Macron, G20 ülkelerini iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kalmakla eleştirdi

Macron (AFP)
Macron (AFP)
TT

Macron, G20 ülkelerini iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kalmakla eleştirdi

Macron (AFP)
Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G20 üyesi ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kaldığını belirtti.

Macron, Hindistan'ın ev sahipliğinde başkent Yeni Delhi'de düzenlenen 18'inci G20 Liderler Zirvesi marjında açıklamalarda bulundu.

G20 ülkelerinin birkaç yıl önce ortaya koyduğu hedeflerde ilerleme sağlandığını ancak bunun yoksullukla mücadeleyle gezegeni koruma arasında tercih yapmak anlamına gelmemesi gerektiğini söyledi.

Macron, "Her ülkenin bir yol haritası var ve uluslararası toplum bunu desteklemeli." diyerek iklim değişikliğiyle mücadelenin ön planda tutulması gerektiğine işaret etti.

G20 üyelerinin iklimle mücadelede tatmin edici derecede adımlar atmadığına dikkati çeken Macron, "Çok kolay bir söylemdir tutturmuş gidiyor. Gelişmekte olan bazı ülkelerin yalnızca en zengin ülkelere sorumluluğu atması kolaya kaçmaktır. Avrupa olarak sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz." diye konuştu.

Macron, G20 üyesi ülkelerden bazılarının hala 2045'e kadar petrol üretme ajandalarının olduğu ve "bu durum ortadayken 2030'a kadar sıfır karbon hedefinin tutturulmasından bahsedilmesinin tutarsızlık olduğu" değerlendirmesinde bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı, 2050'ye kadar petrol üretiminin sonlandırılması gerektiği çağrısı yaptı.

Rusya, Nijer krizi ve Fas depremi

G20'ye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılmamasını önemli bir adım olarak gördüklerini söyleyen Macron, G20 üyelerinin büyük çoğunluğunun Ukrayna'daki savaşı ve bunun etkilerini kınadığını ifade etti.

Macron, Nijer'le yaşanan krize de değinerek Niamey yönetiminin Fransa'dan askerlerini çekmeye yönelik aldığı kararı tanımadıklarını yineledi.

Bir kez daha Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un rehin tutulduğunu, mevcut yönetimin meşru olmadığını söyleyen Macron, Fransa'nın asker çekme meselesini ancak Bazum'un serbest bırakılması ve talep etmesi durumunda kendisiyle görüşebileceğini belirtti.

Macron, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS) Nijer'deki askeri yönetime karşı aldığı tavrı ve kararları desteklediklerini vurguladı.

Fas'ın Marakeş kentine bağlı El-Huz bölgesinde meydana gelen depreme de değinen Macron, yetkililerin gerekli görmesi durumunda Fransa'nın yardım etmeye hazır olduğunu ancak Rabat yönetiminden şu ana kadar bu yönde bir talep almadıklarını aktardı.

Macron, Fas kökenli vatandaşlarının olması nedeniyle bu depremin kendilerini ayrıca ilgilendirdiğine dikkati çekerek bu ülkeye yardım için Dünya Bankası ve IMF başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydetti.



Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
TT

Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)

Gazze savaşı sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın arası iyice gerildi. 

Hamas'la ABD arasında yapılan doğrudan görüşmeler sonucunda ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander, dün serbest bırakıldı. Filistinli örgüt, bu hamlenin "ateşkesin sağlanması ve insani yardım girişlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilk adım" olduğunu ifade etti. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Alexander'in serbest bırakılmasının "umut ışığı" olduğunu belirtirken, Netanyahu'ya yüklendi: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Guardian, Witkoff'un açıklamalarının ABD-İsrail arasındaki gerginliğin ne kadar arttığını gösterdiğini yazıyor. Eski İsrailli diplomat Alon Pinkas, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Trump, İsrail'e karşı değil ama onu umursamıyor. Trump'a göre Netanyahu sinir bozucu birine dönüştü, bu da banka hesabına katkı yapmadığı anlamına geliyor.

Trump, son dönemde Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Ayrıca Ortadoğu turunda da İsrail'i ziyaret etmeyecek. 

Analizde, Trump'ın bu hamlelerle ABD-İsrail ilişkilerinde oturmuş diplomatik yapıyı değiştirdiğine dikkat çekiliyor. İki devletli çözümü savunan düşünce kuruluşu İsrail Politika Çalışma Grubu'nun yöneticisi Ilan Baruch, şunları söylüyor: 

Trump açıkça yeni bir yörüngeye girdi. İsrail, Trump yönetiminin 'ortak inançlar ve karşılıklı stratejik çıkarlar' paradigması çerçevesinde yoluna devam etmesini bekliyordu. Trump bir kuşaktır bu denklemden şüphe duyulmasını sağlayan ilk başkan oldu.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Radikal sağcı kabinedeki liderlerin savaşın sürmesini istediği, Trump'ınsa tüm rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes için baskı yaptığına dikkat çekiliyor. Netanyahu'nun bu noktada ikileme düştüğü belirtiliyor: 

Netanyahu, tekrar Trump'ın desteğini istiyorsa koalisyonunun dağılmasına neden olacak adımlar atması lazım. Geçmişine ve deneyimine bakarsanız her şeyin farkında olması gerektiğini düşünürsünüz. Ama davranışlarına baktığınızda sanki neler olup bittiğinden haberi yok.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel