Orman yangınlarından kurtulan hayvanlar için bağış toplayıp koşu bandı aldı

Fotoğraf:  (Glen Morey/Reuters)
Fotoğraf: (Glen Morey/Reuters)
TT

Orman yangınlarından kurtulan hayvanlar için bağış toplayıp koşu bandı aldı

Fotoğraf:  (Glen Morey/Reuters)
Fotoğraf: (Glen Morey/Reuters)

Avustralya'daki orman yangınlarının yaban hayatı mağdurları için olduğunu iddia ederek 34 bin sterlin (yaklaşık 1 milyon 175 bin TL) toplayan bir kadın, hayır kurumlarına sadece 20 Avustralya doları (yaklaşık 345 lira) bağışladı ve paranın geri kalanını kendini şımartmak için yeni postişler ve koşu bandı gibi şeylere harcadı.

O dönem İngiltere'nin Peterborough kentinde yaşayan 27 yaşındaki Kerry Palin, Avustralya'nın bazı bölgelerini kasıp kavuran orman yangınlarında milyonlarca hayvanın ölmesi sonrası yaban hayatını koruma amacı taşıyan hayır kurumları için onbinlerce sterlin bağış topladı.

Palin, 34 bin sterlinden fazla bağış toplamasına rağmen hayır kurumlarına sadece 20 dolar bağışladı ve paranın geri kalanını yeni postişler, koşu bandı ve halı gibi lüks eşyalar satın alarak kendisine harcadı. Polis bu olaya "korkunç bir dolandırıcılık vakası" diyor.

Avustralya'daki 2019-2020 orman yangını sezonunda ülkenin güneydoğusunda, Birleşik Krallık'ın yaklaşık yarısı büyüklüğünde, 11 milyon hektardan fazla alan tahrip oldu.

Ocak 2020'de Palin, yangınların tüm şiddetiyle sürdüğü dönemde, doğal hayatı koruma görevlilerinin artık modern tarihin en kötü vahşi yaşam felaketlerinden biri olarak gördüğü olaydan etkilenen hayvanlara yardım eden hayır kurumlarına fon toplamak için Facebook'ta binicilik temalı bir çevrimiçi açık artırma düzenledi.

Sayfanın 7 binin üzerinde takipçisi vardı ve 300'den fazla kişi satılması için mal bağışladı.

Cambridgeshire Polisi, ürün satın alan kişilerin doğrudan Palin'e ödeme yaptığını ve paranın hayır kurumlarına dağıtılacağını düşündüklerini belirtti. Palin bunun yerine, 4 hayır kurumuna sadece 5'er dolar yatırdı ve daha fazla para ödenmiş gibi göstermek amacıyla insanlara makbuzların üzerinde oynanmış ekran görüntülerini gönderdi.

Polis, bağışçıların endişelerini dile getirmesi durumunda Palin'in onları engelleyerek bir daha kendiyle iletişime geçememelerini sağladığını açıkladı.

Ancak bağışçıların baskısının artması ve PayPal hesabında sorunlar yaşaması üzerine Palin polise giderek parayı kendi lüks harcamaları için kullandığını itiraf etti.

Palin daha sonra yalan beyanla dolandırıcılık, suç teşkil eden malı gizleme ve suç teşkil eden mal edinme suçlarını kabul etti.

Peterborough Kraliyet Mahkemesi 11 Ağustos'ta Palin'i 16 ay hapis cezasına çarptırdı.

Palin'in partneri 39 yaşındaki David Collins de evlerinde kendi adına koliler bulunması üzerine suç teşkil eden mal edinme suçunu kabul etti. Collins şartlı tahliye edildi.

Polis memuru Dane şunları söyledi:

Bu, Palin'in sadece cömert ve iyi niyetli bireyleri kandırmakla kalmayıp, aynı zamanda orman yangınlarının vahşi yaşam mağdurlarını, hayatlarında büyük bir fark yaratacak olan binlerce sterlinlik bağıştan mahrum bıraktığı korkunç bir dolandırıcılık vakasıydı.

Para, bu korkunç hadiselerin çaresiz kurbanlarına yardım yerine, anlamsız ve gereksiz lükslere harcandı.

Umarım bu olay, bu suçları ne kadar ciddiye aldığımızı gösterir. Adaletin yerini bulmuş olmasından memnuniyet duyuyorum.

