4 soruda Japonya'nın işlenmiş radyoaktif suyu denize salma planı

Suyun tamamen salınmasının 30 yıldan fazla süreceği düşünülüyor

Fukuşima'dan salınacak su 500'den fazla olimpik yüzme havuzunu doldurabilecek büyüklükte (Reuters)
Fukuşima'dan salınacak su 500'den fazla olimpik yüzme havuzunu doldurabilecek büyüklükte (Reuters)
TT

4 soruda Japonya'nın işlenmiş radyoaktif suyu denize salma planı

Fukuşima'dan salınacak su 500'den fazla olimpik yüzme havuzunu doldurabilecek büyüklükte (Reuters)
Fukuşima'dan salınacak su 500'den fazla olimpik yüzme havuzunu doldurabilecek büyüklükte (Reuters)

Aylar süren tartışmalar ve itirazların ardından Japonya hükümeti, bu hafta Fukuşima Nükleer Santrali'ndeki radyoaktif atık suyu okyanusa salmaya hazırlannıyor.

Radyoaktif suyu salma planının yıllardır hazırlandığı biliniyor. 

2019'da Tokyo yönetimi atık suyun depolama alanının dolmaya başladığını belirterek suyu salıvermekten başka çarelerinin olmadığı yönünde bir açıklama yapmıştı.

Bazı hükümetler Japonya'nın bu konuda attığı adımları desteklerken, başta Çin olmak üzere bazı bölge ülkeleriyse suyun okyanusa salmasına karşı çıkıyor.

Asya'da birçok ülkeninse radyoaktif madde korkusu nedeniyle tuz ve deniz ürünü stokladığı biliniyor.

Radyoaktif su ne zaman ve nasıl salınacak?

Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida, salı günü yaptığı açıklamada hükümetin atık suyun salmasına perşembe başlanmasına resmen karar verdiğini duyurdu.

Okyanusa salınacak atık su, yıllar boyunca içindeki zararlı maddelerin ayrıştırılması için arıtıldı ve daha sonra tanklarda depolandı. 

30 yıldan fazla sürmesi beklenen suyu salma işlemi sırasında yoğun miktarda temiz suyla karıştırılarak radyoaktif madde miktarının seyreltilmesi planlanıyor. Salma işleminin Pasifik Okyanusu'nda kıyıdan yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki bir denizaltı tüneli yardımıyla yapılması bekleniyor.

Salma işleminin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) da aralarında bulunduğu üçüncü taraflar tarafından gözlemleneceği biliniyor. UAEK ayrıca Fukuşima'da bir ofis açarak gelecek yıllarda meydana gelebilecek olası sonuçları da gözlemleyecek.

Su neden salınıyor?

2011'de meydana gelen ölümcül deprem ve onu takip eden tsunami Fukuşima Nükleer Güç Santrali'nin güç kaynağı ve soğutma sistemlerine zarar vermiş ve reaktör çekirdeğinin aşırı ısınarak santral içine biriken suya yüksek radyoaktif madde bulaşmasına neden olmuştu.

O günden bu yana, reaktör enkazlarını soğutmak için santral içine daha fazla su pompalandı ve aynı zamanda yağmur suları da santralin içine sızdı.

Tokyo Elektrik Güç Şirketi (TEPCO) atık suyu depolomak için devasa tanklar inşa etti ancak buradaki alan da hızlı bir şekilde tükendi. 

Şirket daha fazla tank inşa etmenin bir seçenek olmadığını belirterek, santralin güvenli şekilde devre dışı bırakılması için alanın boşaltılması gerektiğini vurguladı.

Riskler neler?

TEPCO'ya göre atık radyoaktif su bazı tehlikeli maddeler içerse bile, bunların büyük bir çoğunluğu artıma süreçleriyle yok edilebiliyor.

Ancak uzmanlar buradaki asıl tehlikenin hidrojen izotopu radyoaktif trityum maddesini ayrıştırabilecek bir teknolojinin henüz bulunmaması olduğunu belirtiyor.

TEPCO ve UAEK ise trityumun doğada bulunan bir madde olduğunu, yağmur ve musluk sularında da rastlanabileceğine dikkat çekerek atık suyun güvenli olduğunu savunuyor. Özellikle de yıllara yayılan bir süreçte, seyreltilmiş şekilde salınırsa.

Bazı bilim insanlarıysa arıtılsa bile atık suyun deniz yaşamına zarar vereceği görüşünü savunuyor. Doğaya trityum salmasının uzun vadeli biyolojik etkileri üzerine yeterince çalışma olmaması da bilim insanlarının endişe duyduğu konuların başında geliyor.

Diğer hükümetler ne diyor?

Japonya'nın planı bazı hükümetlerden destek alırken, bazılarınınsa tepkisini çekti.

ABD ve Tayvan, Tokyo'nun radyoaktif atık suyu okyanusa salma planını desteklerken, Çin ve Pasifik'teki ada ülkeleri itirazlarını ciddi şekilde dile getirdi.

Çin yönetimi suyun salmasının ciddi bölgesel ve uluslararası etkileri olacağını savunurken, böyle bir adımın insan sağlığı ve deniz yaşamı için potansiyel tehditler barındırdığını vurguladı.

Güney Kore hükümeti Tokyo'nun planını büyük ölçüde desteklerken, muhalefetteki siyasetçiler plana karşı çıkıyor ve geri adım atılmasını istiyor.

Bunun yanı sıra Çin, Hong Kong ve çevre ülkelerde atık suyun salmasının ardından Japon deniz ürünlerinin boykot edilmesi çağrısı yapılıyor.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.