Abdullahiyan: Sızdırılan gizli belge, Washington ile esir takası uygulamasını yavaşlattı

Nükleer anlaşmanın yeniden canlanması durumunda Tahran'ın dolar cinsinden işlem yapmasının yasaklanması bekleniyor.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan.
TT

Abdullahiyan: Sızdırılan gizli belge, Washington ile esir takası uygulamasını yavaşlattı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ‘sızdırılan bir gizli belgenin Washington ile esir takası anlaşmasının uygulanmasını yavaşlattığını’ söyledi. Ülkesinin nükleer anlaşma müzakerelerinde geçici veya sınırlı bir anlaşma peşinde koşmadığını belirten Abdullahiyan, nükleer anlaşmanın yeniden canlanması durumunda ülkesinin dolar cinsinden işlem yapmasının yasaklanmasını beklediğini vurguladı.

Abdullahiyan, İran-ABD anlaşmasının açıklanmasından günler sonra, dün bir basın toplantısı düzenledi. Anlaşmanın ilk aşamasının, Güney Kore'de İran fonlarının serbest bırakılması ve bunların Avrupa bankalarına aktarılmasıyla başladığını belirten Abdullahiyan, buna paralel olarak beş ABD vatandaşı mahkûmun tahliyeye hazırlanmak üzere Evin Hapishanesi'ndeki hücrelerinden bir otele nakledildiklerini söyledi.

Abdullahiyan, ülkesinin bölgesel ve uluslararası izolasyonunu kırmak amacıyla nükleer müzakerelere girme stratejisi ve bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye yönelik çabalarına ilişkin önceki açıklamalarından sapmadı.

Abdullahiyan, İbrahim Reisi hükümetinin ‘başlangıçtan beri iki yol izlediğini’, bunların ‘tek taraflı ABD yaptırımlarının kaldırılması ve bunların geçersiz kılınması’ olduğunu söyledi. Abdullahiyan ayrıca, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in çağrıda bulunduğu ‘yaptırımları iptal etme’ veya bunları aşma politikasına atıfta bulunduğu açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Yaptırımların etkisini yerel para birimlerini kullanarak veya yaptırımları geçersiz kılarak azaltmaya devam etmeliyiz. Anlaşmanın on sayfalık metnine dayalı olarak devam eden tartışmalardan biri de anlaşma iyi işlese bile tek bir dolara ulaşılamayacağıdır. Dolara erişim eksikliğinin ulusal para birimleri ve çok taraflı mekanizmalar kullanılarak çözülebileceğini anlamalıyız.”

Abdullahiyan, Güney Kore'de serbest bırakılan İran fonlarıyla ilgili olarak da “Kore bankalarından bir kerede 6 milyar dolar transfer edilmesi zor olduğu için, birkaç aşamada transfer edilmesine karar verildi” dedi. ‘Güney Kore'de tutulan İran parasının bir Avrupa bankasına havale edildiğini’ kaydeden Abdullahiyan, paranın Güney Kore para biriminden euroya çevrilmesinin ‘bir hafta’ sürdüğü bilgisini paylaştı.

Abdullahiyan konuya ilişkin olarak gazetecilere şunları söyledi:

İran parası euroya çevrildiğinde bölgedeki bir bankaya havale edilecek. Bu önemli haber bizim tarafımızdan neden açıklanmıyor? Bunun nedeni, paramızın ABD yaptırımları altında Güney Kore'de tutulması olabilir. İşlem birkaç hafta sürdü, paranın transfer edildiğini teyit ettiğimizde haber verebildik, bu transferin zamanlamasını belirlemek bizim elimizde değildi. Fonların serbest bırakılmasındaki gecikmenin siyasi değil teknik nedenlerden kaynaklandığını aracılar aracılığıyla karşı tarafa bildirdik.

Abdullahiyan, Tahran'ın geçici veya eksik bir anlaşmanın arkasında olduğu iddiasını reddederek, “Mahkumların serbest bırakılmasıyla insani bir mesele olarak dondurulan İran varlıklarının serbest bırakılması arasında herhangi bir bağlantı görmüyoruz” dedi.

