BM: Afganistan'da sentetik uyuşturucu kaçakçılığında ciddi artış görüldü

Avusturya’nın başkenti Viyana’da bulunan BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi, Afganistan ve komşu ülkelerde sentetik uyuşturucu kaçakçılığının ciddi oranda artış gösterdiğini, 2017-2021'de ele geçirilen metamfetamin miktarının 12 kat arttığını bildirdi

UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly: Derhal müdahale etmemizi gerektiriyor (AA)
UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly: Derhal müdahale etmemizi gerektiriyor (AA)
TT

BM: Afganistan'da sentetik uyuşturucu kaçakçılığında ciddi artış görüldü

UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly: Derhal müdahale etmemizi gerektiriyor (AA)
UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly: Derhal müdahale etmemizi gerektiriyor (AA)

UNODC tarafından yayımlanan son raporda Afganistan ve komşu ülkelerde metamfetamin kaçakçılığının artış gösterdiği uyarısında bulunuldu.

Raporda, bu ülke ve çevresinde 2017’de ele geçirilen 2,5 ton sentetik uyuşturucunun 2021’de 29,7 tona çıkarak 12 kat arttığına işaret edildi.

Taliban’ın Afganistan’da 2022’de eroini yasaklamasına rağmen ticaretinin sınırlı da olsa devam ettiği belirtilen raporda, yasak sonrası metamfetamin kaçakçılığı ve üretiminde ciddi artış görüldüğü, bölgede üretilen uyuşturucunun etkili olduğu pazarın yeniden şekillendiği kaydedildi.

"Derhal müdahale etmemizi gerektiriyor"

Raporda, UNODC Başkanı Ghada Fathi Waly’nin verilere ilişkin değerlendirmelerine de yer verildi.

Waly, "Afganistan'da ve bölgede metamfetamin kaçakçılığında yaşanan artış, yasa dışı uyuşturucu pazarında önemli bir değişime işaret ediyor ve derhal müdahale etmemizi gerektiriyor" uyarısında bulundu.

Mücadelede bölgesel işbirliğinin sentetik maddelerin daha geniş alanlara yayılmasını önlemek için ciddi önem arz ettiğini vurgulayan Waly, UNODC’nin son raporunun sentetik uyuşturucuyla mücadelede uluslararası topluma önemli bilgiler verdiğinin altını çizdi.

UNODC’nin, Afganistan’daki afyon üretimine ilişkin verileri gelecek ay paylaşacağı raporla kamuoyuna duyuracağı bildirildi.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.