Ukrayna'nın işgalini eleştiren Rus blog yazarına 8 yıl hapis cezası

Rusya Yüksek Mahkemesi'nde bir yargıç kararını okuyor (Reuters)
Rusya Yüksek Mahkemesi'nde bir yargıç kararını okuyor (Reuters)
TT

Ukrayna'nın işgalini eleştiren Rus blog yazarına 8 yıl hapis cezası

Rusya Yüksek Mahkemesi'nde bir yargıç kararını okuyor (Reuters)
Rusya Yüksek Mahkemesi'nde bir yargıç kararını okuyor (Reuters)

AFP'nin haberine göre, Cuma günü bir Rus mahkemesi, Ukrayna'ya yönelik saldırıyı eleştiren paylaşımı nedeniyle bir blog yazarını sekiz buçuk yıl hapis cezasına çarptırdı.

"Net Freedoms Project" adlı sivil toplum kuruluşunun bildirdiğine göre Alexander Nozdrenov, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının başlangıcında onaylanan ceza kanununun bir hükmü uyarınca Rus ordusuyla ilgili yanlış bilgi yaymak suçundan mahkum edildi.

Memorial adlı sivil toplum kuruluşuna göre, Kuban bölgesinde (güney Rusya) yaşayan blog yazarı, Mart 2022'de Telegram uygulaması aracılığıyla Kiev'deki hasarlı bir konut binasının fotoğrafını şu alaycı ifadelerle paylaştı:

“Kurtarıcıların gelişinden sonra Ukrayna şehirleri.”

Paylaşımdan kısa bir süre sonra tutuklanan ve o zamandan beri tutuklu bulunan Alexander Nozdrenov, paylaşımı kendisinin yapmadığını iddia etti.

Blog yazarı ayrıca, trafik polisinin ihlal ve suiistimallerini sık sık eleştirdiği bir YouTube kanalının da sahibi.

Rus yetkililer tarafından da hedef alınan Memorial örgütü, Alexander Nozdrenov'u siyasi tutuklu olarak gördüğünü belirtti.

Sivil toplum örgütü OVD Info'ya göre Ukrayna'daki saldırıların başlamasından bu yana Rusya'da yaklaşık 20 bin kişi tutuklandı. Bu kişiler savaşa karşı çıktıkları için bazen ağır cezalara da çarptırıldılar.

Önümüzdeki hafta Rus mahkemelerinde siyasi boyutlu 85 davanın görülmesi planlanıyor.

Başta 19 yıl hapse mahkum edilen Aleksey Navalniy olmak üzere neredeyse tüm önemli muhalifler hapse atıldı ya da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.



Münih Katliamı sonrası Mossad'a suikast verisi sağlayan gizli ağ deşifre edildi

Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
TT

Münih Katliamı sonrası Mossad'a suikast verisi sağlayan gizli ağ deşifre edildi

Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)
Filistinli militanların baskını ve sonrasındaki suikastlar, Steven Spielberg'ün 2005 yapımı Münih filmine de konu olmuştu (AP)

1972'deki Münih Katliamı'nda, Batılı ülkelerin gizli bir istihbarat ağı kurarak İsrail'le bilgi paylaştığı ortaya çıktı.

Galler'deki Aberystwyth Üniversitesi'nden tarihçi Aviva Guttmann'ın keşfettiği şifreli telgraf mesajlaşmaları, Münih Katliamı diye de bilinen olayla ilgili yeni bilgileri gün yüzüne çıkardı.

5 Eylül 1972'de Filistinli Kara Eylül örgütü, Münih Yaz Olimpiyatları'na katılan İsrailli sporcu ve antrenörleri 16 saat boyunca rehin almıştı. Militanlar milli takım kafilesinden 11 kişiyi, bir de Alman polisi öldürmüştü.

Mossad, eylemi düzenlediğini savunduğu Filistinli militanları öldürmek için yıllarca gizli operasyonlar düzenlemişti. İsrail'in olayla ilişkili olduğunu öne sürdüğü en az 4 Filistinli, Paris, Roma, Atina ve Lefkoşa'da öldürülmüştü. 10 yıl içinde 6 Filistinli daha başka yerlerde suikasta uğradı. 

Guardian'ın aktardığına göre 1971'de Birleşik Krallık, ABD, Fransa, İsviçre, İtalya ve Batı Almanya'nın da aralarında bulunduğu 18 ülkenin istihbarat servisi, Mossad'la bilgi paylaşmak için Kilowatt kod adlı bir sistem kurdu. 

Münih'te yaşanan olayların ardından Batılı istihbarat servislerinin, Kilowatt üzerinden İsrailli ajanlarla birçok bilgi paylaştığı belirtiliyor. Bunlar arasında şüpheli kişilerin kullandığı rotalar, kaldığı yerler, kullandığı araçlar ve militanların taktiklerine dair bilgiler yer alıyor. Haberde, Avrupa başkentlerinde düzenlenen Mossad operasyonlarının bu istihbarat ağı sayesinde gerçekleştirildiğine dikkat çekiliyor. 

Ayrıca bilgilerin çoğunun parlamentonun ya da siyasetçilerin haberi olmadan paylaşıldığına işaret ediliyor. 

İsviçre'deki arşivlerde şifreli yazışmaları bulan akademisyen Guttmann, şunları söylüyor: 

İsrail'in suikast operasyonlarının, Avrupalı istihbarat servislerinden gönderilen taktiksel bilgiler olmadan hayata geçirilebileceğini sanmıyorum. Bunun kritik bir rolü var. Mossad için de bu zımni desteğe sahip olduklarını bilmek çok önemliydi.

Akademisyen, Batılı ülkelerle İsrail arasındaki istihbarat paylaşımının, Gazze savaşıyla ilgili önemli soruları gündeme getirdiğini de söylüyor:

Çeşitli devletlere ait servisler arasında istihbarat paylaşımı sözkonusu olduğunda denetim çok zordur. Bugün bile hakkında hiçbir şey bilmediğimiz pek çok bilgi paylaşılıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel