Komplo teorilerinin suçlusu: Bill Gates

Komplo teorileri Bill Gates'i rahatsız ediyor. (Reuters)
Komplo teorileri Bill Gates'i rahatsız ediyor. (Reuters)
TT

Komplo teorilerinin suçlusu: Bill Gates

Komplo teorileri Bill Gates'i rahatsız ediyor. (Reuters)
Komplo teorileri Bill Gates'i rahatsız ediyor. (Reuters)

Microsoft'un kurucusu Bill Gates 2015 yılında, Vancouver'da sahneye çıkarak sert bir uyarıda bulunduğu konuşmasında, “Önümüzdeki birkaç on yıl içinde 10 milyon insanı öldürecek bir şeyin savaştan ziyade oldukça bulaşıcı bir virüs olma ihtimali yüksek” demişti.

Gates’in bu açıklamaları söz konusu dönemde medyada yer aldı ancak yeteri kadar ilgi çekmedi.

Bill Gates'in adı uzun süredir koronavirüs konusundan başlayıp dünyayı sakinlerinden temizlemek ve insanlara elektronik çipler yerleştirmek istediği komplo teorileri ile anılıyor. Gates, Florida ve Teksas'ta nadir sıtma vakalarının yayılmasına kadar maymun çiçeği virüsü de dahil olmak üzere ‘hastalıklara karşı aşıyı zorunlu hale getirmeye çalışmakla’ suçlandı.

Bill Gates sıtmayı mı yayıyor?

Son zamanlarda bir grup sosyal medya kullanıcısı, Florida ve Teksas'ta bildirilen nadir sıtma vakalarının, Bill Gates tarafından desteklenen ve ABD'de genetiği değiştirilmiş sivrisineklerin salınmasını içeren bir hastalık kontrol girişiminden kaynaklandığını iddia etti.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre Bill ve Melinda Gates Vakfı, iddia edildiği üzere ABD’de bu yönde değiştirilmiş sivrisinek salma projesini finanse etmiyor. Uzmanlar da Florida'daki bu girişimde kullanılan sivrisinek türlerinin sıtmayı aktarma kabiliyetine sahip olmadığını söylüyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) bu hafta, ABD’nin son iki ayda sivrisinekler tarafından yayılan beş sıtma vakasına tanık olduğunu, bunun hastalığın 20 yıl içinde ilk kez yerel olarak yayıldığı anlamına geldiğini bildirdi. Florida'da dört, Teksas'ta ise bir vaka tespit edildi.

Gates'i hedef alan asılsız iddiaların ve komplo teorilerinin bol olduğu sosyal medyada, bazı kullanıcılar durumunda Gates'in desteklediği sivrisineklerle ilgili çalışmaların bir şekilde sorumlu olduğu ileri sürüldü.

X (eski adıyla Twitter) platformu kullanıcılarından biri, sıtmanın Bill Gates'in genetiği değiştirilmiş sivrisinekler üzerinde deneyler yaptığı iki eyalet olan Florida ve Teksas'ta keşfedildiğini ifade etti.

Bir baka paylaşımda ise, “Bill Gates tarafından finanse edilen Oxitec, Florida ve Teksas'aa milyarlarca sivrisinek saldı. Sıtma, 20 yıl sonra ilk kez Florida ve Teksas'ta görülüyor” dedi.

Gerçek çarpıtma teorisi

Gates Vakfı Sözcüsü, Gates Vakfı'nın sıtmayla mücadele için fon ve destek sağladığını ancak ABD'de sivrisinek salınımıyla ilgili herhangi bir çalışmaya fon sağlamadığını söyledi.

Sözcü, vakfın, hastalık kontrol girişimi kapsamında Florida'da değiştirilmiş sivrisinekleri serbest bırakan biyoteknoloji şirketi Oxitec'i desteklediğini belirtti. Ancak bir şirket sözcüsü, şirketin ABD'deki çalışmalarının Gates Vakfı tarafından finanse edilmediğini aktardı.

Oxitec ve uzmanlar, şirketin çalışmasının sıtmanın yayılmasından sorumlu olabileceği fikrinin basit olduğunu çünkü değiştirilmiş sivrisineklerin sıtmayı bulaştıran türde olmaması sebebiyle imkansız olduğunu savunuyor.

Bill Gates maymun çiçeğinin yayılacağını öngörmüştü

Geçtiğimiz yıl sosyal medyada, Bill Gates Vakfı ve Münih Güvenlik Konferansı tarafından Mart 2021'de ‘maymun çiçeği’ hastalığı hakkında bir rapor yayınlandığı yönünde komplo teorisini destekleyen yazılar yayıldı. Bunlarda, maymun çiçeğinin 15 Mayıs 2022'de yayılmaya başlayacağı, 3,2 milyar kişiye bulaşacağı ve 270 milyon insanı öldüreceği kaydedilmişti.

Yazar Bruce Y. Lee, Forbes'ta yayımlanan raporunda, maymun çiçeğinin ABD'de yayılmasıyla birlikte bu salgınla ilgili komplo teorilerinin de başlamasının an meselesi olduğunu belirterek Bill Gates'ten bahsetti. O dönem X’de  #BillGatesBioTerrorist hashtagi gündemdeydi.

Koronavirüs ve komplo teorisi

2021'de Gates, koronavirüs salgını sırasında sosyal medyada kendisi hakkında çıkan çok sayıda ‘çılgın’ ve ‘kötü niyetli’ komplo teorisinden etkilendiğini söyledi.

First Draft News'den Roy Smith ise açıklamasında “Bill Gates'i çevreleyen birçok komplo var. İnsanların komplo teorileriyle iğnelediği bir vudu bebeği gibi. Her zaman halk sağlığının yüzü olduğu için bu şaşırtıcı değil” ifadelerini kullandı.

sdfr
Gates, insanların komplo teorileriyle iğnelediği yumrukladığı bir vudu bebeğine benzetildi (X)

New York Times'ın Zignal Laboratuvarları iş birliğiyle yaptığı araştırmaya göre Gates'i koronavirüsüyle bağlantılı olmakla suçlayan teoriler televizyonda ve sosyal medyada 1,2 milyon kez dile getirildi.

Miami Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü ve komplo teorileri üzerine bir kitabın yazarı olan Profesör Joseph Uncinski, bunun yalnızca Gates'in zengin ve ünlü olmasından kaynaklandığını düşünüyor.

BBC’ye konuşan Uncinski, “Komplo teorileri iktidardaki insanları korkunç şeyler yapmakla suçlamak anlamına gelir. Teoriler genel olarak benzer, isimleri değişir” dedi.

Yahoo'nun YouGov iş birliğiyle yürüttüğü araştırmaya göre ABD’lilerin dörtte birinden fazlası ve Cumhuriyetçilerin yüzde 44'ü Bill Gates'in insanların derisinin altında elektronik çipler yetiştirmek için koronavirüs aşısını kullanmak istediğine inanıyor.

freg
Bill Gates. (X)

Niçin Gates?

Forbes raporuna göre Gates, bulaşıcı hastalık ve salgın hastalıkların daha iyi önlenmesi ve bunlara yanıt verilmesi için aşılamayı ve yeni aşıların geliştirilmesini destekledi. Dolayısıyla, kanıtlanmamış ilaçları satmaya çalışan aşı karşıtı kampanyalar, bunu büyük bir hedef haline getirebilir.

Rapora göre bu mesajlardan bazılarının, Rus kaynaklarından gelen aşı karşıtı mesajlar gibi toplumu ve hükümetleri istikrarsızlaştırmaya çalışan kişilerden gelme ihtimali yüksek.



Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
TT

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud: Ortadoğu’daki çatışmanın topraklarımıza sıçramasına izin vermeyeceğiz

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud (SONNA)

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Somaliland’ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararının ‘kabul edilemez bir adım, uluslararası normların ihlali ve ülkenin bağımsızlığına açık bir saldırı’ olduğunu söyledi.

İsrail, cuma günü tek taraflı olarak ilan edilen Somaliland’ı ‘bağımsız egemen devlet’ olarak resmen tanıyan ilk ülke oldu.

Bu karar, bölgesel dinamikleri yeniden şekillendirecek, Somali'nin uzun süredir devam eden ayrılıkçılığa karşı muhalefetini sınayacak ve Tel Aviv'e Afrika kıtasının en uzun deniz sınırına sahip ülkede, hassas Afrika Boynuzu bölgesinde bir dayanak noktası oluşturacak.

Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud, parlamentoda yaptığı konuşmada, ‘Ortadoğu’daki çatışmanın ülkemize taşınmasını’ reddettiğini belirterek “Birliği sağlamak için Somaliland ile diyalog konusunda kararlıyız” dedi. Şeyh Mahmud, ülkesinin, saldırıların başlatılabileceği askeri üslerin kurulmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Arap Birliği'nin olağanüstü toplantısı

Öte yandan Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve Arap Birliği (AL) Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari bugün, Tel Aviv’in Somaliland’ı tanımasına atıfla, İsrail'in Filistin halkını topraklarından zorla çıkarmak amacıyla Somali'deki ayrılıkçı bir oluşumu desteklediğini söyledi.

j6y
Hargeisa Savaş Anıtı önünde Somaliland bayrağı taşıyan bir genç (AFP)

Avari, Arap Birliği’nin acil toplantısında “Somali, Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik hiçbir girişime taraf olmayacak” dedi.

