Cumhuriyetçiler, Hawaii’de yangınlar devam ederken, Biden’ın Delaware’de tatil yapmasını eleştirdi

Hawaii’deki orman yangınlarının neden olduğu yıkımın ortasından geçen bir adam (AP)
Hawaii’deki orman yangınlarının neden olduğu yıkımın ortasından geçen bir adam (AP)
TT

Cumhuriyetçiler, Hawaii’de yangınlar devam ederken, Biden’ın Delaware’de tatil yapmasını eleştirdi

Hawaii’deki orman yangınlarının neden olduğu yıkımın ortasından geçen bir adam (AP)
Hawaii’deki orman yangınlarının neden olduğu yıkımın ortasından geçen bir adam (AP)

Beyaz Saray, Başkan Joe Biden ve eşi Jill Biden’ın önümüzdeki Pazartesi günü yerel yetkililerle görüşmek, bölge sakinlerine yönelik yardım operasyonları ve kurtarma çabalarındaki sonraki adımlar hakkında bilgi almak için Hawaii’yi ziyaret edeceklerini açıkladı.

Açıklamada, Biden’ın Hawaii'nin Maui Adası'nda büyük yıkım yaratan yangına tam bir hükümet müdahalesi sağlamaya devam ettiği ve Hawaii halkının ihtiyaç duyduğu her şeyi federal hükümetten sağlamaya kararlı olduğu vurgulandı.

Bu duyuru, Biden’ın Cumhuriyetçi muhaliflerinin yanı sıra Demokrat müttefiklerinden gelen bir dizi eleştirinin ardından geldi.

Söz konusu kişiler Biden’ı, adada 2 bin 170 dönüme zarar veren, şu ana kadar 106 kişinin hayatını kaybettiği ve bini aşkın kişinin kayıp olduğu orman yangınlarına karşı yeterince ilgi göstermemekle eleştirdi.

cs
Başkan Biden Delaware’de sahilde (AP)

Biden, 4 günü aşkın süredir felaketle ilgili yorum yapmadan sessiz kaldı ve Salı günü Wisconsin eyaletinin Milwaukee şehrinde yaptığı bir konuşmada Maui felaketinden bahsetti ve tarih belirtmeden en kısa zamanda Hawaii’yi ziyaret etme sözü verdi.

Başkan Biden konuşmasında şunları söyledi;

“Eşim Jill ve ben mümkün olan en kısa sürede Hawaii’ye gideceğiz. Vali Josh Green ile birkaç kez görüştüm ve ona eyaletin ihtiyacı olan her şeyi federal hükümetten alacağına dair güvence verdim. Birçok afet bölgesine gittim, ancak gidip ihtiyaç duydukları şeyi aldıklarından emin olmak ve devam eden kurtarma çabalarını kesintiye uğratmayacağımızdan emin olmak istiyorum.”

Orman yangınlarını ‘yüz yılı aşkın süredir en ölümcül yangınlar’ olarak nitelendiren Biden, can kaybı ve ‘Hawaii’nin mahvolmuş tarihi’ için üzüntüsünü ifade etti.

Başkanın bu açıklamasının ardından eleştiriler başladı ve bazıları, Biden’ın yardım operasyonlarını engellememek için Hawaii’yi ziyaret etmeme gerekçesini ‘tamamen saçmalık’ olarak nitelendirdi.

ABD başkanları, kurbanların ailelerini rahatlatmak ve hükümetin müdahale operasyonlarını yerinde izlemek için sık sık afet bölgelerini ziyaret ediyor.

Cumhuriyetçiler, Biden’ın felaketle ilgili dört günden fazla bir süre sessiz kalmasını ‘ilgisizliğin kanıtı’ olarak nitelendirdi.

Ayrıca, 100 yılı aşkın bir süredir en ölümcül olan orman yangınları hakkında açıklama yapmadan, geçen Pazar günü Delaware’de sahilde plajın keyfini çıkarırken ve bisiklete binerken çekilen bir fotoğrafını eleştirdiler.

xasc
Biden geçen Pazar günü bisikletle gezinti yaparken (AFP)

Florida’dan Cumhuriyetçi Kongre üyesi Anna Paulina Luna, Biden’ın orman yangınları hakkında yorum yapmamasını eleştirdi ve Hawaililere yapılan yardımı, Beyaz Saray’ın Ukrayna için açıkladığı 200 milyon dolarlık askeri yardım paketiyle kıyasladı.