Şarku’l Avsat’ın IRNA haber ajansından aktardığına göre Abdullahiyan, sözlerine şöyle devam etti:

Esir takası, Güney Kore'deki paramızın serbest bırakılması ve Irak bankalarındaki para transferindeki yavaşlama konularında diplomatik yoldan ve müzakereden sapmadık. Müzakereler sırasında ABD’lilerle aylar boyunca görüşmeler yaptık, müzakereler gerçekleştirdik ve mesaj alışverişinde bulunduk. Müzakerelerin bir noktasında anlaşmaya çok yaklaştık. Ancak müzakerelerden gizli bir belgenin bir kısmının yayınlanması bize sorun çıkardı.

ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley'in ‘gizli bilgilerin sızdırılması’ zemininde güvenlik izninin askıya alınması, Tahran ile Washington arasındaki müzakerelerin ilerleyişi hakkında, özellikle de ABD’li tutuklular meselesiyle ilgili şüpheleri artırdı.

İran Dini Lideri'nin İslami Propaganda Ofisi'ne bağlı Tehran Times, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley'e atfedilen bir ses kaydını yayınladı. Kayıtta, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasının daha uzun vadeli, daha güçlü ve daha geniş bir anlaşma için bir başlangıç ​​noktası olarak alınması gereğinden bahsediliyor.

Ses kaydında Malley şu ifadeleri kullanıyor:

Nükleer anlaşmaya geri döndüğümüzde, İran'ın diğer davranışları (Balistik füze programı, siber saldırılar, seçim müdahalesi veya insan hakları ihlalleri) üzerinde baskı kurmak için çeşitli araçlar kullanmak istiyoruz. Baskı uygulama, yaptırımlar ve diğer konularda kabiliyetlerimizi koruma sürecindeyiz.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün İran baskısını hafifletmek için Irak'a yaptırımlardan muafiyet verilmesine ilişkin açıklamalarını reddeden Abdullahiyan ise “Tahran ile Bağdat arasındaki ilişkiler stratejik. Komşu bir ülkeye petrol, gaz ve elektrik ihraç edip hesabımızdaki tutarları ödediğimizde kaynaklarımızı kullanma hakkımız oluyor” dedi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Tahran'la yapılan anlaşmayı savunmak için hafta sonu bir televizyon kanalında açıklamalarda bulundu.

The Wall Street Journal, konuyu yakından takip edenlerin ‘İran'ın nükleer silah yapımı için gerekli olana yakın bir dereceye kadar zenginleştirilmiş uranyum stokları sağlama hızını önemli ölçüde yavaşlattığını ve az miktarda zenginleştirilmiş uranyumun geçtiğimiz haftalarda yüzde 60 oranında seyreltildiğini’ söylediklerini aktardı.

Söz konusu haberi doğrulayamayacağını söyleyen Kirby ancak “İran'ın zenginleşme hızını yavaşlatmak için atabileceği herhangi bir adım kesinlikle memnuniyetle karşılanacaktır” dedi.

İsrail gazetesi The Jerusalem Post ise Avrupalı ​​istihbarat kaynaklarının İran'ın ‘ilk kez nükleer silah denemeye yakın olduğunu’ bildirdiğini aktardı. Bilgiler Hollanda, Almanya ve İsveç'ten gelen istihbarat raporlarına dayanıyor.

Suudi Arabistan ve Mısır

Abdullahiyan, İran ile Suudi Arabistan arasındaki büyükelçi değişiminin gecikmesini ‘yaz tatiline’ bağlayarak, “İran büyükelçisinin yakında resmi olarak göreve başlamak için Suudi Arabistan'a gideceğini” söyledi. “Diplomatik kadrolarımız iki ülkede de konsolosluk hizmetleri ve siyasi prosedürler sağlıyorlar” dedi.

Durra sahasıyla ilgili anlaşmazlığa ilişkin olarak da konuşan Abdullahiyan, “Durra sahası bir insan hakları sorunudur. Taraflardan birinin medyada gündeme getirmek istediği bir sorun değildir. Biz, hukuki ve teknik müzakereler yoluyla sınırları çizmekle ilgileniyoruz” ifadesini kulandı.

