Cumhuriyetçiler, Biden yönetimine sızan bir ‘İran casusu’ hakkında uyarıda bulundu

İran Uzmanlar Girişimi davasına ilişkin geniş bir soruşturma yapılması çağrısında bulundular.

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin üst düzey üyesi Senatör Jim Risch ve Cumhuriyetçi müttefikleri, Biden yönetiminin İran- Ukrayna nükleer anlaşmasına ilişkin çabalarını tartışmak üzere düzenlediği basın toplantısında, Mart 2022 (Senato)
Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin üst düzey üyesi Senatör Jim Risch ve Cumhuriyetçi müttefikleri, Biden yönetiminin İran- Ukrayna nükleer anlaşmasına ilişkin çabalarını tartışmak üzere düzenlediği basın toplantısında, Mart 2022 (Senato)
TT

Cumhuriyetçiler, Biden yönetimine sızan bir ‘İran casusu’ hakkında uyarıda bulundu

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin üst düzey üyesi Senatör Jim Risch ve Cumhuriyetçi müttefikleri, Biden yönetiminin İran- Ukrayna nükleer anlaşmasına ilişkin çabalarını tartışmak üzere düzenlediği basın toplantısında, Mart 2022 (Senato)
Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin üst düzey üyesi Senatör Jim Risch ve Cumhuriyetçi müttefikleri, Biden yönetiminin İran- Ukrayna nükleer anlaşmasına ilişkin çabalarını tartışmak üzere düzenlediği basın toplantısında, Mart 2022 (Senato)

Çok sayıda gözlemci, analist veya Başkan Joe Biden yönetimine muhalif siyasi çevreler, İran Uzmanlar Girişimi meselesinin yeni bir İran- Kontra skandalına benzer bir duruma dönüşmesini bekliyor. Bunun yanında bazı Cumhuriyetçiler, geçtiğimiz Çarşamba günü Beyaz Saray’a gönderdikleri mektupta İran’ın Biden yönetimi içine sızdığını ve ABD hükümeti hakkındaki hassas bilgilere erişim sağladığını belirtti.

Bu durum, Biden yönetiminin bu ayın başlarında milyarlarca dolarlık dondurulmuş İran fonunun serbest bırakılmasını da içeren esir takası anlaşmasının ardından İran ile gizli müzakerelere giriştiği yönündeki haberleri reddetmesi üzerine yaşandı.

Yönetimde bir casus

Temsilciler Kevin Hearne ve Joe Wilson ile Senatör Bill Hagerty tarafından, Kongredeki en büyük Cumhuriyetçi grup olan Cumhuriyetçi Çalışma Komitesi adına gönderilen mektupta “İran, son birkaç ayda kısıtlı ABD hükümeti e-postalarına veya ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait sunuculara erişimi olduğunu defalarca gösterdi” denildi.

Mektupta, devlet kontrolündeki İran propaganda yayınlarında ortaya çıkan bir dizi sızıntının, ABD hükümetinin mülküne karşı yabancı bir düşman tarafından büyük bir güvenlik ihlali oluşturduğu, bunun Biden yönetimi içinde bir casusun varlığına işaret edilebileceği ve yönetimin bu konuda soruşturma yapılmasını talep edebileceği belirtildi.

Soruşturma talebi, Semaphore web sitesinde Salı günü yayınlanan ve İran rejimiyle bağlantılı geniş bir propaganda ağını ayrıntılarıyla anlatan bir raporun ardından gelişti. İran Uzmanlar Girişimi olarak bilinen bu ağın, üst düzey bir Pentagon yetkilisi olan Ariane Tabatabai’nin yanı sıra İran Dışişleri Bakanlığı’na rapor veren ve Tahran’ın Amerikalı politika yapıcılarla görüşülmesine yardımcı olan diğer etkili dış akademisyenleri içerdiği iddia ediliyor. İran hükümeti tarafından işletilen ağın üyeleri olarak tanımlanan kişiler arasında, bu yılın başlarında gizli bilgileri yanlış kullandığı iddiasıyla güvenlik izni askıya alınan İran Özel Temsilcisi Robert Malley’in eski yardımcıları da yer alıyor.