İyi niyetle bağışta bulunmak isteyen herkesi dikkatli olmaya ve şüpheye düşmeleri halinde doğrudan hayır kurumuna bağışta bulunmaya davet ediyorum.



İran, reformistlerin Tel Aviv ile temas kurduğu iddialarını yalanladı

Tahran'a yönelik İsrail saldırısının gerçekleştiği yerden yükselen dumanların fotoğrafını çeken insanlar, 23 Haziran 2025 (AP)
Tahran'a yönelik İsrail saldırısının gerçekleştiği yerden yükselen dumanların fotoğrafını çeken insanlar, 23 Haziran 2025 (AP)
TT

İran, reformistlerin Tel Aviv ile temas kurduğu iddialarını yalanladı

Tahran'a yönelik İsrail saldırısının gerçekleştiği yerden yükselen dumanların fotoğrafını çeken insanlar, 23 Haziran 2025 (AP)
Tahran'a yönelik İsrail saldırısının gerçekleştiği yerden yükselen dumanların fotoğrafını çeken insanlar, 23 Haziran 2025 (AP)

İran medya kuruluşları, 12 günlük savaş sırasında bazı İranlı yetkililerin İsrail'e mesaj göndererek, İran Dini Lideri’nin hedef alınması halinde ülkedeki liderlik boşluğunu doldurmaya hazır olduklarını bildirdikleri iddialarını yalanladı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Fars Haber Ajansı, ‘İsrail'in toplumda bölünme tohumları ekmek amacıyla reformistlerle ilgili uydurma iddiaları’ hakkında kısa bir açıklama yayınladı.

Açıklamada, “Son günlerde Siyonist varlık, tartışmalı iddialar yayarak 12 günlük savaş sırasında ülke içinde oluşan eşi benzeri görülmemiş birlik ve uyumu bozmak için büyük çaba sarf etti” denildi.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansı (ISNA), bu anlatıyı destekleyen platformlar olarak hareket eden muhalif medya kuruluşlarının, iç anlaşmazlıkları körüklemeyi amaçlayan söylentilerin yayılmasına katkıda bulunduğunu belirtti.

Fars Haber Ajansı, yurtdışındaki Farsça yayın yapan medya kuruluşlarını ‘izleyicilerini motive etmek ve İran toplumu içinde bölünmeyi körükleme projesinde başarılı olmak için çeşitli söylentiler yaymakla’ suçladı.

Ajans, özellikle Manoto TV tarafından yayınlanan ve savaş döneminde reformist hareketin önde gelen isimlerinin Siyonist varlık yetkililerine gizli bir mektup göndererek, İran'da rejim değişikliği çabalarına destek istediklerini belirten bir habere atıfta bulundu.

Ajans, bu bağlamda yapılan araştırmaların ‘bu iddianın ilk olarak Siyonist varlığa bağlı hesaplar tarafından ortaya atıldığını ve daha sonra bu projenin medya kolu olarak Manoto TV tarafından büyütülüp desteklendiğini gösterdiğini’ bildirdi.

Fars Haber Ajansı’nda yer alan haberde, “Bu haberin ve son günlerde bu kanallar aracılığıyla yayılan diğer benzer haberlerin yalan olduğuna ve kamuoyunu, özellikle de devrimci kesimi kışkırtmak, yanlış kutuplaşmalar yaratmak ve toplumda fitne ve bölünme ortamı yaratmak amacıyla yayınlandığına şüphe yok” ifadeleri yer aldı.

hy
İran Dini Lideri Ali Hamaney 23 gün sonra ilk kez kamuoyu karşısına çıkarak, cumartesi günü Tahran'da düzenlenen Aşura törenine katıldı. (AP)

ISNA tarafından cumartesi günü sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımda, “Bu haber ve son günlerde ortalıkta dolaşan diğer iddialar doğru değil; özellikle ülkenin devrimci çevrelerinde kamuoyunu karıştırmak, sahte bir kutuplaşma durumu yaratmak ve toplumu gerilim ve bölünmeye doğru itmek için tasarlanmış” ifadesi yer aldı.

Manoto TV cumartesi günü sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, İran ile İsrail arasındaki savaşın ilk haftasında, reformist hareketin önde gelen isimlerinden bir grubun İsrail tarafına bir mektup göndererek, İran'da rejim değişikliği sürecine destek istediklerini belirtti.

