Azerbaycan ordusu, Karabağ'daki antiterör operasyonunda 192 şehit verdi

Azerbaycan ordusunun Karabağ'da gerçekleştirdiği antiterör operasyonunda 192 şehit verdiği açıklandı

Karabağ bölgesi ile Ermenistan arasındaki tek kara bağlantısı olan Laçin Koridorunun girişinde Azerbaycan kontrol noktası (AFP)
Karabağ bölgesi ile Ermenistan arasındaki tek kara bağlantısı olan Laçin Koridorunun girişinde Azerbaycan kontrol noktası (AFP)
TT

Azerbaycan ordusu, Karabağ'daki antiterör operasyonunda 192 şehit verdi

Karabağ bölgesi ile Ermenistan arasındaki tek kara bağlantısı olan Laçin Koridorunun girişinde Azerbaycan kontrol noktası (AFP)
Karabağ bölgesi ile Ermenistan arasındaki tek kara bağlantısı olan Laçin Koridorunun girişinde Azerbaycan kontrol noktası (AFP)

Azerbaycan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, operasyonda Savunma Bakanlığından 180, İçişleri Bakanlığından 12 personelin şehit olduğu bildirildi.

Karabağ'daki patlama ve yangında ölenlerin sayısı 68'e yükseldi

Şehit düşen 11 askerin kimliklerinin adli tıp uzmanlarının yapacağı genetik inceleme sonrasında belirleneceği aktarılan açıklamada, operasyonda 511 askerin ise yaralandığı kaydedildi.

Açıklamada, operasyon süresince Ermenistan ordusunun ateşi sonucu 1 sivilin yaşamını yitirdiği, 1 sivilin ise yaralandığı belirtildi.

Azerbaycan ordusu, 19 Eylül'de Karabağ'da anayasal düzeni tesis etmek amacıyla antiterör operasyonu başlatmıştı.

Karabağ'daki yasa dışı Ermeni silahlı güçler, yaklaşık 24 saat süren operasyon sonrasında silah bırakmıştı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP