İran, Mahsa Amini’nin ölüm yıldönümüne hazır mı?

İran, Mahsa Amini’nin ölüm yıldönümü öncesinde alarma geçti

Bir kadın protesto gösterisinde Mahsa Amini’nin fotoğrafını taşıyor (AFP)
Bir kadın protesto gösterisinde Mahsa Amini’nin fotoğrafını taşıyor (AFP)
TT

İran, Mahsa Amini’nin ölüm yıldönümüne hazır mı?

Bir kadın protesto gösterisinde Mahsa Amini’nin fotoğrafını taşıyor (AFP)
Bir kadın protesto gösterisinde Mahsa Amini’nin fotoğrafını taşıyor (AFP)

İran hükümeti, Mahsa Amini’nin gözaltında ölümü ve bunun yol açtığı aylarca süren protestoların birinci yıldönümü yaklaşırken herhangi bir ‘istikrarsızlık’ belirtisine tolerans göstermeyeceği konusunda uyardı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, görünüşte Tahran ve büyük şehirlerdeki günlük yaşam normal görünüyor.

Aynı zamanda dini bir resmi tatil olan Cumartesi gününe yönelik, Amini’nin ölüm yıldönümünü anmak için herhangi bir gösteri planı açık bir şekilde duyurulmadı.

Ancak bazı bölge sakinleri, son günlerde ana cadde ve kavşaklarda daha fazla polis varlığının olduğunu ve internet hızında gözle görülür bir düşüş olduğunu söylüyor.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Salı günü ABD merkezli NBC kanalına verdiği röportajda, gerçek göstericileri dinlemeye hazır olduklarını ancak ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalışanlara hoşgörü göstermeyeceklerini ve ağır bir bedel ödeteceklerini belirtti.

Yargı Erki Başkan Yardımcısı Sadık Rahimi ise, güvenlik ve istihbarat servislerinin yıldönümüyle ilgili olası hareketleri dikkatle izlediğini bildirdi.

Yurtdışındaki insan hakları örgütleri, İranlı yetkilileri, Amini’nin ölüm yıldönümü yaklaşırken, özellikle protesto hareketlerinin ağırlık noktası olan bölgeler ve Amini’nin memleketi Kürdistan eyaletinde, protestolar sırasında ölen kişilerin yakınlarının gözaltına alınmasına yönelik operasyonu yoğunlaştırmakla suçladı.

İranlı genç Kürt kadın, 16 Eylül 2022’de Tahran’da ahlak polisi tarafından kıyafet kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınmasından üç gün sonra 22 yaşında hayatını kaybetti.

Ölümü, ülkenin uzun yıllardır tanık olmadığı bir protesto dalgasına yol açtı ve protestocuların ‘Zen, Zendegi, Azadi’ (Kadın, Yaşam, Özgürlük) sloganı bir sembol haline geldi.

Kuzey, orta ve güneydeki valilikleri kapsayan iç protestolara, geniş bir uluslararası destek eşlik etti.

İnsan hakları örgütlerine göre, protestolar sırasında aralarında düzinelerce güvenlik gücünün de bulunduğu yüzlerce kişi öldü, binlerce kişi de gözaltına alındı.

Yargı, protestolarla ilgili davalarda hüküm giyen yedi kişi hakkında idam cezasının infaz edildiğini duyurdu.

Yetkililer, genel olarak protestoları dış tarafların desteklediği ‘isyanlar’ olarak değerlendirdi.

İranlı tarih profesörü Feyyaz Zahid konuya ilişkin değerlendirmesinde, “İran tarihinde hiçbir olay, Mahsa Amini’nin ölümü kadar rejim ile halk arasında böyle bir uçurum açmadı” dedi.

Zahid, hükümetin konuyu kontrol altına almak için ‘yalnızca güvenlik ve baskıcı çözümlere güvenemeyeceğine’ inandığını da söyledi.

