Fukuşima'nın suyunun okyanusa boşaltılması ne kadar tehlikeli?

Santral, 11 Mart 2011'de meydana gelen şiddetli deprem ve tsunami sonrasında ciddi hasar gördü

Fukushima tesisinde arıtılmış su toplama tankları / Fotoğraf: AFP
Fukushima tesisinde arıtılmış su toplama tankları / Fotoğraf: AFP
TT

Fukuşima'nın suyunun okyanusa boşaltılması ne kadar tehlikeli?

Fukushima tesisinde arıtılmış su toplama tankları / Fotoğraf: AFP
Fukushima tesisinde arıtılmış su toplama tankları / Fotoğraf: AFP

Japonya, dün, Pasifik Okyanusu'ndaki Fukuşima Nükleer Santrali'nden bir milyon tondan fazla atık suyu boşaltmaya başladı. 

Tokyo ve uluslararası uzmanlar, su önceden arıtıldığı ve kademeli olarak gerçekleştirileceği için bu süreçte herhangi bir risk bulunmadığını vurguluyor.

Ancak bu süreç başta Çin olmak üzere bazı komşu ülkelerin yanı sıra Japonya'daki balıkçıları da endişelendiriyor. 

Nükleer Santral, 11 Mart 2011'de meydana gelen şiddetli deprem ve ardından nükleer felakete neden olup tesisin reaktörlerini kapatan tsunami sonrasında ciddi hasar görmüştü.

Fukushima Nükleer Santrali, günde ortalama 100 bin litreden fazla kirli su üretiyor. Yağmur suyu, yeraltı suyu ve felaketin ardından nükleer erimeye maruz kalan reaktörlerin çekirdeğini soğutmak için gerekli sudan oluşuyor.

Bu su sahada toplanıp arıtılıyor ve depolanıyor. Ancak bu tesis, binden fazla dev rezervuarda yaklaşık 540 olimpik yüzme havuzuna eşdeğer 1,34 milyon ton suyu depolayarak maksimum kapasitesine ulaşmış durumda. 

Trityum

Japonya, 2021 yılında bu sorunu bu amaçla suya inşa edilen bir kanal aracılığıyla kıyıdan bir kilometre uzakta denize boşaltmayı tercih etti.

Santrali işleten Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi'nin (TEPCO) belirttiğine göre, boşaltım sürecinin 2050 yılına kadar Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) gözetiminde, günlük maksimum 500 bin litre boşaltım ile devam edeceği öngörülüyor.

Su, Gelişmiş Sıvı Arıtım Sistemi adlı filtreleme işlemiyle arıtılıyor. Mevcut teknolojilerin gideremediği trityum dışındaki radyoaktif maddelerin çoğu gideriliyor. 

Trityum deniz suyunda bulunan ve düşük radyasyon etkisine sahip bir radyonüklittir. Uzmanların ifade ettiğine göre, yoğun miktarlarda solunması veya yutulması halinde insan sağlığına risk oluşturabilir.

Risksiz

TEPCO, bu suyun radyoaktivite seviyesini litre başına bin 500 bekerelin altına, yani ulusal standartların çok altına düşürdü. 

Temmuz ayında Japonya'nın projesine yeşil ışık yakan UAEA, geçen perşembe günü, ilk boşaltımdan alınan su örneğine ilişkin analizlerin litre başına bin 500 bekerelin çok altında olduğunu bildirdi. 

Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden radyasyon uzmanı Tony Hawker, AFP'ye verdiği demeçte, dünya çapındaki nükleer santrallerin yıllardır trityumu deniz suyuna boşalttığını hatırlatarak "Sağlık veya çevre üzerinde çok az etki ettiğini gördük" ifadelerini kullandı. 

İtirazlar ve eleştiriler

Japon hükümetini nükleer radyasyonun gerçek risklerini hafife almakla suçlayan Greenpeace dahil olmak üzere çevre örgütleri, Japonya'nın planını eleştiriyor. 

Japon balıkçıların yerel ve küresel pazardaki ürünlerinin de bu plandan etkileneceği düşünülüyor. 

