Kremlin ve Paşinyan Karabağ yüzünden birbirini suçluyor

Karabağ'dan gelen Ermeni mülteciler Salı günü Kızıl Haç kayıt merkezinde (AFP)
Karabağ'dan gelen Ermeni mülteciler Salı günü Kızıl Haç kayıt merkezinde (AFP)
TT

Kremlin ve Paşinyan Karabağ yüzünden birbirini suçluyor

Karabağ'dan gelen Ermeni mülteciler Salı günü Kızıl Haç kayıt merkezinde (AFP)
Karabağ'dan gelen Ermeni mülteciler Salı günü Kızıl Haç kayıt merkezinde (AFP)

Kremlin, Ermenistan kamuoyunun Moskova'nın Karabağ'ı "hayal kırıklığına uğrattığı" yönündeki suçlamaları karşısında Erivan'la yaşadığı gerilimi gidermeye çalışıyor. Moskova’dan yapılan açıklamada Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yakın temasları sürdürme arzusunu vurgulandı.

İki gün önce Paşinyan, Rus barış güçlerinin Karabağ'daki performansını sert bir şekilde eleştirmiş ve onları Karabağ Ermenilerinin Azerbaycan saldırısını durdurmasına yardım etmek için harekete geçmemekle suçlamıştı. Ayrıca imzacı ülkelerden herhangi birinin dış saldırıya maruz kalması durumunda üyelerinin müdahale etmesini zorunlu kılan Kolektif Güvenlik Anlaşması'ndan (KGAÖ) çekilme tehdidinde bulundu.

ZXSCDF
Azerbaycan ordusunun askeri kamyonları Karabağ'a doğru yola çıktı (AFP)

Şarku’l Avsat’ın Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan aktardığı açıklamaya göre Paşinyan'ın ifadeleri Moskova'da tepkiye yol açtı. Putin rejimi yanlısı Rus medyası ise Karabağ’da yaşanan başarısızlıktan doğrudan Paşinyan’ı sorumlu tutuyor. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Moskova'nın "durumun suçunu Rusya'ya ve Rus barışı koruma güçlerine yüklemeye yönelik her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini" söyledi.

CDF
Rusya ve Azerbaycan askerlerinin gözetiminde Karabağ’dan kaçan Ermeniler Laçin sınır kapısında (EPA)

Peskov, “Şu anda duyguların hararetini anlıyoruz ancak sorumluluğun kendilerine verilen yetkiye uygun olarak görevlerini yerine getirirken gerçek kahramanlık gösteren Rus tarafına veya Rus barışı koruma güçlerine yükleme girişimlerine kesinlikle katılmıyoruz” diyerek, kimsenin barış güçlerini hata yaptıkları için eleştiremeyeceğini bildirdi. Sözcü, bu tür kınamalara asla katılmayacaklarını aktardı.

Rusya’nın Paşinyan’la temaslarını ve Karabağ'daki Ermenilerin tüm haklarına saygı gösterilmesi yönünde tüm çabalarını sürdüreceğine dikkati çeken Peskov, “Ermenistan müttefikimiz, bize yakın bir ülke ve halkı da Rus halkına yakın bir ülke olmaya devam ediyor. Ülkemizde yaşayan Ermenilerin sayısının Ermenistan nüfusundan daha fazla olduğunu biliyorsunuz. Biz işimizi yapmaya devam edeceğiz, Ermenilerle, Paşinyan'la diyalogu sürdüreceğiz” dedi.

Peskov, Moskova'nın, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile temasları da dahil olmak üzere görüşmelerinin Karabağ'da güvenliğin sağlanmasına ve hayatın normalleşmesine yardımcı olmasını umduğunu bildirdi.

XCSDF
Bir adam, ailesiyle birlikte bir kamyonun arkasında Ermenistan'a gelen Karabağlı Ermeni kadına bir torba ekmek veriyor (Reuters)

Peskov, doğrudan Washington'a atıfta bulunarak Paşinyan'ın Batı politikaları uyguladığı yönündeki suçlamalara değindi ve Rusya'nın "Karabağ'da arabuluculuk kabiliyeti olmayan ülkelerin bölgede varlık kurma girişimlerine karşı çıktığını" söyledi.

Erivan, Paşinyan'ın eşinin geçtiğimiz günlerde Ukrayna'yı destekleyen bir konferansa katılması da dahil olmak üzere, Moskova ile ilişkilerdeki gerilimi daha da artıracak bir dizi adım atmıştı. Ayrıca Ermenistan Parlamentosu, aylar önce Rusya Devlet Başkanı'nın arananlar listesine dahil edildiği Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne katılım belgesinin onaylanması için görüşmelerin başlatıldığını duyurdu.

Erivan ile Moskova arasında son zamanlarda artan gerilimler ve özellikle Azerbaycan'ın Karabağ'daki askeri operasyonu bağlamında Rusya, Roma Tüzüğü'nün Erivan tarafından onaylanması sürecinin Ermeni liderliği tarafından atılan "dostça olmayan bir dizi adımın" parçası olduğunu belirtti.

Diğer yandan Ermenistan Bakanlar Kurulu basın ofisinden yapılan açıklamada, Karabağ'dan yerinden edilenlerin son iki günde artış eğilimine girdiği ve dün itibariyle 13 bin 550 yerinden edilmiş kişinin Ermenistan'a geldiği aktarıldı. Açıklamada, hükümetin tüm vatandaşlara uygun konut sağlayacağı bildirildi.

Bu bağlamda Azerbaycan hükümetinden bir kaynak, Karabağ'dan gelen koridorlara konuşlandırılan sınır muhafız güçlerinin, Karabağ'dan Ermenistan'a gitmek üzere ayrılan mülteciler arasında “savaş suçu” işlediğinden şüphelenilen kişileri arama çalışmalarını başlattığını söyledi.

XSCD
Karabağlı Ermeni mültecileri taşıyan uzun bir araba konvoyu Salı günü Ermenistan topraklarına ulaştı (AP)

Rusya ve İran Batı’nın Kafkasya’da nüfuzunu arttırmasından rahatsız

Kremlin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi ile yaptığı telefon görüşmesinde Karabağ'daki durumu görüştüğünü duyurdu.

Kremlin, Putin ve Reisi’nin telefon görüşmesi sırasında  Karabağ bölgesini çevreleyen tüm sorunların barışçıl yollarla çözülmesinin önemini vurguladıklarını açıkladı. Ayrıca, Putin’in İranlı mevkidaşına "Rus barışı koruma güçlerinin Karabağ'daki faaliyetlerine ilişkin ayrıntılar" hakkında bilgi verdiği kaydedildi.

Tahran, Azerbaycan'ın Karabağ'ı tümüyle kontrol altına almasıyla sonuçlanan yıldırım anti-terör operasyonu sonrasında oluşabilecek her türlü jeopolitik değişikliğe karşı olduğunu duyurdu.

ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın (USAID) Müdürü Samantha Power, Karabağ'daki Ermeni sivillere gerekli insani yardımın ulaştırılmasının kolaylaştırılması için Azerbaycan'a çağrıda bulunarak, bölgedeki durumu "korkunç" olarak nitelendirdi.

Power, Ermenistan ziyareti sırasında ABD'nin "11,5 milyon dolar değerinde acil insani yardım sağlayacağını" söyledi.



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.