Ülkenin kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde yaşayan reformcu aktivist Muhammed Sadık Javadi-Hessar ise, pek çok kişinin geçen yıl yaşanan olaylardan dolayı hala travma yaşadığını vurguladı.

Amini’nin ölümünü takip eden ilk üç aydaki yaygın protestoların ardından yılın sonlarında bu hareketler azaldı ve İranlı yetkililer, ülkenin kendisine yönelik komplonun üstesinden geldiğini iddia etti.

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, Şubat ayında İran İslam Devrimi’nin 41. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törende, Batılı hükümetlere ve gösterileri destekleyen sürgündeki İranlı muhalif gruplara atıfta bulunarak, huzursuzluğun sona erdiğini ve ‘düşman’ tarafından kışkırtılan komplonun yenilgiye uğratıldığını ilan etti.

xsz
Tahran’da bir sokakta dolaşan vatandaşlar (AFP)

Hamaney, Pazartesi günü yaptığı açıklamada ise, ABD hükümetini, ‘İran’da krize yol açabileceğini düşündükleri sorunları’ istismar etme niyetinde olmakla suçlayarak şunları söyledi;

“Elde ettiğimiz bilgilere göre ABD hükümeti Uluslararası Kriz Grubu adı altında bir kuruluş oluşturmuştur. Bu grup kendilerince ülkemizde kargaşaya elverişli olan noktalarda kriz çıkarmak peşinde. Bu grup İran'ın bazı noktalarında kriz yaratabileceği kanaatine varmış ve etnik farklılıklar, dini farklılıklar ve kadın gibi meselelerden yararlanıp kriz yaratmayı amaçlıyor.”

Geçen yılki protestolar sakinleşirken, pek çok İranlı kadın, özellikle de başkent Tahran’da, katı kıyafet kuralını giderek daha fazla ihlal ediyor.

Zahid bu konuda yaptığı değerlendirmede, “Mahsa hareketinin İran toplumu üzerinde yarattığı en dikkat çekici etki, toplumdaki değişim oldu. Kadın giyimi önemli ölçüde değişti. Eskiden sokaklarda görülen renkler koyuydu ama artık daha renkli ve canlı hale geldi” dedi.

Başörtüsü yasası

Yetkililer, ihlalleri izlemek için halka açık yerlere güvenlik kameraları yerleştirerek ve kuralların ihlal edildiği işletmeleri kapatarak üslubunu daha da sertleştirdi.

İran parlamentosu, kıyafet kurallarına uymayanlara yönelik cezaları ağırlaştıracak bir yasa tasarısını tartıştı. Ancak katı cezaları herkes desteklemiyor.

Şii din adamı Makarem Şirazi, başörtüsü konusunda ‘şiddet ve baskı’ kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

Sosyal hareketliliğe rağmen, ekonomik koşullar, özellikle de yüzde 50’ye yaklaşan yıllık enflasyon İranlılar için temel endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

Aktivist Cavadi Hessar, başörtüsü sorununun kritik olmaya devam ettiğini ve pek çok kişi için ekonomik sıkıntının bir öncelik olduğunu söyleyerek, “Halkın temel talebi, sivil ve siyasi özgürlüklerden önce ekonominin iyileştirilmesidir” dedi.



Birleşik Krallık, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'ya yönelik yaptırımları kaldırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)
TT

Birleşik Krallık, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'ya yönelik yaptırımları kaldırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’ne katıldı, 6 Kasım 2025. (EPA)

Birleşik Krallık, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin pazartesi günü Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşme öncesinde benzer bir karar almasının ardından bugün Şera'ya uygulanan yaptırımları kaldırdı.

Birleşik Krallık, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a uygulanan yaptırımların da kaldırıldığını duyurdu. Her iki isim de daha önce DEAŞ ve El Kaide'yi hedef alan mali yaptırımlara tabi tutulmuştu.

BM Güvenlik Konseyi'nde ABD tarafından hazırlanan bir karar ile Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a uygulanan yaptırımlar da kaldırıldı.

