İran'da 1953 darbesini planlayan İngiliz casusu

Norman Darbyshire mütevazı bir yetiştirilme tarzına sahipti, ancak hızlı uyum sağlama ve dil öğrenme yeteneği, etkili bir iletişim ağı kurmasına ve İran Başbakanının görevden almasına yardımcı oldu

Mosaddegh hükümetinin 22 Ekim 1952'de İran'daki İngiliz büyükelçiliğini kapatmasının ardından Norman Darbyshire'ın (güneş gözlüklü) meslektaşlarıyla birlikte ülkeyi terk etmeye hazırlanırken çekilmiş nadir bir fotoğrafı (National Security Archive sitesi)
Mosaddegh hükümetinin 22 Ekim 1952'de İran'daki İngiliz büyükelçiliğini kapatmasının ardından Norman Darbyshire'ın (güneş gözlüklü) meslektaşlarıyla birlikte ülkeyi terk etmeye hazırlanırken çekilmiş nadir bir fotoğrafı (National Security Archive sitesi)
TT

İran'da 1953 darbesini planlayan İngiliz casusu

Mosaddegh hükümetinin 22 Ekim 1952'de İran'daki İngiliz büyükelçiliğini kapatmasının ardından Norman Darbyshire'ın (güneş gözlüklü) meslektaşlarıyla birlikte ülkeyi terk etmeye hazırlanırken çekilmiş nadir bir fotoğrafı (National Security Archive sitesi)
Mosaddegh hükümetinin 22 Ekim 1952'de İran'daki İngiliz büyükelçiliğini kapatmasının ardından Norman Darbyshire'ın (güneş gözlüklü) meslektaşlarıyla birlikte ülkeyi terk etmeye hazırlanırken çekilmiş nadir bir fotoğrafı (National Security Archive sitesi)

70 yıl önce seçilmiş başbakanı devirmek için yapılan bir Amerikan-İngiliz darbesi başarısız olunca, İran'ın siyasi istikrarı bozulmadan devam etti.

Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) operasyonu durdurmaya hazırdı, ancak 28 yaşındaki bir İngiliz istihbarat subayı operasyonu tamamlamakta ısrar etti.

The Guardian'da yayımlanan bir haber, İngiliz istihbarat subayı Norman Darbyshire'ı konu edindi.

Haber Darbyshire'ın, Birleşik Krallık (BK) tarafından İran'da işletilen petrol sahasını kamulaştırdığı için popülerlik kazanan lider Mohammad Mosaddegh'i deviren ve Şah'ı Tahran'a geri getiren darbedeki rolüne ışık tuttu. 

1953'te Mosaddegh'in devrilmesiyle BK kısa vadede çıkarlarını geri kazandı, ancak Şah "nefret edilen bir diktatör" haline gelerek 1979 İslam Devrimi'nin ve İran ile Batı arasında o zamandan beri devam eden düşmanlığın önünü açtı.

Haberde yer alan rapor, Darbyshire'ın BK'nın kuzeyinde mütevazı bir ailede büyüdüğünü ve babasının Wigan'dan bir manav olduğunu söylüyor.

Darbyshire, II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden sonra orduya katıldı ve Özel Hava Kuvvetleri tarafından askere alındı, Farsça da dahil olmak birçok dil bildiği için 1943'te hem İngiltere hem de Sovyetler Birliği tarafından işgal edilen İran'a gönderildi.

Amacı, Almanları petrol sahalarından uzaklaştırmak ve Doğu Cephesinde ikmal hatlarını açık tutmaktı.

Darbyshire'ın Tahran'daki üç buçuk yıl süren askeri hayatının ilk yarısında iletişim ağları kurmaya başladığı ifade ediliyor.

1951 yılında Mosaddegh başbakan oldu ve İngiliz-İran Petrol Şirketi'ni kamulaştırarak bir sonraki yıl İngiliz diplomatlarını sınır dışı etti. Bu durum Londra'yı ondan kurtulmayı planlamaya yöneltti.

Darbyshire ve bir yardımcısı, başbakanı devirmek için "Operasyon Boot" olarak adlandırılan bir plan hazırlamakla görevlendirildi.

Ancak Amerikalıların, Dwight D. Eisenhower'ın başkanlığından sonra 1953 baharında operasyona katılmasının ardından plan, "Operasyon Ajax" olarak adlandırıldı. Ancak plan büyük ölçüde aynı kaldı.

15 Ağustos'ta darbe başlatıldığında işler hızlı ilerledi. Bazı askeri darbeciler harekete geçmedi. Şah paniğe kapıldı ve küçük bir uçakla Bağdat'a kaçtı ve Washington, plandan vazgeçmeye hazır olduğunu belirtti.

Ancak Darbyshire teslim olmayı reddetti ve bunun yerine temaslar kurdu ve çok sayıda ücretli adamı Mosaddegh'in destekçilerine ve Tudeh Partisi'ndeki komünist müttefiklerine saldırmak için Tahran sokaklarına sürdü.

Bu, Şah'ı desteklemek konusunda isteksiz olan subayları müdahale etmeye ikna etmek için yeterliydi.

