Rusya, Ukrayna'ya karşı ‘tahıl savaşının’ kapsamını genişletti

Kiev, güneyde ilerlerlerken karşı saldırısını güçlendirmek için hava indirme birlikleri gönderdi

Odessa yakınlarındaki bir limanda salıyı çarşambaya bağlayan gece Rus İHA’larıyla hedef alınan bir tahıl ambarı (Odessa'daki Bölgesel Bilgi Merkezi - EPA)
Odessa yakınlarındaki bir limanda salıyı çarşambaya bağlayan gece Rus İHA’larıyla hedef alınan bir tahıl ambarı (Odessa'daki Bölgesel Bilgi Merkezi - EPA)
TT

Rusya, Ukrayna'ya karşı ‘tahıl savaşının’ kapsamını genişletti

Odessa yakınlarındaki bir limanda salıyı çarşambaya bağlayan gece Rus İHA’larıyla hedef alınan bir tahıl ambarı (Odessa'daki Bölgesel Bilgi Merkezi - EPA)
Odessa yakınlarındaki bir limanda salıyı çarşambaya bağlayan gece Rus İHA’larıyla hedef alınan bir tahıl ambarı (Odessa'daki Bölgesel Bilgi Merkezi - EPA)

Rusya, Ukrayna’nın güneyindeki tahıl ihracatı yapılan limanlara yönelik saldırılarını genişletirken Kiev, zayıflayan karşı saldırısını desteklemek için Zaporijya bölgesine yeni hava indirme birlikleri gönderdi.

Ukrayna tarafından dün yapılan açıklamada, Rusya ordusuna ait insansız hava araçlarının (İHA) ülkenin güneyindeki Odessa bölgesinde, Tuna Nehri kıyısındaki bir limana saldırı düzenlediği ve saldırı sonucunda limanda zarar oluştuğu bildirildi.

Odessa Valisi Oleh Kiper, Fransız Haber Ajansı (AFP) tarafından aktarılan açıklamasında, ‘düşmanın Tuna Nehri kıyısındaki bir limana düzenlediği saldırıda tahıl ambarlarının zarar gördüğünü’ söyledi. Vali Kiper, Moskova’nın Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına izin veren Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilmesinden bu yana Karadeniz’deki tahıl ihracatı limanlarına ve tahıl ambarlarına İHA’larla saldırılar düzenlediğine dikkati çekti.

Moskova dün, geçtiğimiz ay Tahıl Koridoru Anlaşması’nın çökmesinden sonra Ukrayna’ya ait ilk geminin Kiev tarafından belirlenen alternatif rotadan geçişini izledi.

Rus Devlet Haber Ajansı RIA Novosti, Kiev'in Karadeniz'de açtığı geçici tahıl koridorunu kullanan ilk geminin Odessa limanından ayrıldığını bildirdi. Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov, 30 bin tondan fazla mal yüklü bir konteyner gemisinin Odessa limanından ayrıldığını ve şu anda İstanbul Boğazı'na doğru ilerlediğini duyurdu.

ABD, Rusya’nın tahıl tesislerini hedef alan saldırılarını kınadı

ABD Dışişleri Bakanlığı dün, Rusya tarafından Ukrayna’nın tahıl ihracatı tesislerini hedef alan saldırıları kınadı. Bakanlık açıklamasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in küresel gıda güvenliğini ‘umursamadığı’ öne sürüldü.

Zelenskiy’den yeni insani koridor açıklaması

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ilk sivil geminin Ukrayna'nın yeni insani yardım koridorundan geçtiğini belirterek ülkesinin Karadeniz'de seyrüsefer özgürlüğünü yeniden tesis etme yolunda önemli bir adım attığını vurguladı.

Rus Büyükelçi: Tahıl Koridoru Anlaşması’na alternatiflerimiz var

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, ülkesinin Afrika ülkelerinin ve diğer ülkelerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak için Tahıl Koridoru Anlaşması’na alternatifleri olduğunu söyledi.

Buğday fiyatları yükseliyor

Rusya'nın Ukrayna’nın tahıl tesislerini hedef alan saldırıları küresel piyasalarda tahıl fiyatları üzerinde baskı oluştururken dün Chicago Ticaret Borsası'nda (CBOT) buğday vadeli işlemleri yüzde 5’in üzerinde artış gösterdi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tahıl Koridoru Anlaşması’nın sona ermesi ve Hindistan'ın bazı pirinç türlerinin ihracatına ek vergilerle getirdiği kısıtlamalar sonrası buğday, pirinç ve bitkisel yağ gibi küresel gıda emtia fiyatlarının aylarca süren düşüşün ardından yeniden yükselişe geçtiğini açıkladı.