Luna, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şunları yazdı;

“Hawaii’de olup bitenleri görmezden gelerek yabancı bir ülkeye 100 milyar dolardan fazla para verilmesini savunan bir başkanınız olduğunda, bence bu size o başkan hakkında bilmeniz gerekenleri tam olarak anlatıyor. Hawaii bugüne kadarki en yıkıcı orman yangınlarına tanık olurken, Biden yabancı ülkelere yardım göndermeye öncelik vermeye devam ediyor. Aileler her şeyini kaybetti, ölü sayısı artmaya devam ediyor ve Hawaii halkı Ukrayna gibi yerlerden çok daha önemli.”

Cumhuriyetçi Ulusal Komite’nin eski bir yetkilisi olan Doug Heye, “Biden’ın Delaware sahilindeyken, Hawaiililerin kendi başlarının çaresine bakmalarına izin vermesi hayal kırıklığı yaratıyor” dedi.

Hawaili bir Demokrat ise, Biden’ın sözlerini ‘şok edici ve uygunsuz’ olarak nitelendirdi.

Hawai’den eski Temsilciler Meclisi üyesi Mark Kaniela Ing, “Senin için seçim kampanyası yürüttüm. Şimdi, düzinelerce arkadaşımı, ailemi ve komşularımı kaybettiğim de. Hepsi bu mu?” diyerek tepki gösterdi.

ferg
9 Ağustos’ta Hawaii’nin Kihei bölgesindeki büyük yangından çıkan alevler (AP)

Beyaz Saray’daki gazeteciler, geçtiğimiz hafta Başkan Biden’ın konu hakkında sessiz kalmasının ve Cumhuriyetçilerden gelen eleştirilere yanıt vermemesinin nedenlerini sordu.

Beyaz Saray buna, Hawaii’de 500 federal işçinin varlığına, 5 bin öğün yemek, 7 bin litre su ve 10 bin battaniye sağlanmasına ve ayrıca Deniz Piyadeleri’nin yangınlarla mücadele için Black Hawk helikopterleriyle katılımına atıfta bulunarak yanıt verdi.

Beyaz Saray sözcüsü Andrew Bates, “Kırmızı ve mavi eyaletleri (Cumhuriyetçilerin kazandığı eyaletler kırmızı ve Demokratların kazandığı eyaletler mavi) mahveden iklim krizini inkar eden, orman yangını müdahale bütçesini kısmaya çalışan Washington’daki Cumhuriyetçi yetkililer bize nutuk çekemez” dedi.

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre ise dün sabah CNN’e yaptığı açıklamada Biden yönetiminin tutumunu savundu ve felaketi ciddiye aldıklarını vurguladı.



5 soruda Sinaloa Karteli'nin iç savaşı

Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)
Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)
TT

5 soruda Sinaloa Karteli'nin iç savaşı

Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)
Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)

Meksika'nın Sinaloa eyaleti pazartesi günü yine bir vahşete sahne oldu. 

Kafası kesilip bir viyadüğe asılan kişilerin 4 cesedi korku salsa da bu, daha büyük bir katliamın parçasıydı. Yakınlardaki bir otomobilde 16 cansız beden daha bulundu.

Bu olay üzerine New York Times, Sinaloa Karteli'nin iç savaşını mercek altına aldı.

Ölümcül uyuşturucu fentanille mücadelede Meksika devletini de yanına alan ABD'nin karşısında gücünü korumaya çalışan kartelin mücadelesinin yeraltı dünyasının geleceğini belirleyeceği belirtildi.

Sinalao Karteli nedir?

Fentanil gibi ABD için ulusal güvenlik sorunu haline gelen uyuşturucuların kitlesel üretimini üstlenen kartel, yıllar boyunca yalnızca yerel değil, dünyanın diğer yerlerindeki çetelere de bir çatı oldu.

