Şili'den bir ilk: Pinochet dönemindeki kayıp ve ölümler için resmi arama başlatıldı

17 yıl süren diktatörlük döneminden bu yana ilk kez kayıpların aydınlatılması için hükümet düzeyinde çalışma yapılacak

Şili'de 30 Ağustos'ta düzenlenen anma töreninde, Pinochet darbesinde kaçırılan ve akıbeti bilinmeyen kişilerin görüntüleri yansıtıldı (AFP)
Şili'de 30 Ağustos'ta düzenlenen anma töreninde, Pinochet darbesinde kaçırılan ve akıbeti bilinmeyen kişilerin görüntüleri yansıtıldı (AFP)
TT

Şili'den bir ilk: Pinochet dönemindeki kayıp ve ölümler için resmi arama başlatıldı

Şili'de 30 Ağustos'ta düzenlenen anma töreninde, Pinochet darbesinde kaçırılan ve akıbeti bilinmeyen kişilerin görüntüleri yansıtıldı (AFP)
Şili'de 30 Ağustos'ta düzenlenen anma töreninde, Pinochet darbesinde kaçırılan ve akıbeti bilinmeyen kişilerin görüntüleri yansıtıldı (AFP)

Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, Augusto Pinochet diktatörlüğü dönemindeki kaçırılma ve cinayetlerin aydınlatılması için inceleme başlatıldığını duyurdu. 

Boric, 30 Ağustos'ta düzenlenen "Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü" anma töreninde yaptığı konuşmada, "ulusal arama planının" (plan nacional de búsqueda) devreye sokulduğunu bildirdi.

37 yaşındaki lider, planın artık "kalıcı bir devlet politikası olarak kabul edileceğini ve esas alınacağını" söyleyerek, uygulamanın yürürlüğe girmesini sağlayan kararnameyi imzaladı.

Böylelikle 1973'te darbeyle yönetime el koyan General Pinochet'nin 17 yıl süren diktatörlük döneminden bu yana ilk kez kayıpların bulunması için hükümet düzeyinde çalışma yapılacak. 

Proje kapsamında, devlet arşivlerinin ve dava dosyalarının dijital bir platform aracılığıyla tek yerde toplanması ve insan hakları örgütlerine söz konusu sisteme erişim sağlanması öngörülüyor.

Mevcut kayıtlara göre Pinochet diktatörlüğünde işlenen suçlardan toplamda 40 bin 175 kişi etkilendi. Bu kişilerden 1092'si "zorla kaybettirilmiş" ve 377'si de siyasi idama mahkum edilmişti. Bazı kişilerin cansız bedenlerinin Pasifik Okyanusu'na atıldığı ya da Atacama Çölü'ne gömüldüğü de düşünülüyor. Şimdiye kadar kaçırılan 307 kişinin kimliği tespit edilebildi.

"Zorla kaybetme" bir kişinin devlet veya siyasi örgüt aracılığıyla üçüncü bir tarafça gizlice kaçırılması veya hapsedilmesi için kullanılan hukuki bir terim. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Temmuz 2002'de yürürlüğe giren Roma Statüsü'ne göre bu, insanlığa karşı suç olarak kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler de bu durumdaki kişilerin anılması için 2011'de 30 Ağustos'u "Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü" ilan etmişti.

Şili Adalet ve İnsan Hakları Bakanı Luis Cordero Vega, uygulamayla ilgili "Devlet ilk kez arama sorumluluğunu üstleniyor. Bu çok önemli çünkü söz konusu suçlar devlet ve ajanları tarafından bir baskı politikası bağlamında işlendi" dedi.

Öte yandan kaybolan kişilerin izini 50 yıldır süren "Hapse Atılanların ve Kaybolanların Yakınları Derneği" kuruluşunun yardımcı direktörü Álvaro González, projeyi "iyi niyetli fakat yetersiz bir uygulama" diye niteledi. 

11 Eylül 1973'te askeri darbeyle dönemin sosyalist Devlet Başkanı Salvador Allende'yi deviren General Pinochet, yönetime el koymuştu. 1989'da yapılan seçimlerle Hıristiyan Demokrat Parti'den Patricio Aylwin, darbe sonrasında demokratik süreçle göreve gelen ilk lider olmuştu.

1990'larda başlayan arama ve kimlik tespit çalışmaları kapsamında Şili mahkemeleri, 584 kaçırılma, 169 cinayet ve 85 usulsüz ölü gömülmesi davasına bakmıştı. 

Independent Türkçe



İsrail-İran savaşı: İran’daki bir nükleer reaktör bombalandı… Tel Aviv, Tahran'ı bir hastaneyi hedef almakla suçladı

İsrail-İran savaşı: İran’daki bir nükleer reaktör bombalandı… Tel Aviv, Tahran'ı bir hastaneyi hedef almakla suçladı
TT

İsrail-İran savaşı: İran’daki bir nükleer reaktör bombalandı… Tel Aviv, Tahran'ı bir hastaneyi hedef almakla suçladı

İsrail-İran savaşı: İran’daki bir nükleer reaktör bombalandı… Tel Aviv, Tahran'ı bir hastaneyi hedef almakla suçladı

İsrail ile İran arasındaki çatışma yedinci gününe girerken, İran ordusu İsrail'e yönelik kamikaze insansız hava aracı (İHA) saldırısının altıncı aşamasını başlattı. İsrail ordusu ise ‘savaş araçları ve santrifüj üretim tesislerini’ hedef alan saldırılar düzenledi.

ABD Başkanı Donald Trump, üst düzey yardımcılarına İran'a saldırı planlarını onayladığını, ancak Tahran'ın nükleer programından vazgeçmeyi kabul edip etmeyeceğini görmek için nihai emri ertelediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, İran'ın yeni bir füze grubu ateşlemesinin ardından Soroka Hastanesi’nin doğrudan vurulduğunu duyurdu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İran'ın meşru müdafaa içinde hareket ettiğini ve şimdiye kadar kendisine yardım edenlere değil sadece İsrail'e karşılık verdiğini söyledi. Arakçi, İsrail'i bedel ödemekle tehdit etti.

Diğer yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran'ın yeraltındaki uranyum zenginleştirme tesislerine dokunulmadığını bildirdi. Putin, “Söz konusu yeraltı tesislerine hiçbir şey olmadı” dedi.