Öte yandan sahada, Rusya’nın resmi haber ajansları, Kiev’in ‘Ukrayna ordusunun şimdiye kadar yedekte tuttuğu son büyük birlik’ olan 82’nci Hava İndirme Tugayını cepheye gönderdiğini bildirdi. Aktarılan bilgilere göre Ukrayna çıkarma kuvvetleri geçtiğimiz günlerde zırhlı araçlar ve Challenger 2 tanklarıyla birlikte 2 bin kişilik en güçlü birliklerini ülkenin güneyindeki Zaporijya bölgesindeki Rabotino şehrine gönderdi.

Reuters’ın aktardığına göre Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Hana Malyar, Ukrayna ordusunun ülkenin güneydoğusundaki Donetsk bölgesinde yer alan Orozhin beldesinin kontrolünü Rusya ordusundan geri aldıktan sonra takviye güçlerle desteklendiklerini söyledi. Maliar, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Orozhin kurtarıldı” dedi.



Hamaney'in karşı çıkan konuşması ve yaklaşan ABD-İran anlaşması

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Hamaney'in karşı çıkan konuşması ve yaklaşan ABD-İran anlaşması

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)

Siyasi analizde, sonuçlara varmak için göstergeleri izlemek gerekir. İran Dini Lideri'nin rejimin kurucusu Humeyni’nin ölüm yıldönümü sırasında yaptığı son konuşmadan ve Umman Sultanlığı aracılığıyla Tahran'a sunulan son Amerikan teklifinden, iki taraf arasında kapsamlı olmayıp geçici olsa bile bir anlaşmaya varma olasılığının yüksek olduğu söylenebilir. Hem de Umman himayesinde yapılan dördüncü tur görüşmelerden bu yana Tahran ve Washington arasında görülen keskin görüş farklılıklarına rağmen. Farklılığın sebebi İran'ın daha önce uranyumu 2015 nükleer anlaşmasında kabul edilen aynı seviyede, yani yüzde 3,67 oranında zenginleştirme hakkını tanıyan Amerikan pozisyonunda değişiklik olarak gördüğü son açıklamalar. Amerikan pozisyonunun, İran'ın nükleer programı barışçıl olduğu sürece zenginleştirme prensibini tamamen reddetme yönünde değiştiğini görüyoruz. Buna göre Tahran'ın uranyum zenginleştirme hakkı yok ve nükleer yakıtı yurtdışından ithal edebilir. Bu konu, sorunun çözümüne dair olumlu bir atmosfer oluşturmakta başarısız olan beşinci tura kadar uzanan görüşmelerin ilerlemesinin önündeki en büyük engeldi. Bu arada İran, kendi topraklarında kurulacak ve Suudi Arabistan ile BAE’nin de dahil olacağı bölgesel bir uranyum zenginleştirme kompleksi önerisinde bulundu; böylece topraklarında uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürebilir, nükleer yakıta erişimini sürdürebilir ve komşularına karşı iyi komşuluk gösterebilir.

Öte yandan, ABD tarafının da İranlılara sunulan ve Tahran’ın kendisine yanıt olarak birkaç mesaj verdiği bir teklifi var. Bu teklif, Tahran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurması, ABD'ye ilave olarak İran, Suudi Arabistan ve diğer bazı Arap ülkelerinden oluşan bölgesel bir nükleer enerji birliği kurulması çağrısını içeriyor. Daha sonra Umman Sultanlığı'nın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın gözetiminde bölgesel bir uranyum zenginleştirme tesisi kurulmasını önerdiği söylendi. Washington, Umman'ın teklifini kabul etti ve bu ortak uranyum zenginleştirme tesisinin İran dışında bulunmasını istedi. Axios sitesi, ABD'nin, programını askıya alması karşılığında İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını tanıdığını, topraklarında yüzde 3’e kadar uranyum zenginleştirilebileceğini kabul ettiğini bildirdi. Tahran bölgesel zenginleştirme tesisi teklifini kabul edebilir, ancak bu, onun için yurt içindeki zenginleştirme faaliyetlerine bir alternatif olmayacaktır. Kaldı ki tesisin yurt dışında değil, kendi topraklarında bulunmasını istiyor.

