İsrail: ABD, Almanya’ya “Arrow 3” hava savunma sisteminin tedarikini onayladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail: ABD, Almanya’ya “Arrow 3” hava savunma sisteminin tedarikini onayladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail Savunma Bakanlığı, Almanya’ya "Arrow 3" hava ve füze savunma sistemi temininin ABD tarafından onaylandığını duyurdu.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, ABD hükümeti Almanya'nın Arrow 3 füze savunma sistemini İsrail'den tedarik etmesi için Tel Aviv’in sunduğu talebi onayladı.

Washinton'un onayı ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'a bildirildi.

- İsrail’in en büyük savunma anlaşması

Açıklamada, İsrail Savunma Bakanlığı, Alman Federal Savunma Bakanlığı ve İsrail Havacılık ve Uzay Endüstrisi arasında 3,5 milyar dolarlık tarihi bir anlaşma imzalanacağı aktarıldı.

Bakanlık, bunun İsrail'in şimdiye kadarki en büyük savunma anlaşması olacağını belirtti.

ABD hükümetinin onayının alınması üzerine İsrail ve Almanya Savunma Bakanlıklarından üst düzey yetkililerin katılımıyla, anlaşmanın başlangıcını teşkil eden 600 milyon dolarlık Taahhüt Mektubu imzalamak için tören düzenleneceği ifade edildi.

Nihai sözleşmenin ise iki ülkenin parlamentolarının onayının ardından 2023'ün sonuna kadar imzalanmaya hazır olacağı kaydedildi.

- "Her Yahudi için anlamlı bir anlaşma"

Açıklamada sözlerine yer verilen Savunma Bakanı Gallant, İsrail tarihinin en büyüğü olan bu savunma anlaşmasından gurur duyduğunu belirterek, “Bu, İsrail'in güç birikimine ve ekonomisine katkı sağlayacak önemli bir karardır. Almanya'nın İsrail'in savunma imkanlarını elde etmesi her Yahudi için özellikle anlamlıdır.” ifadelerini kullandı.

İsrailli ve Alman yetkililer, İsrail-ABD ortak yapımı Arrow 3 sistemlerinin temini için Eylül 2022 ve Nisan 2023’te bir araya gelmişti.

İsrail Savunma Bakanlığı, ABD Füze Savunma Ajansı ve İsrail Havacılık ve Uzay Endüstrisi işbirliğinde geliştirdiği ve balistik füzeleri engellemek için tasarladığı Arrow 3’ün, “türünün dünyadaki en gelişmiş sistemlerinden biri” olduğunu belirtiyor.



Rosatom: Rusya'nın nükleer kalkanının "ciddi tehditler" karşısında modernize edilmesi gerekiyor

Rus şirketi Rosatom'un logosu (Reuters)
Rus şirketi Rosatom'un logosu (Reuters)
TT

Rosatom: Rusya'nın nükleer kalkanının "ciddi tehditler" karşısında modernize edilmesi gerekiyor

Rus şirketi Rosatom'un logosu (Reuters)
Rus şirketi Rosatom'un logosu (Reuters)

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un Genel Müdürü Aleksey Likhachev, ciddi tehditler karşısında Rusya'nın nükleer kalkanının önümüzdeki yıllarda geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rusya ve ABD, gelen nükleer füzeleri tespit edip önlemek için kullanılan sistemler de dahil olmak üzere nükleer silahlarını modernize ederken, Çin nükleer kapasitesini Fransa ve İngiltere'nin çok ötesine taşımaya çalışıyor. Likhachev, Rus haber ajansı RIA'ya verdiği demeçte, "Mevcut jeopolitik durumda, ülkemizin varlığına yönelik ciddi tehditlerle karşı karşıyayız," dedi. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre "Bu nedenle, aynı zamanda bir kılıç olan nükleer kalkan, egemenliğimizin bir garantisidir" ifadelerini kullandı.

Likhachev şöyle devam etti: Bugün nükleer kalkanın önümüzdeki yıllarda geliştirilmesi gerektiğinin farkındayız.

ABD Başkanı Donald Trump, mayıs ayında, İsrail'in "Demir Kubbe"sinden esinlenerek tasarlanan ve maliyeti en az 175 milyar dolar olan füze savunma kalkanı "Altın Kubbe" planlarını açıkladı.

ABD, Altın Kubbe'yi balistik, hipersonik ve seyir füzeleri de dahil olmak üzere çok çeşitli füzeleri engellemek ve Rus ve Çin tehditlerine karşı koymak için kullanmayı amaçlıyor.

Amerikan Bilim Adamları Birliği'nin yaptığı araştırmaya göre, Rusya'nın stoklarında ve konuşlanmış durumda yaklaşık 4 bin 300 nükleer başlık bulunuyor. ABD ise yaklaşık 3 bin 700 nükleer başlığa sahip. Bu rakamlar, dünya toplam stokunun yaklaşık yüzde 87'sine denk geliyor.

Çin, yaklaşık 600 nükleer savaş başlığına sahip olarak dünyanın üçüncü büyük nükleer gücüdür. Onu yaklaşık 290 nükleer savaş başlığıyla Fransa, yaklaşık 225 nükleer savaş başlığıyla İngiltere takip etmektedir.