Abdullahiyan, Mısır ile ilişkileri normalleştirme umutları ile ilgili olarak, Umman Sultanı Sultan Heysem bin Tarık'ın Tahran ile Kahire arasındaki ilişkilerin nasıl geliştirileceği konusunda Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile görüştüğünü söyledi.

Bölgedeki ABD güçleri

Abdullahiyan, İran'ın Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemilere yönelik deniz tehditlerini caydırmak için bu ayın başlarında bölgeye gelen ABD takviye kuvvetleri hakkında da yorumda bulundu:

 “Göstergeler değişti. ABD askeri güçlerinin Körfez bölgesindeki varlığı güvenlik tehditlerini artıracaktır. Bu gürültü Körfez'in güvenliğine yardımcı olmuyor. Körfez ülkelerine yaptığım ziyarette bölge ülkelerinin güvenliğin sağlanmasında başrolü oynamak istediğini fark ettim. Bölge ülkelerine mesajımız barış ve dostluktan başka bir şey değildir.”

İran’ın bütün bölgenin güvenliğini savunduğu iddiasında bulunan Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin rolünün ‘bölgenin güvenliğine İran'dan daha istekli bir taraf olmadığını kanıtladığını’ söyledi.

Süleymani, Suriye ve Irak'taki iç çatışmalarda İran'a sadık milislere sponsorluk yapan Kudüs Gücü tarafından temsil edilen Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) dış operasyonlarına ve istihbaratına liderlik etti. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın emriyle düzenlenen bir hava saldırısında öldürülmeden önce İran'a ideolojik sadakat borcu olan diğer milisleri de silahlandırdı.

ABD Donanması pazar günü yaptığı açıklamada, Arap Körfezi'ndeki gemileri olası bir ele geçirmeyi önlemek için İran sularından uzak durmaları konusunda uyardığını bildirdi.

Söz konusu uyarı, İran'ın nisan sonu ve mayıs başında iki petrol tankerine el koyduğu Hürmüz Boğazı ve çevresinde gerginliğin yüksek olduğunu gösteriyor.

ABD Beşinci Filosu yaptığı açıklamada, bir amfibi saldırı gemisi ve bir çıkarma gemisinin, üç bin Amerikan denizci ve askeriyle ‘bölgeye ek hava ve deniz varlıkları sağlamak için’ Kızıldeniz'e geldiğini kaydetti.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), geçen ay İran'ın ticari kargo gemilerini ele geçirip taciz etmesinin ardından bölgedeki önemli su yollarını izlemek amacıyla Ortadoğu'ya ilave F-35 ve F-16 savaş uçakları ile bir savaş gemisi gönderdi.



Mahkeme, seçim sonuçlarını bozmaya çalıştığı gerekçesiyle Trump aleyhine açılan komplo davasını reddetti

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
TT

Mahkeme, seçim sonuçlarını bozmaya çalıştığı gerekçesiyle Trump aleyhine açılan komplo davasını reddetti

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (Reuters)

ABD'li bir yargıç dün , dört yıl önce kaybettiği başkanlık seçimlerinin sonuçlarını tersine çevirmeye çalıştığı gerekçesiyle seçilmiş Başkan Donald Trump hakkında açılan davanın düşürülmesi yönündeki savcılık talebini kabul etti.

Dün erken saatlerde Özel Savcı Jack Smith, Yargıç Tanya Chutkan'dan davanın düşürülmesini istedi. Zira Adalet Bakanlığı'nın politikası görevdeki bir başkan hakkında dava açılmaması yönünde ve Trump 20 Ocak'ta yemin ettikten sonra bu durum gerçekleşecek.

Yargıç, özel savcının talebini kabul etti. Ancak ‘hakların korunması’ kuralı çerçevesinde, yani Trump dört yıl sonra görevden ayrıldığında bu davanın yeniden görülme olasılığı mevcut.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre yargıç kararında, ‘görevdeki bir başkana tanınan dokunulmazlığın geçici olduğunu ve görevi bıraktığında sona ereceğini’ belirterek, ‘hakların korunmasıyla davanın reddedilmesinin burada uygun bir karar olduğunu’ ifade etti.