Amerikan pozisyonunun yüzde 3 zenginleştirme etrafında dönmesi durumunda, bunun Washington'un pozisyonundan geri adım attığı anlamına geldiği iddia edilebilir. Washington, önceki iki görüşme turunda İran'ın topraklarında zenginleştirme faaliyetlerini sürdürmesini engellemekte ve yurtdışından nükleer yakıt ithal etmesinde ısrar etmişti. Bu nedenle, Tahran'ın küçük bir oranda bile olsa ülke içinde zenginleştirmeye devam etmesi, bir yandan Washington ile yaptırımları kaldıracak, diğer yandan ABD'nin topraklarında uranyum zenginleştirme hakkını tanımasını garantileyecek bir anlaşmaya varana kadar, orta yol olarak kabul edebileceği bir teklif olacaktır.

Dolayısıyla Amerikalıların önerdiklerine ve İran'ın cevabına göre, altıncı turun yakında yapılması ve daha sonra bir anlaşmaya varılması muhtemel. Amerikan teklifi, ABD'nin uranyum zenginleştirmenin tamamen durdurulması talebi ile İran'ın ülke içinde zenginleştirmeyi sürdürme ısrarı arasındaki uçurumu küçültecek bir uzlaşma olabilir. Hal böyle iken, İran Dini Lideri Ali Hamaney neden iki gün önce buna karşı çıkan ve Washington'a düşmanca yanıt veren, İran'ın pozisyonundan geri adım atmadığını vurgulayan açıklamalar yaptı? Konuşmasında, “Ülkesinin tam bir nükleer yakıt döngüsüne sahip olmakta başarılı olduğunu, nükleer endüstrinin sadece enerji için olmadığını, aynı zamanda tüm endüstrilerin temeli ve ulusal bağımsızlığın sembolü olduğunu, uranyum zenginleştirmenin nükleer meselenin anahtarı olduğunu ve İran'ın düşmanlarının zenginleştirmeyi kontrol altına almak istediklerini” söyledi. Hamaney böylece bir yandan ülkesinin anlaşma için can atmadığını ve ülkenin en yüksek otoritesinin buna bir ölçüde karşı çıktığını göstermeye çalıştı. Diğer yandan, bu konuşma içeriye dönüktü, çünkü Tahran'ın topraklarında uranyum zenginleştirme hakkından mahrum bırakılmayı reddettiğini duyuruyordu. Böylelikle Tahran, Donald Trump'ın sunduğu teklifi kabul etse bile, Dini Lider'in muhalif konuşması tekliften birkaç gün önce yapılmış olacaktı. Trump’ın teklifi uranyumu 2015 anlaşmasındakine yakın düşük bir seviyede zenginleştirmeyi içerdiğinden, Tahran, bunu İran direnişi karşısında Washington'un geri çekilmesi ve teklifin onu içeride zenginleştirme hakkından mahrum bırakmadığı şeklinde pazarlayabilir.

Konuşma ayrıca İran ve Washington'un kamuoyu önünde düşmanca açıklamalar yapma, ancak perde arkasında, aralarındaki boşlukları kapatmak için anlaşma ve ardından bunu açıklama alışkanlığının çerçevesine girebilir. Tahran'a ABD’ye pozisyonunda geri adım attırmakla övünme fırsatı verecek olan Trump, İran zihniyetini ve nükleer meselenin nasıl bir ulusal gurur meselesi, ulusal kimlik ve egemenliğin bir parçası olduğunu incelemiş olmalıydı. Öyle ki hükümet, öğrenciler için nükleer tesislere okul gezileri düzenliyor. Tahran rejimi ayrıca yaptırımlara ve kısıtlamalara rağmen ileri nükleer teknoloji seviyelerine ulaşma yeteneği ile övünüyor. Bu nedenle İran, topraklarında uranyum zenginleştirmekten mahrum bırakılmasını reddederdi. Yine özellikle bir yandan bilimsel ve nükleer ilerlemenin bir sembolü olduğu, diğer yandan da kendisinden vazgeçmesinin Washington veya Tel Aviv’in kendisine yönelik askeri bir saldırısını kolaylaştıracağına inandığı bir kart olduğu için yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyumundan vazgeçmeyi reddederdi.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarfından Independent Arabia sitesinden çevrilmiştir.