"Kuşak ve Yol"dan ayrılmanın eşiğindeki İtalya, Çin ile işbirliğinin devamını istiyor

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Çin'i ziyaretinde, İtalya'nın Kuşak ve Yol'dan beklediğini bulamadığı, buna rağmen Çin ile işbirliğini geliştirmeyi istediği mesajını verdi

İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani (AA)
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani (AA)
TT

"Kuşak ve Yol"dan ayrılmanın eşiğindeki İtalya, Çin ile işbirliğinin devamını istiyor

İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani (AA)
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani (AA)

İtalya'nın, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'den ayrılmayı tartıştığı bir dönemde Pekin'i ziyaret eden Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Çin ile ekonomik işbirliği ve üst düzey ilişkileri geliştirmeyi istediklerini bildirdi.

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Tajani, Pekin'i ziyaretinde Çinli mevkidaşı Vang Yi ile Çin-İtalya Hükümetlerarası Komitesinin 11. toplantısını gerçekleştirdi.

Pekin'e ziyareti öncesinde "İtalya'nın, Kuşak ve Yol'dan beklediğini bulamadığını" ifade eden Tajiani, buna rağmen Çin ile işbirliğini geliştirmeyi istediği mesajını vererek Başbakan Giorgia Meloni'nin tutumunu yineledi.

Çinli Bakan Vang da toplantıda, son 5 yılda Çin ile İtalya arasındaki ticaret hacminin 50 milyar dolardan 80 milyar dolara çıktığına, söz konusu dönemde İtalya'nın Çin'e ihracatının yüzde 30 arttığına dikkati çekerek, iki ülkenin bu sonuçları üreten "kapsamlı stratejik ortaklığa" bağlı kalması gerektiğini vurguladı.

Vang, "jeopolitik zorluklar ve müdahaleler karşısında" Çin ve İtalya'nın "karşılıklı saygı, güven, açık işbirliği ve eşit diyalog temelinde" iyi geçinmeyi sürdürmesi gerektiğini aktararak, "İpek Yolu'ndan miras bin yıllık dostluk yaşamaya devam ediyor" ifadesini kullandı.

İtalya'nın bağımsız bir dış politika izlemedeki ısrarını takdir ettiklerini, Çin-AB ilişkilerinin gelişimi için yapıcı rol oynamayı sürdürmesini dilediklerini belirten Vang, "Çin ile Avrupa arasında işbirliği ve ortak çıkarlar farklılıklara ağır basıyor" değerlendirmesinde bulundu.

İtalyan Bakan da görüşmede, Çin ile ticaret ve yatırımlardan bilim ve teknolojiye, çevre korumadan insanlar arası ilişkilere ve turizme kadar çok sayıda alanda işbirliğini geliştirmek istediklerini kaydetti.

Roma'nın, Çin ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin gelişimi için yapıcı rol oymayı sürdüreceğini dile getiren Tajani, "ikili ilişkilerin uluslararası durumun kırılganlığından etkilenmeyeceğini", "İtalya'nın tek Çin politikasına bağlı kalacağını" ve "Çin ile üst düzey ilişkileri yoğunlaştırmayı istediğini" vurguladı.

Tajani, Kovid-19 salgınının başından bu yana Çin'i ziyaret eden en üst düzey İtalyan yetkili oldu.

İtalya, "Kuşak ve Yol"dan kopuyor mu?

İtalyan Bakan, Pekin'e hareketi öncesinde ülkesinde basına yaptığı açıklamada, "Kuşak ve Yol işbirliğinin beklenilen sonuç çıkarmadığını", "ülkede çok sayıda siyasi partinin İtalya'nın katılımına karşı olduğunu" ifade etmiş, ancak buna rağmen "Çin ile birlikte çalışmayı istediklerini", "Çin yatırımlarına açık olduklarını" vurgulamıştı.

