Çad’ın tıbbi alandaki eksiklikleri Sudanlı mültecilerin acılarını daha da artırıyor

Sınır şehri Adre’de çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere yaklaşık 200 bin kişi yaşıyor.

Darfur’daki çatışmadan kaçan Sudanlılar, Çad’ın Adre şehrindeki geçici yerleşimlerde yaşıyor. (Reuters)
Darfur’daki çatışmadan kaçan Sudanlılar, Çad’ın Adre şehrindeki geçici yerleşimlerde yaşıyor. (Reuters)
TT

Çad’ın tıbbi alandaki eksiklikleri Sudanlı mültecilerin acılarını daha da artırıyor

Darfur’daki çatışmadan kaçan Sudanlılar, Çad’ın Adre şehrindeki geçici yerleşimlerde yaşıyor. (Reuters)
Darfur’daki çatışmadan kaçan Sudanlılar, Çad’ın Adre şehrindeki geçici yerleşimlerde yaşıyor. (Reuters)

Sudan’dan yüz binlerce kişi, ülkelerindeki savaştan Çad’a kaçtı ve burada çöl bölgelerindeki derme çatma kulübelerde güvenlik buldu. Ancak daha az zor olmayan bir zorlukla karşı karşıyalar: Hayatta kalmak için tıbbi bakım ve ilaç bulmak. Çad’ın doğusunda, Sudan’ın batı sınırında bulunan Adre şehrinde, 108 yaşında olduğunu söyleyen Adem Musa Bakhet, ihtiyaç duyduğu tıbbi tedavileri bulmakta zorlanmaktan yakınıyor. Beyaz kıyafetler içindeki Bakhet, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Diyabet ve astım hastasıyım. Şimdiye kadar yalnızca ağrıyı dindirecek bir iğne bulabildim” dedi.

Sudan, 15 Nisan’dan bu yana Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Daklu liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasında, yaklaşık beş bin kişinin ölümü ve 4,6 milyon kişinin yerinden edilmesiyle sonuçlanan kanlı bir çatışmaya tanık oluyor.

Fotoğraf Altı: Darfur’daki çatışmalardan kaçan Sudanlılar bir kamyonla Çad’daki bir kampa götürüldü. (Reuters)
Darfur’daki çatışmalardan kaçan Sudanlılar bir kamyonla Çad’daki bir kampa götürüldü. (Reuters)

Bakhet, Sudan’dan Adre şehrine sığınan, çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan yaklaşık 200 bin kişiden yalnızca biri. Birçoğu, uzun mesafeler yürümek ve güvenli bir yere ulaşmak için sınırları yürüyerek geçme riskini almak zorunda kaldı. Temizlik tesislerinin bulunmadığı ve tıbbi bakımın sahra klinikleriyle sınırlı olduğu bir ortamda, artık yaşamın en temel gereksinimlerini karşılamak gibi günlük bir zorlukla karşı karşıyalar.

Günde 300 hasta

Yağmur mevsimi ile birlikte artan sıcaklıklar nedeniyle mülteciler gıda ve içme suyu kıtlığının yanı sıra hastalıklarla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Sınır Tanımayan Doktorlar, Çad’da yağışlı mevsimle birlikte sıtma vakalarının artması konusundaki endişelerini dile getirdi. Kuruluş, “Mültecilerin kolera gibi suyla bulaşan hastalıklara yakalanma riski giderek artıyor” açıklamasında bulundu. Başta yaşlılar, kadınlar ve çocuklar olmak üzere mültecilere yardım etmek için sahra hastanesinde gönüllü olarak çalışan mülteci Muzamil Said (27 yaşında) açıklamasında “Günde 100 ila 300 hasta ve daha fazlasını kabul ediyoruz. Çünkü birçok hastalık var” dedi.

Fotoğraf Altı: Sudanlılar, Darfur bölgesi sınırındaki Adre şehrinde kurulan sahra hastanesinde tedavi görüyor. (AFP)
Sudanlılar, Darfur bölgesi sınırındaki Adre şehrinde kurulan sahra hastanesinde tedavi görüyor. (AFP)

Yardım kuruluşlarının kurduğu hastanede, kumlu zemine neredeyse aynı hizada beyaz yataklar seriliyor. Hastanede branda ve palmiye yapraklarından yapılmış duvarlar, tıbbi ekipmana dönüştürülmüş metal mutfak eşyaları bulunuyor. İlaçların bulunabilirliği ise bağışlara ve yardımlara bağlı. Said, AFP’ye yaptığı açıklamada “Sahra hastanesinin çalışmaları, ana ilaç bulunamadığı için durdurulma tehlikesiyle karşı karşıya… İlaca tam destek lazım” ifadeleriyle uyarıda bulundu. Diyabet ilacı arayan ve ‘üç gün içinde geleceği’ sözü verilen yaşlı Bakhet de dahil olmak üzere pek çok kişi ilaçlarını bekliyor. Ancak astım ilacının piyasadan satın alınması gerektiği için durum daha karmaşık. Ama Birleşmiş Milletler’e (BM) göre Çad’ın dünyanın en az gelişmiş üçüncü ülkesi olduğu ve sağlık sisteminin temelde kırılgan olduğu göz önüne alındığında, piyasada ilaç bulma şansı pek fazla değil.

