Prigojin’in ölümü, Wagner’in Afrika’daki geleceği konusunda belirsizliğe yol açtı

Moskova, Wagner’i içeriden takip etmeyi mi planlıyor yoksa yeni bir oluşum mu doğacak?

Afrika’daki Wagner unsurları. (AP)
Afrika’daki Wagner unsurları. (AP)
TT

Prigojin’in ölümü, Wagner’in Afrika’daki geleceği konusunda belirsizliğe yol açtı

Afrika’daki Wagner unsurları. (AP)
Afrika’daki Wagner unsurları. (AP)

Dünya, Rus Wagner grubu lideri Yevgeniy Prigojin’in geçen çarşamba günü Moskova yakınlarında bir uçak kazasında öldüğü haberiyle sarsıldı. Ancak en büyük şok, Rus özel grubuyla güvenlik sözleşmeleri ve ekonomik ortaklıklarla bağlantılı olan Batı ve Orta Afrika’daki ülkelerde yaşandı. Bu ülkelerde bu sözleşmelerin ve ortaklıkların geleceği ve Moskova’nın Wagner’in Afrika’da elde ettiği artan nüfuzu nasıl sürdürmeyi planladığı konusunda birçok soru işareti ortaya çıktı.

Fotoğraf Altı: Yevgeniy Prigojin. (AFP)
Yevgeniy Prigojin. (AFP)

İşin ironik yanı, Prigojin’in uçak kazasından önce Afrika Sahel bölgesinde olduğu söylenen ve ‘Büyük Rusya’nın Kıta’daki zaferinden bahsettiği’ bir videoda görünmesi. Malili gazeteci Hüseyin Ag İsa da Prigojin’in videoyu, Mali ordusuna terörle mücadelede yardım edecek üç binden fazla Wagner savaşçısının bulunduğu Mali’de çektiğini açıkladı.

Askıdaki sorular

Prigojin’in ölümünün Wagner’in Afrika’daki durumu üzerindeki yansımalarının araştırılması çerçevesinde Moritanya ordusunda emekli albay ve strateji ve güvenlik konularında araştırmacı olan Buhari Muhammed Muamal, olayın kendisinin irdelenmesi gerektiğini, çünkü olayı anlamanın Prigojin’in Afrika’da bıraktığı miras hakkında Rusya’nın nasıl düşündüğünü açıklamaya yardımcı olabileceğini söyledi. Emekli Albay, Şarku’l Avsat’ verdiği röportajda, Prigojin’in ölümünün birçok soruyu gündeme getirdiğini belirtti. Buhari Muhammed Muamal şunları söyledi:

“İlk olarak, kimsenin ilgisi olmayan bir hava felaketi sonucu mu öldü? Ölümünün yansımaları ve Wagner ve onun Rus devletiyle ilişkisi üzerindeki etkisi nelerdir? Tüm bunların Rusya'nın dış politikasına, özellikle de Afrika kıtasına yansımaları nelerdir?”

Fotoğraf Altı: Putin, Afrikalı liderlere arabuluculuk yapıyor. (Reuters)
Putin, Afrikalı liderlere arabuluculuk yapıyor. (Reuters)

Muhammed Muamal sözleirni şöyle sürdürdü:

“Bazı faktörler onun ölmüş olabileceğini öne sürüyor, ancak diğer faktörler bu hipoteze şüphe düşürüyor. Rus hükümetini onu öldürmekle suçlamaya iten siyasi faktörler var. Bunlarda ilki, Rus rejiminin muhaliflerini tasfiye etme konusunda tarihi bir geleneğe sahip olması. Hepimiz Lev Troçki’nin Stalin tarafından öldürüldüğünü biliyoruz. Bildiğimiz üzere Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en önemli rakibi olan Aleksey Anatolyeviç Navalniy, zehirle etkisiz hale getirilmeye çalışıldı. Hayatta kalmasına rağmen hâlâ cezaevinde. Prigojin’in tasfiye edildiği hipotezi, özellikle de iki ay önce isyan edip başkent Moskova’ya doğru yürümesinden kaynaklanıyor.”

