İngiliz istihbaratı: Ukrayna güneyde kazanımlar elde etmeye devam ederken Rusya batıya doğru ilerlemeyi hedefliyor

Kiev, Batılı ortakların askeri destek sağlama konusundaki isteksizliği nedeniyle Moskova'nın kendisini güçlendirmek için yeterli zamanı olduğunu söyledi

Rusya Harkov'a bağlı Podli köyünü bombaladı. (AFP)
Rusya Harkov'a bağlı Podli köyünü bombaladı. (AFP)
TT

İngiliz istihbaratı: Ukrayna güneyde kazanımlar elde etmeye devam ederken Rusya batıya doğru ilerlemeyi hedefliyor

Rusya Harkov'a bağlı Podli köyünü bombaladı. (AFP)
Rusya Harkov'a bağlı Podli köyünü bombaladı. (AFP)

Birçok gözlemcinin tahminlerine göre, Ukrayna savaşının iki tarafı, kış sezonuna girmeden önce sahada bazı kazanımlar elde etmeye çalışıyor ve bu durum her ikisinin de lehine olmayacak. İngiliz istihbarat raporları, Rusya'nın önümüzdeki iki ay içinde Kupyansk-Lyman eksenine yönelik saldırılarını artırarak batıya doğru ilerlemeyi ve Luhansk Oblastı çevresinde tampon bölge oluşturmayı hedeflediğini kaydetti. Ukraynalılar ise tereddütlü karşı saldırılarıyla, Kırım'a giden kara koridorunu kontrol altına almak için güneye doğru ilerlemeye çalışacaklar.

İngiltere Savunma Bakanlığı, dün (Cumartesi) X’te (eski adıyla Twitter) yayınlanan bir bildiride, “Ukrayna güneyde kazanımlar elde etmeye devam ederken, Rusya'nın Kupyansk-Lyman eksenine saldırarak kontrolü yeniden ele almaya çalışacağını” belirtti. Açıklamada, Ukrayna'nın karşı saldırısının Rus güçlerini Bakhmut ve güney Ukrayna'da baskı altına aldığı belirtildi. Buna rağmen Rus Batı Kuvvetler Grubu, kuzeydoğuda küçük çaplı saldırılara devam ederek sınırlı yerel ilerleme kaydetti.

xscdf
Ukrayna güçlerinin Rusya'dan geri aldıklarını söyledikleri Robotyn köyü (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanlığı Danışmanı Mihaylo Podolyak, Cuma günü yaptığı açıklamada ordunun güneye doğru ilerlediğini söyledi. Podolyak, X (eski adıyla Twitter) hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Rus savunma hatları çatlamaya başladı. Güneye doğru ilerleyen Ukrayna ordusu, bir miktar başarı elde ediyor ve Kırım'a giden kara koridorunun kontrolünde yeni bir adıma yaklaşıyor. Demiryolları da dahil olmak üzere Rusya'nın tüm tedarik hatları tehlikede ve bu tek bir anlama geliyor: Rus ordusu stratejik konumlarını kaybetmek üzere.”

İngiltere Savunma Bakanlığı’nın raporunda “Ukrayna'nın karşı saldırısı Rus kuvvetlerini Bahmut ve güney Ukrayna'da baskı altına aldı. Buna rağmen Rus Batı Kuvvetler Grubu, Kupyansk-Lyman bölgesinde kuzeydoğuya doğru küçük çaplı saldırılara devam ederek sınırlı yerel ilerleme kaydetti” ifadeleri yer aldı. Raporda, Rusya'nın kuzeydoğudaki ‘operasyonel saldırıya’ geri dönerek inisiyatifi yeniden kazanmaya çalışabileceğini ifade eden Bakanlık, “Rusya'nın, Oskil Nehri'nin batı yakasına doğru ilerlemek ve Luhansk Oblastı çevresinde bir tampon bölge oluşturmak amacıyla düşmanca çabalarını yoğunlaştıracağına dair gerçekçi bir olasılık var” diye ekledi. Ukrayna, geçtiğimiz yıl Harkov bölgesinde Rus işgali altında bulunan Kupyansk’ı kurtarmıştı.

