Almanya: ECOWAS'ın Nijer'deki krize kararlı tepki vermesinden memnuniyet duyuyoruz

AA
AA
TT

Almanya: ECOWAS'ın Nijer'deki krize kararlı tepki vermesinden memnuniyet duyuyoruz

AA
AA

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun (ECOWAS) Nijer’deki krize kararlı ve birlik içinde tepki vermesinden memnuniyet duyduklarını söyledi.

Baerbock, Senegal Dışişleri Bakanı Aissata Tall Sall ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Nijer’deki darbeyi sert bir şekilde kınadığını belirten Baerbock, ”Ecowas'ın Nijer'deki bu krize kararlı ve birlik içinde tepki vermesinden memnuniyet duyuyoruz. Almanya ve Avrupa Birliği (AB), ECOWAS’ın diplomasi ve baskıdan oluşan iki yönlü yaklaşımının arkasındadır. ECOWAS’ın çabalarındaki ağırlığını artırmak için Almanya, Nijer devletine yapılan tüm ödemeleri askıya aldı ve şimdi darbecilere karşı AB’de bireysel yaptırımlar getirmek istiyoruz.” ifadesini kullandı.

Baerbock, işbirliği yaptığı için ECOWAS’a müteşekkir olduğunu vurgulayarak, “(Nijer’deki krizin çözümü için) Tüm diplomatik yolların tüketilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz ve ayrıca ECOWAS ve uluslararası toplumun baskısının sürmesine ihtiyaç var.” dedi.

Dışişleri Bakanı Baerbock, komşu bölgelerde krizin sıçrama tehlikesi bulunduğunda buna kayıtsız kalınamayacağının altını çizdi.

Almanya olarak bölgedeki ülkeleri desteklemeye devam edeceklerini dile getiren Baerbock, "Sahel bölgesindeki istikrarsızlığın kıyı ülkelere sıçramasını önlemek stratejik çıkarımızdır. Bu nedenle (bölge ülkeleriyle) güvenlik politikamız ile kalkınma politikamızı bu anlamda daha fazla ilişkilendirmeliyiz.” diye konuştu.

Dost ülkeleri güvenlik alanında destekleyeceklerini vurgulayan Baerbock, “Örneğin partner ülkelerin askerlerine eğitim ve danışmanlık verdiğimizde bunun demokratik kurumların güçlendirilmesi ve ordu üzerindeki sivil kontrolün sağlanmasıyla birlikte yapılması lazım.” ifadelerini kullandı.

Baerbock, Nijer’de ve Mali’deki durum ile iklim konusunda Almanya ile Senegal’ın birlikte hareket ettiğini, bu nedenle ekonomik konularda, iklim değişikliğiyle mücadelede, güvenlik alanında ve diğer pek çok konuda düzenli siyasi istişarelerde bulunma konusunda bir anlaşma imzalandığı bilgisini paylaştı.

Rusya-Ukrayna savaşına da değinen Baerbock, Danimarka ve Hollanda’nın Ukrayna’ya F-16 savaş uçaklarını tedarik etme konusunda taahhütte bulunmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Ukrayna için iyi bir gündür.” dedi.

Danimarka, Hollanda ve muhtemelen başka ülkelerin de Ukrayna’ya daha fazla destek verecekleri için bunun Avrupa için de iyi bir gün olduğunu aktaran Baerbock, Almanya’nın Ukrayna’nın hava savunması için katkılarda bulunduğunu ve buna devam edeceğini, bu açıdan Ukrayna’daki insanları korumak için Kiev’in başka taleplerini de incelediklerini kaydetti.

Senagal Dışişleri Bakanı Aissata Tall Sall da Nijer’deki durumun dünyadaki tüm demokratik ülkeleri ilgilendirdiğini belirtti.

Sall, Batı Afrika’da daha önce 3 darbe yaşandığını belirterek, “Eğer dikkatli̇ olmazsak, tüm anayasal demokratik siyasi̇ düzenlerimiz etkilenip gidecek. Biz buna karşı durmalıyız.” diye konuştu.

ECOWAS’ın diplomatik çabalarının sürdüğünü söyleyen Sall, “Nijer'deki cunta ile bir görüşme başlatmak ve ordunun kışlaya nasıl dönebileceğini ve demokratik yollarla seçilmiş olan Başkan Bazum'un nasıl yeniden iktidara gelebileceğini görüşmek için elimizi uzattık.” ifadelerini kullandı.

Sall, bunun mümkün olmadığında ECOWAS'ın şiddet kullanabileceğine dikkati çektiğini işaret ederek, “Cuntanın aklının başına gelmesini ve bu meseleyi çözmek için şiddet kullanma seçeneğinin artık düşünülmesine gerek kalmamasını umuyoruz.” şeklinde konuştu.



Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.