Darbenin başarısı, Darbyshire'ı İngiliz istihbaratının altın çocuğu yaptı ve bir süre sonra yıldızı daha da parladı.

Tahran'da, Londra ile Şah arasında irtibat sağlama görevini yapıyordu ve İran'ın başkentinin kuzeyindeki büyük bir evde keyifli bir hayat yaşıyordu.

Ancak karısı (altı çocuğunun annesi) Elburz Dağları'nda seyahat ederken bir araba kazasında öldükten sonra aile hayatı çöktü.

Kendisi kaza anında Sovyet sınırına yakın bir İngiliz elektronik dinleme merkezini ziyaret ediyordu, bu sebeple hayatta kaldı.

İki yıl sonra, Darbyshire genç bir kadın olan istihbarat bölümünden Virginia Fell ile flört etmeye başladı ve Nisan 1966'da onunla evlendi. Düğünleri elçilikte yapıldı ve giderleri İngiliz istihbaratı tarafından karşılandı.

Zamanla, Darbyshire'ın davranışları rahatsız edici hale geldi, alkol tüketimini artırdı, artık davranışlarını kontrol edemiyordu.

Ailenin 1975'te İngiltere'ye dönmesinden kısa bir süre sonra çift boşandı ve takip eden yıllarda Darbyshire'ın kariyeri çöktü.

Hâlâ zirveye çıkma hırsları vardı ancak "çok içki içen bir asi" olarak ünü ona yardımcı olmadı ve 1979'da istifa etti.

Darbyshire, Haziran 1993'te evinin önünde çim biçerken geçirdiği bir kalp krizi sonucu vefat etti.

Cenazesi, 8 çocuğunun hepsinin bir araya getirildiği ender anlardan biriydi (Virginia Fell ile evlenmesi sonucu iki kızı oldu).

The Guardian raporu şu sözlerle bitiriyor:

Şah'ın devrilmesi ve İran'daki İslam Devrimi'nden sonra, 1953 darbesi artık eskisi kadar büyük bir başarı gibi görünmüyor. Ancak Darbyshire'ın konuyla ilgili fikrini değiştirdiğine dair hiçbir kanıt yok.

1985 yılında yapılan nadir bir röportajda Norman Darbyshire, eğer Mosaddegh'in kalmasına izin verilseydi, sonunda komünistlerin hükümeti ele geçireceğini ve "bu durumda Rusya'nın her zaman istediği Körfez limanlarına erişimi sağlayacağını" ısrarla belirtti.

Independent Arabia, Independent Türkçe

 

 



Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
TT

Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

ABD, ocak ayında varılan anlaşmanın mart ayında çökmesinden bu yana Gazze Şeridi'nde bir ateşkesin gerekliliğinden bahsediyor. 13 Haziran'da başlayan İran-İsrail çatışmasının 12 gün sonra sona ermesiyle birlikte Gazze krizinin sona erdirilmesi gerektiğine dair uluslararası talepler arttı, ancak henüz bir anlaşma sağlanamadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, Gazze anlaşmasının önündeki engelleri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşa ve kişisel çıkarlarına bağlı kişiliğine ve Hamas'ın savaşı durdurmak için sözlü değil yazılı garantilerde ısrar etmesine bağlarken, savaşın her iki tarafının da ABD baskısı altında kısmi bir anlaşmayı göz ardı etmediğini belirtiyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Christophe Bigot dün Kahire'de yaptıkları toplantıda, ‘Mısır'ın Katar ve ABD ile iş birliği içinde Gazze'de ateşkes sağlanması, esir takası ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların ulaştırılması yönündeki çabalarını’ gözden geçirdi. İkili, ‘İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırganlığının durdurulması gerektiğini’ vurguladı.

Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın, savaşın her iki tarafına da Gazze'de bir ateşkes imzalamaları için defalarca çağrıda bulunduğu bir döneme denk geliyor. Şarku’l Avsat'ın Times of İsrael’den aktardığına göre Trump son olarak cumartesi gecesi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Gazze'de bir anlaşma yapın. Esirleri geri alın!” diyerek İsrail Başbakanı’na bir anlaşmaya varması için baskı yapmaya çalıştı.

cdvfgh
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail saldırıları sırasında öldürülen yakınları için ağlayan Filistinli kadınlar (AFP)

İsrail ile İran arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından peş peşe açıklamalar yapan Trump, cuma günü İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması çabalarına katılan bazı kişilerle yaptığı görüşmeler sonrası Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes sağlanabileceğine dair iyimserliğini ifade etti. Reuters'ın haberine göre iki taraf arasında bir hafta içinde anlaşmaya varılabileceğini belirten Trump, Gazze'de ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Trump'ın Gazze'de ateşkes için bastırması, Axios'un cuma günü İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bugün İran ve Gazze Şeridi ile ilgili görüşmeler yapmak üzere Beyaz Saray'a geleceğini duyurmasıyla birlikte geldi. Axios, Dermer'in Netanyahu'nun bu yaz Washington'a yapacağı ziyareti de görüşeceğini bildirdi.