Uyuşturucu kaçakçılığı ve para aklamanın yanı sıra insan kaçakçılığı, göçmen kaçırma, yakıt hırsızlığı, kaçak ağaç kesme gibi çeşitli faaliyetler yürütüyorlar. 

Sinalao Karteli'ni El Mayo diye bilinen Ismael Zambada Garcia'yla birlikte kuran El Chapo lakaplı Joaquin Guzmán Loera, halihazırda ABD'de müebbet hapis cezasını çekiyor. 

Öncesinde çamaşır sepeti içinde saklanıp hapisten kaçarak dünya çapında tanınmıştı.

İç savaş nasıl başladı?

2024 yazında El Chapo'nun oğullarından biri Zambada'yı kaçırarak ABD'ye teslim etti. 

Los Chapitos diye bilinen oğulların bu ihaneti, gerginlikleri büyüterek karteli iç savaşa sürükledi. 

Joaquín Guzmán López ve Ovidio Guzmán López babaları gibi ABD'de hapiste. 

Kardeşleri Ivan Guzmán Salazar ve Jesus Alfredo Guzmán Salazar, Los Chapitos'u yönetiyor. 

Babalarının 2016'da yakalanması sonrasında fentanil işini büyüterek başarı kazandılar. 

Zambada'ya sadık kalan ekipse Los Mayos hizbinde. Bu ekip gizliliğe verdiği önem ve stratejik ittifaklarla dikkat çekiyor. 

Daha disiplinli ve pragmatik görülen Los Mayos geleneksel uyuşturucu kaçakçılığı yöntemlerine bağlı.

Sinalao Karteli'nin rakipleri kim?

2009'da kurulan Jalisco Yeni Nesil Karteli, Sinaloa'nın en dişli rakibi olmayı başardı. 

Meksika ve ABD'li yetkililer, onları en vahşi ve en hızlı büyüyen uluslararası suç örgütlerinden biri diye tanımlıyor. 

fgthy
El Chapo, "bücür" anlamına geliyor (AFP)

Nemesio Oseguera Cervantes önderliğindeki kartel fentanille birlikte kokain, eroin ve metamfetamin kaçakçılığında iddialı. 

Meksika'nın Guerrero, Sonora, Michoacán ve Chiapas gibi eyaletlerinde iki kartel sert bir savaş veriyor.

Meksika ve ABD neler yapıyor?

ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük tarifesi uygulama ve Meksika topraklarına asker gönderme tehditleri üzerine iki ülke kartellere karşı mücadeleyi artırdı.

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum özellikle Sinaloa eyaletinde binlerce asker görevlendirerek önemli operasyonlara imza attı. Onlarca örgüt yöneticisi yakalandı ve pek çok uyuşturucu laboratuvarı basıldı.

ABD de "yabancı terör örgütü" ilan ettiği kartelleri CIA drone'larıyla takip ederek laboratuvarların yerlerini saptadı. 

Ancak fentanilin herhangi bir mutfakta üretilebilmesi ve ABD'deki yoğun talep, bu önlemleri yetersiz bırakabilir.

Savaşı kim kazanıyor?

Uzmanlar ve yetkililer bu sorunun yanıtında uzlaşamıyor. 

Meksika'nın Los Chapitos hizbindeki pek çok kilit ismi yakalayarak kayda değer darbeler vurduğu söyleniyor. 

Uzmanlar, Los Chapitos'un Jalisco karteliyle yaptığı beklenmedik işbirliğini, çaresiz durumda kalmasına yoruyor. 

Brookings Enstitüsü'nden Vanda Felbab-Brown, bu mücadelenin küresel yansımaları olacağını ve sonucuna göre "yasadışı pazarların yeniden organize edileceğini" söylüyor. 

Felbab-Brown, Sinaloa Karteli için sonun yaklaşmış olabileceğini belirtirken Jalisco Yeni Nesil Karteli'nin yükselişe geçeceği tahminini de yapıyor.

Güvenlik uzmanı Eduardo Guerrero ise El Chapo'nun oğullarının Jalisco'ya büyük imkanlar sunabileceğine işaret ediyor:

Messi'yi kendi futbol takımına getirmek gibi... İki gücü birleştirmek devasa bir küresel üretim kapasitesi anlamına geliyor.

Independent Türkçe, New York Times, AP