Sıtma ve yetersiz beslenme

İnsani yardım kuruluşları mülteciler arasında artan hastalıkların tehlikeleri konusunda uyarıda bulunuyor. Sınır Tanımayan Doktorlar, insanlar sabah saat ikide su almak için kuyruğa girmeye başladığı için temiz su olmadığında bu riskin artacağını dile getirdi. Adre’deki yerinden edilmiş kişilerin kabul edildiği klinikte gönüllü doktor olan Nur eş-Şam el-Hadi, “En sık karşılaştığımız vakalar arasında sıtma, göz enfeksiyonları, solunum yolu hastalıkları ve ayrıca yetersiz beslenme vakaları yer alıyor” şeklinde konuştu.

Fotoğraf Altı: Gönüllüler, Sudan’dan Çad’a kadar yerinden edilen herkese yemek hazırlıyor. (Reuters)
Gönüllüler, Sudan’dan Çad’a kadar yerinden edilen herkese yemek hazırlıyor. (Reuters)

28 yaşındaki doktor, “Bu kliniğin genişletilmesi gerekiyor. Çünkü hasta sayısı çok fazla” dedi. Hastalıkların yanı sıra yetersiz beslenme de önemli bir sorun. BM, kamplarda çocuk ölümlerinin yaygınlaştığı konusunda uyarıda bulunarak, beş yaşın altındaki onlarca çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Dünya Gıda Programı’na göre, 20 milyondan fazla insanı akut açlığa iten çatışmanın başlangıcından bu yana Sudan’da açlık nedeniyle en az 500 çocuk hayatını kaybetti. Mevcut savaş ortasında yardım kuruluşlarındaki işçiler, fon ihtiyaçlarının yalnızca dörtte birinin karşılandığını söylüyor. Daha da kötüsü Sudanlı mültecilerin büyük çoğunluğu, Sudan’ın yaklaşık 48 milyonluk nüfusunun dörtte birinin yaşadığı Çad sınırındaki Darfur bölgesinde zaten kırılgan bir sağlık sisteminden mustaripti.

200 bin kişi daha yerinden edildi

Sudan savaşından önce bile Çad, 2003 yılında Darfur’da yirmi yıla yayılan çatışmanın patlak vermesinden sonra Sudan’dan gelen 410 bin mültecinin yanı sıra Kamerun ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nden on binlerce yerinden edilmiş insanı kabul etti.

Fotoğraf Altı: Çad’daki Gaga Kampındaki barınakların önünde oturan Sudanlı mülteciler. (UNHCR)
Çad’daki Gaga Kampındaki barınakların önünde oturan Sudanlı mülteciler. (UNHCR)

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden (UNHCR) aktardığına göre ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmanın başlangıcından bu yana Çad’a sığınan Sudanlıların sayısı 380 bini aştı. Uluslararası örgüt, ülkelerindeki şiddetin azalabileceğine dair herhangi bir belirti olmaması durumunda, Sudan’dan yerinden edilmiş 200 bin kişinin daha sınırı geçerek Çad’a ulaşmasını bekliyor.



Kaynaklar Şarku'l Avsat’a konuştu: Şam'daki İranlı savaşçılar kuzeydeki çatışmalar karşısında harekete geçmedi

Halep'te Suriye ordusu ile muhalif gruplar arasındaki çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (DPA)
Halep'te Suriye ordusu ile muhalif gruplar arasındaki çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (DPA)
TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat’a konuştu: Şam'daki İranlı savaşçılar kuzeydeki çatışmalar karşısında harekete geçmedi

Halep'te Suriye ordusu ile muhalif gruplar arasındaki çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (DPA)
Halep'te Suriye ordusu ile muhalif gruplar arasındaki çatışmalar sırasında yükselen dumanlar (DPA)

Ülkenin güneyindeki Dera vilayetinde Suriye ordusunun kontrol noktalarına ve karargâhlarına yönelik hareketler dün (Pazartesi) de devam etti. Bu arada X, Telegram ve diğer sosyal medya sitelerinde ‘Güney Suriye Operasyon Odası’ adı altında yeni bir gücün oluşturulduğunu ortaya koyan bir bildiri dolaşıma sokuldu. Söz konusu bildiride genel alarm ve askeri operasyonlara başlamak üzere ‘Horan'daki isyancıların’ harekete geçirildiği duyuruldu.