Malley’in güvenlik izninin askıya alınmasının ardından Ağustos ayında, İran Dini Lideri’nin ofisine yakın Tehran Times gazetesi, Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen hassas ancak gizli olmayan bir iç mektup da dahil olmak üzere, hassas ABD hükümeti belgeleri içeren raporlar yayınladı.

Sadece bir ay sonra gazete, Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika koordinatörü Brett McGurk’un özel bir toplantıda, politika yapıcıların mektubunda ‘İran’a yönelik ulusal güvenlik seçenekleri’ olarak tanımladığı konuyu tartıştığı bir ses kaydını yayınladı.

İstihbarat ihlali

Siyasiler, her iki sızıntının da İran istihbarat operasyonunun işaretlerini taşıdığını ve İran istihbarat servisinin bir şekilde ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gizli e-postalarına erişim elde ettiğini belirtti.

xz
Güvenlik izni dondurulan ABD’nin İran özel elçisi Robert Malley’in dosyası, İran uzmanlar girişiminin ortaya çıkmasıyla yeniden gündeme geldi. (EPA)

Bu ağlara erişim genellikle yakından kontrol ediliyor. Bu da İran’ın ya sistemi hacklediği ya da bilginin bir insan kaynağından aktarıldığı anlamına geliyor. Siyasiler, “Bu, ABD hükümeti çalışanlarının kısıtlı ve hassas hükümet belgelerini sızdırdığı anlamına gelebilir. Her iki olasılık da son derece rahatsız edici” dedi.

Siyasi isimler ayrıca, Biden yönetimine, Robert Malley’in güvenlik izninin askıya alınmasına yol açan koşullara ilişkin Kongre’de tekrarlanan soruşturma taleplerini görmezden geldiği için öfkesini de dile getirirken, Kongre üyelerinin ABD hükümetinin brifinglerinden çok Tehran Times’tan bilgi aldığını söyledi.

Öte yandan 2019’dan 2021’e kadar ABD Dışişleri Bakanlığı’nda İran Çalışma Grubu için Özel Danışman olarak görev yapan Gabriel Noronha, son on yılda İranlıların Batı’yı hedef alan operasyonlar geliştirmek için çaba sarf ettiğini belirtti.

Noronha, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, 2013’ten 2017’ye kadar olan dönemde bu faaliyetlerin büyük ölçüde İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili söylemi şekillendirmeye, ayrıca 2018’de ABD yaptırımlarını çarpıtmaya ve ABD’ye yaptırımları hafifletmesi için baskı yapmaya odaklandığını dile getirdi.

Gabriel Noronha, İran Dışişleri Bakanlığı’nın, özellikle Dışişleri Bakanı Cevad Zarif başkanlığında, bu bilgi şekillendirme çalışmalarında başvurabileceği Batılı sesler ve uzmanlar geliştirdiğini açıkladı. Son keşifler, bu faaliyetlerin özellikle şu anda görevden alınmış İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile bağlantılı olanların, ABD’nin karar alma sistemine önceden bilinenden çok daha derin bir şekilde nüfuz ettiğini gösteriyor.

“Şaşırtıcı bir şekilde Biden yönetimi, üst düzey bir Pentagon yetkilisi de dahil olmak üzere olaya karışan hiçbir kişiyi henüz tutuklamadı” diyen Noronha, Kongre’deki Cumhuriyetçilerden bu politikayla yüzleşmek için güçlü bir baskıya tanık olmalarının beklendiğini söyledi.

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin üst düzey Cumhuriyetçilerinden Senatör Jim Risch ise X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, “Bunlar, İran’ın küresel güvenliğini ve nükleer programını güçlendirmeye yönelik bir plan aracılığıyla ABD’nin İran’a yönelik politikasını etkileme girişimlerine ilişkin rahatsız edici iddialardır” dedi.

Senatör, “Biden yönetimi yetkililerinin İran Uzmanlar Girişimi’ne olası katılımı ciddiye alınmalı ve daha fazla inceleme gerektirmelidir” dedi.

