş değil ama gerçek bu. Zor olsa bile, görmezden gelmektense onunla başa çıkmak daha iyidir. Almanya’da Nazizm önderliğinde yaşanan dönüşümleri anımsatan derin dönüşümleri sahada yaşıyoruz” dedi.

Bunu söylemekte zorlansalar da bunun gerçek olduğunun altını çizen Levin, “Hebron’a (El-Halil) bakın, sokaklara bakın, Arapların kullanamadığı sokakları göreceksiniz. Sadece Yahudiler, böyle ülkelerde olan tam olarak buydu” diye ekledi.

Levin, söz konusu röportajdan bir gün önce Tel Aviv’de düzenlenen mitingte yaptığı konuşmada Başbakan Binyamin Netanyahu’yu eleştirmiş ve bugünlerde İsrail’in başına gelen tüm kötü olaydan kişisel olarak onu sorumlu tutmuştu.

Bu yüzden, kendisine uzun yıllardır tanıdığı Netanyahu hakkındaki fikri soruldu.

Netanyahu, 1970’lerde seçkin bir komando birliğinde zorunlu askerliğini yaparken, komutanı Levin idi.

Levin bu soruya da şu yanıtı verdi;

Netanyahu ne yaptığını ve ne istediğini tam olarak bilen güçlü ve zeki bir adam ama bugün farklı bir insan. Birincisi, çok uzun süredir iktidarda. Üç ciddi yolsuzluk suçlamasıyla resmen suçlanana kadar, daha fazla yolsuzluğu teşvik eden yolsuzluk ve açgözlü davranışlar sergiledi. Asıl endişesi hapis cezasından kaçmak oldu. Bu yüzden sahip olduğu her şeyi güç, yetenek ve nüfuzdan yararlanarak, kişisel davasına hizmet etmek için tüm devleti kullanıyor. Çevresini de, ona duymak istediklerini söyleyen ve nesnel gerçeği söylemeye cesaret edemeyen bir grup ikiyüzlü kapladı.

rh
Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, Temmuz ayında Knesset’te bir oturumda Netanyahu ile konuşuyor (EPA)

Levin, Netanyahu’nun zayıflığının, çoğu hüküm giymiş suçlulardan oluşan ‘Mesiyanik’ bir lider grubu ve demokrasi ve insan haklarının ne olduğunu bilmeyen Tepe Gençliği (Hilltop Youth) adlı fanatik Yahudi yerleşimci grup tarafından sömürüldüğünü söyledi.

Söz konusu gruba değinen Levin, “Demokrasinin olmadığı bölgelerden, 56 yıldır demokrasinin olmadığı Batı Şeria’dan geliyorlar. Mutlak bir apartheid var” dedi.

Emekli General, bu yerleşimcilere büyük destek veren Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’in ‘parmaklıklar ardında’ olması gerektiğini söyledi.

Levin, Ben-Gvir’in ortağı aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve ilgili partilerden bakanların, kendi yönetimleri altındaki Filistinlilere karşı katliamları teşvik eden ‘suçlular’ olduğunu söyleyerek, bunların devlet bütçesini yağmalayan ve bütçeyi Araplardan esirgeyen ırkçı bakanlar olduğunu dile getirdi.

davy6j
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Knesset’teki bir oturumda Netanyahu ile (Reuters)

Levin, İsrail güvenlik servislerinin liderlerine de şu ifadelerle seslendi;

“İsrail’i yok edenlere karşı cesur ve kararlı olun. Netanyahu ve kabinesinin İsrail’i bir diktatörlüğe dönüştürmesine izin vermeyeceğiz. Galip gelene kadar buna izin vermeyeceğiz ve sessiz kalmayacağız.”

Levin’in bu açıklamaları, tüm İsrail medyasının manşetlerinde yer alırken, hükümet temsilcileri sert tepkiler verdi.

Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi üyesi Likud Milletvekili Danny Danon, Levin’in röportajına yanıt olarak, geçmişte devlete katkıda bulunan kişilerin bu tür duyguları dile getirmesi nedeniyle yaşanan hayal kırıklığını dile getirdi.