Duruşmalar henüz başlamadı

78 yaşındaki Trump, Joe Biden'a karşı kaybettiği 2020 seçimlerinin sonuçlarını bozmak için komplo kurmak ve Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra gizli belgeleri yasadışı olarak saklamakla suçlanıyor, ancak bu davaların hiçbirinde duruşma başlamadı.

Smith, davaya bakan Yargıç Chutkan'a gönderdiği bir notta, Adalet Bakanlığı'nın görevdeki bir başkan hakkında iddianame hazırlamama ya da dava açmama politikası ışığında davanın düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Smith ayrıca aynı nedenle 2021 yılında Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra Trump hakkında gizli belge bulundurmaktan dava açılamayacağını duyurdu.

Smith, Florida federal yargıcı Aileen Cannon'un temmuz ayında davada özel savcı atanmasının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yargılamayı iptal etme kararına itiraz etmişti.

Ancak bu ay, Trump'ın 5 Kasım seçimlerinde Demokrat rakibi Kamala Harris'i mağlup etmesinin ardından, seçim sonuçlarını tersine çevirmek için kurulan komploda yargılamayı askıya aldı.

Gizli belgeler davasına gelince, Smith diğer iki sanık olan Trump'ın yardımcısı Walt Nauta ve Başkan'ın Mar-a-Lago malikanesi yöneticisi Carlos de Oliveira'ya karşı davayı ilerleteceğini söyledi.

‘Büyük bir zafer’

Trump, Truth Social platformunda yaptığı bir yorumda, söz konusu davaların ‘boş ve yasal dayanağı olmayan davalar olduğunu ve açılmaması gerektiğini’ ifade etti.

“Vergi mükelleflerinin 100 milyon dolardan fazla parası Demokrat Parti'nin siyasi rakibine, yani bana karşı verdiği mücadelede heba edildi” diyen Trump, ‘böyle bir şeyin ABD’de daha önce hiç yaşanmadığını’ vurguladı.

Trump'ın iletişim direktörü Steven Chung, seçimlere müdahale davasının düşürülmesini memnuniyetle karşılayarak bunu ‘büyük bir zafer’ olarak nitelendirdi.

Chung yaptığı açıklamada, “Amerikan halkı ve Başkan Trump yargı sistemimizin siyasallaşmasına derhal son verilmesini istiyor. Ülkemizi birleştirmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Trump, ABD seçimlerinin sonuçlarını bozmak için komplo kurmak ve Biden'ın zaferini onaylamak üzere Kongre'nin resmi olarak toplanmasını engellemekle suçlanıyor. Trump'ın destekçileri 6 Ocak 2021'de gerçekleşen bu oturum sırasında kongre merkezini basmıştı.

Trump ayrıca 2020 seçimlerini kazandığını iddia ederek ABD'li seçmenlerin haklarını elinden almaya çalışmakla da suçlanıyor.

Gecikmeler ve dondurmalar

Biden'ın selefi ve halefi olan Trump, New York ve Georgia eyaletlerinde iki davayla karşı karşıya.

Trump, mayıs ayında jürinin, 2016 seçimlerindeki kampanyasına zarar vermemek için porno yıldızı Stormy Daniels'a cinsel ilişki iddiaları hakkında sessiz kalması karşılığında yaptığı ödemeleri örtbas etmek üzere iş kayıtlarında sahtekarlık yaptığı sonucuna varmasının ardından 34 suçlamadan suçlu bulunmuştu.

Yargıç Juan Merchan, Yüksek Mahkeme'nin temmuz ayında aldığı ve eski başkanların genel bir dokunulmazlığa sahip olduğu yönündeki kararı uyarınca herhangi bir mahkûmiyet kararının bozulması gerektiğini savunan Trump'ın savunma avukatlarının talebini karara bağlamak üzere mali dolandırıcılık davasındaki kararı erteledi.

Georgia'da ise Trump, güney eyaletindeki 2020 seçimlerinin sonuçlarını bozma çabaları nedeniyle şantaj suçlamalarıyla karşı karşıya. Ancak bu dava muhtemelen görev süresi boyunca dondurulacak.