Vucic, Kosova'nın kuzeyindeki saldırının Kosovalı Sırplar tarafından yapıldığını söyledi

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova'nın kuzeyinde yaşanan silahlı çatışmada bir Kosova polisinin ölümüyle sonuçlanan olayın Kosovalı Sırplar tarafından yapıldığını doğruladı

Aleksandar Vucic (AA)
Aleksandar Vucic (AA)
TT

Vucic, Kosova'nın kuzeyindeki saldırının Kosovalı Sırplar tarafından yapıldığını söyledi

Aleksandar Vucic (AA)
Aleksandar Vucic (AA)

Vucic, Kosova'nın kuzeyinde çoğunlukla Sırpların yaşadığı Kuzey Mitrovica'da yolu kapatan silahlı Sırpların polise ateş açması ve bir polis memurunun hayatını kaybetmesi üzerine başkent Belgrad'da basına açıklamalarda bulundu.

Sırp halkı için çok zor bir gün olduğunu belirten Vucic, "Bu gece bir grup Kosovalı Sırp, Banjska'da iki kamyonla barikat kurdu, ardından Kosova polisi geldi ve barikatları kaldırmak istedi. Bir çatışma yaşandı ve çatışmada bir polis vuruldu, bir kişi de yaralandı. Olayın ardından çatışma devam etti" dedi.

Vucic, uluslararası kurumları birçok kez uyardığı durumun gerçekleştiğini ve Kosovalı Sırpların, Kosova Başbakanı Albin Kurti'nin "terörüne" artık tahammül edemediğini savunarak, şunları söyledi:

Bir polisin ölümüyle sonuçlanan olayı hiçbir şekilde haklı çıkarmak istemem, yaşananları kınıyorum ancak 3 Kosovalı Sırp da öldürüldü. Kosovalı Sırplar, çember içine alındı ve kanlı çatışma yaşandı. 2'si ağır yaralı. Bir kişinin daha öldürülmüş olabileceği şüphesi var. Kosova polisinin yaralı bir Kosovalı Sırp'a yardım etmediği ve onu 'gülerek' ölüme terk ettiğine dair de kanıtlarımız var.

"Kosova'nın bağımsızlığını asla tanımayacağız"

Yaşananların tek sorumlusunun Kurti olduğunu iddia eden Vucic, "Tek istediği savaş ve çatışma. Sırbistan'ı NATO ile çatışmaya sürüklemek istiyor. Uluslararası kurumlardan bir an evvel Sırp Belediyeler Birliğinin kurulmasını talep ediyorum. Bu şekilde Sırplar kendilerini sürgün edilmiş hissetmeyecek, böyle çatışmaların da önüne geçilmiş olacak" değerlendirmesinde bulundu.

Vucic, "Halkımıza barış ve sakin kalmaları çağrısında bulunuyorum, daha fazla kan dökülmesini önlemek için elimizden geleni yapalım" ifadesini kullandı.

Gelecek günlerde yeni kararların alınacağını belirten Vucic, "Sırbistan, Kosova'nın bağımsızlığını asla tanımayacak isterseniz hepimizi öldürün. Konuşmaya her zaman hazırız ancak Kosova'nın bağımsızlığı asla" dedi.

Vucic, saldırganların üzerindeki üniformaların Sırbistan polisi ve ordusuna ait olmadığına işaret ederek, "Her şey hazırlanmış bir planın parçası. Yaklaşık bir buçuk saatte 460 özel birlik askeri toplandı. Hem de pazar günü. Her şey hazırlanmıştı" diye konuştu.

Olay

Kosova'nın kuzeyinde çoğunlukla Sırpların yaşadığı Banjska'da yolu kapatan silahlı Sırpların, sabah saatlerinde polise ateş açması sonucu bir polis ölmüş, bir polis yaralanmıştı.

Kosova Başbakanı Albin Kurti, ülkenin kuzeyinde ağır silahlı yaklaşık 30 kişilik grubun Kosova polisine yönelik saldırılarını sürdürdüğünü açıklamıştı.

Banjska'da bulunan Banjska Manastırı ve çevresine sığınan silahlı grup, Kosova polisi tarafından kuşatılmış ve bölgede gün boyunca çatışmalar sürmüştü.

NATO'nun Kosova'daki Barış Gücünden (KFOR) yapılan açıklamada, "KFOR, Banjska'daki durumu yakından izlemeye devam ediyor ve KFOR birlikleri bu bölgede, gerektiğinde yanıt vermeye hazır durumda bulunuyor. KFOR Komutanı, AB, Sırbistan Genelkurmay Başkanı ve Kosova'daki kurumlar dahil olmak üzere tüm uluslararası paydaşlarla yakın ve sürekli temas halinde olup, çözüm bulmak için yoğun bir şekilde çalışmaktadır" ifadelerine yer verilmişti.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times