İngiltere’de bekleyen sığınma başvurusu sayısı rekor seviyeye ulaştı

İnsanlar 7 Kasım 2022’de Britanya’nın Manston kentindeki bir göçmen kaydetme merkezinde çitlerle çevrili bir alanda duruyor. (Reuters)
İnsanlar 7 Kasım 2022’de Britanya’nın Manston kentindeki bir göçmen kaydetme merkezinde çitlerle çevrili bir alanda duruyor. (Reuters)
TT

İngiltere’de bekleyen sığınma başvurusu sayısı rekor seviyeye ulaştı

İnsanlar 7 Kasım 2022’de Britanya’nın Manston kentindeki bir göçmen kaydetme merkezinde çitlerle çevrili bir alanda duruyor. (Reuters)
İnsanlar 7 Kasım 2022’de Britanya’nın Manston kentindeki bir göçmen kaydetme merkezinde çitlerle çevrili bir alanda duruyor. (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP’ye göre, dün (Perşembe) açıklanan resmi veriler, Birleşik Krallık’ta beklemede olan sığınma başvurularının sayısının rekor seviyeye ulaştığını gösterdi. Sayıların artışı, göçü azaltma sözü veren hükümet üzerinde fazladan bir baskıya neden oldu.

İçişleri Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, haziran ayı sonunda karar bekleyen kişi sayısının 175 bin 457 olduğunu gösterdi. Bu sayı, bekleyen başvuru sayısının 122 bin 213’e ulaştığı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 44 daha fazla.

Başvuru sayısı, hükümetin dosya üzerinde kayıt tutmaya başladığı 2010’dan bu yana en yüksek rakam.

Başvurularına ilişkin ön karar için 6 aydan fazla bekleyen rekor sayıda kişi var. Bu sayı, 89 bin 231 olarak gerçekleşen 2022 Haziran’a kıyasla bu yılın aynı döneminde yüzde 57 artışla 139 bin 961’e ulaştı.

Ancak genel olarak yılın ikinci çeyreğinde bekleyen dosya sayısında azalma olduğuna dair göstergeler de var.

İçişleri Bakanlığı, bunun kısmen personel başvuru sayısının artmasından kaynaklandığını ve bu durumun daha fazla karar alınmasına olanak sağladığını söyledi.

Selefleri Liz Truss ve Boris Johnson gibi Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak da göçü merkezi bir mesele haline getirmişti.

Sınırların ‘kontrolünün yeniden sağlanması’, muhafazakarların Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasına yönelik kampanyalarının sloganıydı.

Ancak Brexit’in gerçekleşmesiyle mesele daha da sorunlu hale gelse de muhafazakar yetkililer, başvuruların birikmesinin Manş Denizi’nden gelen sığınmacı akınından kaynaklandığı birçok kez vurguladı.

Bu yıl 19 bin 500’den fazla göçmen Manş Denizi’nde yakalanarak ülke kıyılarına getirildi. Çarşamba günü gelenlerin sayısı ise 345’e ulaştı.

Artan sayıların kamu maliyesi ve hizmetleri üzerinde sürdürülemez bir yük oluşturduğunu söyleyen hükümet, sığınma talebinde bulunmak için ülkeye tekneyle giren kişileri suçlu saymaya ve onları Ruanda’ya sınır dışı etmeye çalışıyor. Ancak Birleşmiş Milletler, bunun uluslararası hukukun ihlali anlamına geleceğini vurguluyor.

Sunak, vize veya çalışma izni sahiplerinin de dahil olduğu düzenli göç seviyelerinin de ‘çok yüksek’ olduğunu belirtti.

Son veriler, 2022 Haziran ile bu yılın Haziran ayına kadar küçük teknelerle gelen insanların yaklaşık yüzde 90’ının sığınma talebinde bulunduğunu gösterdi.