Şam'daki kaynaklar Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, ‘Şam'ın merkezinde ve çevresinde, özellikle de güney ve güneybatı kırsalında İran’a bağlı gruplardan ve Hizbullah'tan savaşçıların görünmez bir askeri varlığı olduğunu’ söyledi. Kaynaklar, Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) ve müttefik grupların Halep, İdlib ve Hama'nın kuzeyinde Suriye hükümetinin kontrolü altındaki bölgelere hızla girmesine, Suriye ordusu ile müttefiklerinin çekilmesinin ardından bu bölgeleri ele geçirmesine, Şam'da hâkim olan endişe durumuna ve ordu ile tüm güvenlik birimlerinin alarma geçmesine rağmen, Şam ve çevresinde bulunan İranlı savaşçıların ‘alarma geçmediğini!’ belirtti. Kaynaklar, “Belki de kuzeydeki olayların Şam'ın istikrarını etkilemeyeceğini düşünüyorlar” dedi.

ı9pi
Suriye'nin doğusundaki Deyrizor'da İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Fatımiyyun Tugayı üyeleri (Arşiv)

İran 2011'de halk protestolarının patlak vermesinin ardından kendi savaşçılarının yanı sıra Irak, Pakistan ve Afganistan'dan binlerce savaşçıyı Suriye'ye gönderdi. Rusya ile birlikte Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in silahlı grupları ezmesine ve kontrol ettikleri toprakların çoğunu geri almasına yardımcı oldu.

Kuzeyde HTŞ ve muhalif grupların başlattığı sürpriz saldırının etkisiyle Dera vilayeti kırsalında Suriye ordusunun kontrol noktaları ve karargâhlarına yönelik hareketlilik devam ederken, X ve Telegram gibi sosyal medya platformlarında ‘Güney Suriye Operasyon Odası’ adı altında yeni bir gücün kurulduğunu duyuran bir açıklama dolaşıma sokuldu.

Gerçekliği teyit edilemeyen açıklamada, askeri operasyonlara başlamak üzere ‘genel alarm durumu ve Horan'daki tüm isyancıların seferberliği’ ilan edildi.

Eş-Şarkiyye 24'ün Telegram kanalında bir kopyasını yayınladığı açıklamada, ‘Suriye ordusunun subay ve unsurlarının bir an önce ordu saflarını terk etmeleri, Horan'da azami hazırlık seviyesinin yükseltilmesi ve koordineli bir operasyon planı dahilinde çalışılması, bu uyarıyı dikkate almayanların demir bir el ve şiddetli bir güçle vurulması’ çağrısında bulunuldu.

Açıklamanın sonunda “İdlib, Halep ve Hama vilayetlerinde olduğu gibi güney bölgesinde de Suriye rejimine söz veriyoruz ki güney toprakları sizin için mezarlık olacak” denildi.

sdvfgbrth
Suriye'nin güneyindeki Dera'da bulunan el-Ömeri Camii önünde yapılan bir gösteriden (Arşiv)

Dera şehri ve kırsalındaki bazı kaynaklar, vilayetin birçok şehir, kasaba ve köyünde Suriye ordusunun kontrol noktalarına ve karargahlarına yönelik hareketlerin devam ettiğini ve HTŞ ile muhalif grupların ülkenin kuzeyinde rejimin nüfuz bölgelerine yönelik başlattığı saldırıları destekleyen gösterilerin yapıldığını doğruladı.

Ancak kaynaklar, söz konusu açıklamanın bazı çevrelerde konuşulduğuna, ancak ‘kimin yayınladığını ve operasyon odasını kimin oluşturduğunu kimsenin bilmediğine’ dikkat çekti. Diğer internet siteleri ise ‘Güney Suriye Operasyon Odası’nın Suveyda ve Dera vilayetlerinin kontrolünü ele geçirmeyi hedeflediğinden ve bölgede yoğun hazırlıklar ve askeri hareketlilik olduğundan söz edildiğini’ bildirdi.

Suriye'deki olayların kıvılcımı Mart 2011 ortalarında Dera kentinde başladı ve kent ‘devrimin beşiği’ olarak adlandırıldı. Rejim ordusu 2018 yılında askeri operasyonlar ve uzlaşma anlaşmalarıyla vilayetin tamamında kontrolü yeniden ele geçirdi, ancak özellikle kırsal kesimde olmak üzere vilayetin pek çok bölgesi halen saldırılara, suikastlara ve kanunsuzluğa sahne oluyor.