İtalya, Çin ile 2019'da imzaladığı mutabakat zaptıyla, G7 ülkeleri arasında Kuşak ve Yol Girişimi'ne katılan tek ülke olmuştu.

Ancak Roma, tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde ulaştırma ve altyapı projeleriyle Doğu-Batı ticaretini yeniden canlandırmayı amaçlayan projeden beklediği ticari ve ekonomik faydaları sağlayamadığı gibi, geçen zamanda ABD ile Çin arasındaki jeopolitik rekabetin yoğunlaşması ve Avrupa'da Çin kaynaklı ekonomik güvenlik endişelerinin artmasıyla değişen iklim de Roma'nın tutumunu etkiliyor.

Başbakan Meloni'nin başını çektiği koalisyonun Eylül 2022 seçimleri kazanmasının ardından, Kuşak ve Yol'dan ayrılma seçeneği ülkede güçlü şekilde dile getiriliyor.

Meloni, seçim öncesinde, dönemin Başbakanı Giuseppe Conte'nin Kuşak ve Yol'a katılma kararını "büyük hata" olarak nitelemiş ve İtalyan dış politikasının "Avrupacı ve Atlantikçi" olması gerektiğini savunmuştu.

Mutabakat yatırımları artırmadı

İtalya'da 2019'da 2,5 milyar doları bulan Kuşak ve Yol bağlantılı yatırımlar, Çin ile mutabakatın imzalanmasının ardından 2020'de 810 milyon dolara gerilemişti.

Öte yandan, aynı dönemde Çin'in İtalya'daki doğrudan yatırımları 2019'da 650 milyon dolar iken 2020'de 20 milyon dolara, 2021'de ise 33 milyon dolara düşmüştü.

Düşüşte Kovid-19 salgınının etkileri olsa da Çin aynı dönemde Almanya'ya 1,9 milyar dolar, Fransa'ya ise 1,8 milyar dolar yatırım yaptığı göz önüne alındığında, İtalya'nın bu alanda bir avantaj sağlamadığı açıkça görülebiliyor.

Almanya ve Fransa dışında Avrupa'da Kuşak ve Yol Girişimi'ne katılmayan İngiltere, Hollanda ve Finlandiya da Çin'den İtalya'ya kıyasla daha fazla yatırım çekiyor.

İtalya, bu yıl sonuna kadar resmi bir çekilme talebinde bulunmazsa mutabakat Mart 2024'te kendiliğinden yenilenecek.

"Kararı parlamento verecek"

Başbakan Meloni, geçen ay sonunda ülkesinde "Sole 24 Ore" gazetesine verdiği mülakatta, "İtalya Kuşak ve Yol'a katılan tek G7 ülkesi fakat kesinlikle Çin ile en büyük alışverişi yürüten ülke değil. İmza ile ticaret arasında doğrudan ilişki yok" şeklinde konuşmuştu.

Kuşak ve Yol konusundaki kararın parlamentoda tartışılarak verileceğini vurgulayan Meloni, "Çin hükümetiyle sakin ve dostane şekilde oturur konuşuruz. Bunun, Çin ile ilişkilerimizi karmaşık hale getireceğini sanmıyorum" değerlendirmesinde bulunmuştu.

Çin'de ülkeyi yöneten Komünist Partinin (ÇKP) yayın organı Global Times gazetesi de 3 Eylül'de Tajani'nin ziyaretine dair yayınladığı analizde, İtalya'nın Kuşak ve Yol'dan ayrılmasının "ilişkilerde büyük bir engel yaratmayacağı" değerlendirmesine yer vererek Meloni'nin tutumuna desteğini göstermişti.



Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
TT

Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)

Filistinlileri destekleyen “Filistin Eylem” hareketinin kurucularından biri olan Hader, dün, hareketin terörle mücadele yasaları uyarınca yasaklanmasına ilişkin İngiliz hükümetinin kararını, hareketin yaptığı yasal itirazın incelenmesine kadar askıya alma girişiminde başarısız oldu.