İnsan hakları savunucuları, Sunak’ın yıl sonuna kadar tam olarak çözmeyi taahhüt ettiği, bekleyen başvurular yığını arasındaki taleplerin belirlenen süre içinde ele alınamamasının İngiliz hükümetinin sorumluluğu olduğunu belirtti.



Çin, Batılı savunma şirketlerini zor duruma düşürdü

Savaşlarda kullanılan yeni teknolojilerin pek çoğu, Çin'in sattığı hammaddelere bel bağlıyor (AP)
Savaşlarda kullanılan yeni teknolojilerin pek çoğu, Çin'in sattığı hammaddelere bel bağlıyor (AP)
TT

Çin, Batılı savunma şirketlerini zor duruma düşürdü

Savaşlarda kullanılan yeni teknolojilerin pek çoğu, Çin'in sattığı hammaddelere bel bağlıyor (AP)
Savaşlarda kullanılan yeni teknolojilerin pek çoğu, Çin'in sattığı hammaddelere bel bağlıyor (AP)

Batı'daki savunma sanayisi şirketleri, kurşundan savaş jetlerine pek çok ürün için ihtiyaç duydukları kritik mineralleri sağlamakta zorluk çekiyor. 

Çin'in bu madenlerin satışını kısıtlaması üzerine, üretim süreçlerini ertelemek ve dünyadaki farklı kaynakları taramak zorunda kalıyorlar. Bu durum, fiyatların da artmasına neden oluyor. 

Dünyadaki nadir toprak elementleri tedarikinin yaklaşık yüzde 90'ından sorumlu olan Çin, diğer pek çok kritik mineralin üretiminde de hakimiyet kurmuş durumda. 

Çin'e bağımlılığını azaltmak isteyen ABD Savunma Bakanlığı, savunma şirketlerinin bu ülke kaynaklı minerallerle üretilmiş nadir toprak mıknatıslarını 2027 itibarıyla almamalarını söyledi.

Ancak bazı şirketler sağlam stok yaparken diğerlerinde bir yıllık hammadde dahi yok. 

Bu durumdan en olumsuz etkilenen kesimlerden biri de çoğu küçük şirketlere sahip olan drone üreticileri oldu.

Gerekli mineralleri başka yerlerde üretmekse ekonomik olarak sürdülemez görülüyor. 

Önceki aylarda ABD-Çin ilişkilerinin özellikle ticaret konusunda gerilmesi üzerine Pekin nadir toprak elementleri ihracatının kontrollerini sıkılaştırdı.

Tarafların temmuzda bir dizi konuda anlaşma sağlamasıyla birlikte bu elementlerin ticaretine kısmen izin verilirken savunma sanayisinde kullanılabilecek olanlar denetim altında tutuluyor. 

Nihai ürünlere dair detaylı bilgi isteyen Çin, minerallerin savunma sanayisinde kullanılacağını belirlemesi halinde ihracat izni vermiyor. 

Bazı şirketler de kritik önemdeki bilgileri Çin'e vermek istemediği için geri adım atıyor. 

Konuyu haberleştiren Wall Street Journal (WSJ), ABD ordusuna çalışan bir drone parçası üreticisinin iki ay geç teslimat yapmak zorunda kaldığını bildiriyor. 

Amerikan gazetesi, bazı malzemelerin maliyetinin en az 5 katına çıktığını aktarıyor. 

Bir şirket, jet uçağı motorunun neden olduğu yüksek sıcaklıklara dayanabilecek mıknatısların üretiminde kullanılan samaryum elementine ortalama ücretin 60 katını ödemek zorunda kaldığını belirtti. 

Mikroelektronik, drone motorları, gece görüş gözlükleri, füze hedef bulma sistemleri ve savunma uyduları gibi pek çok üründe ABD ordusu, Çin'den aldığı minerallere bel bağlıyor. 

WSJ, yorum hakkı çerçevesinde Pentagon ve Çin Dışişleri Bakanlığı'na ulaştığını ancak cevap gelmediğini bildiriyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP