Görgü tanıkları, insan hakları grupları ve sosyal medya kullanıcıları, dün (15 Eylül Cuma) yaptıkları açıklamada, İran güvenlik güçlerinin genç kadın Mahsa Amini’nin ölümünün birinci yıldönümünde (bugün) huzursuzluk beklentisiyle Amini’nin memleketine konuşlandırıldığını açıkladı. Amini’nin (22 yaşında) 16 Eylül’de Ahlak Polisi gözetimindeyken ölümü, aylarca süren hükümet karşıtı protestolara yol açtı. Ardından yıllardır İranlı yetkililere karşı birikmiş karşıtlığı gösteren en büyük olaylara dönüştü. Ahlak polisi, Amini’yi İran’ın zorunlu kıyafet kuralını ihlal ettiği suçlamasıyla gözaltına almıştı.
500 ölü
Gençler başta olmak üzere pek çok kişi sokaklara dökülürken, İnsan hakları grupları, güvenlik güçleri tarafından bastırılan ayaklanmalarda 71’i çocuk olmak üzere 500’den fazla kişinin öldüğünü, yüzlerce kişinin yaralandığını ve binlerce kişinin de tutuklandığını söyledi.
İran’daki sağcı bir aktivist, Reuters’a yaptığı açıklamada, Amini’nin ülkenin batısındaki Kürdistan bölgesindeki memleketine atıfta bulunarak, “Sakkız’da yoğun güvenlik güçleri varlığı var” dedi. Başka bir aktivist ise küçük bir gösterici kalabalığının hükümet karşıtı sloganlar attıktan sonra hızla dağıldığını bildirdi. İki aktivist, Amini’nin ölüm yıldönümü yaklaşırken muhalefete yönelik artan baskılar nedeniyle hükümetin misilleme yapması korkusuyla isimlerinin yayınlanmamasını şart koştu.
Güvenlik güçleri konuşlandırıldı
Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda başta Kürdistan olmak üzere birçok şehirde güvenlik güçlerinin konuşlandırıldığı belirtildi. Bu haberlerin gerçekliği ise henüz doğrulanamadı. Norveç merkezli Hengaw İnsan Hakları Örgütü, yaptığı açıklamada İran’ın batısındaki birçok Kürt şehrinin son günlerde bir korkutma atmosferine ve savaş hali ilanına tanık olduğunu söyledi. Çok sayıda vatandaşın tutuklandığını belirten örgüt, askeri personelin Sakkız’a bakan bir tepede konuşlandığını, bölge sakinlerinin ise helikopterlerin şehir üzerindeki faaliyetlerinde artışa tanık olduklarını bildirdi. Sosyal medya paylaşımlarına göre Sakkız sakinleri, yetkililerin göstericileri izlemek ve kimliklerini tespit etmek için şehrin her yerine yeni güvenlik kameraları yerleştirdiğini söyledi.
Ajanlara yönelik suçlama
İranlı yetkililer, ‘ABD’yi, İsrail’i ve ülke içindeki ajanlarını’ ülkeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik huzursuzluğun arkasında olmakla suçladı. Uluslararası Af Örgütü, geçen ay yayınladığı bir raporda, İranlı yetkililerin gösterilerde hayatını kaybedenlerin aile üyelerini keyfi olarak gözaltına alarak daha sonra tutukladığını, mezarlıklarda barışçıl toplanmalara katı kısıtlamalar getirdiğini ve kurbanların mezar taşlarını yok ettiğini belirtti. Kürt kadının akrabaları, Reuters’a yaptıkları açıklamada güvenlik güçlerinin Amini’nin amcası Safa Ali’yi 5 Eylül'de tutukladığını söyledi. İranlı ve Batılı insan hakları gruplarına göre, protesto dalgasıyla bağlantılı olmakla suçlanan çok sayıda gazeteci, avukat, aktivist, öğrenci, akademisyen, sanatçı, tanınmış kişi ve etnik azınlık mensubu ile protestolar sırasında öldürülen göstericilerin yakınları, son birkaç hafta içerisinde tutuklandı, tehdit edildi ve işlerinden kovuldu. İran merkezli Etemad gazetesi, Ağustos ayında Amini’nin aile avukatı Salih Nikbakht’ın da rejim aleyhine yalan propaganda yapmakla suçlandığını bildirdi. Avukat suçlu bulunduğu takdirde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.