Kadınların grip aşılarına karşı ‘şiddetli’ reaksiyon gösterme olasılığı kaç kat daha fazla?

ABD’de grip aşısı yapılan bir kişi (AP)
ABD’de grip aşısı yapılan bir kişi (AP)
TT

Kadınların grip aşılarına karşı ‘şiddetli’ reaksiyon gösterme olasılığı kaç kat daha fazla?

ABD’de grip aşısı yapılan bir kişi (AP)
ABD’de grip aşısı yapılan bir kişi (AP)

Kanada’da yürütülen yeni bir araştırma, kadınların grip aşısına karşı ‘şiddetli’ reaksiyon gösterme olasılığının erkeklere göre iki kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph gazetesinden aktardığı habere göre, 2010 ile 2018 yılları arasında grip aşısı yaptıran 34 bin yetişkinin takip edildiği araştırmada, kadınların yüzde 3’ünün ciddi bir reaksiyon gösterdiği, erkeklerde ise bu oranın yalnızca yüzde 1,5 olduğu görüldü.

Kanada’daki Montreal Üniversitesi’nden araştırmacılar, söz konusu şiddetli reaksiyonları, 39 derecenin üzerindeki ateş, ciddi şişlik, ağrı veya ‘eritem’ olarak bilinen, insanların günlük görevleri yerine getirememesine neden olan deri döküntüsü gibi semptomlar olarak sınıflandırdı.

Bulguları Epidemiyoloji ve Toplum Sağlığı Dergisi’nde yayınlanan çalışmada, kadınların diğer ‘daha az ciddi’ yan etkilerden muzdarip olma olasılığının ise, erkeklere göre üçte bir daha fazla olduğu sonucuna varıldı.

Çalışmaya katılan 20 bin 295 kadının yüzde 38,6’sının, grip aşısı sonrasında baş ağrısı, kusma, ateş ve kas ağrısı gibi ‘sistemik reaksiyonlar’ olarak bilinen yan etkiler yaşadığı görüldü.

Aynı yan etkiler, 13 bin 860 erkeğin yalnızca yüzde 28,6’sında yaşandı.

gth
Kaliforniya’da bir kişiye grip aşısı yapılıyor (AP)

Çalışma, grip aşısı olan her bin kadından 74’ünün, bu yan etkilere erkeklere göre daha duyarlı olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar ayrıca, kadınların enjeksiyon bölgesinde ağrı, şişlik veya enfeksiyona yakalanma olasılığının yüzde 31 daha fazla olduğunu tespit etti.

Araştırmaya göre, bu durum kadınların yüzde 44,6’sının, erkeklerin ise yüzde 33,9’unun başına geldi.

Araştırmanın yazarı Dr. Mary Lou Kelley, reaksiyonların çoğunun hafif ve nadiren ciddi olduğunu söyledi. Ancak kötü bir yan etki, başka bir aşı yapılmasına engel oluşturabilir.

Dr. Kelley, “Kadınlara yönelik artan risklerle ilgili şeffaf iletişim, sağlık yetkililerine ve aşılara olan güvenin uzun vadede korunmasına yardımcı olacaktır” diye ekledi.

İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı’ndan (UKHSA) epidemiyolog Dr. Conall Watson da, “Grip aşısından sonra ciddi yan etkiler nadirdir” dedi.

Watson konuya ilişkin açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;

“Grip çok ciddi hastalıklara, hastaneye kaldırılmaya ve ölüme neden olabilir. Bazı insanlar gribin etkilerine karşı daha savunmasızdır. Grip, kalp krizlerine veya zatürreye yol açabilir ve mevcut tıbbi koşulları daha da kötüleştirebilir.”

İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS), ‘anafilaksi’ gibi şiddetli alerjik reaksiyonların çok nadir olup milyonda 1 oranında görüldüğünü bildirerek, bu çalışmada şiddetli olarak sınıflandırılan ‘eritem’ gibi reaksiyonlardan bazılarının, rahatsız edici olsalar bile genellikle kendi kendine düzeleceğini vurguladı.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.