Afganistan'da barıştan sıkılan Taliban savaşçıları, cihadı başka ülkelere yaymak istiyor

Bugün Taliban savaşçıları, ABD'nin ülkeden çekilmesiyle yönetimi ele geçirmelerinin ikinci yıldönümünü kutladı (Reuters)
Bugün Taliban savaşçıları, ABD'nin ülkeden çekilmesiyle yönetimi ele geçirmelerinin ikinci yıldönümünü kutladı (Reuters)
TT

Afganistan'da barıştan sıkılan Taliban savaşçıları, cihadı başka ülkelere yaymak istiyor

Bugün Taliban savaşçıları, ABD'nin ülkeden çekilmesiyle yönetimi ele geçirmelerinin ikinci yıldönümünü kutladı (Reuters)
Bugün Taliban savaşçıları, ABD'nin ülkeden çekilmesiyle yönetimi ele geçirmelerinin ikinci yıldönümünü kutladı (Reuters)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), Afganistan'daki barış ortamından sıkılan Taliban savaşçılarının, Pakistan'a giderek cihadı devam ettirmek istediğini yazdı.

NYT son dönemde birçok savaşçının, Pakistan Talibanı'na (Tehrik-i-Taliban Pakistan/TTP) katıldığını, bunun hem çevre ülkelerde hem de Afganistan'daki Taliban yönetiminde rahatsızlık yarattığını aktardı. 

Haberde, tam olarak kaç savaşçının Afgan Talibanı'ndan kaçarak TTP'ye katıldığının bilinmediği belirtilirken, bu sayının "onbinlerce eski Taliban savaşçısı içinde küçük bir azınlığı oluşturduğu" yazıldı.

Taliban Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdulkahar Belhi, kaçıp TTP'ye giden savaşçıları tasvip etmediklerini belirterek, NYT'ye şunları söyledi: 

Genç erkeklerin heyecan ve macera arayışında olduğu, Amerika'dan Avrupa'ya, Asya'ya ve Afrika'ya birçok ülkede yaygın şekilde görülüyor. Bu maceraperestlik genel eğilimleri ya da kamuoyunun düşüncelerini yansıtmıyor. Aksine bunlar anomali niteliğinde.

Kimliğini Vahdet olarak paylaşan Taliban savaşçısı, cihadı artık başka yerlere de yaymaları gerektiğini savunarak, "Ülkemizde barış ve güvenlik sağlandı, şimdi diğer ülkelerde mücadele etmemiz ve oradaki Müslümanların haklarını güvence altına almamız gerekiyor" dedi.

Adını Malang olarak paylaşan Taliban üyesiyse "Başka ülkelere gidip cihadımızı sürdürmek burada kalmaktan daha önemli" ifadelerini kullandı. 

22 yaşlarındaki Vahdet ve Malang, polis olarak görev yaptıklarını ve birkaç ay içinde ülkeden kaçarak Pakistan'a gidip TTP'ye katılacaklarını belirtti.

Taliban'a desteğin güçlü olduğu Vardak Vilayeti'nden Abdulbari Vasil Serdar ise 17 yaşındaki yeğeni Muhammed İdris Süheyb'in evden kaçıp TTP'ye katıldığını ve nisanda çıkan bir çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

38 yaşındaki Serdar, "Köyümüz savaşlardan önce yetiştirdiği mühendislerle ve doktorlarla tanınırdı. Şimdiyse genç nesiller sadece cihatla ilgileniyor" dedi.
 

Öte yandan Pakistan ise Taliban yönetimini sınırdan yasadışı geçişlere göz yummakla suçluyor.

Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir, pazar günkü açıklamasında Taliban'ın Afganistan'da TTP üyelerini barındırarak bir terör örgütü ağı oluşmasına destek verdiğini savunmuş, sınır geçişlerinin daha iyi denetlenmemesi halinde güç kullanmak zorunda kalacaklarını söylemişti.

Taliban Sözcüsü Zabinhullah Mücahit ise suçlamaları reddederek, "Afganistan toprakları hiçbir ülkenin güvenliğine karşı kullanılmayacaktır" demişti.

İslamabad merkezli düşünce kuruluşu Pak Barış Enstitüsü (PIPS), ABD'nin Ağustos 2021'de ülkeden çekilip Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinin ardından, Pakistan'daki şiddet olaylarının da arttığını bildirdi. PIPS'in verilerine göre TTP, geçen yıl en az 123 saldırı düzenledi. Bu rakam, 2021'deki saldırılara kıyasla yaklaşık iki kat daha fazla.

Independent Türkçe, New York Times, AA



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.