Danon, “Bizi Almanya veya Nazi rejimiyle karşılaştıran herkesin tıbben incelenmesi gerekiyor” dedi.

Levin’in yorumlarına yanıt olarak Ben-Gvir’in ofisinden yapılan açıklamada ise, “Emekli General, Ben-Gvir’in solcuların siyasi baskısı nedeniyle askere alınmadığını gayet iyi biliyor. Bakan Ben-Gvir’i ergenlik çağındayken afiş dağıtmak ve gösterilere katılmakla suçladılar” denildi.

Amiram Levin, 2015 yılında, İsrail askerlerinin Batı Şeria’daki uluslararası hukuka yönelik ihlallerini ifşa eden Breaking the Silence isimli sivil toplum kuruluşuna (STK) desteğini ifade etti.

Levin, bu STK’nın ‘devletin ahlakını güçlendirme’ misyonuna da övgüde bulundu.



21 ülke, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim planını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi

İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)
İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)
TT

21 ülke, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim planını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi

İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)
İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)

Aralarında İngiltere ve Fransa'nın da bulunduğu 21 ülke, dün yaptıkları ortak açıklamada, İsrail'in çarşamba günü onayladığı işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim planının "kabul edilemez" ve "uluslararası hukukun ihlali" olduğunu belirtti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre söz konusu ülkeler, "Bu kararı kınıyor ve derhal ve en güçlü şekilde geri çekilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Kanada, İspanya ve İtalya'nın da aralarında bulunduğu 21 ülkenin dışişleri bakanları, İsrail hükümetinin kararını kınayarak, bunun “Ortadoğu'da güvenlik ve refahı sağlama konusundaki ortak taahhüdümüzü zedelediğini” belirtti. Avrupa Birliği'nin dışişleri politikasından sorumlu yetkilisi Kaja Kallas da bildiriyi imzaladı.

Dışişleri bakanları, İsrail hükümetine “yerleşim yerlerinin inşasını durdurması” ve “Filistin Yönetimi'ne uygulanan mali kısıtlamaları kaldırması” çağrısında bulundu.

Fransa Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İsrail Yüksek Planlama Komitesi'nin Kudüs'ün doğusundaki “E 1” bölgesinde yerleşim birimleri inşa etme projesini onaylamasının kabul edilemez olduğunu ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirtti.

İsrail'in Londra Büyükelçisi çağrıldı

İlgili bir gelişmede, İngiltere, İsrail'in Batı Şeria'daki yeni yerleşim planını onaylamasının ardından Londra'daki İsrail büyükelçisini çağırdı. İngiltere, diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte bu planı eleştirmiş ve uluslararası hukuku “açıkça” ihlal ettiğini ve iki devletli çözümü baltalayacağını belirtmişti.

Birleşmiş Milletler de çarşamba günü planı kınadı.

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini perşembe günü yaptığı açıklamada, “İki devletli çözüme hiç bu kadar yakın olmamıştık” dedi. Lazzarini, İsrail hükümetinin “bu iki devletin kurulmasını imkansız hale getirecek kararlar aldığını” vurguladı.

İsrail'in planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyinden ayıracak ve bitişik bir Filistin devletinin kurulma şansını ortadan kaldıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor. İsrail, çarşamba günü, Savunma Bakanlığı'na bağlı Planlama Komitesi'nin “E1” projesini nihai olarak onayladığını duyurdu.

İsrail'in 1967'den beri işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık 3 milyon Filistinli yaşıyor. Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası hukuka göre yasadışı kabul edilen yerleşim yerlerinde ise yaklaşık 500 bin İsrailli yaşıyor.

Batı Şeria'daki yerleşim yeri inşası hem sağ hem de sol görüşlü çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etti.

Bu yerleşim yeri faaliyetleri, özellikle Hamas'ın 7 Ekim 2023'te Güney İsrail'e düzenlediği eşi benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'deki savaşın patlak vermesinden bu yana, mevcut hükümetin görev süresi boyunca önemli ölçüde yoğunlaştı.