Senatör Bill Hagerty de X üzerinden açıklamada bulunarak, “Önce Robert Malley skandalı, bugün ise İran yanlısı Biden yetkililerinin ABD’deki nüfuz faaliyetlerinde İran rejimiyle koordineli hareket ettiğine dair şok edici yeni haberler var. Peki kaç tane İran yanlısı Biden yönetimi yetkilisi açığa çıktı?” diye sordu.

Hagerty, “Biden’ın İran politikası, rejim sempatizanlarının hakimiyetinde. Bazıları, savunma ve dışişleri bakanlıklarında üst düzey güvenlik yetkilerine sahiptir” dedi.

Müzakerelere kapı açık

Öte yandan ABD’li bir yetkili, Çarşamba günü Amerika’nın Sesi (Voice of America) sitesine verdiği demeçte İran’la doğrudan görüşmelerin varlığını yalanladı. Yetkili, “Beyaz Saray’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika koordinatörü Brett McGurk’un dahil olduğu herhangi bir doğrudan veya dolaylı görüşme planlanmadı” dedi.

Geçtiğimiz Salı günü İran Dışişleri Bakanlığı da İran’ın uranyum zenginleştirme programını yavaşlatması karşılığında yaptırımları hafifletmek amacıyla Tahran’daki yetkililerin ‘müzakerecilere Washington ile doğrudan görüşmelere girme izni verdiği’ yönündeki basında çıkan haberleri yalanladı. İran resmi haber ajansı IRNA’ya göre Bakanlık, “Bunlar her zaman siyasi atmosfer yaratmak için kullanılan asılsız medya oyunlarıdır” açıklamasında bulundu.

Washington, bu olasılığa kapıyı açık tutmuş gibi görünüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, ABD’nin İran’la doğrudan müzakerelere girmeye hazır olup olmadığına ilişkin olarak “İran’la diplomasiye açık olduğumuzu her zaman söyledik” dedi.

Miller, “Bu tür görüşmelerin nasıl gerçekleşeceğine girmek istemiyorum, ancak İran’ın nükleer silah elde etmesini önlemenin en iyi yolunun diplomasi olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Miller ayrıca, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliği de dahil olmak üzere, ABD’nin İran’ın herhangi bir müzakereden önce atmasını istediği bir takım adımlar olduğuna dikkati çekti.



Şahin Taburları’nın kamikaze İHA’ları Suriye'de denklemi değiştiriyor

Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı
Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı
TT

Şahin Taburları’nın kamikaze İHA’ları Suriye'de denklemi değiştiriyor

Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı
Şahin Taburları’nın geliştirdiği kamikaze İHA’nın havalanırken çekilmiş bir fotoğrafı

Firas Kerem

Heyet Tahrir Şam (HTŞ) gruplarından Şahin Taburları tarafından geliştirilen, kullanılan ve yönetilen kamikaze insansız hava araçları (İHA), Suriye rejimi güçlerine ve İran destekli milislere karşı yürütülen Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’nda önemli kazanımlar elde etti. Çünkü Şahin Taburları, silahlı grupların kara kuvvetleriyle iş birliği içinde savunma hatlarını önceden yarma ve Suriye rejimi güçlerinin Şam'ın kontrolü altındaki herhangi bir bölgedeki herhangi bir savunma hattında direnme ya da savunma pozisyonlarını koruma kabiliyetini zayıflatma kabiliyetine sahip.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı özel açıklamalara göre komutanlar, özellikle Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu'nda muhaliflerin savaş yönetim tarzındaki stratejik değişiminin yanı sıra rejim güçlerinin mevzilerine yönelik saldırılarda kamikaze İHA’ların kullanılması ve grupların önceki çatışmalarda öne çıkan topçular ve diğer konvansiyonel silahların terk edilmesiyle elde edilen kazanımları ayrıntılarıyla anlattı.

Halep cephelerindeki 14 askeri mevzi, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından kullanılan 6 askeri mevzi (hepsi savunma amaçlı) ve Halep'in batısındaki 46. Alay içindeki komuta mevzileri Şahin Taburları’nın İHA’ları tarafından imha edildi. Muhalif gruplardan resmi bir kaynağa göre İHA’lar Halep'teki rejim güçlerinin savunma hatlarının kırılmasına, rejim subaylarının ve mevzilerdeki unsurlarının moralinin bozulmasına ve zırhlılar da dahil olmak üzere hedefleri imha etme kabiliyeti ve büyük etkinliği nedeniyle korku ve kaos ortamı yaratılmasında güçlü bir şekilde katkıda bulundu.