Ukrayna haziran ayında bir karşı saldırı başlatsa da Rusya'nın mayın tarlalarıyla desteklenen son derece hazırlıklı savunma hatları, Ukrayna kuvvetlerinin güneydeki Azak Denizi'ne doğru ilerleyişini yavaşlattı. Ukrayna güçleri çarşamba günü, ön cephedeki Orikhiv kasabasının yaklaşık 10 km güneyinde, Zaporijya bölgesindeki Robotyn köyünde ülke bayrağını göndere çektiklerini söyledi.

Ukraynalı bir komutan, Ukrayna kuvvetlerinin ülkenin güneyinde Rusya'nın en zorlu savunma hatlarını aştığını ve artık daha hızlı ilerleyebileceğini söyledi. Reuters'in aktardığına göre Robotyn’de bazı kuvvetlerin başında bulunan ve komuta ettiği tabura da verilen ‘Skala’ takma adını kullanan komutan, “Burada durmayacağız. Bundan sonra Berdyansk ve daha fazlası var. Hedefimizin Robotyn olmadığını, Azak Denizi olduğunu daha önce de askerlerime açıkça ifade etmiştim” ifadelerini kullandı.

Robotyn, Azak Denizi kıyısındaki Berdyansk limanına yaklaşık 100 km, stratejik Melitopol şehrine ise 85 km uzaklıktadır. Rus kuvvetleri işgalin başlangıcından bu yana her iki bölgeyi de işgal altında tutuyor. Moskova, Ukrayna'nın Robotyn’e geçtiğini doğrulamadı. ABD'li bir yetkili geçen hafta, Ukrayna kuvvetlerinin güneydeki Rus kuvvetlerini bölmeyi amaçlayan karşı saldırının bir parçası olarak Melitopol'e ulaşıp yeniden ele geçirme ihtimalinin düşük göründüğünü söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, geçen hafta ülkesinin stratejisini savundu. Ukrayna kuvvetlerinin çok yavaş ilerlediği yönündeki iddiaları reddetti ve Kiev'in Rusya tarafından kontrol edilen tüm Ukrayna topraklarını geri alacağına olan inancını bir kez daha dile getirdi.

Komutan Skala, “Mayınlı ana yollardan geçtik. İlerleyebileceğimiz en uç noktalara ulaştık. Bundan sonra daha hızlı ilerleyeceğimize eminim” dedi. Ukrayna kuvvetlerinin artık yalnızca Rus lojistik gruplarının bulunduğu bölgelere girdiğini ve buradaki Rus savunmasını delmenin zor olacağını beklemediğini açıkça ifade eden Skala “Bütün topraklarımızı özgürleştirmek için hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Ukrayna'nın Harkov Valisi Oleg Sinegubov, ülkenin doğusundaki Kupyansk şehrinin Podli köyüne düzenlenen bombalı saldırıda en az iki sivilin öldüğünü söyledi. Sinegubov, dün (cumartesi) Telegram hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “Düşman, öğleden sonra sivillerin bulunduğu bir kafeyi vurdu” dedi.

Rusya, dün gece Moskova'ya yeni bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlendiğini duyurdu. Bu saldırı, başkente hizmet veren üç ana havaalanının yanı sıra Ukrayna sınırındaki güney bölgedeki bir başka havaalanının da geçici olarak kapatılmasına yol açtı. Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, hava savunma sistemlerinin Moskova’nın İstra ilçesinde bir İHA’yı düşürdüğünü söyledi. İstra, Kremlin'in yaklaşık 50 kilometre batısında yer alıyor. Rus haber ajansı TASS, Moskova'nın Şeremetyevo, Domodedovo ve Vnukovo havalimanlarındaki uçuşların iki saat süreyle askıya alındığını bildirdi.

Ukrayna sınırındaki Belgorod Bölgesi Valisi Vyaçeslav Gladkov, hava savunma güçlerinin Kupino köyü yakınlarında bir İHA’yı herhangi bir hasar veya insan kaybına yol açmadan düşürdüğünü, ancak Ukrayna'nın Urazovo adlı başka bir köye düzenlediği bombalı saldırıda 4 kişinin yaralandığını söyledi. Gladkov, binalardaki hasarı gösteren fotoğraflar yayınladı. Bu haberler hakkında henüz yorum yapmayan Ukrayna, 18 aydan uzun bir süre önce işgal ettiği Rusya'daki saldırıların sorumluluğunu nadiren üstleniyor. Rusya'nın güney sınırları boyunca bombalamalar ve İHA saldırıları son aylarda sık sık yaşandı, ancak İHA’ların Moskova'yı vurması yeni bir gelişme olarak öne çıkıyor.

