Netanyahu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde ‘Afrodit’ sahası konusundaki anlaşmazlığı görüştü

Netanyahu’nun Biden'la görüşme dahil yurt dışı ziyaretlerinde bulunması bekleniyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, Yunanistan ile üçlü zirve öncesinde Netanyahu ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. (AFP)
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, Yunanistan ile üçlü zirve öncesinde Netanyahu ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. (AFP)
TT

Netanyahu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde ‘Afrodit’ sahası konusundaki anlaşmazlığı görüştü

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, Yunanistan ile üçlü zirve öncesinde Netanyahu ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. (AFP)
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, Yunanistan ile üçlü zirve öncesinde Netanyahu ve beraberindeki heyetle bir araya geldi. (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eşi Sarah ile birlikte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) iki günlük bir diplomatik ziyarete bulundu. Netanyahu’nun ziyareti, GKRY’li liderlerle, Kıbrıs'ın ekonomik sularında (Blok 12) ve İsrail'in ekonomik sularında (Blok Yishai) bulunan ‘Afrodit’ doğal gaz sahasının bazı kısımlarının mülkiyeti konusundaki anlaşmazlıkları görüşmek amacıyla gerçekleşti. 13 yıl önce ticari miktarlarda gazın bulunmasından bu yana iki ülke, kârın dağıtımı konusunda anlaşmaya varamadı.

GKRY’li yetkililer, İsrail ile bir anlaşmaya varamamaktan duydukları hayal kırıklığını dile getirdiler. Güney Kubrıs Rum Yönetimi, İsrail'in dostu olarak biliniyor. Ancak İsrail, düşman olarak görülen Lübnan ile bir mutabakat anlaşması imzaladı ve Türkiye ile de bir anlaşma imzalamaya hazırlanıyor.

İsrail'in resmi yayın kuruluşu Kan'a göre GKRY’li yetkililer yaptıkları açıklamada “Düşman ülke Lübnan'la gaz konusunda anlaşmaya varabiliyorsunuz ama bizimle varamıyorsunuz” dediler. Zirvede ayrıca İsrail ile Türkiye arasında doğalgaz boru hattı inşa edilmesi ihtimalinin de ele alınması bekleniyor.

cdf
Binyamin Netanyahu ve eşi Sara, Ben Gurion Havalimanı'ndan ayrılırken. (Hükümet Basın Bürosu)

Naftali Bennett ve daha sonra Yair Lapid başkanlığındaki önceki hükümetin, Yunanistan ve GKRY’nin bu fikri desteklemediğini belirten bir kısa mesaj göndermesinin ardından konu tekrar tartışma masasına döndü. Şarku’l Avsat’ın ‘Walla’ internet sitesinden aktardığına göre Netanyahu'nun pazar sabahı GKRY’ne yaptığı ziyaret bu arka planda gerçekleştiriliyor. İsrail'in Türkiye ile ilişkileri ne kadar iyileşirse gelişsin Rum yönetimi ile ittifakın güçlü kalacağı konusunda güvence vermesi bekleniyor.

İki günlük ziyaret programında Netanyahu'nun Yunanistan Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile görüşmesi de yer alıyor. Ziyaret, geçtiğimiz temmuz ayında planlanmıştı ancak Netanyahu'ya kalp pili takılması nedeniyle ertelenmişti.

cdf
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis, İsrail Başbakı’ıı pazar günü Lefkoşa'da kabul etti. (AFP)

Bu, Netanyahu'nun iktidar sistemini devirme planına karşı protesto hareketiyle yüzleşmekten korktuğu için beş ay aradan sonra gerçekleştirdiği ilk yurt dışı gezisi oldu.

Protestocular, Netanyahu'yu GKRY’de karşılamak için harekete geçti. Rum kesiminde yaşayan İsraillilerin de etkinliklere katılması bekleniyor. Eylemciler, Netanyahu'nun kalacağı ‘City of Dreams’ adlı otelin önünde bir protesto gösterisi düzenlemeye hazırlanıyor. Bu otel, Limasol'da yakın zamanda açılmıştı. Netanyahu ise tüm toplantılarını Lefkoşa'da yapması planlanıyor.

Göstericiler,, sokakları protesto sloganları taşıyan pankartlarla doldurdu. Bu sloganlar arasında "Küçük Kıbrıs'ta bile rahat etmeyin" ve "Netanyahu ve eşinin evlerinde gibi hissetmelerini sağlayacağız" gibi ifadeler yer aldı. Eylemciler, Netanyahu'nun toplantılarının ve görüşmelerin yapıldığı her yerde protesto gösterisi düzenlemeye ve onu rahatsız etmeye kararlı. Seslerini doğrudan durmak için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyorlar.

Netanyahu, Ben Gurion Havaalanı'nda uçuşundan önce yaptığı açıklamada, yakın zamanda ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme yapacağını duyurdu. Görüşmenin, Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılmak için New York'a gideceği 21 Eylül'de gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak Netanyahu, görüşmenin Washington'da gerçekleşmesini istiyor.



Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.