Çin, Japonya'nın bu planını 'son derece bencil ve sorumsuz olduğu' nitelemesiyle eleştirdi.

Dün Pekin, gıda güvenliği adına tüm Japon deniz ürünlerinin ithalatını durdurma kararı aldı.

Temmuz ayından bu yana Fukuşima dahil olmak üzere 10 Japon ilinden gıda ithalatı yasaklamıştı. Hong Kong ve Makao da benzer önlemler uyguladı.

Tokyo ile ilişkileri son aylarda iyileşen Seul ise bu duruma itiraz etmedi. Ancak bu konuda endişeli olan Güney Kore halkı, ülkede gösteriler düzenliyor.

Bazı bölge sakinleri, kirlenme korkusuyla deniz tuzu stokluyor. Dün Seul'da Japon Büyükelçiliğine girmeye çalışan yaklaşık 10 protestocu tutuklandı.

 

 

Independent Arabia, AFP, Independent Türkçe



İran: İsrail'in hassas askeri ve güvenlik merkezlerine karşı daha gelişmiş füzeler kullanıyoruz

İsrail'in Hayfa kentinde İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki acil müdahale ekipleri (Reuters)
İsrail'in Hayfa kentinde İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki acil müdahale ekipleri (Reuters)
TT

İran: İsrail'in hassas askeri ve güvenlik merkezlerine karşı daha gelişmiş füzeler kullanıyoruz

İsrail'in Hayfa kentinde İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki acil müdahale ekipleri (Reuters)
İsrail'in Hayfa kentinde İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yerdeki acil müdahale ekipleri (Reuters)

İranlı bir yetkili bugün İsrail'in, kendisine yönelik roket atışlarının stok yetersizliği nedeniyle azaldığı iddiasını yalanladı.

İranlı yetkili CNN'e yaptığı açıklamada, Tahran'ın füze politikasını değiştirdiğini ve İsrail'e fırlatılan füzelerin niceliği yerine niteliğini ön plana çıkardığını söyledi.

İsmi açıklanmayan yetkili, “Artık İsrail hedeflerine karşı daha isabetli ve daha sofistike füzeler kullanıyoruz. İran çok sayıda füze ateşlemek yerine hassas askeri ve güvenlik merkezlerine karşı daha gelişmiş füzeler kullanıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail'in füze savunma sistemleri ağına atıfta bulunan yetkili, “İran'ın bir füze fırlattığı ve füzenin THAAD, Patriot, Arrow 3, Davud Sapanı ve Demir Kubbe sistemlerini kolayca geçerek önceden belirlenen hedefi vurduğu gözlemlendi” dedi.

Yetkili, “İsrail atılan füzelerin sayısındaki azalmadan memnun olmamalı. İsrail’in İran'ın yeni üstün güç dengesi karşısında sessiz kalarak sadece bir gözlemci haline gelmesi daha iyi olacaktır” şeklinde konuştu.

İsrailli bir askeri yetkili üç gün önce yaptığı açıklamada, İran'ın İsrail'e yönelik son saldırılarının ‘en az etkili’ saldırılar olduğunu söylemiş ve bunu İsrail'in İran'ın füze ve rampa stoklarını hedef almayı başardığının bir göstergesi olarak değerlendirmişti. “Dün geceki saldırıları operasyonun başlangıcından bu yana en az etkili olanıydı” diyen yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bizim füze avı operasyonumuzun sonucudur, operasyon meyvelerini veriyor.”

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığına göre İsrail Hava Kuvvetleri pazartesi günü İran'ın balistik füze rampalarının yaklaşık üçte birini imha ettiğini iddia etti.

Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW) pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın füze yağmurunun Ekim 2024'te İsrail'e yaptığı bir önceki saldırıdan ‘önemli ölçüde daha az’ olduğunu bildirdi. ISW tarafından yayınlanan raporda, “İsrail'in füze rampalarına ve üslerine yönelik saldırıları muhtemelen İran'ın büyük bir füze yaylım ateşi başlatma kabiliyetini engelliyor” denildi.