Macron’dan Fas'ın Fransız yardımı konusundaki tartışmaya tepki

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (AFP)
TT

Macron’dan Fas'ın Fransız yardımı konusundaki tartışmaya tepki

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fas'ın geçtiğimiz hafta Marakeş bölgesini vuran yıkıcı depremin ardından Fransa'nın sunduğu yardımı kabul etmeyi reddetmesinin ardından Paris ile Rabat arasındaki ilişkilerle ilgili tartışmalara tepki gösterdi.

Fas geçtiğimiz pazar günü, İspanya, İngiltere, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) kapsayan dört ülkeden destek kabul ettiğini duyurdu ancak Fransa'dan yardım talep etmedi. Bu da birçok soruyu gündeme getirdi. Macron ise ülkesinin ‘Faslı yetkililerden bu konuda bir talep alır almaz’ müdahale etmeye hazır olduğunu duyurdu.

Fransa Cumhurbaşkanı dün X platformundan (eski adıyla Twitter) yayınladığı ve Fas halkına seslendiği video mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Uluslararası yardımı organize etmek tamamen egemen bir şekilde Majesteleri Kral'a ve Fas hükümetine aittir. Bu nedenle onların tercihlerine tabiyiz. İlk andan bu yana tamamen normal bir şekilde yaptığımız şey de budur. Bu nedenle zaten çok trajik olan bu zamanda sorunları derinleştiren ve karmaşıklaştıran tüm polemiklerin herkese saygı duyarak son verilmesini istiyorum.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Macron ayrıca Fas halkına gönderdiği mesajda, "Bugün de yarın da yanınızdayız" dedi.

Fas ile büyük bir Faslı topluluğun yaşadığı eski sömürge gücü olan Fransa arasındaki ilişkiler, Macron'un 2021'de ‘düşmanca eylemlerle’ suçlayarak Rabat ile diplomatik ilişkilerini kesen Cezayir ile daha yakın bağlar kurmaya çalışmasının ardından geriledi. Paris ile Rabat arasındaki ilişki, Fransa’nın aralık ayında kaldırmadan önce Faslılara vize verme konusunda uyguladığı kısıtlamaları da etkiledi. Aylardır Fransa'da bir Fas büyükelçisi bulunmuyor. Fas ayrıca Fransa'yı, Batı Sahra'nın Fas egemenliğinde olduğunu tanıyan ABD ve İsrail ile aynı çizgide yer almamakla eleştiriyor.



İngiliz belgeleri: Blair, 2003 yılında Irak'a askerî harekâtı reddettiği için Chirac'a kızmış

Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)
Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)
TT

İngiliz belgeleri: Blair, 2003 yılında Irak'a askerî harekâtı reddettiği için Chirac'a kızmış

Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)
Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (solda), 11 Mayıs 2007 tarihinde Paris'teki Elysee Sarayı önünde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile yaptığı görüşmenin ardından konuşuyor. (AFP)

Bugün yayınlanan ve gizliliği yeni kaldırılan İngiliz hükümet belgeleri, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ve kabinesinin, 2003 yılında Irak'a askerî harekât için Birleşmiş Milletler (BM) desteğini engelleyen Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a kızgın olduklarını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, Chirac'ın Irak'a askerî harekâtı onaylayan herhangi bir kararı veto edeceğini açıklamasından bir hafta sonra, 17 Mart 2003 tarihinde yapılan acil kabine toplantısının tutanakları, İngiliz bakanların ‘Fransız tutumunun uluslararası toplumun iradesini uygulayan BM mekanizmasını baltaladığı’ konusunda hemfikir olduklarını gösterdi.

thyjukılo
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair (Reuters)

İngiliz Ulusal Arşivleri tarafından nihayet yayınlanan belgelere göre Blair kabine toplantısı sırasında “Elimizden geleni yaptık” dedi Ancak Fransızlar, ‘Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in BM yükümlülüklerine uymaması halinde askerî harekâta başvurulması gerektiği gerçeğini kabul etmeye hazır değildi.’

İngiltere, 2003 yılında Saddam'ı devirmek için ABD öncülüğünde başlatılan askerî harekâta, ülkesindeki şiddetli muhalefete rağmen katıldı. Blair o dönem, Irak liderinin kitle imha silahları stokladığı suçlamalarına vurgu yaptı.

Eski ABD Başkanı George W. Bush yönetimi tarafından körüklenen bu suçlamaların daha sonra gerçek dışı olduğu anlaşıldı.

Belgelere göre, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw kabineye verdiği brifingde “Aslında, BM Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi tüm süreci engelledi” dedi. Straw, 2019 yılında hayatını kaybeden Chirac'ı ‘Fransa ile İngiltere arasında stratejik uçurum açan’ bir karar vermekle suçladı.

xascdfvg
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (Reuters)

Üç gün sonraki bir toplantıda Straw, Chirac'ın ABD'nin egemen olduğu dünyanın aksine, ‘kendisini, savunduğu iki kutuplu dünyanın bir tarafının lideri olarak konumlandırıyor gibi göründüğünü’ söyledi.

Ancak 17 Mart'taki toplantıda bakanlara İşçi Partisi hükümetinin ‘adaleti, iyi yönetimi ve çoğulculuğu teşvik eden küresel bir vizyonla hareket ettiği ve bu vizyonun onu gelişmiş dünyadaki diğer hükümetlerden ayırdığı’ söylendi.

Toplantı tutanaklarının son bölümünde “Başbakan özetle, diplomatik sürecin artık sona erdiğini, Saddam Hüseyin'e Irak'ı terk etmesi için son bir uyarı yapılacağını ve gerekirse Avam Kamarası'ndan Irak'a karşı askerî harekâtı onaylamasının isteneceğini söyledi” ifadesi yer aldı.

cdfegrt
Polonya özel kuvvetleri ve ABD deniz piyadeleri, 23 Mart 2003'te Irak'ın işgali sırasında Irak'ın güneyindeki Umm Kasr Limanı’nda dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in portresinin altında fotoğraf çektiriyor. (Reuters)

İngiltere, askerî müdahaleyi protesto etmek için Londra'da yaklaşık bir milyon kişinin yürümesine rağmen 20 Mart 2003'te ABD öncülüğündeki Irak işgaline katıldı.

Irak'ın işgali ve ardından gelen savaş, Blair'in popülaritesinin düşmesine neden oldu; Irak'taki savaşla ilgili bağımsız Chilcot Soruşturması'nın 2016 yılında Blair'in Irak rejiminin yarattığı tehdidi kasten abarttığı sonucuna varmasının ardından tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştı.

Blair savaşın planlanmasında yapılan hatalardan dolayı ‘pişmanlık ve vicdan azabı’ duyduğunu ifade ederken, o dönemki basın sekreteri Alastair Campbell söz konusu kararın ‘hayatının geri kalanında üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu’ belirtti.