csd
Rus kuvvetleri mensupları, Moskova'da insansız hava aracı saldırısının gerçekleştiği yerin yakınında duruyor. (AFP)

Ukrayna'nın Almanya Büyükelçisi Oleksiy Makeev, Ukrayna'nın mevcut karşı saldırısının zorluklarının nedenlerinden birini Batılı ortakların ülkesine destek sağlama konusundaki isteksizliğine bağladı. Cumartesi günü Alman radyosu Deutschlandfunk'a konuşan Makeev, “Rusya'nın kendisini güçlendirmek için yeterli zamanı vardı. Zira Ukrayna saldırı tugaylarını hazırlamak ve donatmak uzun zaman aldı” ifadelerini kullandı. Zırhlı personel taşıyıcıların ve uçaksavar sistemlerinin Ukrayna'ya teslimi konusunda Almanya'da yaşanan tartışmalara atıfta bulunan Makeev, “bu tugayların artık Batı silahları ve mühimmatıyla dolu olduğunu” sözlerine ekledi.

Makeev, Ukrayna'nın kendi toprakları üzerinde hava egemenliğinin bulunmadığını belirterek, bu nedenle F-16 savaş uçağı teslimatının çok önemli olduğunu ifade etti. Danimarka, Hollanda ve Norveç, F-16'ları Kiev'e teslim etme sözü verdi. Alman Taurus seyir füzeleriyle ilgili olarak Makeev, Alman hükümetiyle “son derece pratik ve anlamlı görüşmelerde” bulunduklarını söyledi.

zaxsd
Cumartesi günü geçici olarak kapatılan havalimanlarından biri olan Rusya'nın Moskova kentindeki Vnukovo Uluslararası Havalimanı'na inen bir uçağın arşiv fotoğrafı. (Reuters)

Makeev, Rusya ile olası barış görüşmelerine ilişkin bir soruya ise “Burada mesele soykırımla ilgili. Rusya ve ne yazık ki Rus halkı da Ukrayna'yı hiç istemiyor. Bu bağlamda uzlaşma isteğiyle görüşmelere girmiyoruz” diyerek bunun Ukrayna'nın bekası için son derece gerekli olduğunu vurguladı. Makeev, “Birçok ortak artık bunu anladı ve Rusya ile müzakerelere başlamamız için bize herhangi bir baskı yapmıyorlar” diye ekledi.

Ukrayna uzun süredir Taurus seyir füzelerini Almanya'dan talep ediyordu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise bu taleple ilgili çekincelerini dile getirdi. Zira bu füzelerin Rusya topraklarına ulaşmasından korkuluyor.

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, Almanya'nın ülkesine Taurus seyir füzeleri sağlayacağından emin olduğunu ifade etti. Reznikov, Springer şirketine bağlı bir medya kuruluşunda yayınlanan röportajında, “Gerçekten iyimserim ve gelecekte Almanya'dan Taurus füzeleri alacağımızı görüyorum” dedi. Bakan, seyir füzelerini ne zaman almayı beklediğini belirtmedi, ancak “Bunun bir yıl süreceğini sanmıyorum” dedi.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Bloomberg’e verdiği röportajda Ukrayna'nın Rus kuvvetlerine karşı başlattığı saldırının ilerleyişi hakkında sorulan bir soruya yanıt olarak “G7’nin Ukrayna'daki savaşın uzayabileceğini anladığını, ancak bu savaş ne kadar sürerse sürsün Ukrayna’ya destek vermeye hazır olduklarını” belirtti. Kanada'nın balistik füze savunması konusunda ABD'ye katılmayı yeniden düşünüp düşünmemesi gerektiği konusunda tartışmaların sürdüğünü söyleyen Trudeau, ancak sesten beş kat daha hızlı hareket edebilen yeni nesil hipersonik silahlar göz önüne alındığında, kıtalararası balistik füzelerin artık tek zorluk olmadığını belirtti.



Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
TT

Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)

Refik Huri

ABD, “uluslar inşa etme” başlıklı savaş döneminden Ukrayna, Gazze ve İran nükleer dosyasında acil uzlaşılar dönemine geçişi tamamlıyor. Her iki durumda da ABD dünyadaki komplikasyonları anlamaktan aciz gibi görünüyor.