Karar 14 ülke tarafından desteklendi, Çin ise çekimser kaldı.


Orta Asya, ABD'nin maden ve enerji güvenliğini sağlama stratejilerinin ön saflarında yer alıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)
TT

Orta Asya, ABD'nin maden ve enerji güvenliğini sağlama stratejilerinin ön saflarında yer alıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda ağırladığı Orta Asya liderleriyle akşam yemeği sırasında sohbet ediyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Beyaz Saray'da beş Orta Asya ülkesinin liderlerini ağırlarken, kritik mineralleri önemli bir öncelik olarak nitelendirdi ve yönetiminin yeni küresel anlaşmalar yoluyla ABD tedarik zincirlerini genişletme ve güvence altına alma yönündeki çabalarını vurguladı.

Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan liderleriyle yapılan toplantı, Washington'un uzun süredir Rusya'nın hakimiyetinde olan ve Çin'in de nüfuz kazanmaya çalıştığı, kaynak zengini bir bölgede etkisini genişletmeye çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Orta Asya'yı ‘çok zengin bir bölge’ olarak nitelendiren Trump, ABD'nin beş ülkeyle olan ortaklığını güçlendirme konusundaki kararlılığını vurgulayarak, “Gündemimizin en önemli maddelerinden biri kritik mineraller” dedi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Trump, “Son haftalarda yönetimim, kritik mineraller için tedarik zincirlerimizi genişletmek amacıyla dünyanın dört bir yanındaki müttefiklerimiz ve ortaklarımızla anlaşmalar imzalayarak ABD'nin ekonomik güvenliğini güçlendirdi” ifadesini kullandı.

Doğal kaynaklar için rekabet

Görüşmeler, Batı ülkeleri tedarik zincirlerini Moskova ve Pekin'den uzaklaştırarak çeşitlendirmeye çalışırken, uranyum, bakır, altın ve nadir toprak elementleri gibi Orta Asya'nın muazzam mineral zenginlikleri için rekabetin artmasıyla gerçekleşti. ABD, jeopolitik rakiplerini atlayarak hayati mineralleri, enerjiyi ve kara ticaret yollarını güvence altına almak için yeni ortaklıklar arıyor.

Trump, beş ülkenin liderleriyle akşam yemeği öncesinde yaptığı açıklamada, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'in toplantıyı ‘ABD ile Orta Asya arasında yeni bir etkileşim döneminin başlangıcı’ olarak nitelendirdiğini belirtti. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ise Trump'ı ‘dünyanın başkanı’ olarak nitelendirerek, Orta Asya'da onun için kalıcı bir sekreterya kurulmasını önerdi.

C5+1 platformu ve ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi

2015 yılında başlatılan C5+1 platformu, ekonomi, enerji ve güvenlik alanlarında iş birliğini güçlendirmek için ABD ve beş ülkeyi bir araya getiriyor. Bu bağlamda ABD ve beş ülkenin temsilcilerinin kritik mineraller alanında iş birliği anlaşmaları imzalaması bekleniyor.

Açıklanan ticari anlaşmalar arasında, hükümetin açıklamasına göre Boeing'in Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan'daki havayollarına toplam 37 uçak satması için bir anlaşma da yer alıyordu. Cove Capital adlı bir ABD şirketi de hükümet destekli finansmanla Kazakistan'da tungsten (sertliği ve yüksek yoğunluğu ile karakterize edilen gri bir kimyasal element) madenciliği yapacak.

Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Gracelin Baskaran, yönetimin, ABD'nin kritik minerallere erişimini garanti altına alan ticaret anlaşmaları imzalamaya ek olarak, hükümetler arasındaki iş birliğini güçlendirmeye çalışacağını söyledi. Baskaran, “Çin ve Rusya'nın bölgedeki madencilik, işleme ve altyapı sistemleri üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmasıyla birlikte, Washington hedefli stratejik projelerle somut bir varlık oluşturmaya çalışıyor” dedi.

