KKTC, ABD'nin Rumlara uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararını uzatmasına tepki gösterdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

KKTC, ABD'nin Rumlara uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararını uzatmasına tepki gösterdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararını uzatmasına tepki gösterdi.

KKTC Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının GKRY'e yönelik silah ambargosunun kaldırılması kararının, 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren 1 Ekim 2024'e kadar bir yıl süre ile uzatıldığına dair açıklama yaptığı aktarılarak "ABD yönetiminin, tüm çabalarımıza rağmen Ada'daki hassas dengeleri bozma pahasına, Kıbrıs Rum tarafının silahlanmasını destekleyen tutumunun hız kazanarak devam etmesini kabul etmek mümkün değildir. Bu hamle, Rum tarafının birçok ülkeyle askeri işbirliğini artırdığı bir dönemde, ABD yönetiminin Ada ve bölge istikrarına verdiği önemle ilgili samimiyetini bir kez daha sorgulamamıza neden olmuştur." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, ABD savaş gemilerinin çeşitli sebeplerle GKRY limanlarına yaptıkları ziyaretlerin, KKTC tarafından endişeyle karşılandığı belirtilerek liman ziyaretlerinin süreklilik kazanmasının Kıbrıs'ta huzur ve istikrarın muhafazası bakımından kaygı verici ve GKRY'nin bölgedeki askeri tahriklerini teşvik eder nitelikte olduğu vurgulandı.

ABD'yi, Rumlar ile işbirliği kisvesi altında savunma alanında kışkırtıcı adımlardan kaçınmaya, Ada ve bölgedeki hassas dengeleri gözetmeye çağıran açıklamada, "Bu eylemler karşısında, Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlamak amacıyla atılması gereken tüm adımları, her zaman olduğu gibi Anavatan Türkiye ile birlikte atmaya devam edeceğimizi yineleriz." ifadesine yer verildi.



Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
TT

Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi tarafından dün yapılan bir açıklamada, Başkan Donald Trump'ın yönetiminin zorlu taleplerini artırdığı belirtildi. Açıklamada bunun hükümet yetkililerinin söz konusu talepleri detaylandıran bir mektubu izinsiz olarak gönderdiklerine dair bir raporun yayınlanmasına rağmen gerçekleştiği belirtildi.

New York Times (NYT) gazetesi, cuma akşamı geç saatlerde, ismi açıklanmayan kaynakların, hükümet avukatlarından 11 Nisan'da Harvard Üniversitesi’ne ulaşan bir mektubun, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimindeki üst düzey yetkililer onaylamadan ya da yayınlanması için yeşil ışık yakmadan gönderildiğini söylediklerini bildirdi.

Reuters'ın aktardığına göre Harvard Üniversitesi, mektubun kendisine ulaşmasından üç gün sonra üniversitenin işe alma, öğrenci kabul etme ve direktif verme hakları konusunda ‘hükümete tavizler verilmesi’ anlamına geldiğini söylediği taleplerin çoğunu reddetti.

Bunun üzerine Trump yönetimi, üniversiteye sağlanan 2,3 milyar dolarlık fonu dondurdu. Ayrıca üniversitenin vergiden muaf edilme statüsünü ve yabancı öğrenci kaydetme yetkisini geri almakla tehdit etti. Trump yönetimi, üniversitenin dış ilişkileri, öğrencileri ve öğretim üyeleri hakkında bilgi de talep etti.

ABD Başkanı Trump, ocak ayında göreve başlamasından bu yana geçtiğimiz yıl Filistin yanlısı protestoları kötü idare ettikleri ve kampüslerde antisemitizmin yayılmasına izin verdikleri gerekçesiyle ABD'nin önde gelen üniversitelerine baskı yapmaya devam ediyor.

Ancak aralarında bazı Yahudi grupların da bulunduğu protestocular, İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerine yönelik eleştirilerinin yanlış bir şekilde antisemitizmle bir tutulduğunu vurguluyor.