Savaşlar döneminde, Başkan George W. Bush başkanlığında neo-muhafazakarlar, el-Kaide’nin New York'taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik saldırısını Afganistan'ı, ardından Irak’ı istila etme, Taliban ile Başkan Saddam Hüseyin rejimlerini devirme, dönemin ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice’ın, “Yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı planı gerçekleştirmeye çalışarak dünyayı zorla değiştirme hırsları için kullandılar.

Başkan Donald Trump'ın varmaya çalıştığı uzlaşılar döneminde ise itici güç anlaşmalar politikasıdır. Dünya Trump'ın ve etrafındaki oligarşinin gözünde savaş alanı değil, bir borsadır. Ukrayna, Gazze ve nükleer dosyada zor uzlaşılar için müzakereleri yürüten kişi ise krizler, savaşlar, jeopolitik ve stratejik çatışmalar dünyasında deneyimsiz olan gayrimenkul geliştiricisi Steve Witkoff'tur.

Beyaz Saray'daki karar alıcıya gelince, temsilcisinden daha deneyimli değil ve kararlarında içgüdü ile basit algıya güveniyor, bu şekilde ABD'yi değiştirmek istedi ve karmaşık bir dünyaya tosladı. Kendilerine hizmet eden anlaşmalara açık olsalar bile, ideoloji tarafından yönlendirilen üç oyuncu ile canlı yayında dilediği iyi dilekler ve iyi niyetli çağrılarla başa çıkmaya çalıştı. Bunlardan ilki, yorumcu Nahum Barnea tarafından “iki ayak üzerinde yürüyen bir yanlış anlama” olarak tanımlanan Binyamin Netanyahu’dur. İkincisi, İmam Humeyni'nin dediği gibi, ABD'ye düşmanlığı devrimin temellerinden biri saymaya bağlı kalan, İslam Cumhuriyeti'nin güçlü bir devlet ve Devrim Muhafızları’nın anayasaya göre ihraç etme görevini üstlendiği bir devrim olduğunda ısrar eden İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney’dir. Sonuncusu, istihbarattan Kremlin liderliğine yükselen, ABD, Avrupa ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Sovyetler Birliği'nin devrilmesinden sonra “tarihin sonu” olduğunu hayal ederek muzaffer gibi davranan herkesten Rusya’nın intikamını almaya başlayan tecrübeli Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir.

ABD Taliban’ı devirdikten sonra en uzun Amerikan savaşı haline gelen Afganistan'da 18 yıl boyunca savaştı ve “uluslar inşa etme” planını uygulamaya çalıştı.  General Stanley Allen McChrystal’ın dediği gibi, ABD, “geleneksel yollarla devrimci hedeflere ulaşmak istedi.” Yine ABD’nin en önemli komutanlarından olan McChrystal’a göre “başarı ölçeği öldürdüğümüz Taliban unsurlarının sayısı değil, aksine koruduğumuz nüfus sayısıdır.” Bir görgü tanığına göre, ABD’den yardımlar alanlar ve gündüz polikliniklerinde tedavi edilenler, geceleri ona karşı savaşıyorlardı. ABD, eski istihbarat direktörü Richard Helms'in şu sözlerini okumadı: “Ortadoğu politikaları ile ilgili tüm saçmalıkları unutun ve yüzyıllık ömürleri olan hususlara, dini mezhepler, aşiretler, kabileler ve etnik kökenlere dikkat edin.” Yine ABD, “Bir Afgan'ı kiralayabilirsiniz ama satın alamazsınız” diyen kişinin tavsiyesini dikkate almadı ve savaş Taliban’ın iktidara dönmesi ve kendisinin Kabil'den aşağılayıcı bir biçimde çekilmesiyle sona erdi.

ABD Irak'ı da kısa bir fırtınalı savaşın ardından işgal etti, Saddam Hüseyin rejimini devirdi ama çok geçmeden sokaklarında boğuldu. Terör diye adlandırdığı eylemlerle şiddetli bir direnişle karşı karşıya kaldı. Demokrasinin Irak'tan bölgeye yayılarak onu kaplayacağını hayal etti. Richard Perle'in dediği gibi saf bir şekilde “Saddam'ın devrilmesinin İranlıları Mollalar diktatörlüğünden kurtulmaya motive edeceğine” inandı. Ama bunun yerine Irak'ı “şer ekseni” içinde yer alan İslam Cumhuriyeti'ne altın bir tabakta sundu.