2020 yılında hareketin kuruluşuna katılan Huda Amuri, Londra Yüksek Mahkemesi'nden, hareketin terör örgütü olarak yasaklanmasının, bu ayın sonlarında yasaklamanın yasadışı olduğu iddiasıyla yapılacak duruşma öncesinde askıya alınmasını talep etti. 

İngiliz milletvekilleri, hareketin üyelerinin Kraliyet Hava Kuvvetleri üssüne girerek iki uçağa zarar vermesini protesto etmek için hareketin yasaklanmasına karar verdi.

Doğrudan hareketler

Yasak, Filistin Eylem Hareketi'ne üyeliği, en fazla 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılacak bir suç haline getirecek.  Şarku’l Avsat’ın Reuters’ten aktardığına göre, İngiliz yasası uyarınca yasaklanan gruplar arasında DEAŞ ve El Kaide örgütleri de bulunuyor.

Filistin Eylem Hareketi, İngiltere'de İsrail ile bağlantılı şirketleri doğrudan eylemlerle hedef almaktadır. Bu eylemler genellikle şirketlerin binalarının önlerine kırmızı boya dökülmesi, girişlerinin kapatılması veya ekipmanların tahrip edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Hareket, İngiliz hükümetini İsrail'in Gazze'ye yönelik sürekli bombardımanını savaş suçu olarak nitelendirerek, bu suçlara iştirak etmekle suçlamakta.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Filistin Hamas örgütünün İsrail'e düzenlediği saldırının ardından başlayan Gazze savaşında ihlallerde bulunduğunu defalarca reddetti.

Amuri'nin avukatı Rıza Hüseyin davanın, İngiltere'nin doğrudan eylemler gerçekleştiren bir hareketi yasaklamaya çalıştığı ilk vaka olduğunu belirterek, bunu “düşüncesiz, ayrımcı ve otoriter bir yasal yetkinin kötüye kullanımı” olarak nitelendirdi.

Hükümetin kararını eleştirenler, aralarında BM uzmanları ve sivil özgürlükler savunucuları da olmak üzere, mülke zarar vermenin terör düzeyine ulaşmadığını söylüyor.

Savunma şirketlerinin hedef alınması

Hareket özellikle İsrail'in Elbit Savunma Sistemleri şirketine odaklandı. İngiliz hükümeti, hareketi yasaklama kararını alırken, geçen yıl şirketin bir binasına yapılan baskını gerekçe gösterdi.

Hareketin yasaklanması kararı, dört üyesinin İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait “Brize Norton” hava üssünde askeri uçaklara kırmızı boya püskürtülmesi olayının ardından geldi.

Hüseyin, bu olayın aktivistlerin bir hükümet veya askeri tesisi hedef aldığı tek olay olduğunu ve önceki tüm olayların özel şirketlere yönelik olduğunu belirterek, hareketin terör örgütü olarak sınıflandırılmasına itiraz etti.

İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper bu hafta yaptığı açıklamada, meşru protestolarda şiddet ve suç teşkil eden eylemlere yer olmadığını ve Filistin Eylem Hareketi'nin faaliyetlerinin yasaklanmış örgüt olarak sınıflandırılması için gerekli eşiği aştığını söyledi.

Yargıç Martin Chamberlain, Amuri'nin açtığı davayı reddetti, bu da “Filistin Eylem” hareketinin yasağının gece yarısı yürürlüğe gireceği anlamına geliyor.

Hüseyin, pazartesi günü temyiz süreci tamamlanana kadar geçici bir erteleme talebinde bulundu, ancak Chamberlain, "Bu gece Temyiz Mahkemesi'ne gitmek zorunda kalacaksınız." diyerek bu talebi reddetti.

Amuri yaptığı açıklamada, “Hükümetin yarattığı bu korkunç kabusu önlemek için acil temyiz başvurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı.