Hindistan'da siyaset ve mezhep kaynaklı şiddet

Siyasi partiler ve çıkar grupları, çeşitli bölgelerde Hindu, Müslüman veya başka türlü toplumsal şiddetten sıklıkla faydalanıyor.

Sağcı Hindu grupların destekçileri, 2 Ağustos 2023'te Haryana eyaletindeki toplumsal şiddet sonrasında protesto gösterisi yaptı. (AP)
Sağcı Hindu grupların destekçileri, 2 Ağustos 2023'te Haryana eyaletindeki toplumsal şiddet sonrasında protesto gösterisi yaptı. (AP)
TT

Hindistan'da siyaset ve mezhep kaynaklı şiddet

Sağcı Hindu grupların destekçileri, 2 Ağustos 2023'te Haryana eyaletindeki toplumsal şiddet sonrasında protesto gösterisi yaptı. (AP)
Sağcı Hindu grupların destekçileri, 2 Ağustos 2023'te Haryana eyaletindeki toplumsal şiddet sonrasında protesto gösterisi yaptı. (AP)

Sanjay Kapoor

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'ye uzak olmayan, Uttar Pradeş eyaletinin Muzaffarnagar şehri huzursuzluk ve kargaşaya sahne oluyor. Geçtiğimiz 24 Ağustos'ta Neha Devlet Okulu'nun sahibi ve müdürü Tripti Tiagi, ders çalışmadığını iddia ederek Müslüman bir çocuğun tüm sınıf arkadaşlarına ona tokat atmalarını emrederek garip ve rahatsız edici bir karar verdi. Ancak bu, büyük olasılıkla çocuğun Müslüman dini kimliğinden kaynaklanıyordu. Müdire ise çocuğun aynı sınıfta bir kuzeni olduğunu ve olayı videoya çekebileceğini hesaba katmamıştı.

Video hızla viral oldu. Yeni Delhi ve ötesindeki sosyal medya kullanıcılarını kızdırdı. Kamuoyunun tepkisi, yerel yetkililerin okulu kapatmasına yol açtı. Müdire, çocuğu cezalandırma konusunda fiziksel yetersizlik iddiası gibi saçma bahaneler sunmak zorunda kaldı. Gerekçesi inandırıcı olmasa da 500 bin kişilik nüfusun yüzde 41'ini Müslümanların oluşturduğu Muzaffarnagar üzerinde çok büyük bir etkisi oldu. Hükümet partisinin, müdürün toplumsal eylemlerinin gelecekteki parlamento seçimlerinde Hinduların oylarını artırmaya yardımcı olabileceğini düşünmesi müdireyi hapisten kurtardı.

Ne yazık ki okullar nefret söylemi için verimli bir zemin haline geldi. Hindistan'ın bağımsızlık günü olan 15 Ağustos'ta, küçük çocuklar, arkadaşlarının, öğretmenlerinin ve ebeveynlerinin önünde bir şiir okudu. Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla’dan aktardığına göre şiirde, Müslümanlara karşı şiddet ve nefret çağrısı yapılıyordu. Bu şiirde, ‘hain’ olarak nitelendirilen kişilerin (Müslümanlar) Hindistan'da ekmek yerken Pakistan'ı övmelerinden dolayı ölmeleri isteniyordu. Bu endişe verici duygular sadece bir okula özgü değildi; sosyal medyada da yüzlerce benzer olay ortaya çıktı. Yetkililerin herhangi bir önlem almaması, bu çocukların ebeveynlerinin onlara aşıladığı değerlerle ilgili kaygıları artırdı.

Hindistan'ın bağımsızlık günü olan 15 Ağustos'ta, küçük çocuklar, arkadaşlarının, öğretmenlerinin ve ebeveynlerinin önünde bir şiir okudu. Şiirde, hainlerin (Müslümanların) ölmesi isteniyordu.

Son aylarda Delhi'nin eteklerinde toplumsal huzursuzluk örnekleri patlak verdi ve bu durum genellikle WhatsApp ve YouTube gibi platformlarda dolaşan provokatif videoların tetiklediği bir olaydı. Benzer olaylar Delhi'ye 70 km uzaklıktaki ve Müslüman nüfusun büyük bir kısmının ikamet ettiği Noah kasabasında da meydana geldi. Dünya Hindu Örgütü olarak bilinen sağcı bir Hindu örgütü, bir tapınağa yürüyüş yapılmasını teşvik eden ve kasıtlı olarak gerilimi tırmandıran bir video yayınladı. Ne yazık ki bu durum beş kişinin ölümüne ve çok sayıda yaralanmaya neden oldu. Devlet yetkilileri, kışkırtmayı ele almak yerine, çatışma sırasında Hindulara taş atmakla suçlanan kişilerle bağlantılı olduğu iddia edilen binaları yıkmaya odaklanmayı seçti. Yargıtay sonunda müdahale ederek yıkımları durdurdu ancak sonrasında yaşananlar yüzlerce binanın yıkılmasına yol açtı. Bölgedeki gerginlik sürüyor. Yerel halk, Hindistan'ın ev sahipliği yapacağı ve 10 Eylül'de sona ermesi beklenen G20 zirvesine kadar kırılgan bir sakinlik içinde bekliyor.