Muhaliflerin yeni askeri stratejisinde Şahin Taburları’nın İHA’larının başka bir rol oynadığını söyleyen kaynak, “Bu İHA'lar, Suriye rejiminin cephelerdeki mevzilerinde bulunan operasyon odalarını hedef alıyor. Bu da rejim saflarında idari ve komuta dengesizliğine neden olurken muhalif grupların kara birliklerinin ilerlemesine ve bu bölgelerde kalan rejim güçleriyle yaşanan sınırlı ya da büyük çatışmaların ardından bölgelerin kontrolünü ele geçirmesine yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.

Halep cephelerindeki 14 askeri mevzi, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından kullanılan 6 askeri mevzi (hepsi savunma) ve Halep'in batısındaki 46. Alay içindeki komuta mevzileri Şahin Taburları’nın İHA’ları tarafından imha edildi. İHA’lar Halep'teki rejim güçlerinin savunma hatlarının kırılmasına güçlü bir şekilde katkıda bulundu.

Hassas saldırılar gerçekleştirme kabiliyeti yüksek olan bu İHA’ların üretiminden, geliştirilmesinden ve kullanılmasından sorumlu olan Şahin Taburları’nın da katıldığı Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’nda görevli bir komutan, “Bu İHA’lar tamamen yerel imkânlarla ve Suriye rejiminden kaçan ve bu alanda büyük uzmanlığa sahip subaylar tarafından üretilmiş ve geliştirilmiştir. Herhangi bir uluslararası kuruluşun katılımı söz konusu değildir” diye konuştu.

Açıklamalarını detaylandıran komutan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şahin Taburları tarafından kullanılan üç tip İHA bulunuyor. Bunların başında Ruslar ve İranlılar tarafından son birkaç yıldır Suriye'nin kuzeybatısında sivilleri hedef almak için kullanılan, infilak etmeyen ya da önemli bir hasara uğramayan ve silahlı gruplardaki Suriyeli uzmanlar tarafından onarılıp geliştirilen, bazıları elle fırlatılan İHA’lar geliyor. Bunun yanında hedefe doğru uçmalarını ve el bombası ya da roket güdümlü el bombası (RPG) gibi bir miktar patlayıcı ile donatıldıktan sonra isabetli bir vuruş yapmalarını sağlamak için kameralarla donatılmış pervaneli İHA’lar var. Aynı şekilde kısa bir süre önce Şahin Taburları, hedeflerine doğru uçmak için bir gözetleme kamerasıyla donatılmış jet motorları kullanan İHA’lar üretti. Bu İHA’lar, hedef aldığı yerlerdeki, özellikle de rejimin askeri operasyonlarının komuta merkezlerindeki yıkıcılığı nedeniyle askeri operasyon dengesinin gruplar lehine değişmesinde büyük rol oynadı.”

Şahin Taburları’nın geliştirdiği İHA’lar korku salıyor

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’ndaki komutanlardan Mahmud el-Abdullah, rejim güçleri yakalandıklarında bulundukları mevzilerde ve kendileriyle yapılan ilk sorgulamalarda, İHA'ların saflarında nasıl korku ve kaos ortamı yarattığını anlattıklarını söyledi.

Savunma ve geri mevzilerdeki güçler arasındaki karışıklık, operasyonda kullanılan İHA’ların hedeflerini isabetli bir şekilde vurma kabiliyetleri ve sahada neden oldukları yıkım, rejim güçleri subaylarının sık sık geri mevzilere ve hatlara doğru kaçmasına ve buralardan gruplarla çatışacak unsurlara emirler vermesine neden oluyor.