Kanal, ‘İsrail'de bilgi sahibi bir kaynak’ olarak tanımladığı kişinin mektubun bir dizi tanınmış reformist tarafından imzalandığını söylediğini aktardı. “Eğer İsrail rejim değişikliğini desteklerse, adaylarımız ülke yönetimini devralmaya tamamen hazırdır” ifadesinin yer aldığı mektupta, İsrail saldırısını kınayan eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ilk Dini Lider’in torunu olan müttefiki Hasan Humeyni ve Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan reformist aktivist Mustafa Taczade başta olmak üzere önde gelen isimlere atıfta bulunuldu.

Bu gelişme, İsrailli ‘Terror Alarm’ hesabının 28 Haziran'da X platformunda yaptığı bir paylaşımda, ‘eski İran Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün önce DMO tarafından düzenlenen bir suikast girişiminden kurtulduğunu’ iddia etmesinin ardından geldi.

Hasan Ruhani hükümetinde İstihbarat Bakanı ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın özel yardımcısı olan Mahmud Alevi cumartesi günü katıldığı bir televizyon programında, “İsrail Tahran'a girmeye, rejimi değiştirmeye ve İslam Cumhuriyeti'nin sonunu kutlamaya hazırlanıyordu” dedi.

Alevi sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşman, durumdan şikâyetçi olan bazı vatandaşların kritik bir anda rejimi terk edeceğini düşündü ama yanlış hesap yaptı. İsrail savaşta üstünlüğü ele geçirseydi yeni bir hamle yapabilirdi. Tabii ki spesifik bir şey öngörmüyorum.”

Geçtiğimiz ay Reuters, Hamaney'in halefinin seçilmesine yönelik yoğun tartışmalara aşina olan beş kaynağa dayanarak en önemli iki adayın 56 yaşındaki oğlu Mücteba ve kurucu liderin (Humeyni) torunu 53 yaşındaki Hasan Humeyni olduğunu aktarmıştı. Mücteba Hamaney ve Hasan Humeyni isimleri şaşırtıcı değil, zira bu iki isim en az 10 yıldır Hamaney'in halefi olma ihtimaliyle ilişkilendiriliyordu. Hasan Humeyni reformcu hareketin favorisi olarak görülürken, Mücteba Hamaney DMO liderliği tarafından destekleniyor.

DMO Siyasi ve İdeolojik İşlerden Sorumlu Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mesud Senayirad, “Siyonist varlığın ya da bu şer ittifakı içindeki müttefiklerinin herhangi bir aptalca eylemi, İran tarafından çöküşlerini hızlandıracak sert bir yanıtla karşılanacaktır” dedi.

İran'ın muhalifleri için olası senaryolardan birinin ‘gri bölgeye’ dönmek ve ‘içerdeki yıkıcı ve hain unsurları’ kullanmak olduğunu söyleyen Senayirad, güvenlik servislerinin ‘savaş sırasında biriken ve halen devam eden deneyim ve hazırlıklara sahip olduğunu’ ifade etti.

Senayirad, “Yakın zamanda keşfedilen ağlar, onlarca yıllık gizli güvenlik ve istihbarat çalışmalarının sonucudur. Son çatışma, savaş sırasında kullanılan bu uyuyan hücreleri izleme fırsatı sağladı. Son tutuklamalar, güvenlik güçlerine gelecekte etkili saldırılar gerçekleştirmelerine yardımcı olması beklenen önemli bilgiler sağladı” ifadelerini kullandı.

Bulunan her ipucunun bu yıkıcı ağların farklı boyutlarının ortaya çıkarılmasına yol açabileceğini ifade eden Senayirad, kurumların daha önce bunlar hakkında kısmi bilgiye sahip olduğunu, ancak son olayların bunları daha geniş bir şekilde açığa çıkardığını açıkladı.

Yerel basına göre DMO dün ülkenin batısında, İran-İsrail savaşı sırasında İsrail bombardımanının vurduğu bir bölgede patlayıcıları imha etmeye çalışan iki üyesinin öldüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın DMO'ya bağlı Tesnim haber ajansından aktardığına göre, iki DMO üyesi dün ülkenin batısında bulunan Hürremabad'da Siyonist rejimin saldırısı sonucu geride kalan patlayıcıların bulunduğu bir alanı temizlerken, patlayıcıların infilak etmesi sonucu öldü.

İsrail saldırıları, İran'ın nükleer programındaki üst düzey askeri yetkililerin ve bilim adamlarının ölümüne neden oldu. İran yargısı, savaşın en az 936 kişinin ölümüyle sonuçlandığını bildirdi.