Fotoğraf Altı: Orta Afrika Devlet Başkanı’nı koruyan Wagner unsurları. (Reuters)
Orta Afrika Devlet Başkanı’nı koruyan Wagner unsurları. (Reuters)

Sert darbe

Muhammed Muamal, Prigojin’in denklemden çıkmasının yansımalarıyla ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu, şirketin geleceği, bunun genel olarak Rusya’nın dış politikası üzerindeki etkisi ve Rus devletinin özel güvenlik ve askeri şirketlerle ilişkisi hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor. Hiç şüphe yok ki Prigojin’in ölümü, özellikle de şirketin askeri komutanının da onunla birlikte öldüğü göz önüne alındığında, kurumuna çok güçlü bir darbe indirdi. Şirketin iki faaliyet alanı bulunuyor. Bunlardan en ünlüsü ve yaygın olanı askeri alandır. Çünkü Batı, propagandasında buna odaklanıyor ve aslında önemli bir alan. Ancak bunun aynı zamanda temel bir ekonomik boyutu da var ki bu da kişi başı aylık geliri altı ile yedi bin euro arasında değişen grup savaşçılarının hırslarını körüklüyor. Dolayısıyla önemli mali kaynaklara sahipler ve yalnızca Rus devletinin onlara ödediği paraya bağlı değiller. Altın gibi madenlerin çıkarılmasına yatırım yapıyorlar. Bunu Mali’de ve diğer birçok Afrika ülkesinde yapıyorlar. Hatta petrol çıkarılmasına dahil olduklarına dair raporlar bile yayıldı.

Şirket için ekonomik yön, en önemlisi. Çünkü oldukça verimliydi ve çok para getiriyordu. Ayrıca doğrudan Prigojin tarafından yürütülürken, askeri tarafı ise aynı uçakta yanında bulunan bölüğün askeri komutanı tarafından yürütülüyordu.”

Çıkarımlar ve belirsizlik

Emekli albay ve strateji ve güvenlik işlerinden sorumlu araştırmacı, yaşananların ‘şüphesiz yakın gelecekte Wagner şirketine güçlü bir darbe indireceğini’ belirtti:

“Şirket bu darbeden nasıl kurtulacak? Kalkınmaya imkânı olacak mı? Henüz belli olmayan halefi şirketi kurtarabilecek mi? Çünkü Prigojin’in gücün büyük bir kısmını kendisinin üstlendiği ve bu yetkinin sadece küçük bir kısmını başkalarına, özellikle de kendisiyle birlikte ölen askeri komutana devrettiği açıktır.”

Emekli albay sözlerinin devamında diğer özel askeri oluşumlara dikkat çekti:

“Rus devleti, Wagner şirketiyle ilişkisini yeniden gözden geçirip onu yakından kontrol etmeye ve izlemeye mi çalışacak yoksa yetkilerinin bir kısmını mevcut diğer Rus sivil toplum kuruluşlarına vererek onunla rekabet etmeye mi çalışacak? Rusya’da Wagner dışında otuz ila kırk kadar özel askeri kurum var. Wagner şirketi, son yıllarda ister madencilik alanında ister Rusya’nın jeopolitik nüfuzunun genişletilmesi alanında olsun Afrika’da önemli bir rol oynadı. Dolayısıyla şirketin başkanının ölümü, Rusya’nın Afrika ile ilişkilerinin geleceği ve Wagner’in ön plana çıktığı Rusya’nın bu alanda kullandığı mekanizmalar hakkında temel soruları gündeme getiriyor. Moskova Wagner’i tutacak mı yoksa Prigojin’in döneminde olduğundan farklı şekilde mi barındıracak?”

Üçüncü taraf

Fotoğraf Altı: Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Afrikalı liderler. (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Afrikalı liderler. (Reuters)

Moritanya ordusunda emekli bir albay ve strateji ve güvenlik konularında araştırmacı olan Buhari Muhammed Muamal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Wagner şirketinin yapısının ve Rus sistemiyle ilişkisinin gözden geçirileceğinde şüphe yok. Hatta belki de yetkileri elinden alınıp diğer Rus şirketlerine veya kurumlarına verilmeye çalışılabilir.”

Rusya, devam eden ve maliyeti giderek sürekli artan bir savaş yürütüyor. Savaşın yakın zamanda sona ereceğine dair hiçbir gösterge yokken gelecekte bunu yapabilecek gücünün ve yeteneğinin boyutunu sorgulayan Albay, “Hiç şüphe yok ki bu durum, her iki tarafı da yoracaktır. Bir yanda Rusya, diğer yanda Ukrayna ve Batı ülkeleri” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan emekli Albay, tüm bunların galibinin üçüncü bir güç olacağına dikkat çekti:

“Bu güç Çin’dir ve gelişen olarak tanımlanan ülkelerdir. Çünkü Wagner Afrika’da veya başka bir bölgede zayıflarsa, Çin ve gelişmekte olan ülkeler, ister müttefik ister düşman olsun, rakiplerinin zayıf olduğu bir dayanak noktası aramaya hazırlar.”