Bu gelişmeler, İsrail medyasında Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un olası ziyaretine ilişkin çelişkilerin yaşandığı ve İsrail Yayın Kurumu'nun Witkoff'un bölgeye gelişi konusunda bir karar vermeden önce arabulucuların Hamas'a yönelik baskılarının sonuçlarını beklediğini söylediği bir dönemde yaşandı.

İsrail'de yayın yapan iNews24, Witkoff'un Mısır'a ‘kararlı bir ziyaret’ gerçekleştireceğini bildirdi. Söz konusu ziyaret, müzakerelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğine dair olumlu işaretlerin yanı sıra İsrail tarafından yapılan açıklamaların tonunda somut bir değişimin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı akademisyen Dr. Tarık Fehmi'ye göre ateşkesin önündeki en büyük engellerden biri Hamas'ın gelecekteki ateşkesler için yazılı garanti almakta ısrar etmesi, Washington'un ise sözlü garantilerden bahsetmesi olduğunu düşünüyor. Fehmi, Witkoff'un Mısır ve İsrail'e yapacağı ziyaretin, arabulucuların Trump'ın desteğiyle bir anlaşmaya varmak için izledikleri yolda bir ilerleme kaydedilmesi halinde gerçekleşeceğini ve bu ziyaretin, ABD Başkanı'nın anlaşmaya varma arzusuna pek sıcak bakmayan Netanyahu üzerindeki baskıyı artıracağını düşünüyor.

fgth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail bombardımanı sırasında hayatını kaybeden bir kurbanın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun'a göre ‘şu anda herhangi bir anlaşmanın tamamlanmasının önündeki en büyük engel, yargıdan ve siyasi hesap vermekten kaçan Binyamin Netanyahu’. El-Medhun, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki başarısızlığıyla ilgili herhangi bir soruşturma komitesi kurmayı reddeden ve peşindeki yolsuzluk dosyalarında yargı önüne çıkmayı kabul etmeyen kişinin Netanyahu olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Trump'ın birkaç gün önce İsrail'in içişlerine müdahalesi geldi; Netanyahu'ya yargılanmasının durdurulması ve iktidarda kalmasının sağlanması da dahil olmak üzere açık sözler ve vaatlerde bulundu.

El-Medhun, garantiler ve bunların anlaşmayı engellediği yönündeki söylemler konusunda şu ifadeleri kullandı: “İster sözlü ister yazılı olsun, bu konu önümüzdeki müzakereler sırasında ve üzerinde mutabık kalınacak detaylı mekanizmalar aracılığıyla ele alınacak. Ancak Hamas için şu andaki öncelik soykırımı durdurmak, saldırganlığı sona erdirmek, işgali geri çekmek, kuşatmayı kırmak, yardım getirmek, aç bırakma politikasını durdurmak ve Gazze Şeridi'ndeki felaket durumundan kurtulmaktır.”

Hamas dün yaptığı açıklamada, Arap medyasında yer alan, esir takası anlaşmasını ve Gazze Şeridi'nde ateşkesi kabul etmek için koşullar belirlediği yönündeki haberleri yalanlayarak, bunun ‘temelsiz’ olduğunu vurguladı. Hamas, herhangi bir anlaşma için koşullarının açık olduğunu ve bunların ‘işgalin söylemine hizmet eden anonim kaynaklar’ aracılığıyla değil, kamuoyu önünde ortaya konduğunu belirtti.

fgtrhyu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Gazze Şeridi'nde bir anlaşma yapılması çağrıları Washington'dan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa ve Türkiye’ye kadar yayılıyor. Cuma günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ateşkes çağrısında bulunurken, bir gün önce de AB liderleri Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın geçtiğimiz çarşamba günü NATO zirvesinde liderlere İsrail ile İran arasındaki ateşkesin kalıcı olması gerektiğini söylediği ve Gazze Şeridi'ndeki insani krizin hafifletilmesi için ateşkes çağrısında bulunduğu belirtildi.

Fehmi, ‘Hamas'ın birçok fikirle ve arabulucuların yoğun çabalarıyla karşı karşıya olduğunu, uzun vadeli değil kısmi bir anlaşma yapmak zorunda olduğunu ve bunu baskı altında kabul edebileceğini, İsrail'in tutumunun ise Trump ve ekibinin baskısıyla belirleneceğini’ vurguladı.

Diğer yandan el-Medhun'a göre Hamas bu aşamada ‘savaşı bitirmek, soykırımı durdurmak, İsrail işgalini Gazze Şeridi'nden çekmek ve ilk aşama olarak insani yardımın girişini sağlamakla’ ilgileniyor gibi görünüyor. El-Medhun, Hamas’ın, ‘saldırganlığın sona erdirilmesi için ciddi baskı yapan bölgesel ve uluslararası ortamın ışığında uzlaşmazlığa yönelmediğini’ ifade etti.

El-Medhun sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Hamas, katliamların ve saldırganlığın sona ermesine yol açacak her türlü fırsatı değerlendirecektir. Savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi'nde asgari yaşam unsurlarını yeniden tesis etmekle ilgilenen Hamas, esir dosyasındaki sorumluluğunun bilincinde; adil ve kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını garanti eden her türlü teklifle etkileşime girmeye hazır.”