Gelişen dünyanın hastalığı: Hava kirliliği

2022 Dünya Hava Kirliliği Raporu'na göre, dünyada havası en kirli ülkelerin başında Çad, Irak, Pakistan, Bahreyn ve Bangladeş geldi

Hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor (AA)
Hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor (AA)
TT

Gelişen dünyanın hastalığı: Hava kirliliği

Hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor (AA)
Hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor (AA)

Hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden olurken, dünya nüfusunun neredeyse tamamı "kaliteli havadan" mahrum hayatını sürdürüyor.

"Mavi Bir Gökyüzü için Temiz Hava Günü" kapsamında, hava kirliliğine ilişkin veriler derlendi.

Dünyada kamuoyu bilincini artırmak ve hava kalitesini iyileştirmeye yönelik çalışmaları teşvik etmek için 2019'dan bu yana 7 Eylül "Mavi Bir Gökyüzü için Temiz Hava Günü" olarak kutlanıyor.

2022 Dünya Hava Kirliliği Raporu'na göre, dünyada havası en kirli ülkelerin başında Çad, Irak, Pakistan, Bahreyn ve Bangladeş geldi. Havası en temiz ülkeler ise Guam, Fransız Polinezyası ve Bermudalar olarak sıralandı.

Dünya genelinde hava kirliliği en yüksek olan şehir Tayland'ın Chiang Mai kenti olarak gösterildi.

Avrupa İstatistik Ofisinin (Eurostat) 2022 verilerine göre, Avrupa'da havası en kirli ülke Bosna Hersek olarak tespit edilirken, bu ülkeyi Kuzey Makedonya ve Sırbistan takip etti.

Dünyadaki 101 ülkenin hava kalitesini canlı olarak takip eden İsviçre merkezli IQ Air'in yayımladığı raporda da Avustralya, Estonya, Finlandiya, Grenada, İzlanda ve Yeni Zelanda, dünyanın en temiz havasına sahip ülkeleri arasında gösterildi.

Hava kirliliği her yıl 7 milyon kişinin ölümüne sebep oluyor

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 2020 verilerine göre, hava kirliliği dünya genelinde her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor. Bu sayı, hava kirliliğinin neden olduğu can kayıplarının sigara ve kötü beslenme kaynaklı ölümlerle aynı seviyede olduğuna işaret ediyor.

Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) ise 2020'de Avrupa Birliği (AB) genelinde 238 bin kişinin "havadaki küçük parçacıkların" neden olduğu kirlilik nedeniyle yaşamını "erken" yitirdiğini açıkladı.

AÇA, aynı zamanda, hava kirliliğinin, Avrupa'da her yıl 18 yaşı altında 1200'den fazla çocuk ve gencin ölümüne neden olduğunu kaydetti.

DSÖ standartlarına göre, bir bölgedeki havanın "temiz solunabilen hava" olması için ince partikül madde (PM2,5) değerinin metreküp başına en fazla 5 mikrogram olması gerekiyor.

DSÖ'nün 2022'de yayımladığı bir raporda, dünya nüfusunun yüzde 99'unun, kaliteli hava standartlarının gerisinde ve insan sağlığını tehdit edici koşullarda hayatını sürdürdüğü vurgulandı.

Raporda, incelenen ülke ve şehirlerin tamamında havanın, vücuda zarar verici oranda ince parçacıklı madde ve azot dioksit içerdiği, bu elementlerin en fazla "orta ve düşük gelirli ülkelerdeki" havada bulunduğu bilgisi paylaşıldı.

Havadaki zararlı parçacıklı madde miktarını ölçen PM2,5 ve PM10 oranlarının yaklaşık 2 bin şehirde son 11 yılda 6 kattan fazla yükseldiği kaydedilen raporda, bu parçacıklı maddelerin solunum yoluyla akciğer ve kan dolaşımına girerek felç ve solunum hastalıklarına yol açabileceği bildirildi.

DSÖ, söz konusu raporda, önlenebilir çevre sorunlarının dünyada yılda 13 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açtığı verisini de paylaştı.

Hava standartları karşılanırsa insan ömrünün 2,3 yıl artması mümkün

Chicago Üniversitesi Enerji Politikası Enstitüsü (EPIC) tarafından yayımlanan Hava Kalitesi Yaşam Endeksi (AQLI) raporunda da hava kirliliğinin insan ömrüne etkileri incelendi.

Raporda, tüm ülkelerin DSÖ'nün hava kirliliği standartlarını karşılamasıyla ortalama insan ömrünün 2,3 yıl uzayabileceği; bunun, dünya nüfusuna 17,8 milyar yaşam yılı ekleyebileceği aktarıldı.