Etkisiz

Wagner’in geleceğine yönelik kuşkulara rağmen Afrika meselelerini yakından takip eden Moritanyalı araştırmacı Muhammad el-Emin Ould Dah, Rusya’nın Afrika’da elde ettiği etkiden vazgeçmeyeceğini vurguladı. Ould Dah, “Prigojin’in ölümü, medyaya sürpriz gibi geldiyse de Rusya’nın koşulları iyi ayarladığını, bazı liderleri değiştirdikten sonra Wagner’in dizginlerini kontrol ettiğini düşünüyorum” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Muhammad el-Emin Ould Dah değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Prigojin’in ölümünün Rusya- Afrika ilişkilerinde pek bir değişiklik yapmasını beklemiyorum. Rusya ile Sahel ülkeleri arasındaki ilişkiler, Mali, Burkina Faso ve son olarak Nijer’deki askeri rejimlerle stratejik çalışma düzeyine ulaştı. Bunlar Batı tarafından reddedilen ve Afrika’daki bölgesel yapılar tarafından kuşatılan darbe rejimleridir. Kendisini Birleşmiş Milletler yaptırımlarından koruyacak, askeri ve güvenlik desteği sağlayacak siyasi destekçiyi Rusya’da buluyor ve onunla ekonomik ortaklıklar kurmayı sabırsızlıkla bekliyor. Prigojin’in ölümü, Rusya’nın Afrika’da artan nüfuzu üzerinde, olayların gidişatı ve Rusya ile bu ülkeler arasındaki ilişkinin gelişimi üzerinde büyük bir etki yaratmayacak. Ancak Moskova, bu etkinin araçlarında bazı değişikliklere gidebilir.”



Benin hükümeti, pazar günkü darbe girişimi sonucunda can kayıpları olduğunu doğruladı

Pazartesi günü Cotonou'daki Benin TV ve Radyosu'nun genel merkezinin yakınında bir askeri araç (Reuters)
Pazartesi günü Cotonou'daki Benin TV ve Radyosu'nun genel merkezinin yakınında bir askeri araç (Reuters)
TT

Benin hükümeti, pazar günkü darbe girişimi sonucunda can kayıpları olduğunu doğruladı

Pazartesi günü Cotonou'daki Benin TV ve Radyosu'nun genel merkezinin yakınında bir askeri araç (Reuters)
Pazartesi günü Cotonou'daki Benin TV ve Radyosu'nun genel merkezinin yakınında bir askeri araç (Reuters)

Benin hükümeti, dün yapılan acil kabine toplantısının ardından, pazar günü gerçekleşen başarısız darbe girişimi sırasında ülkede çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Yetkililer darbe planlayıcılarından bazılarını tutuklarken, diğerleri hala firarda. Bölge ülkeleri, özellikle askeri açıdan Benin'e destek olmak için harekete geçiyor.

Hükümet Genel Sekreteri Edward Owen-Oro, Kabine toplantısının tutanaklarında, "İsyanı düzenleyen küçük bir grup asker, Cumhurbaşkanı'nı devirmeyi, Cumhuriyet kurumlarının kontrolünü ele geçirmeyi ve mevcut düzene meydan okumayı planlıyordu" ifadelerini kullandı.

Owen-Oro, "Başlangıçta bazı generalleri ve üst düzey ordu subaylarını etkisiz hale getirmeye veya kaçırmaya çalıştılar" diye belirtti.

Hükümete göre pazar sabahı, Cumhurbaşkanı Patrice Talon'un konutu önünde Cumhuriyet Muhafızları ile darbeciler arasında "şiddetli çatışmalar" çıktı ve "her iki tarafta da kayıplar" yaşandı.

frg
Pazartesi günü Cotonou'daki Benin ulusal televizyon istasyonunun merkezinin yakınında bir askeri araç (AFP)

Hükümet ayrıca, darbecilerin bir başka saldırısında "ölümcül şekilde yaralanan" cumhurbaşkanının Genelkurmay Başkanı Orgeneral Bertin Bada'nın eşinin de hayatını kaybettiğini bildirdi.

Benin hükümeti, Nijerya'nın darbe girişimini engellemek amacıyla pazar günü Benin'de hava saldırıları düzenlediğini açıkladı.

Kabine toplantısının ardından, darbecilerin iki Beninli subayı, bir generali ve bir albayı kaçırdığı, ancak dün sabah kaçırılanların serbest bırakıldığı belirtildi.