Bu planları engellemek ve İsrail'in aleni emellerine karşı durmak için çalışacaklarını belirten Avari, İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararının ‘tüm Arap ulusal güvenliğini ve Kızıldeniz'deki seyrüseferi etkileyen doğrudan bir saldırı’ olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla ilgili olarak pazartesi günü acil bir toplantı düzenleyecek.

Avari, toplantı öncesinde, çoğu Müslüman olan 21 ülke dün geç saatlerde ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail'in kararının ‘Afrika Boynuzu'ndaki barış ve güvenlik’ ile daha geniş kapsamda Kızıldeniz bölgesi üzerinde ‘ciddi yansımaları’ olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Somali'nin kuzeyinde bulunan ve çoğunluğu Müslümanlardan oluşan nüfusu birkaç milyonu bulan Somaliland, otuz yılı aşkın bir süredir fiilen bağımsız bir bölge.


Lavrov: Ukrayna'daki Avrupa güçleri Rusya için meşru hedefler olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
TT

Lavrov: Ukrayna'daki Avrupa güçleri Rusya için meşru hedefler olacak

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bugün yaptığı açıklamada, Rusya'nın Tayvan'ın bağımsızlığına her şekilde karşı olduğunu ve adayı Çin'in ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü söyledi.

Rusya merkezli haber ajansı TASS’a konuşan Lavrov, Japonya’nın artan askeri eğilimlerine atıfla, Japonya'yı ‘askerileşme’ olarak nitelendirdiği eğilimini ‘dikkatlice düşünmeye’ çağırdı.

Öte yandan Lavrov, Ukrayna'da konuşlandırılan herhangi bir Avrupa askeri birliğinin Rusya ordusu için meşru hedef haline geleceğini vurguladı.

Lavrov ayrıca, kanıt sunmadan, Avrupalı politikacıları Kiev ile ilişkilerinde ‘açgözlü’ şekilde hareket etmekle ve Ukrayna halkının ve kendi ülkelerinin halklarının çıkarlarını göz ardı etmekle suçladı.


Trump neden Nijerya'daki askeri operasyonunun hedefi olarak Sokoto şehrini seçti?

ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)
ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)
TT

Trump neden Nijerya'daki askeri operasyonunun hedefi olarak Sokoto şehrini seçti?

ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)
ABD saldırısının ardından Oufa köyünde bölge sakinleri hasarı incelerken 27 Aralık 2025 (AFP)

ABD'nin perşembe günü Nijerya'da DEAŞ’a karşı düzenlediği füze saldırılarının ayrıntıları ve terör örgütlerinin kalelerinin kuzeydoğuda yoğunlaşmasına rağmen ülkenin kuzeybatısında bulunan Sokoto şehrinin seçilme nedenleri hala belirsizliğini koruyor.

Bu gizem, ABD ve Nijerya'nın de hedefin DEAŞ olduğu konusunda anlaşmaya varmış olmalarına rağmen açıklamaları arasındaki tutarsızlığın yanında saldırılar sırasında kimlerin veya nelerin vurulduğu konusunda ayrıntıları açıklamamış olmaları nedeniyle daha da artıyor.

Bu gerçekleri açıklığa kavuşturmak amacıyla, Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Tinubu'nun Sözcüsü Daniel Bwala, dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, ABD’nin perşembe günü Nijerya'da gerçekleştirdiği hava saldırılarının, ‘Lakurawa’ adlı yerel bir terör örgütü ve ‘otoyol soyguncusu’ çetelerle iş birliği yapmak üzere Sahel bölgesinden gelen DEAŞ üyelerini hedef aldığını söyledi.

Bwala, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“DEAŞ, Lakowara ve çetelere ekipman ve eğitim sağlayarak onlara yardım etmek için Sahel bölgesinden geçmenin bir yolunu buldu.”

Nijerya Enformasyon ve Kültür Bakanı Muhammed İdris, cuma akşamı yaptığı açıklamada saldırıların Sahel koridoru üzerinden Nijerya'ya sızmaya çalışan DEAŞ üyelerini hedef aldığını söyledi.

Lakowara Grubu

Nijerya gazetesi Premium Times tarafından yayınlanan bir haberde, Sokoto’nun terör örgütlerinden çok çete faaliyetleri ve haydutluktan şikayetçi olduğu belirtildi. Haberde, ABD tarafından düzenlenen hava saldırılarının, yerel liderlerin 2017 yılında haydutlukla mücadele çerçevesinde kurdukları Lakowara Grubu'nu hedef aldığına dikkat çekildi.

adre
ABD Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan ve 25 Aralık'ta belirsiz bir konumda bir askeri gemiden füze fırlatıldığını gösteren videodan alınan bir görüntü (Reuters)

Gazete, haberini New York'taki West Point Askeri Akademisi'ne bağlı bir araştırma ve akademik merkez olan West Point Terörle Mücadele Merkezi (CTC) tarafından 2022 yılında yayınlanan bir araştırmaya dayandırdı. Araştırma, Lakowara üyelerinin Mali'den geldiğini doğruladı. Çalışmada, yerel liderlerin gruba mali destek, sığır ve silah şeklinde lojistik destek sağlayarak grubun büyümesine katkıda bulundukları açıklandı. Aynı kaynak, o dönemde Nijerya polisinin silahlı grubu önemsiz göstererek, üyelerini hayvanları için su aramak üzere göç etmiş ‘şiddet kullanmayan çobanlar’ olarak tanımladığını belirtti. Ancak grup, kısa sürede bölgede kendi kanunlarını uygulamaya başladı ve borçlarını ödemeyi reddeden yerel bir lideri öldürdü.

Lakowara, Müslümanların nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu bu ülkede, alkol tüketimini ve müzik dinlemeyi yasakladı, yerel çobanlara vergi uyguladı ve ardından Nijer sınırındaki ordu mevzilerine silahlı saldırılar düzenleyerek Nijer ve Nijerya’nın 2018 yılında silahlı gruba karşı ortak devriye gezileri başlatmasına neden oldu.

Nijer'de 2023 yılında gerçekleşen askeri darbe sonucu Nijerya sınırındaki ortak devriyelerin sona ermesinin ardından Lakorawa, daha cesur hale geldi, faaliyetlerini Kibi şehrine doğru genişletti. Burada polis karakollarına ve yerel kurumlara saldırılar düzenledi.

DAEŞ ve El Kaide ile bağlantıları

Bu silahlı grubun oluşturduğu tehlikeye rağmen, dış bağlantıları konusunda hala büyük bir belirsizlik var. Birçok uzman bu grubu bir grup paralı asker ve hayduttan ibaret olarak görse de DAEŞ ve El Kaide ile olan ilişkisi konusunda fikir ayrılıkları hakim.

West Point Merkezi’nden Mortala Rufai, James Barnett ve Abdulaziz Abdulaziz tarafından yürütülen bir araştırma, Lakowara'nın El Kaide ile, özellikle de Mali merkezli İslam ve Müslümanları Destekleme Grubu (Cemaat Nusret el-İslam vel Müslimin/JNIM) ile bağlantılı olduğunu doğruladı.

Ancak Barnett, son araştırmasında Lakowara’nın artık DEAŞ’ın Sahel eyaletiyle bağlantılı olduğu sonucuna varmıştır.

Sahel bölgesindeki terörist ittifakların çakışması nedeniyle, Lakowara’nın bazı orijinal üyelerinin Ensar’ul-İslam ve Müslümanlarla bağlantılı olabileceğini, ancak bugün DEAŞ’ın Sahel eyaletiyle daha yakından bağlantılı olduklarını açıkladı.

Öte yandan Afrika’da İyi Yönetişim Vakfı'nda araştırmacı olan Malik Samuel, sosyal medya platformu X'te Lakorawa’nın El Kaide’ye daha yakın olduğunu iddia ederek JNIM’e atıfla “DEAŞ ile bağlantısı olduğuna dair herhangi bir kanıt görmedim” ifadelerini kullandı.

Çelişkiler ve şüpheler

Amerikalılar ve Nijeryalılar DEAŞ’ı hedef aldıklarından bahsetmelerine rağmen, ABD saldırılarının hedef aldığı bölgedeki bazı yerel sakinler şaşkınlıklarını dile getirdi. AFP'ye konuşan bölge sakinlerinden Haruna Kalh, “Şaşırdık çünkü bu bölge hiçbir zaman silahlı grupların kalesi olmamıştı” dedi.

d8
ABD’nin Oufa köyüne düzenlediği hava saldırısının ardından meydana gelen hasar, 27 Aralık 2025 (AFP)

Diğerler bölge sakinleri ise ABD’nin hava saldırılarında fırlattığı füzelerin boş tarlalara düştüğünü, can kaybına yol açmadığını ve füze enkazının zarar verdiği Jabo köyünün saldırılarından kısmen etkilendiği söyledi. Militanların son saldırısının iki yıl önce gerçekleştiğini belirttiler.