Hava kirliliğinin insan yaşamına yönelik en büyük dış tehdit olmaya devam ettiği vurgulanan raporda, bunun en fazla Güney Asya'da ölümlere neden olduğu ifade edildi.

Raporda Bangladeş, Hindistan, Nepal ve Pakistan'da mevcut kirlilik seviyesinin devam etmesinin buralarda insan ömrünü ortalama 5 yıl düşürebileceğine dikkat çekildi.

2022 Dünya Hava Kirliliği Raporu'na göre, Türkiye, dünya hava kirliliği sıralamasında 45'inci sırada bulunuyor.



Trump, "muhafazakarlara ayrımcılık yapan" bankaları cezalandırmaya hazırlanıyor

Başkanlık emrinde, 6 Ocak 2021'deki ABD Kongresi Baskını'na dair soruşturmalarda bazı bankaların işbirliği yapmasının da hedef alınacağı bildiriliyor (AP)
Başkanlık emrinde, 6 Ocak 2021'deki ABD Kongresi Baskını'na dair soruşturmalarda bazı bankaların işbirliği yapmasının da hedef alınacağı bildiriliyor (AP)
TT

Trump, "muhafazakarlara ayrımcılık yapan" bankaları cezalandırmaya hazırlanıyor

Başkanlık emrinde, 6 Ocak 2021'deki ABD Kongresi Baskını'na dair soruşturmalarda bazı bankaların işbirliği yapmasının da hedef alınacağı bildiriliyor (AP)
Başkanlık emrinde, 6 Ocak 2021'deki ABD Kongresi Baskını'na dair soruşturmalarda bazı bankaların işbirliği yapmasının da hedef alınacağı bildiriliyor (AP)

Beyaz Saray, ABD'deki muhafazakarlara ayrımcılık yaptığı iddia edilen bankaları cezalandırmak için harekete geçti.

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberine göre hazırlanan başkanlık emri taslağı, Eşit Kredi Fırsatı Yasası'nı (Equal Credit Opportunity Act), antitröst kurallarını ve tüketicilere mali koruma sağlayan kanunları ihlal ettiği öne sürülen kurumların soruşturulmasını öngörüyor. 

Amerikan gazetesi siyasi düşünce veya dini inançlara bağlı olarak ayrımcılık yapan bankaların cezalandırılmasının hedeflendiğini bildiriyor. 

Müşterilerinin hesaplarını bu gerekçelerle kapattığı tespit edilen bankalar para cezaları, uzlaşma kararları ve diğer disiplin tedbirleriyle karşı karşıya kalacak. 

WSJ'nin kaynaklarına göre, başkanlık emri bu hafta içinde imzalanabilir. Ancak planların değişmesinin mümkün olduğu da haberde belirtiliyor. 

Bank of America'nın Uganda'da faaliyet gösteren bir Hıristiyan örgütünün hesaplarını kapatması üzerine bu hamlenin yapıldığı tahmin ediliyor.

ABD'nin en büyük ikinci bankasına tepki gösterenler, bu kararın örgütün dini inançları nedeniyle alındığını savunurken Bank of America, ülke dışında faaliyet gösteren küçük işletmelere hizmet vermediğini öne sürmüştü. 

Muhafazakarlar uzun yıllardır siyasi ve dini inançları nedeniyle bankaların kendilerine hizmet vermediğini iddia ediyor. 

Wall Street devlerinin "woke" kapitalizmi benimsemesinin, sağcıların iş yapmasını zorlaştırdığı dile getirilen en önemli iddialardan biri. 

Mart'ta Trump Organisation, Capital One'ın kendileriyle çalışmayı durdurduğunu belirterek ülkenin en büyük 9. bankasına dava açmıştı. 

Dava dilekçesinde "ifade ve girişim özgürlüğüne yönelik net bir saldırı" ifadesi kullanılmıştı. 

Joe Biden döneminde bankaların kendilerini sistemden dışladığını savunan kripto para şirketleri de Beyaz Saray'ın yeni hamlesinden umutlu olanlar arasında. 

Bankalarsa kararlarının yasalar, düzenlemeler ve mali risk değerlendirmelerine dayandığını savunuyor. Kripto para konusunda gerekli yasal çerçeve çizilmeksizin bu konuda faaliyet gösteren şirketlerle çalışmalarının kendileri ciddi risklere sokacağını vurguluyorlar.

Independent Türkçe, WSJ, Telegraph