Trump, Meksika'yı su sınırı anlaşmazlığı nedeniyle yüzde 5 gümrük vergisi artışıyla tehdit etti

Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'da çiftçilere destek konulu yuvarlak masa toplantısında konuşuyor (AP)
Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'da çiftçilere destek konulu yuvarlak masa toplantısında konuşuyor (AP)
TT

Trump, Meksika'yı su sınırı anlaşmazlığı nedeniyle yüzde 5 gümrük vergisi artışıyla tehdit etti

Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'da çiftçilere destek konulu yuvarlak masa toplantısında konuşuyor (AP)
Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'da çiftçilere destek konulu yuvarlak masa toplantısında konuşuyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Meksika'yı su paylaşım anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, Meksika'ya ilave %5 gümrük vergisi uygulamakla tehdit etti.

Trump, Truth Social'da paylaştığı bir gönderide, "ABD, Meksika'nın 31 Aralık'a kadar 200.000 dönümlük suyu serbest bırakmasını talep ediyor, geri kalanı da kısa süre sonra bırakılacak," ifadelerini kullandı. Trump, "Meksika henüz bir yanıt vermedi, bu da bu çok ihtiyaç duyulan suyu hak eden Amerikalı çiftçilerimize karşı büyük bir haksızlık" diye ekledi.

Trump ayrıca, ticaret politikaları ve gümrük vergilerinden zarar gören önemli bir destek tabanını hedef alan Amerikalı çiftçiler için 12 milyar dolarlık bir yardım paketi açıkladı. Beyaz Saray'da tarım üreticileriyle yaptığı toplantıda, "Amerikalı çiftçileri korumak ve savunmak için hayati adımlar attığını" ifade etti.

Trump, başkanlık seçimlerinde ikinci dönemini güvence altına alan, ancak uyguladığı kapsamlı gümrük vergilerinden ciddi şekilde etkilenen çiftçilere yardım etme konusunda artan bir baskıyla karşı karşıya. Trump'ın ocak ayında iktidara dönmesinden bu yana, birçok Amerikalı çiftçi, Trump'ın ithal tarım ürünlerine uyguladığı gümrük vergilerine yanıt olarak ticaret ortaklarının aldığı misilleme önlemlerinden olumsuz etkilendi.

Trump, toplantı sırasında "Çiftçilerimizi seviyoruz ve bildiğiniz gibi çiftçilerimiz de beni seviyor" dedi. Çiftçilere yönelik 12 milyar dolarlık yardım paketinin, gümrük vergilerinden elde edilen gelirin "nispeten küçük bir kısmından" finanse edileceğini açıkladı.


Trump, X platformuna verilen para cezasına ilişkin: Avrupa çok dikkatli olmalı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, X platformuna verilen para cezasına ilişkin: Avrupa çok dikkatli olmalı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği'nin X platformuna kestiği para cezasına ilişkin yaptığı açıklamada, 100 milyon doları aşan para cezasının "doğru bir karar" olduğuna inanmadığını söyledi.

Trump, X platformuna verilen cezayı daha sonra ele alacağını belirterek, "Avrupa'nın çok dikkatli olması gerektiğini" vurguladı.

Beyaz Saray'da gazetecilere, "Bunu nasıl yapabildiklerini anlamıyorum" dedi. Reuters'a göre Musk'ın bu konuda kendisinden yardım istemediğini de vurguladı.

Avrupa Birliği dün, Brüksel'in Elon Musk'ın X platformuna 120 milyon avro (140 milyon dolar) para cezası vermesinin ardından Musk'ın bloğa yönelik çevrimiçi saldırısını kınadı.

AB sözcüsü Paola Pinho, "Bu, savunduğumuz ve tamamen çirkin ifadelere izin veren ifade özgürlüğü kapsamına giriyor" dedi.

Musk, para cezası hakkında X hesabından şu yorumu yaptı: "AB lağvedilmeli ve egemenlik ülkelere geri verilmeli ki, hükümetler halklarını daha iyi temsil edebilsin."

Başka bir gönderide şöyle devam etti: "Avrupa'yı seviyorum ama AB denen bürokratik canavarı sevmiyorum."

AB'nin büyük teknoloji şirketlerinin ihlallerini takip etme kararlılığının sınaması olarak görülen yüksek profilli bir soruşturmanın ardından, dünyanın en zengin adamına ait sosyal medya platformu, cuma günü AB'nin dijital düzenlemelerini ihlal ettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı.

Trump yönetimi cezayı hemen eleştirdi.

Trump, Musk'a federal iş gücünün azaltılması ve harcamaların kısılması yönündeki çabalara liderlik etme görevini vermişti, ancak daha sonra aralarında anlaşmazlıklar çıktı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, cezayı "tüm Amerikan teknoloji platformlarına ve Amerikan halkına yönelik bir saldırı" olarak nitelendirdi.