Türkiye, Asya'daki silahlanma yarışında Güney Kore'yi geçebilir mi?

Hong Kong merkezli South China Morning Post gazetesi, Türk savunma sanayi şirketlerinin Asya pazarında Güney Kore'yle rekabete hazırlandığını yazdı

Görsel: Indy Türk
Görsel: Indy Türk
TT

Türkiye, Asya'daki silahlanma yarışında Güney Kore'yi geçebilir mi?

Görsel: Indy Türk
Görsel: Indy Türk

Türkiye, Asya'da ABD ve Avrupa ihracatçılarının sıkı önkoşulları olmadan gelişmiş savunma teknolojisine erişim sunuyor.

Yukarıdaki tespit, Hong Kong merkezli South China Morning Post gazetesinden. 

Gazete Türkiye'nin savunma sanayiinde attığı adımları haberleştirdi, Ankara'nın Ortadoğu pazarının ardından gözünü Asya'ya çevirdiğini yazdı.

Türkiye'nin şimdiye kadar Ortadoğu ve Ukrayna'da karlı sözleşmeler elde etmesine rağmen bölgeden büyük ölçekli siparişler almakta zorlandığını belirten gazete, "Körfez'deki Arap ülkelerinden son yıllarda en büyük silah siparişlerini alan Türkiye, şimdi Ortadoğu'nun ötesine geçip NATO standardındaki silahlarını Asya'ya satmak için Güney Kore ile rekabet etmeyi hedefliyor" ifadelerine yer verdi.

Türk savunma üreticilerinin beşinci nesil Kaan savaş uçağı, Altay ana muharebe tankı ve insansız hava araçları taşıyan ilk savaş gemisi L400 hafif uçak gemisi gibi askeri donanımlara silah geliştirme ortaklıkları sunduğu hatırlatıldı.

Gazeteye göre Ankara'nın nihai hedefi ithal silahlara olan bağımlılıklarını azaltmak isteyen Asya ülkelerini kendine çekmek:

NATO üyesi olarak Türkiye, olası müşterilere ABD ve Avrupa ihracatçıları gibi sıkı koşullar koymadan gelişmiş savunma teknolojilerine erişim sağlıyor. Bu, alıcıların Çin veya Rus silahlarını edinme alternatifinden kaçınmalarını ve Batı yaptırımlarını riske atma ihtimalini ortadan kaldırıyor"

"Türk ekipmanları alternatiflerine göre daha üstün olabilir"

Scowcroft Ortadoğu Güvenlik İnisiyatifi'nde görevli uzman Ali Bakır'ın görüşlerine yer veren South China Morning Post gazetesi, Türkiye'nin yakaladığı ve kaçırdığı fırsatlara dair bazı hatırlatmalara da yer verdi.

Güvenlik uzmanı Ali Bakır'ın "Genellikle Türkiye'nin askeri ekipmanları, maliyet etkili, güvenilir ve bazı durumlarda alternatiflere göre üstün olma özelliği taşıyor" görüşünü sayfalarına taşıyan Hong Kong merkezli yayın organı Türkiye-Çin kıyasına da değindi: 

Ali Bakır'a göre Ortadoğu'daki birçok ülke, daha pahalı olan Çin'in insansız hava araçlarından Wing Loong-1 ve 2 gibi ürünlerde verimsizlik yaşadıktan sonra Türk savaş droneları satın almaya başladı. Geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri, Ukrayna'nın Rus kuvvetlerine karşı kullanımıyla ün kazanan Türkiye'nin Bayraktar orta irtifa, uzun menzilli TB2 insansız hava araçları için tahmini 2 milyar dolarlık siparişi verildi. Temmuz ayında Türkiye, Suudi Arabistan'dan en büyük savunma siparişini aldı: 'Yüksek irtifa, uzun menzilli Akıncı savaş dronunun daha sofistike büyük kardeşi için 3.1 milyar dolarlık bir sözleşme' Sözleşme, Suudi Arabistan'ın Türk dronunu yerli üretmek için teknoloji transferini de içeriyor"

Amerikalı uzman: Güney Kore hala avantajlı ama...

ABD Ulusal Savunma Üniversitesi Yakın Doğu Güney Asya Merkezi'nde profesör olarak görev yapan Dave DesRoches ise Türkiye'nin Asya'daki savunma kapasitesi ile ilgili konuşan bir başka isim oldu.

DesRoches, South China Morning Post'a verdiği mülakatta Güney Kore'nin Türkiye gibi ABD müttefiki olarak birçok politik avantaja sahip olduğunu anımsattı, yüksek kaliteli ürünlerin önde gelen küresel üreticisi olarak uzun süreli bir üne sahip olduğunu belirtip bu bağlamda Ankara'nın önündeki yola değindi: 

Seul Asya-Pasifik silah pazarında açık avantaja sahip. Genel olarak, Kore silah ihracatı Türk silahlarına tercih ediliyor. Ancak Türkiye'nin ticari yüksek teknoloji üreticisi olarak aynı seviyeye ulaşıncaya kadar bu eksiklikle mücadeleyi sürdürecektir. Yeni bir katılımcı olarak, Türkiye'nin savunma sanayisi şimdiye kadar Asya-Pasifik ülkelerinden büyük siparişler almada zorlandı. Ancak Türkiye, silah ihraç eden çoğu gelişmiş ulusal ihracatçıya göre önemli mali avantajlara sahip"

"Türkiye rekabetçi fiyatlar sunuyor"

"Türkiye rekabetçi fiyatlar, son teknoloji ve kanıtlanmış verimlilik sunsa da, Güney Kore, Çin, İtalya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında hala yeni bir oyuncu".

Bu tespitin sahibi ise  Atlantic Council'den Ali Bakır.

Bakır, Türkiye'nin Güney Kore ile mücadelesini şu sözlerle özetliyor:

Ankara, bu yılın başlarında Malezya'ya 15 hafif savaş uçağı tedarik noktasında 920 milyon dolarlık bir sözleşmeden oldu. Altı deniz devriye gemisi için 574 milyon dolarlık bir anlaşmayı aynı şekilde kaçırdı. Her ikisi de Güney Koreli rakiplerine verildi. Filipinler ve Malezya gibi ülkelerin Güney Kore savunma ürünlerini tercih etmeleri, politik faktörlerden etkilenebilir. Ancak Türkiye'nin işbirlikleri, ortak girişimler ve teknoloji transferleri de dahil olmak üzere açıklığı sayesinde birçok kişi Türk savunma üreticilerinin Asya pazarının daha büyük bir payını güvence altına almasının sadece zaman meselesi olduğuna inanıyor"

Independent Türkçe



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.