Nijerya televizyonunda yayınlanan görüntülerde, tarım arazisi gibi görünen bir alanda yanmış metal parçaları görüldü.

d
Jabo köyünde ABD'nin saldırı düzenlediği bölgeye toplanan köylüler 26 Aralık 2025 (Reuters)

Öte yandan Nijerya, hava saldırılarının ‘terör yuvalarını’ hedef aldığını açıkladı.

Açıklamada, hedef alınan bölgelerin ‘Nijerya'ya sızan yabancı DEAŞ üyelerinin toplanma ve hareket noktası olarak kullanıldığı’ belirtildi.

Ancak Nijeryalı analistlerden bazıları, hava saldırılarının Sokoto şehrini hedef almasını şaşırtıcı bulduklarını ifade ettiler. Boko Haram'ın aktif olduğu kuzeybatıda Nijer ve Kano, kuzeydoğuda Borno gibi diğer eyaletlerin çok daha yüksek düzeyde şiddet olaylarına tanık olduğunun altını çizerek Nijerya hükümeti tarafından yapılan dikkate açıklamayı sorguladılar.

Sokoto'nun önemi

Güvenlik analisti Mustafa Gimbo, hava saldırılarının hedefi olarak Sokoto'nun seçilmesinin ‘oldukça tartışmalı’ olduğunu söyledi.

Gimbo, nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bu şehirde neredeyse hiç bulunmayan Hıristiyanları hedef alan terör saldırılarından ziyade haydutluk vakalarının yaşandığını vurguladı.

Bu eyaletin ülkedeki terör yuvası olmadığını belirten Gimbo, daha çok ‘Müslümanların çoğunlukta olduğu bir bölge, ‘Sokoto Halifeliği'nin tarihi merkezi ve Nijerya'daki İslam'ın manevi merkezi’ olduğunu düşündüğünü belirtti.

Sokoto Halifeliği, 1804 yılında kurulan, Batı Afrika'da oldukça etkili bir siyasi ve dini oluşumdu. 19’uncu yüzyıl boyunca, yüzölçümü ve etkisi bakımından Afrika'nın en büyük imparatorluklarından biri haline geldi. Halifeliğin gücü, 20’nci yüzyılın başlarına kadar devam etti, ancak 1903 yılında İngilizlerin Nijerya'nın kuzeyini kolonileştirmesinin ardından fiilen yıkıldı. Sokoto Halifeliğinin dini ve siyasi mirası, kuzey Nijerya ve Batı Afrika'daki Müslümanlar arasında hala varlığını sürdürürken büyük bir sembolik önem taşıyor.

yu7
ABD’nin hava saldırısının Oufa köyünde neden olduğu yıkım, 27 Aralık 2025 (AFP)

Nijerya gazeteleri, ABD Ordusundan emekli subay Pesh Johnson'ın, özellikle Sokoto eyaletinin son zamanlarda Amerikalıların zihninde Hıristiyanlara yönelik saldırıların yuvası olarak anılmaya başladığını söylediği açıklamalarına yer verdi.

Johnson, söz konusu açıklamalarda şunları söyledi:

“Sorun aslında daha karmaşık. Nijerya'nın kuzeyinde şeriat hukuku sorunu da var. Ne yazık ki, Sokoto’da 2022 yılında Deborah Samuel adlı genç bir kadının sınıf arkadaşları tarafından güpegündüz taşlanarak öldürüldüğünü gördük.”

Deborah Samuel, WhatsApp'ta dolaşan ses kayıtlarında İslam dinine hakaret etmekle suçlanmıştı.

Johnson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar, bu masum genç kadının öldürülmesinden sorumlu olanların hiçbiri adalete teslim edilmedi. Bunlar, Amerikalıların takip ettiği konulardan bazıları ve bu yüzden olanları dini zulüm olarak nitelendiriyorlar.”

Öte yandan Nijeryalılar bu olayı özellikle ABD Başkanı Donald Trump saldırıyı kasıtlı olarak Hıristiyanların Noel kutlamalarıyla aynı zamana denk gelecek şekilde planlamasından ötürü ABD'nin saldırılarıyla ilişkilendirdi.

Nijerya Dışişleri Bakanı Yusuf Tuggar, ABD Başkanı Trump’ın saldırıyı duyururken ‘öncelikle masum Hıristiyanları hedef alan ve acımasızca öldüren DEAŞ’lı terörist pislikleri’ hedef aldığını söylemesine rağmen, ABD’nin düzenlediği hava saldırılarını ‘dini bir anlam taşıdığı’ tezini şiddetle reddetti.