ABD olası ‘bütçe felcine’ hazırlanıyor

Washington'daki ABD Kongre Binası. (AFP)
Washington'daki ABD Kongre Binası. (AFP)
TT

ABD olası ‘bütçe felcine’ hazırlanıyor

Washington'daki ABD Kongre Binası. (AFP)
Washington'daki ABD Kongre Binası. (AFP)

ABD yönetimi, Kongre bütçe konusunda nihai bir anlaşmaya varmadığı takdirde milyonlarca federal ve askeri çalışanı geçici olarak evlerine gönderecek veya ücretsiz çalıştıracak bir ‘kapanma’ konusunda işçilerini bilgilendirmeye başladı.

Kongre'de bütçeyle ilgili oylama genellikle Cumhuriyetçi ya da Demokrat partilerden birinin rakipten taviz almak için kullandığı bir çatışmaya dönüşüyor. Ancak bu manevralar genellikle başarısızlıkla sonuçlanıyor.

Bir anlaşmaya varılmaması durumunda federal hükümetin büyük bir kısmına yönelik finansman cumartesi gece yarısı (04:00 GMT Pazar) sona erecek ve bu durum tüm sektörlerin aksamasına yol açacak.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre borç temerrüdünden dört ay sonra, dünyanın en büyük ekonomisi bir kez daha krizin eşiğinde ve kapanmanın etkilerinin bu hafta sonunda görülmeye başlaması bekleniyor.

Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğa sahip olan Cumhuriyetçiler, parti içindeki büyük harcama kesintileri talep eden radikal yanlıları tarafından çabaların engellenmesinin ardından, pazar günü başlayacak bir sonraki mali yıl için bakanlık bütçelerini belirleyen olağan yasa tasarısını geçiremedi.

AFP’nin haberine göre, bazı federal çalışanlara ‘kapatma’ hazırlıkları konusunda bilgi verildi.

sx
Washington'daki ABD Kongre Binası. (Reuters)

Sağlık Bakanlığı dün çalışanlara gönderdiği bir e-postada, daha önce bildirimde bulunulan kişilerin geçici olarak teknik işsizliğe tabi tutulacağı konusunda uyarıda bulundu. Bu da onların çalışmalarına veya Bakanlık kaynaklarını kullanmalarına izin verilmeyeceği anlamına geliyor.

ABD’deki en uzun bütçe felci dönemi Aralık 2018 ile Ocak 2019 arasında 35 gün sürdü.

Ancak gerekli görülen hizmetler devam edecek. Kapanmayı önlemenin tek çözümü Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında son dakika anlaşmasına varmak.

Çalışanlara ulaşan e-postanın ayrıntılarına göre Sağlık Bakanlığı, ‘bu dönem boyunca hemen hemen tüm departmanlardaki çalışan sayısında azalmaya’ tanık olacak. Bakanlık, “Temel programlarımızın ve faaliyetlerimizin çoğu devam edecek ancak daha az sayıda çalışanla” açıklamasında bulundu.

-ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh kapanmanın kötü bir durum olduğunu bu yüzden Kongre’nin işini yapmasını ve hükümeti finanse etmesini talep etmeye devam ettiklerini bildirdi.

hry
ABD hükümetinin kapanmasına kalan süreyi gösteren geri sayımı göstergesi. (AP)

Kapanma, ulusal parklar, müzeler ve federal finansmanla çalışan diğer alanlardaki işçilere tahsis edilen mali kaynakları tehlikeye atacak. Bu durumun, 2024 seçimlerinde ikinci dönemi kazanmaya çalışan ABD Başkanı Joe Biden için de tehlikeli siyasi yansımaya yol açabilir.

ABD Ulaştırma Bakanı önceki gün, ulaşım sektöründe kapanmanın ‘yıkıcı ve tehlikeli’ sonuçları olabileceğini bildirdi.

Diğer yandan Uluslararası Para Fonu (IMF) Sözcüsü Julie Cusack dün basın toplantısında bu durumun ‘ABD ekonomisi için önlenebilir bir risk’ olduğuna inandığını söyledi.

IMF Sözcüsü, “Tarafları ABD hükümetini finanse etmenin yolları konusunda fikir birliğine varmaya teşvik edin” ifadesini kullandı.



İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

İran, Husiler ve İsrail: Washington karşısındaki üçlü ittifak

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Hüda Rauf

İran ile ABD arasındaki müzakereler, her iki müzakereci ve arabulucu tarafın iyimser ve olumlu açıklamalarıyla ilerleyen üç turdan sonra durdu. Dördüncü turun ertelenmesi, ABD-İran arasında geçici veya kalıcı bir anlaşmaya varılma şansı konusunda soru işaretlerine yol açtı.

Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana tüm göstergeler, hem İran hem de Amerikan tarafının bir anlaşma imzalamaya hazır ve niyetli olduğuna işaret etse de, şimdilik görüşmelerin üçüncü turda durmasının -ama bu geçici ve yakında dördüncü turla devam edecek gibi görünüyor- her bir tarafın istediği şeyin teknik ayrıntılarından ibaret olmayan başka nedenleri de vardı. Nitekim Washington'daki bazı taraflar İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasından bahsederken, diğerleri ise sıfır zenginleştirmeden bahsediyor ve İran her ikisini de reddediyor.

Trump yönetiminin İran ile müzakerelerdeki temsilcisi Steve Witkoff, Tahran'ın uranyumu yüzde 3.67 oranında zenginleştirme hakkı olduğunu söylese de, ertesi gün İran'ın uranyum zenginleştirmemesi gerektiğini açıkladı. Ardından Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın uranyum zenginleştiren tek nükleer olmayan ülke olmak istediğini söyledi.

Öte yandan İran'ın yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme imkânına sahip olması durumunda bu oranın barışçıl amaçlarla uyumlu olmadığı belirtiliyor. Zira birkaç hafta içinde yüzde 20, sonra yüzde 60 ve en sonunda da yüzde 90 zenginleştirme oranına ulaşabilir ki bu da silah üretmek için gereken oran.

Her iki taraftan gelen belirsiz açıklamalara rağmen İran ve Washington'un çok yakında bir anlaşmaya varma noktasında olduğu kesin. Ancak görüşmelerdeki duraklamanın bölgesel bir başka gelişmeyle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. İran'da Recai Limanı’nda ağır kayıplara yol açan ve etkileri halen devam eden bir patlama meydana gelirken, Husilerin İsrail hedeflerine yönelik saldırısı gerçekleşti. Husilere ait bir insansız hava aracı İsrail'deki enerji merkezini çevreleyen köprünün yakınına düşerek geniş çaplı bir hasara yol açtı. İsrail güvenlik birimlerinin yaptığı değerlendirmelerde, Husilerin Ben Gurion Havalimanı'na yeni tip bir füze fırlattığı belirtiliyor. Saldırı üzerine İsrail, İran’ı hedef alma ve eleştirme bahanesi bulma fırsatını kaçırmayarak, Tahran’ı Husi saldırısının arkasında olmakla suçladı.

İran'ın yıllardır Husilere askeri, mali ve lojistik destek sağladığı biliniyor. Ancak İsrail, bu olayı İran'ı eleştirmek ve Washington ile yürüttüğü müzakereler kapsamında ona baskı yapmak için kullandı. Öte yandan İran da Husi saldırılarını, Washington'u Kızıldeniz'deki saldırıları durdurmaları için Husileri etkileme gücüne sahip olduğuna ikna etmek amacıyla kullanıyor ve bu, İran'ın bilinen meseleleri birbirine bağlama politikasıyla örtüşüyor.

Daha sonra üçüncü tur görüşmelerin ardından müzakereler durdu, ama dördüncü tur görüşmeler yakın. Trump da Husiler ile Kızıldeniz'de ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulması ve ABD’nin Yemen'deki Husilere yönelik saldırılarının durması konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.

Bilhassa saldırılardan zarar gören Mısır ve Suudi Arabistan gibi Kızıldeniz'e kıyısı olan bölge ülkeleri olduğu için, iki taraf arasındaki saldırıların durması, bölgede sükunetin sağlanması ve gerginliğin azalması için olumlu bir gösterge. Suudi Arabistan, Yemen'de gerginliğin azaltılması ve Yemen krizinin barışçıl bir şekilde çözülmesi amacıyla bu anlaşmaya mutlaka destek verecektir. Ancak anlaşma diğer yandan, Trump'ın övünebileceği herhangi bir başarı elde etmek isteyen Washington'a baskı yaparak, İran ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda birbirlerini nasıl kullandıklarını da ortaya koydu.

Kaldı ki Washington ile Husiler arasındaki anlaşmaya ilişkin soru işaretleri de gündemde; anlaşma Trump'ın bölge ziyareti bitene kadar geçici mi olacak, yoksa devam mı edecek? Yemenli isyancılar sadece İsrail gemilerine saldırmaya devam ederse ne olacak? Bu durum İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının durmasına yol açacak mı? Tüm bunlar önümüzdeki ziyaretten sonra cevapları daha da netleşebilecek sorular.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran, İsrail ve Husiler, mevcut süreçte çıkarlarını korumak için Amerikan rolünü kullanmayı, ondan faydalanmayı başardılar. Ancak gelişmeler henüz şekillenme aşamasında ve bunların kısa sürede çökecek geçici düzenlemelerle mi yoksa daha uzun süre devam edecek düzenlemelerle mi sonuçlanacağı belirsiz.