ABD anayasa uzmanı Noah Feldman'ın “hızlı seçimler yapmak demokrasiye hizmet etmeye kendisini adamamış, yanlış kişileri iktidara getirir” sözünü görmezden geldi. Irak'ın mutlak yöneticisi olarak atanan, ordunun ve Baas Partisi'nin dağıtılmasını emreden bilgisiz Paul Bremer da en azından şu itirafta bulundu: “Zaferden sonra Irak'taki güvenlik tehditlerine karşı koymaya hazır değildik.” Irak hükümetinin Amerikan güçlerinin yardımına ihtiyacı olmasına rağmen, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinden sonra İran’ın taraftarlarının bu güçlerin ülkeden hızla çekilmesi talebinin gerileyeceğini gösteren hiçbir şey yok. Artık Ahmet eş-Şara’nın başkanlığı konusunda rahatlamış olan Amerikan güçleri de kendisine karşı eylemlerde bulunan İran ve Suriye rejimleri arasında sıkışmış değil.

Steve Coll, “Aşil Tuzağı: Saddam Hüseyin, CIA ve ABD’nin Irak İşgalinin Kökenleri” kitabında: “Saddam'ın dayısı, eğitimcisi ve öğretmeni Hayrullah Kifah’ın, ailenin felsefesini ‘Allah üç şeyi yaratmamalıydı; Persler, Yahudiler ve sinekler’ şeklinde özetlediğini” anlatır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline gelince, Başkan Vladimir Putin bunu NATO’nun Rusya sınırlarına yaklaşmasına ve neo-Nazilerin Kiev’i kontrol etmesine karşı kendini savunmak olarak tasvir ediyor. Ukraynalı gazeteci Illia Ponomarenko ise “Sana nasıl olduğunu göstereceğim” kitabında böyle olmadığına inanıyor ve şöyle diyor: “Ukrayna savaşının NATO ve hayali Batı tehditleriyle hiçbir ilgisi yok. Aksine, bu işgal, devleti Rus halkının çıkarlarına değil, kendi çıkarlarının hizmetine sunan bir diktatörün deliliğiyle ilgilidir.” Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre buna ilave olarak, Putin Gürcistan'dan iki bölgeyi koparıp aldı, oğul Bush ve Obama ile bağları iyi olduğunda da Kırım'ı ilhak etti.

Kimse Trump'ın üç karmaşık sorunu çözecek anlaşmalarda nasıl başarılı olabileceğini bilmiyor. Bu sorunların ilki, İran'ın uranyum zenginleştirmesini ve yaptırımlara katlandıktan, nükleer eşikteki devlet olmak için milyarlarca dolar harcadıktan sonra nükleer silah sahibi olmasını önlemektir. İkincisi, Putin’in üçüncü yılında olmasına rağmen halen “özel operasyon” olarak adlandırdığı kapsamlı savaşı durdurmayı kabul etmesi için Cumhurbaşkanı Zelenskiy’yi, Kırım ve çoğu şu anda Rusya tarafından işgal edilmiş dört bölgenin kaybını kabul etmeye zorlamaktır. Üçüncüsü, Netanyahu’yu, savaşı bitirmeye ve Hamas hareketi ile İsrail'deki aşırı radikal hükümet arasındaki bir anlaşmayla rehineleri geri getirmenin bedeli olarak yıktığı Gazze'den çekilmeye zorlamaktır. Ama İsrail’in aşırı radikal hükümeti, Filistin devletini reddediyor ve Batı Şeria'yı ilhak etmekte diretiyor, eski rejimin silahlarının yok edilmesinden, onunla imzalanan güçleri ayırma anlaşması bölgesinin işgalinden sonra Suriye'deki yeni durumdan memnun, ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'a şiddetli darbeler indirmeye de devam ediyor.

İronik olan, bu anlaşmalarda varsayılan başarının sadece statükoyu kabul etme ve “hakkın gücünden güç ile dayatılan hakka geçiş”ten ibaret olmasıdır.

Pascal De Sutter “Bizi Yönetenler” kitabında şöyle der: “En çılgın insanlara, kibirli ve yalancılara oy veriyoruz, çünkü hataları bize kendimiz hakkında güven veriyor. Bu yüzden bizim gibi olanlara oy veriyoruz.” ABD de bu konuda ilk değil, aksine listenin sonunda.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.