Madenler ve hayati kaynaklar açısından zengin ülkeler

Madenler ve enerji kaynakları açısından zengin olmaları sayesinde bu beş ülke, eski Sovyet devleti Rusya ile ekonomik bağlarını sürdürürken, Çin altyapı ve madencilik alanlarında yaptığı büyük ölçekli yatırımlarla etkisini genişletti.

Toplam nüfusu 84 milyon olan bu ülkeler, uranyum, bakır, altın ve nadir toprak elementleri ile daha sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş için küresel çapta hayati önem taşıyan diğer stratejik minerallerden oluşan devasa yataklara sahip.

Bölgenin en büyük ekonomisi olan Kazakistan, 2024 yılında küresel üretimin yaklaşık yüzde 40'ını karşılayarak dünyanın önde gelen uranyum tedarikçisi konumuna ulaştı. Özbekistan ise en büyük beş üretici arasında yer alıyor. Bu iki ülke birlikte, dünya uranyum üretiminin yarısından fazlasını karşılıyor. Uranyum, ABD için hayati öneme sahip bir nükleer enerji kaynağı; ABD’de elektriğin başlıca kaynaklarından biri. ABD, uranyum ihtiyacının yaklaşık yüzde 20'sini Rusya'dan ithal ediyor, bu da kaynaklarının çeşitlendirilmesini giderek daha acil hale getiriyor.

ABD, kritik mineralleri güvence altına almak ve uranyum, nadir toprak elementleri, bakır ve titanyum gibi stratejik minerallerin küresel tedarik zincirlerini domine eden Çin'e olan bağımlılığını azaltmak için çok yönlü bir strateji izliyor.


Trump, İran'ın ABD yaptırımlarının kaldırılması talebini değerlendirmeye açık

ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)
TT

Trump, İran'ın ABD yaptırımlarının kaldırılması talebini değerlendirmeye açık

ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle akşam yemeğinde (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın ABD'nin kendisine uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını talep ettiğini ve konuyu görüşmeye açık olduğunu belirtti.

Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle olduğu akşam yemeğinde, "Açıkçası, İran yaptırımların kaldırılması olasılığını soruyor" dedi. "İran'a yönelik çok güçlü Amerikan yaptırımları var ve bu da işleri onlar için çok zorlaştırıyor" diyen Trump, "Bunu duymaya açığım ve neler olacağını göreceğiz ama yine de açık olacağım" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Washington ve Batı tarafından nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçlanan Tahran, özellikle ABD'nin 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana yıllardır uluslararası yaptırımlar altında.

İsrail, haziran ortasında İran'a karşı eşi benzeri görülmemiş bir bombalama kampanyası başlattı ve ABD de İran'ın nükleer tesislerini vurmak için kısa süreliğine bu saldırıya katıldı.

İsrail ile 12 gün süren savaş, İran'ın füze ve insansız hava aracı saldırılarıyla karşılık vermesine yol açtı ve Tahran ile Washington arasında nisan ayında başlayan nükleer görüşmeleri sekteye uğrattı.

Trump, İran'ın bir zamanlar "Ortadoğu'nun zorbası" olduğunu, ancak artık "nükleer silah edinme kapasitesine" sahip olmadığını ifade etti.

Ocak ayında göreve dönen Cumhuriyetçi Başkan, saldırıların İran'ın nükleer programını sekteye uğrattığını iddia etti, ancak hasarın tam boyutu henüz bilinmiyor.

Eylül ayında Birleşmiş Milletler, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın tetiklediği Snapback mekanizması kapsamında Tahran'a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koydu.

Bu önlemler, Tahran'ın nükleer ve balistik füze faaliyetleriyle ilgili işlemleri yasaklıyor.

ABD-İran nükleer görüşmelerinin birkaç turuna ev sahipliği yapan Umman, her iki tarafı da müzakere masasına dönmeye çağırdı.

Görüşmeler, İran'a yönelik yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandıracak yeni bir anlaşmaya varılmasını amaçlıyordu.