Muhalif gruplar tarafından 2019 sonlarında kurulan ve rejim güçleri ile İran destekli milislere karşı Suriye'nin kuzeybatısındaki tüm askeri operasyonların yönetim ve koordinasyonunu üstlenen Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası’na yakın kaynaklar şunları söyledi:

“Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası’na bağlı gruplardan biri olan Şahin Taburları, gruplar için İHA üretmek, geliştirmek ve fırlatmak üzere sadece Suriyelilerden oluşan bir kadroyla kuruldu. Grupların rejim güçlerine ve müttefiklerine karşı savaş yöntemini geliştirmeye, savaşlara yeni bir savaş stratejisi getirmeye ve rejimin gruplara karşı askeri kabiliyetlerine karşı kendi kabiliyetlerini artırma ihtiyacı buna itti.”

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'na katılan komutanlardan biri, rejim güçleri yakalandıklarında bulundukları mevzilerde ve kendileriyle yapılan ilk sorgulamalarda, İHA'ların saflarında nasıl korku ve kaos ortamı yarattığını anlattıklarını söyledi.

Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’ndan sorumlu Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası, İHA’ların kullanımının yanı sıra önemli askeri mevzileri ve rejim güçlerinin önde gelen isimleri hassas bir şekilde hedef aldığını gösteren bazı videolar yayınladı.

Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu devam ederken pazartesi günü Şahin Taburlarının bir İHA’sı rejim güçlerinin askeri güvenlik servisi başkanını ve birkaç arkadaşını Suriye'nin orta kesimlerindeki Hama’nın 15 kilometre kuzeyinde bulunan Suran ilçesini hedef aldı. Hedef alınan kişiler olay yerinde öldü.

Bu saldırı, Hama'nın kuzeyinde bulunan Zeynel Abidin Dağı'nın tepesinde bir araya gelen rejim güçleri subaylarının benzer şekilde hedef alınması ve Muhaliflerin Hama kentine girip taktiksel olarak Hama'nın kuzeyindeki geri hatlara çekilmesinden ve ardından Şahin uçaklarının Hama askeri havaalanını doğrudan hedef alıp bir helikopteri imha etmesinden bir gün sonra rejim ordusunun askeri şefi General Abdulkerim Mahmud İbrahim’in Hama şehir merkezine doğru geri çekildiği bir dönemde gerçekleşti. Fetih’ul-Mubin Operasyon Odası, Hama'nın kuzeyinde devam eden çatışmalar sırasında Şahin Taburları İHA’larıyla farklı bölgelerde hedef alınan rejim güçlerinden bazı subayların (Tuğgeneral Casim Diyab, Tuğgeneral Eymen Mulhem ve Albay Mahmud Kadir el-Mahmud) öldürüldüğünü duyurdu.

Veriler Şahin Taburları İHA’larının fırlatıldığı yerden 25 kilometreye kadar mesafe kat edebilme kabiliyetine sahip olduğunu gösteriyor. Hama'nın 40 kilometre batısındaki Masyaf bölgesinde, yani Hama kırsalında grupların ilerlediği son noktadan Hama'nın yaklaşık 20 kilometre kuzeyinde, Cumhuriyet Muhafızları da dahil olmak üzere farklı rütbelerden rejim güçlerine mensup subayların katıldığı bir toplantı yerini hedef alması da bunu doğruluyor.

zxcdvf
Şahin Taburları İHA’sının bir fotoğrafı

Öte yandan operasyonun ve gidişatının gizliliğini sağlamak için askeri sırların, özellikle de muharebe ve taktiksel sırların korunması çerçevesinde gruplardan hiçbir askeri unsur bu İHA’ların sayısından bahsetmedi.

Bu İHA’ların sahadaki ve şiddetli çatışmalardaki rolü Halep ve Hama sınırları ve surlarıyla sınırlı değildi. Halep'in yaklaşık 30 kilometre güneydoğusundaki es-Sefira ve Cebel İzzan bölgelerinde konuşlu rejim güçlerinin direncinin kırılmasında ve morallerinin bozulmasında da benzer ve önemli bir rolü oldu. Gruplar, stratejik öneme sahip es-Sefira ve Cebel İzzan bölgelerindeki Askeri Savunma Sanayi Merkezi’nde konuşlu rejim güçlerinin ve İran destekli milislerin son kalelerine doğru İHA’lı saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, grupların karadan yürüttüğü saldırılarla birlikte bu bölgelere yönelik yarı hava saldırısının başlangıcını oluşturdu.