Hindistan'ın Çin, Bangladeş ve Myanmar'a yakın olan çalkantılı kuzeydoğu bölgesi de şiddete sahne oldu. Myanmar sınırındaki Manipur eyaletinde Hindu Mete ve Christian Koke grupları arasında çıkan çatışmalarda yaklaşık 180 kişi yaşamını yitirdi.

Görsel kaldırıldı.
Badshahpur'un Müslümanların çoğunlukta olduğu yerleşim bölgesindeki bir ara sokakta konuşlanan güvenlik güçleri. 8 Ağustos 2023 (AP)

Hindistan'ın dini açıdan çeşitli bir ülke olması, bu tür ayrımcı ve nefret dolu eylemleri daha da üzücü hale getiriyor. Hindistan'ın nüfusunun yaklaşık yüzde 80'i Hindu, geri kalanı ise diğer dini azınlıklardan oluşuyor. Bu azınlıklar arasında, dünyanın en büyük Müslüman nüfuslarından biri olan yaklaşık 200 milyon Müslüman da yer alıyor. Siyasi partiler ve çıkar grupları, çeşitli bölgelerde Hindu, Müslüman veya başka türlü mezhepsel şiddetten sıklıkla yararlanıyor. Her zaman olduğu gibi çabaları, Nisan ve Mayıs 2024'te yapılması planlanan seçimler öncesinde kendilerine seçmen desteği sağlamaya odaklanacak.

2014 yılından bu yana iktidarda olan Bharatiya Janata Partisi'nin iktidarını sürdürmek için çeşitli stratejiler kullandığı biliniyor. Bu, genellikle ‘aşk cihadı’ (Müslüman erkeklerin Hindu kadınları hedef aldığı iddiası) gibi kavramlar aracılığıyla Hindu çoğunluğun güvensizliklerinin istismar edilmesini veya Orta Çağ'da kuzey sınırlarından gelen Müslüman işgalcilerin tarihi görüntülerinin kullanılmasını içeriyor.

Bharatiya Janata Partisi yaklaşan seçimlerle ilgili endişe duyuyor. Çünkü tüm muhalefet partileri ona karşı birleşiyor. Bu, Kongre Partisi'nin lideri Rahul Gandhi'nin liderliğinde yeniden canlanmasıyla aynı zamana denk geliyor. Siyasi partilerin seçmenlerini birleştirmesine yardımcı olmak için ülkenin seçimler yaklaşırken daha fazla şiddete ve diğer taktiklere tanık olması ihtimali göz ardı edilmiyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.



Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)

USA Today'in haberine göre, yapılan bir araştırmada Cumhuriyetçilerin yaklaşık yarısı, adayları Donald Trump'ın Demokrat rakibi Kamala Harris karşısında kaybetmesi halinde ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyeceklerini söylerken, bazıları da ‘kayıtsız kalmayacaklarını ve seçimin sonucunu iptal etmek için harekete geçeceklerini’ ileri sürdü.

100'den fazla ülkede hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından yapılan araştırmada, Demokratların yaklaşık dörtte birinin Harris'in kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyecekleri ve Cumhuriyetçilere kıyasla daha az sayıda olmak üzere bazı Demokratların sonuçları ‘iptal ettirmek için harekete geçecekleri’ bildirildi.

Ankette katılımcılara seçim sonuçlarını bozmak için ne tür bir ‘eylemde’ bulunacakları sorulmadı.

Söz konusu ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 46'sı ve Demokratların yüzde 27'si adaylarının kaybetmesi halinde sonucu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 14'üne karşılık Demokratların yüzde 11'i ‘harekete geçeceklerini’ söyledi.

xcvd

WJP Direktörü Elisabeth Andersen sonuçların ‘ürkütücü’ olduğunu ve Amerikalıların neredeyse üçte birinin kendi adaylarının kaybetmesi halinde başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek istemediğini gösterdiğini vurguladı.

Sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 29'u seçim sürecinin yolsuzluktan arınmış olduğunu söylerken, bu oran Demokratlarda yüzde 56.

Andersen, “Özellikle Cumhuriyetçiler arasında, ancak bazı bölgelerde de Demokratlar arasında bu sürece güvenin çok düşük olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sonuç bize seçim sonrasında yaşanabilecek potansiyel çatışmanın bir göstergesi gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

USA Today, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki Brennan Adalet Merkezi tarafından mayıs ayında yapılan ve seçim görevlilerinin yüzde 36'sının taciz ya da kötü muameleye maruz kaldığını, yüzde 16'sının tehdit edildiğini ve her 10 görevliden 7'sinin tehditlerin 2020 seçimlerinden bu yana arttığını söylediğini ortaya koyan bir araştırmaya işaret etti.